10 Kasım 2024 Pazar

Olmadı Atam, İlkelerinde Sınıfta Kaldık, Başaramadık…


Senin mirasını koruyamadık, ilkelerine sahip çıkamadık Atam. İlkelerin yara aldı. Anlatacak çok şey var, boğazım düğümleniyor...

1-Cumhuriyetçilik İlkesinde Sınıfta Kaldık,

Sen, “Cumhuriyetçilik” ilkesi ile “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dedin.

“Anayasada belirtilen sürelerde halkın seçtiği yönetim başa gelir ve görevi bitince başkaları gelir” dedin. 

Bugün ise halkın seçtikleri yerine atanmışlar geliyor Atam…

“Hükümet ile millet arasında herhangi bir kopukluk olmaz “ dedin, sence bugün öyle miyiz Atam?



Anayasa’nın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini”  oluşturdun; bak bugün ilk dört madde de revize edilmelidir sesleri yükseliyor.

Birinci ilkenden sınıfta kaldık Atam…

2-Milliyetçilik İlkesinde Sınıfta Kaldık,

Sen, Yurtta barış, dünyada barış dedin; bugün birçok ülkenin iç işlerine karışır hale geldik. Sen, cemaatlere karşı çıkmış, millet kavramını ön plana çıkarmıştın. Ümmetçiliği, Panturanizm'i, Panislamizm'i, ırkçılığı reddetmiştin.

Kendilerine milliyetçiyim diyenler, acaba seni anlamışlar mı Atam?

Bu ilkeden de sınıfta kaldık maalesef. Milliyetçiliği ırkçılıkla karıştıranlar var, senin adını kullanıp olmadık işler yapıyorlar…

3-Halkçılık İlkesinde Sınıfta Kaldık,

Sen, bize halkçılık ilkesi olarak “Bireyler arasında hiçbir hak ayrılığı görmemek, topluluk içinde belli bir zümre, cemaat, aile ve ekonomik güç için ayrıcalık tanımamak, kanun önünde herkesin eşit olması ilkesini miras bırakmıştın. Bugün mülakat sınavlarında torpil konuşuluyor. Cemaatler öyle güçlenebiliyor ki, darbe yapmaya bile kalkışabiliyor! Eğitim, sağlık, hatta askerlik hizmetinde bile parası olana ayrıcalıklar tanınıyor.

Sen, Türkiye Cumhuriyeti halkını ayrı ayrı sınıflardan oluşmuş değil, fakat kişisel ve sosyal hayat için iş bölümü itibariyle çeşitli mesleklere ayrılmış bir toplum olarak görmek, esas prensiplerimizdendir.” 

demiştin. Oysa şimdi adını sayamayacağım kadar çok bölünmüşlük var ülkemizde.

Halk olarak bir arada kalamadık Atam; en çok da bu ilkeden sınıfta kaldık belki de! Bizi kendi içimizde kavga ettirdiler şu veya bu sebeplerle…

“Halk, halk tarafından halk için idare edilir. Devlet vatandaşın refah ve mutluluğunu amaçlar, devlet hizmetlerinden herkes eşit yararlanılır” ilkesini benimsetmeye çalıştın ama, yönetenler ve yönetilenler arasında uçurumlar oluştu Atam… Halkçı olamadı yöneticiler, hem de hiçbir zaman…

4-Laiklik İlkesinde Sınıfta Kaldık,

Laiklik ilken çok yaralandı Atam. Sen, “Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti demektir” dedin, bugün bu ilkeden ne kadar uzaktayız…

Hatta "Laiklik İlkesi" konuşulmuyor bile uzun zamandır. Devletin en büyük bütçeli kurumu Diyanet İşleri… Çok kötü çuvalladık Atam; laik kalamadık, dini devlet işlerinden uzakta tutup herkesin kendi vicdanında yaşayacağı özel bir alan olarak koruyamadık. Din, bireylerin özel yaşamında kalamadı… Bunu da başaramadık…  Senden sonra gelen yöneticilerin çoğu, dini değerleri kullanarak halkı sömürdü. 

5-Devletçilik İlkesinde Sınıfta Kaldık,

İlkeleri hatırladıkça, en çok hangisinden sınıfta kaldığımıza karar veremiyorum Atam. Sen, “Özel girişimin gücü dışındaki ekonomik örgütlenme ve kalkınmayı devlet yapar.” demiştin. Bugün yolları, köprüleri, neredeyse her şeyi özel sektör yapıyor; hem de yıllarca süren yüksek kârlar kazanarak… Senin kurduğun fabrikalar kapatıldı, limanların satıldı. Ülkemin zümrüt yeşili ormanlarını kesip yok ederek maden işletmeleri kuran özel sektör var artık… Ne halka hizmet eden Sümerbank kaldı, ne de madenleri halk çıkarına işleten Etibank…

6-Devrimcilik İlkesinde Sınıfta Kaldık,

Sen, Saltanatı Kaldırmak, Cumhuriyeti İlan Etmek, Halifeliği Kaldırmak, Medenî Kanunu Kabul Etmek, Tarikatları Kaldırmak, Tekke ve Zaviyeleri Kapatmak, Laikliği Kabul Etmek, Kadın Haklarını Tanımak, Şapka ve Kıyafet Kanunu Çıkarmak, Takvim Saat ve Ölçülerde Değişiklik Yapmak, Soyadı Yasasını Çıkarmak, Harf Devrimi, Dil Devrimi, Eğitim ve Öğretim Devrimi gibi birbirinden değerli devrimlere imza attın Atam. Bize medenî bir ülke bıraktın, peki biz ne yaptık?

Senden sonra senin devrimlerin yolunda biz ilave ne yapabildik?

Sen eski, kötü, gerici çirkin yerine yeni, güzel ve ilerici adımlar attın.  Sen bizi çağdaş uygarlık seviyesinden de üste çıkarmayı hedefledin. Şimdi o ülkelerin çoğu bize güvenmediği için turist olarak bile vize vermiyor Atam!

Bütün bu sınıfta kalmalarımıza rağmen; ölümünün 86. yılında seni özgürce anabilmeyi başarıyorsak; bu da senin attığın sağlam temeller sayesindedir!

Bir gün,

“Atam başarıyoruz; yara alan ilkelerin tekrar canlanıyor!” deme umuduyla

Saygı ve sevgilerimle Atam, ruhun şâd olsun...


16 yorum:

  1. Merhabalar.
    Evet asıl işin bu tarafı önemli olan. Atamızı hep saygıyla, sevgiyle, minnetle, şükranla, rahmetle anıyoruz ama, ilkelerini korumada sınıfta kalmışız. Hangi yüzle Atamızı özlemle anıyoruz.

    Sanayi devrimine gavur icadı diye ayak uyduramadığımız için koskoca imparatorluğu batırmışız. Şimdi yine Atatürk'e ve Cumhuriyete düşman zihniyetler tarafından benzer oyunlar oynanıyor. Ama, el birliği ile buna müsaade etmeyeceğiz, Atatürk İlke ve İnkılaplarına sahip çıkacağız. Aksi halde, tarih tekerrür edecek ve sonuç değişmeyecek...
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar
      Yorumunuz için teşekkür ederim. bugün hep bunu düşündüm, Atamıza elbette 10 Kasımlarda saygı göstermekte kusur etmeyelim ama ya diğer günler? Çağının çok çok ötesinde düşünen ve devrimlere imza atan böyle bir "dahi" liderimiz olduğu için çok şanslıyız. O'nun değerini bilemeyenlere aldırmadan izinden gitmeli, ilke ve inkılaplarına sahip çıkmalıyız...
      Selam, sevgi ve saygılarımla 🌺

      Sil
  2. ah bir on yıl daha yaşasaydı yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya, çok erken gitmiş gerçekten de... 57 yaş nedir? Bugünkü politikacılar gibi 85 yaşına kadar yaşasaydı bugün değil Almanya İsveç, Norveç, Amerika hepsi bizi gerçekten kıskanıyordu :(

      Sil
  3. Elinize, yüreğinize sağlık. Maalesef Atatürk'ün ilkelerine sahip çıkamadık. Bizler tek, tek vatandaşlar olarak sahip çıkmak istesek de, bizi yönetenler sahip çıkmayınca elimiz kolumuz bağlı kaldık. Adamcağız medreseleri, tekke, mekke gibi Kemal Sunal filmlerinde gördüğümüz köylülerin cehaletinden faydalanıp onları sömüren, istismar eden üfürükçü, müfürükçü, yok cinci hoca, yok şeyh, yok şıh, yok nefesi kuvvetli bilmem nelerden bizi kurtardı ama 2024 yılında millet Mars'a giderken, bizim halkımız şeyh, şıh, hoca peşinden gidiyor! Atatürk'e atılan abuk sabuk iftiralara inanıyorlar. Keşke 70'lerine kadar yaşasaydı, hep diyorum bugün bir Finlandiya'ydık.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin de elinize yüreğinize sağlık. Ne güzel söylemişsiniz... 20-30 sene daha yaşasaydı iyice köklenirdi ektiği tohumlar... Cesaret edemezdi kimse yıllar sonra bu gericiliklere... Kendi Rönesans'ımızı inşa ederdik... Ah ah olmadı! O bizim için muhteşem bir şansmış. Yıllar geçtikçe değerini çok daha iyi anlıyorum. Bu günlerin geleceğini de görmüş yüz sene öncesinde, umarım dilediği gibi O'nun yoluna hızla döneriz...
      Sevgilerimle 🌺

      Sil
  4. Cumhuriyet'imizin Kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü Saygıyla, Sevgiyle, Minnetle ve Rahmetle Anıyoruz.

    YanıtlaSil
  5. Panik yok! Ne diyordu şarkı, Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz! Gün gelir birileri de gider, hiç endişen olmasın. Cumhuriyet Bayramı'ndan şok oldum ben, bir restoranda oturmuş bir şeyler atıştırıyordum, uzaktan gelmekte olan seslere kulak kesildim, sonra önümden geçtiler. Tören geçişinde ve sonrasında yaşlısı genci, liselisi ilkokullusu inlettiler ortalığı Mustafa Kemal'in askerleriyiz diye... Stadyumlar yıkılıyor aynı sloganlarla... Muhteşem bir dip dalga geliyor ve birileri de iktidarda kalabilmek için son çırpınışları ile nereye tutunacaklarını, kimle ittifak yapacaklarını bilemiyor. Bu milletin içindeki Atatürk sevgisini silmek o kadar kolay değil!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüz yıl önce kadınlara verilen haklara bakıyorum bir de bugüne; Cumhuriyetin ilk yıllarındaki kılık kıyafete bakıyorum bir de bugüne... Pasaportumuzun değersizliği, paramızın pul olması, hapisteki gazeteciler, yok olan milli kazanımlar, kesilen ağaçlar, bozulan dereler, araplara satılan boğazdaki en güzel yerler... Televizyonlarda Kemal Sunal'ın "eşşoğleşşek" demesine sansür getirilirken her kanalda vasatı yücelten mafya dizileri... Hangi birini saysam...
      Ama elbette enseyi karartmamak lazım. Bütün bunların ötesinde bataklıktaki insanları "halk" yapan Atatürk sevgisi her geçen gün çığ gibi büyüyor, en çok umut veren şey de o...
      Hakkımızda hayırlısı olsun, bitsin bu kâbuslu günler biran önce 🙏✨🌱

      Sil
  6. Verseler ya şöyle bir hak elimize; dünyayı değiştirecek şekilde. Yapacağım ilk şey Atamı geri getirmek olurdu.. Bu kadar kısa zaman diliminde, nasıl böyle tepe taklak olduk aklım hayalim asla almıyor. Bireysel olarak elimden gelen tek şey öğretilerine bağlı kalıp, elimden geldiğince gelişmek ve çevreme bunu aşılamaya çalışmak. Ah ah söyleyecek çok şey var da işte.... Fikrinize, yazınıza sağlık.. Sevgilerle ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah keşke öyle bir yeteneğimiz olsaydı... Yazıp yazıp siliyorum, o kadar dolmuşuz ki... Umarım yüzümüzü aydınlığa, gelişime, refaha, mutluluğa döneceğimiz günler yakındır...
      Sevgiyle 🌺🥰

      Sil
  7. Atamızın yerini asla dolduramayacağımız bir gerçek, bize düşen onun ilkelerini yaşatmak, onu unutturmamak, her geçen dün kıymetini daha çok anlıyoruz. Yazın o kadar güzel olmuş ki! Emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ne kadar O'nun ilkelerinden başka yollara sapılsa da, her geçen gün O'na olan sevginin artması umut veriyor. Umarım hızla tekrar O'nun yolunda yürüyebilecek hale gelebiliriz. Teşekkür ederim, sevgiler 🥰🌺

      Sil
  8. Okumasaydım görmeseydim tuz dolu yaram biraz daha acımasaydı.... O kadar haklısın ki

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugünlerin hızla güzele, doğruya ve iyiye evrilmesini diliyorum😌

      Sil