30 Ekim 2023 Pazartesi

Cumhuriyet Bayramı Bitti, Şimdi Gerçeklerden Bir Çorba!

Cumhuriyet Bayramı 100. Yıl kutlamalarında devletin televizyonundan daha “delikanlıca” yayın yapan FOX TV’de donanımıyla ve birikimiyle, kendine özgü tarzıyla beğendiğim haberci Selçuk Tepeli, aklımda kaldığı şekliyle şöyle bir şey söyledi:

“Devlet ve resmî kurumlar Cumhuriyet Bayramı’nı yeterince önemsemediği için aslında kendilerine teşekkür etmek lazım.”

 Ne güzel özetledi. Bu sayede halk sahip çıktı bayramına! Bu resmî kurumlara “mış gibi yapan” muhalefet mensupları da dahil elbette. Kimse kusura bakmasın, CHP, güya Atatürk’ün kurduğu parti, bütün yıl coşkuyla bayram etkinlikleri düzenlemesi gerekirken; bırakın yıllık organizasyonu; kurumsal kimliğiyle bir günlük de olsa hiçbir yerde yoktu! CHP’li olup da bireysel çaba gösteren bazı belediye başkanlarını ayrı tutuyorum.

Kadıköy Belediyesinin bandosu mahalle mahalle geziyordu ya. Onu da lütfedip son üç güne sığdırmışlar. Baktım programlarına, mahalleler arasında bir saat fark ile gösteri yapacaklar. İstanbul trafiğinde eğer helikopter kullanmayacaklarsa dedim, her mahalleye 15 dakika ayırmışlardır dedim. Nitekim; 5 dakikalık yanılma payım oldu. Bizim mahallede lütfedip 20 dakika gösteri yaptılar. O da sosyal medyanın hissetmek için değil, orada fotoğraf vermek için bulunma mantığına çok uygundu. Nitekim çakada çukada fotoğrafları çekti Kadıköy Belediyesi, sonra onları kolaj yapıp attı mı kısa video Instagram’a; al sana “Aman da ne güzel, Kadıköy’de coşkulu bayram kutlaması!

“Daha karpuz keseceğdik, yeni başladık coşmaya” demeye kalmadan kutlama bitti gitti! Görevi tamamladılar. Madem coşkulu bir şey yapıyorsunuz, onu da layıkıyla yapın değil mi! Koskoca belediyede bir akıllı kişi de “Sokağı 15 dakikalığına trafiğe kapatalım, arabaları bir alt sokağa yönlendiriverelim” dememiş.  Arkadaş, un çuvalı boşaltan kamyon için bile trafik farklı sokağa yönlendiriliyor, Cumhuriyet Bayramı kutluyorsunuz!

Neyse efenim, ben bandoyu beklerken, orada belediye hakkında konuşmalar oluyordu. Bir kişi “Kadıköy Belediyesi hiç bu kadar kötü yönetilmemişti!” demeye kalmadı, hemen bir kadın öne atıldı:

“Ne yapsın belediye, insanlar pis!”

İyi de “kötü yönetiliyor” diyen kişi “sokaklar pis, belediye temizlemiyor” dememişti ki. Militan hanım abla, belediyenin temizlik görevini bile layıkıyla yapmadığının farkında olacak ki, savunmaya geçti. Ve ne dedi biliyor musunuz?

“Zaten Şerdil Dara başkanın adı farklı olduğu için insanlar önyargılı davranıyor, sırf o nedenle…” Devamını midem kaldırmadı, uzaklaştım oradan…

“Yahu militan hanım abla, bunu da nereden çıkarıyorsun? Neden insanların aklına ayrımcı nifaklar sokuyorsun! Kim başkanın ismine laf söyler ki? Ne kadar hin şeylere çalışıyor aklın! Al bak, Cumhuriyetin 100. Yılında mahalle arasında bir bando ile halkı coşturma işinde bile organize olamıyorlar, muhalif halk sıkıştı artık. Chp'den beklenti yüksek…” demek isterdim ama demedim. Ülkemizin kutuplaşmasına niye katkı sunayım ki!

Birçok şeyde geri kalmış olabiliriz ama, kutuplaşmada harbiden limitleri aştık toplum olarak. Herkes kafasının bir yerine kırmızı çizgi çekiyor, oraya biri bir şey demeye görsün, hoop saldırıya geçmeyi kendinde hak görüyor! Yahu insanlar neredeyse birbirini boğazlayacak böyle salak saçma konular yüzünden! Başkanın ismini öne atıp, bu anlamda mağduriyet yaratıp, vatandaşın belediyeyi eleştirme hakkını “saldırgan Küçük Emrah” edasıyla nasıl elinden alırsın be hanım abla! Bu nasıl bir partizanlıktır böyle? Futbol takımı mı tutuyorsun? Alt tarafı belediye ayol, alt tarafı siyasi parti! Bir sakin, azıcık geri çekil, nefes al ve bak bakalım, o çok savunduğun başkan, senin vergilerinle koltuk işgal ederken senin ilçene nasıl bir fayda sağlamış! İyi yaptığı şeyleri tebrik et, hep birlikte tebrik edelim. Ama kötü bir şey yapıyorsa da üslubunca eleştir, ya da eleştirenlere kulak ver. Kutsal mı bu başkan denilen şahıs, neden eleştirilemiyor? Hani nerede demokrasinin gereği olan ifade özgürlüğü? Bir laf söyledi diye neden insanlar birbirini mahkemeye verme yarışında?

Herkes bir mağduriyet yaratma ve bu mağduriyet üzerinden yaptığı hataları örtbas etme derdinde!

13 sene genel başkanlığını yaptığı partinin girdiği her seçimde yenilgi yaşatan sayın KK, kurultayda kendine karşı olanlara:

“Kazansaydım yanımda olacaklardı, şimdi karşımdalar. Çok acımasızca eleştiriliyorum” diyor. Şaka gibi! Evet, kaybediyorsun yıllardır, sana verilen kredi çoktan bitti ve artık değişmelisin, ne var bunda mağduriyet yaratacak! Kurultayda kendini tekrar başkan seçtirdiğinde, bunalıma soktuğun muhalif halkın yüzüne nasıl bakacaksın? Ya da doğru soru şu olmalı: “Gerçekten halk umurunda mı?” Belki de gerçekten şöyle bir iyi niyetin vardır: “Benden başkası asla beceremez bu işleri, gemiyi limana BEN götürmeliyim”. O sırada eko yankılanır dağlarda “Ben, ben, ben...”

Hay bin kunduz! Evet, sen, sen, sen!

Peki peki anladık, sen neymişsin be abi, aaa, aaa,aaa!




En çok ne ağrıma gidiyor biliyor musunuz?

“Biz dizayn edelim, siz de verilenle idare edin” haline geldi ya Cumhuriyet!

“Biz” diyorlar mesela; “En iyi muhalefet partisiyiz” Eleştiremiyorsun bile! Oradan bir hanım abla çıkıp bıdı bıdı partizanlık yapıp seni susturmaya kalkıyor.

Konuşacak çok şey var da...

İnsan kaybedince anlıyormuş bazı şeylerin değerini. O şeyler durmalı yerli yerinde işte, muhafaza etmeliyiz, korumalıyız.

Misal... Bir zamanlar gereksiz görülen, “Sovyet ülkelerinde gibi" diye eleştirilen stadyum bayramları yerinde kalsaymış da ihtiyacı olana bir doz milli gurur yaşatsaymış keşke! Dileyen stadyuma gidip izleseymiş, dileyen de hiç oralı olmasaymış! Öyle kalsaymış eğer, insanlar bugünkü gibi sıkışmış hissettiği için, muhalif belediyenin değiştirmeye bile tenezzül etmediği eskimiş “play list” şarkıları eşliğinde yürümek zorunda kalmazmış! Bugün biri diyordu Twitter’da (X yaptılar onu da yahu)

“En az on tane yeni yüzüncü yıl marşı bestelendi; belediye bir tanesini bile çalmadı! Seçim şarkıları dinlemekten bıktık!”

Niye çalsın ki yeni bir şeyler, ne verirsen yiyor halk nasılsa!

Ben de ne diyorum biliyor musunuz?

Cumhuriyet Bayramları kutuplaşmış ülkemizde böyle gövde gösterisine dönüşmeseydi keşke!

 Televizyonda Atatürk’ün sevdiği şarkıları söyleseydi yine Safiye Ayla! “Atatürk, Safiye Ayla’yı perdenin gerisinden dinlermiş!” şeklindeki retro magazin dedikoduları bile şimdi kulağa ne hoş geliyor!

İşte ruh lazım. Yani bilmiyorum ne lazım!

Neydi o mâni, çocukken söylerdik:

“Kazım’a ne lazım, lazımlık lazım!”

Kalın sağlıcakla…

 

 


18 yorum:

  1. CHP içindeki bağnazlık çok arttı maalesef. Yanlış olanı eleştirme o da kendisini değiştirmesin ve geliştirmesin, kaybedelim, küçük olsun bizim olsun zihniyeti her yanı sardı. İlerici olduğunu iddia eden parti gelişime kapalı. Şaka gibiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söylesen olmuyor, sussan gönül razı gelmiyor hesabı...
      Kurultayda oturduğu koltuktan kalkmayarak yerel seçimlerde de hezimete uğramayı hedeflediğini düşünüyorum KK'nun. Bence kendisi muhalefet görünümlü iktidar ortağıdır. Sarı sendika gibi, var ama aslında yok, şapkadan çıkan tavşan gibi bir şey...

      Sil
  2. Merhabalar.
    Şu anda neleri konuşmamız gereken, neleri konuşuyoruz. Bizim halimiz ne olacak? Ana muhalefet partisi olan CHP kendine gelsin. Gerçekten bu haliyle CHP çok şey kaybediyor. Eski bir MHP'li olarak (MHP anlaşmayı bozduğundan beri) hep CHP'yi destekledik. CHP bu farkındalığı bir daha "sittin sene" yakalayamaz.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, umarım bu kongreden yenilenerek çıkarlar, o zaman halkın ihtiyacı olan güzel bir enerji yayılabilir. Selam ve saygılarımla...

      Sil
  3. Halk, bayramına sahip çıktı gerçekten.

    YanıtlaSil
  4. Eskiden MİT'de görevli olup, KHK ile ihraç edilen bir abiyle geçenlerde uzun uzun memleket meselelerini konuştuk. Meğer vatandaş olarak bilmediğimiz ve buz dağının görünmeyen yüzü olarak tabir edeceğimiz ne çok şey varmış diye hayrete düştüm.

    Cumhuriyetin 100. Yılı gibi milli bayramlarımızın kutlanması ve halk tarafından sahip çıkılması çok mühim bir meseledir. Çünkü bu tür bayramlar kolektif bilincin temelini oluşturduğu gibi korunması, hatırlanması, kutlanması da bu nedenle çok önemlidir.

    İnsanların bir kısmı olup biten bazı şeyleri bir araya topladığında büyük resmi kısmen görebiliyor. Bazıları ise görmemekte ve duymamakta ısrarcı davranıp, sizin de tabir ettiğiniz gibi ''futbol takımı tutar gibi'' partizanlık yapıyor. Üstelik sayıları da azımsanmayacak kadar çok bu insanların.

    Belki de algılama ve mukayese etme yetimizi kaybettik toplum olarak. Bilinçli olarak aptallaştırma ve yıldırma politikalarının kurbanı olduk.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, çok güzel özetlemişsiniz. Atatürk bütün bunların olabileceğini görmüştü, yıldırma politikaları muhalefet eliyle de çok güzel dizayn ediliyor maalesef. İnsanları tepkisiz hale getirdiler. Mecliste yaptıkları hamasi söylevlerle insanların "gazını" alıp oyaladılar. Umarım önce muhalefet değişir.

      Sil
  5. kemal amca koltuk sendromu :) bizim ülke karman çorman oldu yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu saatten sonra değil "amca", Nasreddin Hoca haline bile gelse yüzümüzü güldüremez :)

      Sil
  6. artık muhalefet falan kalmadı, chp 'yi de bitirdiler maalesef

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin kötüsü, bütün bunlar bizim gözümüzün önünde oldu...

      Sil
  7. Ne demem lazım bende onu bilemedim şimdi, siyasi düşünmeyeceğim bugün demiştim oysa ki bozdurdunuz sözümü. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blog böyle bir şey, insana söz bozdurur :)

      Sil
  8. “En az on tane yeni yüzüncü yıl marşı bestelendi; belediye bir tanesini bile çalmadı! Seçim şarkıları dinlemekten bıktık!”

    Kesinlikle aynı şeyi söyledim bizimkilere. Zaten caddede kendi kendimize yürüdük, yol kenarlarında birşeyler çalsaydı falan, yok. Neyse , söylenecek çok şey var da kime söyleyeceksin, şıracının şahidi bozacı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söylemezsek de bizi aptal yerine koyup hiç sorun yokmuş gibi hayatlarına devam ediyorlar, o yüzden ben belediyeyi sürekli mesajla şikayetle rahatsız ediyorum. Hatta geçen gün twitter'dan başkan mesaj yazmış, beni belediyeye davet etmiş:) Teşekkürler hiç gerek yok, işinizi yapın yeter dedim:) Tam 13 senedir aman muhalefete bir şey olmasın diye susa susa bir de fark ettik ki; Aaaa, aslında muhalefet diye bir şey yokmuş, hepsi ilüzyonmuş, dertleri sadece sıcak koltuklarıymış! 🤔🤗

      Sil
  9. Neyse, Kılıçdar sonunda kendini kepaze edip gitti. Bakalım bundan sonra ne olacak? Yargıtay darbe yaptı, reis darbeye sahip çıktı. Şimdi kendini gösterme zamanıdır tam, yürü bakalım yeni başgan, arkandayız:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yazıyı yazarken öyle içerlemişim ki Evren duymuş sesimi :) Giderken ortaya saçılan kirli şeylere baktıkça midem bulanıyor. Kim bilir daha neler var bilmediğimiz. Yıllarca insanları nasıl da oyaladılar böyle "kukla" bir kişilikle... İnanılır gibi değil ve hazmetmesi de çok zor. Evet Yargıtay falan derken resmen ipin ucunda cambazlık yapan bir ülkeyiz, ve sanırım şerbetlendik o ipten son anda hep bir yırtıyoruz :) Ne zamandır siyasilerden nefret edip hiç bir şey takip etmeyen ben bile gece yarılarına kadar oturup Özgür Bey'i dinler oldum. Heyecanı yüksek, e diğerlerine bakınca gençliği de var sayılır 🤗 Bu sefer sanki oluyor gibi, dilimi ısırıp tahtaya üç kere vurayım 😎 Sevgiler, selamlar 🌺

      Sil