9 Eylül 2024 Pazartesi

2024'den Aldığım Dersler

Hani insanlar yeni yıl gecesi dönüp arkasına bakıp “Bu sene müthiş bir deneyim yaşadım! “ falan derler ya, ben bu saptamayı eylül ayından yapmak istiyorum:

 2024 sen neymişsin be abicim!

 “Sen bu senenin cinsiyetini nerden biliyorsun?” diyeceksiniz; biliyorum işte. Hissiyat diyelim. Bence, hoyrat, “tak tak tak” konuşan, bitirim, bıçkın bir delikanlı bu içinde bulunduğumuz 2024. Ha  pembiş tüllü prenses kıyafeti giymiş şirine şeklinde davrandıysa birilerine; elbette kendisini ağzı açık HAYRAN budalası gibi izleyebilme özgürlüğüne sahipler...

Osmanlı’da esrar sarhoşuna “hayran” denilirmiş. Bunlar esrarı içip sanki etrafını görmüyor gibi donuk donuk baktıklarından bu deyim ortaya çıkmış. Sonra ne olmuş da o Hayran’ın başındaki “H” harfi kaybolmuş bilemem. Rakı yerine ayran için, bak o da insanı “hayran” eder düşüncesini savunan gizli bir lobinin işi olabilir bu; tabi ya kesin vardır bir yerlerde Ayran Lobisi)

Böyle bir kültürlenme arasından sonra demem o ki bu bıçkın, bu külhanbeyi, bu “Heeyt ülenn, ben ne dersem odur” diyen delikanlı 2024, daha bitmeden bana Hanya’yı ve de Konya’yı şahane bir şekilde öğretmiş bulunuyor. Hanya Konya deyimi nerden çıkmış derseniz de kimse kusura bakmasın; bu kadar detayın içinde boğulmaya hiiiç niyetim yok! Zaten detaylarda boğulmaktan açık denizlere ulaşamayan “interesting” bir ülke ve insanlar kalabalığı olup çıkmışız…

Neyse işte, bana Hanya ve Konya’yı gösteren, sağ gösterip sol yanıma 'okkalı' yumruklar atan, “hayatın anlamı aslında neymiş”i gösteren bu 2024 kardeşime bin bir minnet ve şükranlarımı sunmayı boynumun borcu biliyorum. Tabîî burada yine sorgulamaya kalksak, "neden kulağımın değil de boynumun borcu?" sorusuna yanıt aramak durumunda kalabiliriz.  Evet kulak olabilir bak, boyun mevzusuna girip bu kadar da gaddarlaşmaya hiç gerek yok.

Her neyse; 2024 abinin öğrettiklerini unutmadan yazayım yıldızlı harflerle:

Fazla empati kurmayacaksın!

En çok da bunu öğrendim kendisinden. Karşındaki insan için fazla üzülmeyecek, çok içselleştirmeyeceksin. Çok hemhâl olursan, aniden kendini o insanın yerine koymuş olarak bulabiliyorsun. Hele de o kişi haksızlığa uğramışsa, adil değilse içinde bulunduğu durum ve kibarlığından ya da bulunduğu pozisyon gereği kendini savunamıyorsa! Ve herkesin içinde zavallı durumuna düşüyorsa! Çok empati kurduğun için O’nun söyleyemediklerini haykırırken buluverirsin kendini. Sonra bir de bakmışsın ki suçlu sen olmuşsun! Meğer o hemhâl olduğun kişi aslında bu dramdan besleniyormuş… Ve hemen, oracıkta, hatta hiç nefes almadan sana düşman olabilir bu kişi. Çok acayip bir ders bu!

 2024 kardeşimin beni  adeta savurduğu bir ders! Basit gibi görünüyor, ama yaşayan bilir! Sonuçları çok ağır, ama öğrettiğine paha biçilemez!

Sen iyiysen herkes iyi

Evet, bir de bunu öğretti 2024. Sen karşındakine iyi, nazik, anlayışlı, hep dinleyen ve  çoğunlukla susan biriysen senden iyisi olmaz. Ama bir de “hayır” demeye gör; kendi isteklerine ait küçük bir tavır geliştir; işte o zaman görüyorsun, nasıl da pamuk ipliğine bağlıymış o “yıkılmaz” dediğin, “kale gibi sağlam” dediğin ilişkiler… En acısı da ne biliyor musunuz? Bunca yıl sevildiğinizi sanmış olmanız…. Oysa öyle bir şey yokmuş! Tabi ya, seviyor görünen kişiler varmış meğer!

 Sevgili 2024, başımdan aşağıya o tas tas kaynar suları, ve hemen ardından tas tas soğuk suları nasıl da bu kadar sistemli bir şekilde dökmeyi başardın helal olsun sana… Bir kaynar bir soğuk, ardından bir soğuk, bir kaynar; sonra iki soğuk iki kaynar, üç soğuk üç kaynar… 

Soğuk  suyu dök, tekrarla!

İnsan dost bildiği kişilere karşı kendini savunmak zorunda kalmamalı! Dostsa anlamalı, savunma istiyorsa zaten hiç dost olmamıştır… Vay be 2024, teşekkür ederim, şahane bir deneyimdi bu.

Önce Sağlık

Ve 2024’ün en kallavi dersi de şu oldu.

 Bütün bu insan ilişkileri, şunlar, bunlar, hepsi ama hepsi  fena halde önemsiz. Sağlık yoksa gerisi gerçekten boş ve aşırı anlamsız. Bu dersi yana yana hem de çok güzel aldım, kabul ettim. Teşekkürler...

Yalnızlık

Ve en çok da şunu öğrendim.

Her insanın kendi gök kubbesi var.

Evet, bütün o sevgi gösterileri, dostluklar, aile bağları, şunlar bunlar hepsi bir yere kadar… Göğe baktığında sadece kendi menzilindeki maviliği görebiliyor insan. Gerisine ne oluyor biliyor musunuz?

 Miş’li geçmiş zamana bürünüyor bütün eylemler. Her şey, ama her şey bir anda masallar gibi mazide kalıveriyor.

 Sevgili bıçkın, dediğim dedik, yumruğu güçlü, gözü pek, pilavdan dönmez, kaşığı asla kırılmaz 2024!

Sana çok teşekkür ederim bütün bu acı soslu yemek gibi önce boğazı yakıp sonra mideye varan yangına sebep olan, ama bu acının etkisiyle de içerideki bakterileri ve virüsleri kaçırtan değerli derslerin için…

Bunca yıllık hayatımda hiç bu kadar ayılmamıştım, çok teşekkür ederim sana…

Bundan sonra beni insanlar sevsin diye kendimi asla paralamayacağım!

 Sevene de teşekkürler, seviyor görünüp aslında o sevgi sandıkları şeyin merhamet ya da ne bileyim sosyal sorumluluk katarsisi olduğunu bilenler ya da farkında olmayanlara, yani herkese teşekkürler…

Hepinizden bir şeyler öğrendim. Ve sizi, hepinizi özgür bırakıyorum… 2024 sen de artık bir durul be ya! En azından yeni seneye girmeden önce kalan üç ayda güzel anılarımız olsun.

Sevgiyle, ve büyük bir minnetle...

22 yorum:

  1. Bir kere bir yazımda birden bir cümle çıkmıştı kalemimden, şaşırmıştım. Sonra da hayatın gerçekliklerine bakınca ifadeyi sevmiş, helâl olsun kalemime demiştim. Şimdi pek hatırlamıyorum ama belki de pek çok yazımda kullanmıştım, belki de benzer hallerdeki bazı blog yazılarına yorumlarımda da. Şuydu: Hayat öğrettiriyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok çok güzel bir cümle. Çok basit ve bir o kadar da derin... Hayat öğrettiriyor... Umarım bu sınıfı geçmişimdir.
      Sevgilerimle🙏🥰🌹

      Sil
  2. Hem de çok kötü öğretiyor. Zorla kafana vura vura öğren artık diyor. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, aynen öyle. Öğrendiğimizi göstermemiz lazım, yoksa bu dersler bitmiyor. Açıkçası ben bu seneye kadar hiç böylesine "net" hayat dersleri almamıştım. Hem de ard arda gelen sınavlarla...
      Umarım yıldızlı pekiyi almışımdır bu karnemde ve umarım her şey güzel olur bundan sonrasında
      Sevgilerimle 🥰🌺

      Sil
  3. o zaman iyi olmuş bu yıl sana :) ne güzel işte çok şey öğrenmişsin. artık daha fazla öğrenmeeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, aslında son tahlilde bu yıl benim için çok iyi oldu. Evet, bu öğrendiklerimi bir hazmedeyim artık 🥰🙏Sağolasın Sevgili Deep

      Sil
  4. Geçen seneki ben :) bu beni pembiş tüllüler arasına katıyor olabilir mi ?

    Kayıp H'nin varlığından yeni haberdar olmam ayran lobisinin işi olsa bile ben razıyım ayrandan. Daha yeni içmişken arkasından söz etmem yakışmaz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pembiş tüllüler arasında olma ayrıcalığının keyfine bakmak lazım, ben de aranıza katılmak istiyorum :) Ayran hepimizin kırmızı çizgisi :))

      Sil
  5. Eylül biraz erken olmuş 2024 ne öğretti çıkarımları için ama yine de derin ve net analizler olmuş. Okuyunca zaten bir süredir içimde biriken bıkkınlık koyverdi kendini. Blog dünyasını düşünebilen ve hissedebilen insanları bulduğum için sevdiğimi hatırladım.

    2024 güzel anılar ile veda etsin ve kalem bu kez de "inanamıyorum ama harikaydı" demek için oynasın

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Eylül erken oldu ama belki de biraz sitem etmek istedim 2024'e, çünkü çok derinden hissettirdi bazı şeyleri.
      Ben de blog dünyasında hissedebilen, birbirine destek olan, ilham aldığım insanlarla karşılaşmaktan son derece memnunum.
      Çok teşekkür ederim iyi dilekleriniz için. Kalan üç ay için kalemlerimiz "harikaydı" demek için oynasın. Ne kadar güzel bir dilek bu 🙏🥰 Sevgilerimle🌺

      Sil
  6. Annemin bir lafı var, tam kelineleri hatırlayamadım ama şöyleydi: sen insanı Kâbe'ye kadar sırtında taşı, girişte sırtından indir, niye içeri sokmadin diye kötülerler. Insanlara 1 metreden fazla yaklaşmamalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzu bazı kişisel nedenlerden ötürü geç yayınladığım için lütfen kusuruma bakmayın 🙏 Anneniz bence şahane bir tespit yapmış. Gerçekten de öyle maalesef... Sevgiler... 🌺🥰

      Sil



  7. Merhaba,
    Bu yazı yorum değildir.
    Beyinlerin kasıtlı olarak kısırlaştırılması operasyonlarına karşı olarak, blogcuların nasıl tedbir alabilecekleri konusunda görüşleri tespit etmek için bu çalışmayı yapıyoruz. Düşüncelerinizi OKU blogunun ilgili sayfasındaki yorumlara yazarsanız memnun oluruz.
    https://sabahatti.blogspot.com/2024/09/blog-okuyucularn-cogaltmak.html
    Blog Okuyucularının Sayılarını Nasıl Artırabiliriz?
    Türkiye Cumhuriyetinde, Oktay Akbal’ın dediği gibi önce ekmekler bozuldu. Zaman içinde genetiği değiştirilmiş gıda maddeleri çoğaldı. Paketlenmiş gıdalara katkı maddeleri kondu. Bu operasyonlar sonuçlarını medyadan takip ediyoruz: Başta kanser olmak üzere hastalıklar arttı. Daha vahimi cinsiyet konusunda oldu. Kısırlaşmalar görüldü. Ne yazık ki bütün bunları her şey olup bittikten sonra görebiliyoruz ancak.
    Ekmeklerden sonra okuma düzeni bozuldu. Kitap, dergi ve gazete okunma sayıları gittikçe düştü. Tabii blog okumaları da. Birçok sosyal medyada yazma sınırı getirildi. 200 karaktere kadar inen sınırlamalar var...
    Bazılar diyor ki (Çok kişinin kanaati aynı olduğu için isim vermeyi gereksiz görüyoruz.) 10 seneye varmaz kitap mitap kalmaz.
    Bu ne demek? Beynin kısırlaşması demek. Biz zaten düşünmenin ne olduğunu bile bilmeyen bir toplumuz, bir de bu bakımdan kısırlaşırsak vay halimize.
    Kısaca bir okuma yazma seferberliği açmak gerek. Videolar elbette ki güzel. Sosyal medyada binlerce kişiye mesaj atmak da güzel. Ama bir yandan da bilgilerimizi paylaşma görevimiz olduğunu unutmamak gerekir. İşte mesele bu...
    Bloglarda okuyucu sayılarını artırmak için sizce ne yapmalı? Cevaplarımızı OKU bloğunun ilgili sayfasına yazarsanız memnun oluruz. Hem tüm cevaplar bir arada değerlendirilebilir, hem de birbirimizi daha iyi anlar, daha iyi tanımış oluruz.
    İyi günler dileğiyle saygılar ve sevgiler...
    Sabahattin Gencal, Emekli Öğretmen,
    Çekmeköy-İstanbul, 13. 09. 2024.



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle yorumunuzu geç yayınladığım için lütfen kusura bakmayınız Sayın Öğretmenim. Haklısınız, videolar, görsel materyaller elbette güzel ama okumanın yeri ayrı.
      Blog dünyasında belli bir kemik kitle var, buraları terk etmiyoruz, birbirimizin yazdıklarını okuyoruz, yorumluyoruz. Burada temel kriter bence yazmak, yazanlar okuyor. Daha çok insan yazar mı? İşte o konuda ne yapılabilir düşünmek lazım. Blogunuzu ziyaret edeceğim.
      Sevgi ve saygılarımla 🌺

      Sil
  8. 20 li yaşlar melankolisi anımsattı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzu geç yayınladığım için kusura bakmayın. 20'li yaşlarımda keşke bunları anlayabilseydim :)

      Sil
  9. Bütün maddelerin, çıkarılan derslerin altına imzamı atarım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle yorumunuzu geç yayınladığım için lütfen kusura bakmayın. 🙏 Dersleri çıkardık, şimdi sıra bu dersleri hayata geçirmekte... Sevgiler 🥰🌺

      Sil
  10. Çok doğru tespitler. Başkasına destek olacağım diye arada kaldığım çok oldu geçmişte. Az insan çok sağlık ve huzur diyenlerdenim uzun zamandır 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzu geç yayınladığım için lütfen kusura bakmayın. Az insan çok sağlık ve huzur bence de güzel bir hedef. Şöyle bir geriye dönüp bakınca, insan daha da iyi anlıyor bunu
      Sevgilerimle 🌺🥰

      Sil
  11. 2024 ten önceki yıllar fısıldayarak öğretmeye çalışmış ama siz fark etmemekte ısrar edince 2024 bağıra çağıra öğretmiş bazı şeyleri:) Bu hepimiz için geçerli aslında. Çok güzel tespitler yapmışsınız. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle yorumunuzu geç yayınladığım özür dilerim. 🙏Evet 2024'den önce nasıl da görmezden gelmişim bir şeyleri. Ama işte insan bir anda uyanıyor, bazıları da hiç uyanamıyor. Zararından neresinden dönersek kârdır diyelim :) Teşekkürler, sevgiler 🌺🥰

      Sil