5 Ekim 2024 Cumartesi

İyi Şeyler Hareketi-1

Madem ülkenin bütün haber kanalları adını bile anmak istemediğim kötücül şeyler anlatıyor, madem sosyal medyada kötücül haberler köpürtülüyor, madem “ülke batmış kardeş, aklın ve imkânın varsa kaç kurtul” psikolojisi pompalanıyor, madem ülkenin fabrika ayarları kontrolsüz göçmenlerle bozulmak isteniyor; ben de bu durumu kendi çapımda protesto ederek “İyi Şeyler Hareketi” başlatıyorum.

Bu bir yok sayma hareketi değil; aksine “farkındayım, buradayım ve ‘rağmen’ mutlu olacağım hareketi.

Tırnak içindeki rağmen sözcüğünün içini siz istediğiniz gibi doldurabilirsiniz.

Mesela o günün cinayet haberi olabilir, o günün salıverilmiş kara para aklayıcısı Instagram fenomeni olabilir, açıklanan açlık sınırı olabilir, açıklanamayan mutluluk endeksi olabilir, çalışacak işçi bulamıyoruz diyen patron(cuk)lara “Kaç para veriyorsunuz da bulamıyorsunuz?” sorusunu sormaktan aciz, ama bunu bir habermiş gibi yayınlayan tv kanal(cık)ları olabilir, kendilerini muhalif olarak gösterip milletin gazını alarak, daha doğrusu ortamın çamurundan para kazananlar olabilir, çamurdan para kazandığı için suyun dibini eşeleyerek daha da bulanmasını sağlayanlar olabilir, koltuk hırsıyla türlü entrikalar çeviren yaşlı politikacılar olabilir. Bunların hiç biri sizi ilgilendirmiyorsa da iyiymiş gibi görünüp sizin kötülüğünüzü isteyen tanıdıklarınızı, sizi whatsapp’dan engelleyerek hayatından bir çırpıda çıkarıveren sevdiklerinizi, kardeşinizin bile yalan olduğunu, ne bileyim ambalajından bozuk çıkan tereyağını, size her fırsatta laf sokmaya çabalayan üvey annenizi, sizi fiziksel görünüşünüzden dolayı dışlayan kimya öğretmeninizi, sokağa sigara izmariti atan modern görünümlü tanımadığınız bacıyı, ya da içinden tek tırnaklı hayvan eti çıkan ama dana eti diye satılan kıymayı o tırnak içindeki “rağmen”  sözcüğünün içine koyabilirsiniz.


Çünkü bize verilen bildiğimiz bir tane hayat var ve bu gereksiz ayrıntılar yüzünden bu hayatı güzel yaşamamıza kimse engel olmamalı.

Güzel yaşamak derken çok yüksek standartlardan da bahsetmiyorum. Klişe gibi gelecek ama, güzel yaşamak gerçekten de insanın nasıl baktığı ile alâkalı bir şey…

Son zamanlarda fark ettiğim şey şu: Gerçekten kötülüğü yayıyorlar ama bilinçli, ama değil.

 Bunu fark ettiğimden bu yana her birimizin birer denek gibi kullanıldığını hissediyorum. Ben bunlara pabuç bırakmayacağım. Hayat şöyle kötü, ülke böyle kötü, küresel ısınma, nükleer savaş şu bu… Peki çözümünüz nerede? Çözüm için elini taşın altına koyanlara da bin bir kulp takma yarışındalar. İnsanlara itibar suikastları mı dersiniz, bel altı vurmalar mı dersiniz, ayağını kaydırayım da sonrası ne olursa olsun kinlenmeleri mi dersiniz…

Durun yahu, bize hediye edilen  pırıl pırıl yaşama hakkının içine bu kadar çöp atamazsınız…! Bir geri gidin hele…  

Efendim ben ne yapacağım peki? Tam bilemiyorum. Ama bu kötücül insanlara, kötücül hareketlere pabuç bırakmamak, bu kötü tuzaklara düşmemek, galeyana gelmemek için elimden geleni yapacağım.

Amacım sadece gülümsemek…

O gün modum neyse o olacak artık Allah ne verdiyse... Belki güzel bir yemek tarifi veririm, belki o gün yaşadığım güzel bir ândan bahsederim, belki bir yerlere gezmeye gittiğimi anlatırım, belki bir öykü uydururum. İşte böyle şeyler olabilir. Yani gülümsemeler çoğalsın istemekteyim, bu karamsarlık ile olmuyor, olmamalı da zaten.

İçinde bulunduğumuz yıl içerisinde gerçekten de çok acı tecrübelerle aydınlanmalar yaşadım. Hayatın çok ama çok değerli olduğunu gördüm. 

Hayatımıza sahip çıkalım, sevgiyle ve coşkuyla…

10 yorum:

  1. Ay şahanesin! İşte böyle yahu… İnadına yaşamak!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmukabele 🥰 İnadına yaşayıp iyiliği büyüteceğiz, iyiliği yayacağız ama zorlama değil; bencilce hiç değilİ; içimizden geldiği gibi, olabildiğince insanca...
      Sevgiler 🥰🌺

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Düşeriz ama kalkarız da hareketi, hadi hep beraber gülümseyelim 🥰

      Sil
  3. Evet kötülüğü sürekli övmek ne demek ya. Hayat bir dengedir. Güzel şeyler de o kadar çok ki. İstanbul' da taksi bulmak zor taksiyi çok beklemeden geldi. Sizinde yazdığınız gibi. Hayat zaten stres onun güzel yanları var. Sevgiyle kal.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haber sunucuları ve genel yayın yönetmenlerine de yazacağım. Öyle kabullendiler ki "berbat" bir hayatın olduğunu; sadece berbat şeyleri anlatarak, ülkenin" berbat" olmasını isteyenlerin tam da istediği gibi davranıyorlar... Oysa hiç bir kötülüğü yok saymayarak, yani aptal bir pozitif olma hali içinde değil; ama farkındalıkla iyiliği yayabiliriz.
      Sevgiyle 🥰🌺

      Sil
  4. Bilmeden benzer konuya girmişim , kendimdeki sonuçları yazmışım. Harika bir karar seninkisi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek ki aynı frekansa gelmişiz. Hemen merakla geliyorum okumaya, sevgiler 🥰🌺

      Sil
  5. Bende yazamıyorum bu haberlerle moralim bozulunca, yazsam yetersiz ,gereksiz geliyor bu konularda ama içimde dolup taşıyor. Eşimle evde bıdı bıdı konuşup üzülüp duruyoruz bakıyorz tv lerde siyasetçilerde ,iktidar-muhalefet, aynı konuda şikayet edip konuşuyor!Çözümü kim bulacak? orası meçhul. İyi bir karar , çok haklısınız , kötülüğü ve kötümserliği yayanlara karşı iyiliği yaymaya çalışmak lazım. Elden geldiğince.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben artık şiddet haberlerinin toplumda bilinçli olarak yayıldığını düşünüyorum. İnsanlar daha çok korksun ve gündem bu olsun diye... Gülücüğümüzü, umudumuzu yok etmeye çalışıyorlar. Azıcık bir yerde birileri güzel bir şeylerden bahsetse "ama şöyle ama böyle..." demekteler. Her akşam haberlerde "toplum şöyle şiddete battı, böyle mahvoldu" diyen sözde "muhalif" kanallar, bir tane komedi ya da aile dizisi yapmadan mafya, şiddet, entrika, kavga içeren dizilerden çuvalla para kazanıyor. Bun kanallara bıkmadan usanmadan her gün yazıyorum, azıcık pozitif şeyler gösterin diye:) Yani duyarsız olmayalım evet dışarda acayip şeyler olurken bir zamanlar bazı televizyon kanalları gibi penguen belgeseli göstermesinler:) Ama dizi yayınlayacaklarsa sorumluluk bilinciyle dizi yayınlasınlar. Gündüz kuşaklarında birbirleriyle kavga edenleri gösteren seviyesiz güya "kadın" programları yerine eskiden Esra Ceyhan'ın yaptığı gibi aydınlatan, bilgi veren magazin programları yapsınlar. Yani demem o ki, herkes "ülke şöyle şiddete battı böyle oldu" derken azıcık kendi çevresinden başlasın düzeltici adımlar atmaya... Çok konuştum yine :)
      Bence bizler inadına iyiliği yaymalıyız, güzel filmler izlemeli, güzel müzikler ve sanatla ruhumuzu şifalandırmalıyız. Sevgiler 🥰🌺

      Sil