O patilerini pencereye dayayıp bakışı yok mu, bayılıyorum bu haline. Sanki yıllardır aynı evde oturan, artık biraz yaşlandığı için fazla sokağa çıkamayan, hep aynı saatte pencere kenarına minderini dayayıp hep aynı saatte sokaktan geçen insanları görünce içi rahatlayan, “Oh bugünü de her zaman olduğu gibi huzurla ve sağlıkla tamamladık” diyen, yaşını almış bir teyze gibi halleri…
Onu hiç sokakta görmedim. Bazen
akşam üzerleri, bazen de öğlene doğru dayıyor patilerini pencereye ve izliyor
geleni geçeni. Belki de hayal kuruyor. Bazen geçen bir kediye, bazen de
gezdirilmeye çıkarılmış bir köpeğe havlarken görüyorum kendisini. Adı ne
bilmiyorum, sesi pek de gür. Yanından geçsem korkar mıyım? Kuvvetle muhtemel… Ne
yalan söyleyeyim; kendisiyle böyle camdan cama komşuluk yapmaktan pek de memnunum.
Aile dediysem de akordeon çalan
bir baba, on iki on üç yaşlarında elinde bir kap ile para toplayan kızı ve beş
altı yaşlarındaki küçük çocuktan ibaretlerdi. Kap maviydi, plastik. Çocuklar ne
giymişti hatırlamıyorum ama, üstleri başları temizdi. Hepsi güzeldi. Kâğıt bir
peçete içerisine sıkıştırdığım bozuklukları attım pencereden. Önce göz göze
gelerek tabii ki… Sonrasında bana başlarını eğerek teşekkür ettiler. Çok seviyorum
sokak müzisyenlerini. Nedense bu sefer pencereden para atan benden başka kimse
yoktu. Aslında duyarlıdır mahallemiz sokak müzisyenlerine.
İnsanın avuç açması birilerine…
Hem de küçük bir çocuğun avuç açması ve sonra istediğini alamadan, ellerini nereye
koyacağını bilemeyerek oradan uzaklaşması… Zor bir şey… Sadece para için değil; sevgi için yalvarmak ve dilenmek de çok zor. İnsanın avcuna kalbini koyup karşısındakine
uzatması mesela, “Al işte kalbim burada” demesi, ama geri çevrilmesi…
Bir insan ne kadar az sevilmişse o
kadar kolay terkedilir bence. Aslında tam olmadı bu cümle.
Bir insanın sevgisi ne kadar
azalmışsa o kadar kolay terk eder karşısındakini…
Bak işte bu haliyle çok daha doğru
oldu sanki çıkarımım.
Dilerim ki yeryüzünde kimse, ama
hiç kimse; başka bir kimseye; para için, ekmek için, sevgi için, anlaşılmak
için, birlikte kalmak için, ya da başka şeyler için avcunu açıp boynunu bükmek
zorunda kalmasın...
Mutlu pazarlar…
Ayyy....içim burkuldu bu cana. Acaba sahipleri iyi bakıyorlar mı? Biraz paranoyaklık var bende. Hemen şüphelendim ama inşallah vesvese olsun. Canım yaa...böyle büyük köpeklerin gezdirilmesi gerekir diye biliyorum. Tüm gün evde kapalı kalırsa kafayı yer...nasıl insanlar acaba bakanlar? Lütfen iyi olsun...
YanıtlaSilSon cümlenizdeki dileğinize can-ı gönülden amin diyorum.
Bence gezdiriyorlardır, çünkü dediğim gibi çok az görüyorum kendisini camda. Bir de sesi pek gür. Eğer bütün gün evde olursa, muhtemelen sesinden komşular da rahatsız olurdu :) İçiniz ferah olsun, havlaması ağlama gibi değil, mutlu bence, sevgiler 🥰
SilSize de mutlu pazarlar:)
YanıtlaSilTeşekkürler, sevgiler 🌺🥰
Sil