23 Haziran 2025 Pazartesi

Bugün benim doğum günüm

Epeydir gelemiyorum buralara, içimden gelmiyor diyelim…Ama doğum günlerimde yazmak gibi bir ritüelim vardı; o yüzden dedim zorla kendini, yeni yaşının ilk gününden düş tarihe notunu…

Eskiden olsa doğum günlerimde heyecanlanırdım, kimler arayacak acaba diye meraklanırdım. Hani istemem yan cebime koy sözü vardır ya, tam da o sözdeki gibi çaktırmadan çiçek ve hediye beklerdim… En sevdiğim arkadaşım beni yemeğe çıkarırdı, ne bileyim iş yerindekiler çiçek getirirlerdi, pasta kesilirdi. Sonra en sevdiğim yakınlarımdan biri bana zeytin fidanı göndermişti mesela, hâlâ balkonumda büyüyor…

Hepsi siyah beyaz filmler gibi geride kaldı bugün… Hayat böyle bir şey; yaşananlar geride kalıyor, sonra dönüp bakıyorsun ki o geride kalan şeyler için ne büyük mücadeleler vermişsin, ne büyük üzüntüler yemiş bitirmiş içini... Ne büyük laflar edilmiş; ne büyük sevgi sözleri, ne kadar büyük büyük kucaklaşmalar, hediyeler, pırıltılar, düşler ve gün güne büyüyen çocuk ruhlar…

Çocukken büyümek zorunda olanların öyle balonlu, konfetili, alkışlamalı, dönme dolaplı, mumlu pastalı anıları olmaz pek… Büyüdükçe  çocuk olursun; o yaşayamadığın coşkular, o yanarlı dönerli rengarenk süslü kağıtlar; sen büyüdükçe cezbeder çocuklaşan ruhunu. Belki de o coşkunun yitirilişinin derin derin üzmeleri bundan sebeptir.

Ee ne oluyor şimdilerde?  Artık böyle beklentilerim de kalmadı… Doğum günümü kutlayacak insanlar birer birer dağılıp kendi hayatlarına giderken; develer tellal iken, pireler berber iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken… “O iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler” demiş ya Yaşar Kemal… Büyük Usta, çook büyük usta hem de… Şu cümlenin derinliğine bak hele… O iyi insanlar, o güzel atlara… Saygı ile eğiliyorum, saygıların en büyüğü ile hem de…

Dur hele, bu ne biçim doğum günüm yazısı oldu böyle… Ağlamalı, duygulu falan… Ama geriye dönüp okumadan, bir kelimesini bile düzeltmeden, öyle içimden kopup gelen bu cümleleri olduğu gibi yayınlayacağım burada. Tarihe not düşmek için…

Belki seneye doğum günümü bahçeli evimin verandasında; pastadan mum üfleyerek, şapkadan çıkan tavşanlara gülümseyerek karşılarım; kim bilebilir…

Hem belki seneye doğum günümde her şey çok güzel olmuş olur… Bak “olmuş olur” diyorum, gelecek zamanın rivayeti mi bu şimdi… Yani gelecekte tamamlanacak bir olasılık diyor sözlükler… Öyle güzel şeyler olmuş olacak ki gelecek doğum günümde, her  güzel şey  olmuş ama bitmemiş, sürüyor olacak hem de…

Öyle de olsun bakalım…

İyi ki doğdun diye içtenlikle kutlayanlarınız eksilmesin gönlünüzden... O atlar var ya o atlar; geri dönüp yelelerini rüzgâra vererek, dört nala geledursunlar üzerlerinde iyi insanlarla ve sadece sevgiyle...

 

Devamını Oku