25 Mart 2013 Pazartesi

Cahil Cesareti'ne bilimsel yorum: Dunning Kruger Sendromu

cahilin cesareti için aynada gördüğü..
Mutlaka iş hayatında sizinle aynı pozisyonda çalışan, ya da sizin üstünüz olan cahil tiplere denk gelmişsinizdir. Pozisyonun gerektirdiği hiç bir bilgiye sahip olmadıkları yetmezmiş gibi bir de ahkam keserler buldukları her fırsatta ve kendilerinden emin tavırlarla.. Aslında bu tiplere gündelik siyasi hayatta, aile meclislerinde, arkadaş gruplarında da sık sık rastlamışlığınız vardır. Her şeye hakim bir tavırla yüksek perdeden konuşurlar, asla aksi fikirleri onaylamazlar. Eleştirileri asla kabul etmezler ve her zaman her işin kendileri için çok kolay olduğunu düşünürler. Örneğin karmaşık hesapları bir çırpıda çözen iş arkadaşı için “ alıyor eline hesap makinesini, iki tık tık, bir şık şık tamam; ben alasını yaparım” derler. Oysa o arkadaşının çözebildiği problemin ne içerdiğinden bile haberleri yoktur. İngilizce anlamında bilgileri “how are you?” dan bir adım ileridir ama İngilizce'yi çok bilirmiş gibi insanlara şov yaparlar; komik duruma düşerler ama öyle cahildirler ki anlamazlar bu durumu bile. Kendini bilmezlik had safhadadır. Ben onlar için “öz güvenleri tavana vurmuş” söz öbeğini kullanmayı severim; halk dilinde bilinen “ cahil cesareti” kavramı da onları anlatan güzel bir deyimdir. Sadece bizim topluma özgü değil, evrensel anlamda sayıları milyonları bulan bu tiplerden Amerikalı iki psikiyatrist Justin Kruger ve David Dunning de çok rahatsız olmuşlar demek ki, bilimsel bir deney yaparak kendi teoremlerini geliştirmişler. O kadar ünlü bir çalışma ki bu; “DUNNING KRUGER SENDROMU” tanımlamasıyla artık günlük konuşmalara bile karıştı. Bu iki psikiyatristin yaptığı çalışma sonunda ortaya çıkan sonuç, kelimesi kelimesine şöyle:
“CEHALET, GERÇEK BİLGİNİN AKSİNE, BİREYİN KENDİNE OLAN GÜVENİNİ ARTTIRIR”***
“Yaptıkları araştırmalar sonunda ortaya çıkan bulguları okuduğunuzda tam da bu bulguları doğrulayan onlarca insan eminim ki gözünüzün önünde belirecektir.
  • Niteliksiz insanlar, ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
  • Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
  • Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan acizdirler.
  • Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle arttırılırsa, aynı niteliksiz insanlar,niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.”***
      Dunning ve Kruger, metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi konularda yaptıkları araştırmalarını Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yaparak sürdürmüş. Öğrencilere normal bir test sınavı yapmışlar ve her öğrenciye sorulan klasik soruyu sormuşlar:
“Sınav nasıl geçti?”
 gibi basit bir soruymuş bu.
Alınan yanıtlarsa tahmin edeceğiniz üzere çok ilginç olmuş. Soruların onda birine bile yanıt vermeyi beceremeyen öğrencilerin kendilerine olan güveni şaşılır derecede yüksekmiş ve yanıtları “ soruların %60'ını yaptım, aslında kötü bir günümdeydim yoksa daha çok yapardım” şeklinde olmuş.
Soruların %90'ından fazlasını doğru bilenler ise alçak gönüllü bir şekilde “ soruların %70'ine doğru yanıt verdim” demişler. Bu testin sonunda ünlü Dunning- Kruger Sendromu metni yazılmış:

İŞİNDE ÇOK İYİ OLDUĞUNA YÜREKTEN İNANAN “YETERSİZ KİŞİ”, KENDİNİ VE YAPTIKLARINI ÖVMEKTEN, HER İŞTE ÖNE ÇIKMAKTAN VE ASLINDA YAPAMAYACAĞI İŞLERE TALİP OLMAKTAN ASLA RAHATSIZLIK DUYMAZ!. AKSİNE, HER ŞEYİN HAKKI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜR!”***

Bu çalışma, 2000 yılında psikoloji dalında Nobel Ödülü almış..
Bu tipler için dilimizde güzel bir karşılık da bulundu: “ Kifayetsiz muhterisler”.. Özetle
“ yeteneksiz, ama hırslı” olarak adlandırabileceğimiz bu tiplerin hırstan o kadar gözleri kararmıştır ki; başarıya giden yolda her türlü entrikayı çevirebilecek, insanları gözünü kırpmadan ezip geçebilecek, onları bir çırpıda harcayabilecek, iftira atabilecek, kullanabilecek kapasiteye sahiptirler. Bilgi eksikliklerini kendilerini överek, ya da sanal bahaneler üreterek örtbas etmekte üzerlerine yoktur. Dunning&Kruger'in öğrencilerle yaptığı çalışmada aldığı cevap gibi “ bu gün iyi günümde değilim, aslında çok daha iyisini yaparım” şeklinde savunma mekanizmaları vardır.
İş hayatında, politikada ve pek çok yerde maalesef bu “kifayetsiz muhterisler”in yükselişi de çok hızlı olur. Bilginin getirdiği şüpheci yaklaşımla kendilerini geri çekerek, aslında yapabilecekleri işlerde ön plana çıkmayan, fazla alçak gönüllü davrananlarsa “ hırs eksikliği” nedeniyle iş hayatında patronlarının gözünden düşer, siyasi hayatta kitlelerin “ pasif” damgalamasına maruz kalırlar.
Çünkü günümüzde başarı maalesef hırs kavramıyla neredeyse özdeş kullanılır hale gelmiştir.
Kifayetsiz muhterislerin  en önemli özelliklerinden biri de kendilerini değerlendirme zaaflarıdır. Kendilerini dev aynasında görmelerine en iyi örnekse çalıştıkları şirket için kendilerini bir kurtarıcı gibi lanse etmeleri, yönettikleri halk için de kahraman olduklarını sanmalarıdır... İşin belki de en trajikomik yanıysa patronların ve de kitlelerin bu insanları övmesi, hırslarından dolayı ödüllendirmesi, gerçekten başarılı olanları ya da olabilecekleri göz ardı etmeleridir.
Sonuçta eğitimli, bilgili ve bir o kadar da mütevazi insanlar iş hayatına ya da politikaya küsmüş birilerinin onları keşfetmesini beklerken, meydan maalesef cahil ve hırslı olanların at koşturduğu bir sirke dönüşür...
Bildiğim tek şey, hiç bir şey bilmediğimdir” diyen Sokrates'e ve “ Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır” diyen Bertrand Russel'e selam olsun diyor, Onlar'ın bu düşünceleri karşısında bir kez daha saygı ile eğiliyorum..

*** Teori metni alıntıdır.

7 yorum :

  1. Benim nacizhane gözlemim sürekli"bilmedikleri kelimeleri kullanma"eğilimindeler.Kelime gündelik hayatta kullanılmasın yeter,yada az kullanılsın.Sanki az kullanıldı diye anlamı yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet katılıyorum.Özellikle iş dünyasında bir kaç tane İngilizce iş terimi öğrenip cümle aralarına serpiştirerek çok bilir tavrı takınırlar. İnnovasyon derler,Kaizen derler,PUKO çevrimi derler; ama bunların ne anlama geldiğini sorsan lafı çevirirler değil mi?

      Sil
  2. Maalesef çevremizde çok böyleleri.

    YanıtlaSil
  3. Gunaydin.Facebookda gezirken evde para kazanmanin yolu diye karsima ciktiniz. Bir umut kapilarini calayim dedim.Yazilariniz cok guven verici ama tam anlayamadim.Nerden ulasacagiz size.?Aranan kosullar neler? Ne tur makaleler yazilacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, sanırım yanlış anlaşılma olmuş. Bana ulaşmanız gerekmiyor, ben bu yazılarda bu işlerden para kazanabildiğini, daha doğrusu kendi deneyimlerimi aktarmıştım. Bol şans dilerim.

      Sil
  4. Makale yazdırmak isteyen arkadaşlar bana arzukoksa58@gmail.com dan ulaşabilirsiniz...


    YanıtlaSil