Bu sabah çalar saati duymamışım nedense. Zil sesiyle uyandım. “Sabah sabah kim bu?” diye söylene söylene kapıyı açtım. Baktım karşımda bizim mahallenin muhtarı:
- "Hayırdır Sayın
Muhtar Hanımım, seçim mi var yakında?"
- " Yok yok,
sadece kampanyayı duyurmak için geldim."
- "Hayırdır ne
kampanyası?"
- "Bu sabah 1 TL
= 25 Euro oldu ya, mahalle muhtarı olarak ben de komşularımızla Milano’ya bir haftalık
alışveriş turu düzenlemeye karar verdim. Hem ticaret,hem ziyaret hesabı. Siz de
katılmak ister misiniz?"
Şaşırdım, rüyada mıyım neyim diye muhtara
çaktırmadan elimi tırmaladım, çok acıdı. Rüya görürken insanın canı acır mı bilmiyorum,
ama hayır bu bir rüya olmamalıydı!
Dedim ki :
“Canım muhtarım, beni de yaz, takılalım
bakalım İtalya’nın sokaklarında.”
Baktım böyle bir fırsat var, hemen
bankaya gidip Euro alayım dedim. Sevinçle evden çıktım. Maaşım bankaya yeni yatmıştı. Şöyle
bir düşündüm. Maaşımın hepsini Euro’ya çevirsem bir kabin valizi dolar! Çok
saçma bir kalabalık olur. Maaşımın dörtte birini Euro yapsam, Milano’da bir haftalık alışveriş
çılgınlığına fazlasıyla yeter ve hatta bir sürü de para artar. Amaan, dünyaya
bir kere geliyorum neticede, elimi niye korkak alıştırayım ki! Gişedeki
hanımefendiye kararlılıkla döndüm:
- "Hanımefendiciğim,
maaşımın dörtte birini yapıver Euro."
Yanımda getirdiğim küçük valizi bankoya uzattım. Arkamda emekli maaşını Euro’ya çeviren bir hanımefendi vardı, bana gülümsedi, mutluydu ve şöyle dedi:
- "Heyyt Be!
Eskiden, çok değil bir ay öncesinde 1 litre ayçiçek yağı alabilmek için kuyruğa
giriyordum. Bu saatten sonra ise ancak Türk Lirasını Euro’ya çevirme kuyruğuna
girerim. Bekle beni dünya turu!!"
Zengin ülke vatandaşı olmanın
dayanılmaz hafifliği bu olsa gerek diye düşündüm!
Bu arada hepinize
Happy April Fool’s Day