Boyoz kutusunu açınca mutluluk saçıldı etrafa.. |
Dün,
tam da öğle yemeğine çıkacakken kargo getirdi boyozleri. Poşetin
dışından bile geliyordu kokuları burnuma.
Aslında bencil
biri değilimdir, paylaşmayı severim. Ama ne yalan söyleyeyim; dün
öyle olmadı. Kaptığım gibi kutuyu, hızlıca gittim eve. Çünkü
boyozdü söz konusu olan, alelade bir börek değildi ki! Boyoz
demek İzmir demekti, İzmir demekse geçen yıllar, anılar, bir
sürü şey demekti. Açsaydım boyoz kutusunu iş yerinde, belki de
beğenmeyeceklerdi İzmir'e gönlü düşmemiş olanlar.
“Bu biraz
fazla yağlı, ığykk”
diyeceklerdi muhtemelen ve boyoz
küsecekti.. Dedim ya, o bir yiyecek değildi, bu eziyeti
yaşamamalıydı. Açmadım boyozleri ben de iş yerinde; gönderen sevgili dostum Demet'e coşku içinde teşekkür ederken dediğim gibi
hızlıca eve gittim. Kutuyu açtım, hiç ısıtmadan yedim ayaküstü
iki tanesini. O anda mutluluk hormonlarım sanki cisimleşmiş, gözle
görünür hale gelmişti desem abartmış olmam sanırım. O anda ne
kilo derdi, ne diyet ne başka şey vardı kafamda..
Sadece İzmir'in
imbatı eksikti...
Geçenlerde
yine ansızın boyoz özlemim kabarmış ve Facebook sayfama boyoz
resmi koyarak “Ahh, olsa da yesek” yazmıştım. Blogosfer'den arkadaşım Sevgili Gülşah Hanım, “ben
getireyim” demişti tüm içtenliğiyle sağ olsun.. Aslında
otobüs saati uysaydı, hem kendisiyle tanışırdım, hem de seve
seve kabul ederdim boyoz teklifini.. Dedim ya, boyoz bir börek değil
çünkü, boyoz İzmir'in ta kendisi benim gözümde.
Boyoz da ne ola ki demeyin, o tarifsiz bir lezzet
1400'lü
yıllarda Türkiye'ye göç eden Seferad'lar getirmişler İspanya'dan
boyozu. Tabii ki sadece İzmir'e değil, İstanbul'a da, Anadolu'nun
başka yerlerine de götürmüşler beraberlerinde kültürlerinin
parçası olan bu tarifi. Ama bir tek İzmirliler benimsemiş bu
tadı, dolayısyla İzmir'de ticari ürün olmuş boyoz, zaman içinde
de İzmirlileşmiş.. Boyozcu Avram Usta'ymış İzmir'lilere boyozu
sevdiren.
İspanyolca
küçük ekmek anlamına gelen “bolloz” müş asıl adı, çift
-L- İspanyolca da -Y- diye okunurmuş, yani onlar da -boyos- dermiş
bu lezzetli yiyeceğe.
İnternetteki tariflere aldanmayın bence,
evde kolay kolay yapılacak bir şey değil çünkü boyoz. Bir
videosunu görmüştüm, küçücük hamuru ellerinde savura savura,
mermer tezgaha çarpa çarpa, oklava merdane olmadan incecik ve
kocaman, ama cidden kocaman bir yufka haline getirerek yapıyorlar bu
böreği.. Öyle her yiğidin harcı değil yani boyoz yapmak..
İzmir'e gidecek, deniz kenarında bir çay bahçesinde yiyeceksiniz boyozu. Yanında sıcacık bir çay, elbette haşlanmış katı yumurta ve sevdiğiniz bir dostunuz, yüzünüzde
imbatın serinliği, sokaktan geçen güzel ve kendine güvenli
İzmir'li kızlar olacak. Bir yerlerden "gevreeekçii, taze gevrekleeerim vaar!" diye sesler gelecek kulağınıza.. Hatta üşenmeyip ardından Kemeraltı'nda
közde sakızlı kahve içeceksiniz... Başka türlü çıkmaz boyoz
keyfi; börek yemek isterseniz zaten boyozle işiniz olmamalı..
Bu sabah kahvaltım böyleydi.. |
İstanbul'a
ilk geldiğim yıllarda şekerli kürt böreğini görünce şaşırmış,
boyozun yokluğuna ise hiç alışamamıştım. O zamanlar anlamıştım
her yerin kahvaltı kültürünün farklı olduğunu. Kahvaltı ise
mutluluk demekti Cemal Süreya'nın en sevdiğim şiirinde söylediği
gibi..
Ne demişti:
" Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz
bilmem, Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı”
değil
miydi o kocaman anlam içeren kısacık şiir..
Biz
İzmir'deyken üzerine şeker dökülen börek bilmezdik, aslında
açma da bilmezdik, simit de bilmezdik.. Bizim uzun sade böreklerimiz
vardı, boyozlerimiz vardı haşlanmış katı yumurtayla birlikte satılan, kumrumuz vardı ve elbette bir de
gevreğimiz ..
Bakmayın
böyle içtenlikle İzmir'den söz edişime, İzmir'de doğmadım
ben.. Ama yıllarca yaşadım bana göre kutsal olan o şehirde. İzmir'de yaşayan,
boyozun değerini bilen herkes tıpkı benim gibi kendini İzmir'li
sayar zaten, kalpleri Ege'de kalanlarız biz. Hayalimizde Ege'nin
sahil kasabalarından birinde yazarak çizerek yaşlanmak vardır. Ev
yapımı kırma zeytin görünce dayanamaz, gördüğümüz bütün
otları zeytinyağı-limon-sarımsak üçlüsüyle harmanlayıp yemek
isteriz. Haa bir de bayılırız Yunan müziklerine..
Şimdi İzmir'de olmak vardı...
.....................
İzmirliler, değerini bilin şehrinizin; sevgilerim size gitsin bugün de..