3 Aralık 2014 Çarşamba

Bu şehirde engelliler Süpermen olmak zorunda!

Bir yere gideceksiniz, yol tarifi aldınız, “Metrobüse bin, Beşyol durağında in, üst geçitten sağa dön, devam et” dediler. Kolaymış dediniz, metrobüse güç bela bindiniz, güç bela oturacak bir yer de buldunuz, “Bir aksilik çıkmadı, ne güzel, geç kalmayacağım gideceğim yere!” dediniz kendi kendinize. Beşyol durağında metrobüsten indiniz, üst geçitten karşıya geçeceksiniz ya güya, geçemediniz işte, orada kalakaldınız!! Çünkü sizi engellemişler, yola devam etmeniz mümkün değil!
Metrobüs Beşyol Durağı-Yıl 2014!

Hadi canım, öyle şey mi olur, dağ başı mı burası, kim kimi yolundan alıkoyabilir ki 2014 yılının koskocaman dünya şehri İstanbul'unda diyorsunuz değil mi?

Eşkiya mı bunlar diyorsunuz değil mi?

Söylemeye dilim varmıyor ama maalesef göz göre göre bu eşkiyalığı yapan belediye! Evet sizi onlar engellemiş! Hani görevi bütün vatandaşlara eşit hizmet götürmek olan, hani bünyesinde mimarların, mühendislerin, kocaman kocaman okumuş adamların çalıştığı belediye var ya, işte o engellemiş sizi. Nasıl mı?


Metrobüse giden merdiven dağı!
Metrobüsten indikten sonra yan yana iki kişinin ancak yürüyebildiği, ben diyeyim 30 derece, siz deyin 45 derece diklikte daracık bir merdiven yapmış. Saydım, tamı tamına 43 basamak! Bu merdiven dağına tırmanmadan “metrobüs” denilen “çağdaş ulaşım aracından(!)” yararlanamıyorsunuz maalesef!! Estetik yoksunu gri demirleri, kar yağdığında oraların jilet gibi nasıl kayacağını gündeme bile getirmiyorum farkındaysanız!

Aynı merdivenden hem iniyorsunuz, hem de çıkıyorsunuz orası da önemli değil de, o merdivenler nasıl çıkılacak mesele orada!

Bütün vatandaşlarına eşit hizmet götürmek gibi bir görevi olan sayın belediye, ya da her kimse o üst geçitin sorumlusu, zihniyetindeki engelleri kaldırmayı başaramamış maalesef!

Amaaan canım demiş, tekerlekli sandalye  kullanan, koltuk değnekli olan da çıkmasın sokağa demiş, çıksa bile binmeyiversin metrobüse demiş, binse bile Beşyol durağında inmeyiversin demiş, inse bile amaan canım ne olacak sanki, geri döner önceki durakta iner, biz belediye olarak beleş kart veriyoruz nasılsa demiş, taksiye biner bana ne ya, dünyayı ben mi kurtarıcam sanki demiş!


Belki de bunların hiçbirini dememiş, kafası basmamış böyle bir sorun olacağına! İnsanlar fiziksel olarak tek tip ya onun küçük beyninde!

Engelliymiş, bebek arabalı anneymiş, kalp hastasıymış, yaşlıymış kimin umurunda ki bu memlekette! Dikersin 43 basamaklı 43 derecelik tırmanma tahtası gibi üst geçiti, geçen geçer, geçemeyen de ne yaparsa yapsın zihniyeti! Sonra da Avrupa Birliği niye bizi almıyor diye ağlar o zihniyet sahipleri!



İşin komik tarafı ne biliyor musunuz? Şimdi bu üst geçiti çıkabilenler için yol kenarında bir de iniş var ya hani, işte o inişe tekerlekli sandalye rampası yapmışlar!!

 Bir üst geçitin ortasındaki merdivenlere tekerlekli sandalye yolu koymuyorsun, yandaki merdivenlere koyuyorsun! Sen nasıl bir mimarsın, senin kafanda nasıl bir engel var çok merak ediyorum gerçekten de!





Eşitlik, özgürlük (!)
Bu ülkenin koskocaman mega kentinde metrobüse binen engelli vatandaş, Beşyol durağında sizin yüzünüzden yol ortasında kalakalıyorsa kalkıp da 3 Aralıklarda hamaset yapmayın, “herkes bir engelli adayıdır” gibi geri zekalı sloganları ise sakın atmayın!! 

Bence mimarlığınızdan, mühendisliğinizden,  politikacılığınızdan, belediyeciliğinizden, bütün kimliklerinizin ötesinde insanlığınızdan utanın hepiniz!

Yükseklerdeki egonuzun dışavurumu bu yaptığınız yüksek kaldırımlar, kocaman kocaman dağlar gibi diktiğiniz iğrenç üst geçitler! İnsanları başkalarından yardım almaya muhtaç eden bu zihniyetinizle siz zaten sadece hamaset yaparsınız:

5 tanee tekerlekli sandalye verdiiiik, engelli ailesine 3 lira maaş bağladıııkkkk!” dersiniz.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü diye sakın nutuk atmayın, çünkü sizin bu zihniyetiniz yüzünden zavallı, yardıma muhtaç durumuna düşürülen, yine sizin bu zihniyetiniz yüzünden günlük hayatında engellenen insanlar, size rağmen, sizin varlığınızın  yarattığı kocaman engellere rağmen yaşamaya çalışıyor bu ülkede!

Süpermen olmazsan yaşayamazsın bu şehirde!


11 yorum :

  1. Nasıl da haklısın ve malesef ki haklısın :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Avrupalı insansa biz neyiz diye düşünüyorum, yanıtını bulamıyorum...

      Sil
  2. O kadar haklısınız ki.. Bence toplum olarak milletvekilinden, işçiye, ev hanımına kadar herkesin bu konuda eğitilmesi lazım... Belediye bunu yapıyor, görme engelliler için kaldırımlardaki sarı çizgilere, park giriş-çıkışlarına arabalar bırakılıyor. Bebek arabası olanlar dahi geçemezken... Ve dahası... Hepimiz bir engelli adayıyız ama başa gelmeden nedense kimse düşünmüyor!!

    YanıtlaSil
  3. Ağzına sağlık, malesef gerçekler bunlar ve bu durumu yaşayanlar için çok zor. Bende yazmak istedim, belki okumak istersin.

    HERKES BİR ENGELLİ ADAYIDIR. ENGELLİLERE SAYGI DUYUN!

    http://yazmadandurmam.blogspot.com.tr/2014/12/herkes-bir-engelli-adayidir.html

    YanıtlaSil
  4. önemli bir konuya değinmişsiniz. keşke bu güzel yazıların daha büyük kitlelere ulaşabilseydi.
    bir toplumun uygar olup olmadığının en önemli göstergelerinden biridir bu. engellilerin rahatça sosyal yaşam içerisinde yaşayabilmesi.
    ne yazık ki hala çok uzağındayız uygarlığın..
    amaan canım diye başlayan paragrafta bu zihniyetin resmini çok güzel çizmişsin.. üzücü..bu zihniyetin oldukça yaygın olması daha üzücü. yönetenleri daha uygar uygulamalar yapmaya zorlayan bir toplum yok..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz yeterince büyüğüz. Hiç Şüpheniz olmasın.

      Sil
  5. Bence ülkede normal yaşamak için apayrı bir canlı olmalı. Sinirsel ve bedensel özürlü olmamak imkansız. Süpermen buralara uğrasaydı; kesin lanet okuyarak kaçardı.

    YanıtlaSil
  6. Şehir planlama konusunda, ayrıca da durak ve duraklara Ulaşımı tasarlayan tasarımcıları(!) masraf Olmasın diye Belediye ucuza mı kapatıyor, tek açıklaması bu olabilir çünkü. Kullanılan malzeme de artık nerden buldularsa... Metro yapılması gereken hatta kapasiteyi karşılamasa bile basit bir şeyle çözmeye çalışmışlar(Metrobüs). Durakların darlığına girmeyeceğim bile.

    Bu Tür yazılara ve fotoğraflara çok ihtiyaç var, güzel bir belgeleme olmuş.

    YanıtlaSil
  7. Bir de bireysel baktığımızda toplumca vurdumduymaz ve saygısızız. Bir gün içinde kaç tane arabanın sileceğini havaya kaldırıyorum biliyor musun. Tik oldu şu kaldırımlardaki tekerlekli araçların, bebek arabalarının geçeceği yerlerin önüne park eden araçları uyarmak... Tek tek bakıyorum sonra bütünsele varıyorum ee hücre neyse vücut o. Çok güzel haykırmışsın. Engellierin önündeki en büyük engel engelsiz beyinsel engelliler ..

    YanıtlaSil
  8. İzmir de medeniyetin beşiğinde Yürüyen merdivenli üst geçitle tanıştık 3-5 sene önce. 6. Ayından sonra yürüyen merdivenler yürümez oldu. Asansörlerin içleri pislikten geçilmiyordu. Yürüyen merdivenlerin yürümediğini, asansörlerin mide bulandıracak derecede koktuğunu içeren bir mail attım. Sağ olsun Büyük Şehir bilmem ne başkanlığı cevap yazmış. " Kullanıcı hatası yüzünden merdivenler bozuluyor, temizlik konusunda ise vatandaşın gerekli hassasiyeti göstermediği" yazıyordu. Çözüm adına bir şey yazmadılar. Ve altına not düşmüşler. Konu ile ilgili geriye dönüş yapılamaz diye. Neden bu işe kafa yordum. Neden bende basamaklardan çıkıp yoluma devam etmiyordum. Evet arkadaşlar bende bir engelliyim. Merdivenden çıkmak büyük eziyet. Ya bu eziyeti çekersin diyor Belediyemiz, yada leş gibi kokan asansörü kullanacaksın. Takdir sizin. Bu bir zihniyet meselesi. İnsan olma meselesi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzmir'e bu söylediğiniz şey hiç ama hiç yakışmamış, çok üzücü...

      Sil