Çocukluğumun
bayramlarını geri istiyorum,
Kadın
erkek, çocuk yaşlı herkesin en güzel elbiselerini giydiği
günleri,
Kasaba
meydanına “bayram seyretmeye” gidilen o naif zamanları...
Bayram
seyretmek nedir, seyrederken coşmak nedir, bayram şiiri duyunca
ağlamak nedir bilmeyenlere inat,
Getirir
misin o kıymetli günleri geriye...
Bayram
akşamları meşaleler yakıp marşlar söyleyelim yine,
Fener
alayının peşine takılan çocuklar olalım bir günlüğüne!
Bari
bir günlüğüne kapatalım,
Ekrana
göstermelik küçücük bayrak resmi kondurarak, bayram kutladığını
sanan kepaze televizyon kanallarını!
Sadece
bir günlüğüne uzaklaşalım “şov biziniz” dünyasının
cahilliğe övgü düzeninden!
23
Nisanlarda çocukları izlesek ne kaybederiz?
Kim
alıyor elimizden bayramlarımızı birer birer...
Kim,
neden, nasıl geldik bu kara zamanlara...
Önce
demir perde ülkelerinin âdetleri
bunlar dediler,
Sonra,
ne o öyle resmi geçit falan dediler,
Soğuk
şeyler bunlar dediler,
Formaliteye
ne gerek var dediler,
Bayramları
stadyumlardan halka indireceğiz dediler,
Resmi
geçitlerle değil, şölenlerle kutlayacağız dediler,
Artık
bunları da demiyorlar!
Bahanaler,
bahaneler, bahaneler...
Oysa
ben, çocukluğumun bayramlarını istiyorum sadece!
Geri
getirebilir misin,
Sen
evet, sen!
Geri
getirebilir misin çocukluğumun 23 Nisanlarını geriye...
Sen
istersen belki yine birlik oluruz, elele oluruz,
Bayram
yeri olur sokaklar,
Onlar,
bunlar, şunlar değil;
“Biz”
oluruz belki yine...
Ne
dersin, bayramlarımız gelebilir mi geriye?
İnanın zaman zaman aklımdan geçenleri yazmışsınız, hem hüzün, hem de o bayramların geri geleceğine dair umut taşıyorum.
YanıtlaSilİçim öyle dolu ki, ne desem ne yazsam fayda etmiyor...
SilHiç bir şeyin fayda etmediği zamanlardayız sanırım. Umarım düzelir, ve evlatlarımıza o coşkulu bayramları yaşatabiliriz..
SilEvet, umarım...
SilHislerimize tercüman olmuşsunuz. Osmanlı'nın karanlık dehlizlerinde yolumuzu kaybettik. Cumhuriyetin ve Atatürk devrimlerinin ışıltılarını teker teker unutturmaya çalışıyorlar millete. Halkımız koyunlaştırılmış. Nereye gittiğinin ve neler kaybettiğinin farkında bile değil.
YanıtlaSilBoğazımda bir yumruk...
SilDün kulağıma çalındı televizyonda "Osmanlı hanedan üyelerinin herbirine 10 bin lira maaş bağlamak" dan bahsediyorlardı, gerisini dinlemeye yüreğim elvermedi, mehepe partisiydi galiba...
Aslında dürüst olmak gerekirse ben de geçmişte bu bayram kutlamalarının zorlama olduğunu düşünüyordum. Ama kaldırılmaya başlanınca Cumhuriyetin sembollerinin ortadan kalktığını görmeye başladım. Bu kutlamaları kaldıranların amacı belli de milletin bu kadar kolay kabullenmesi garip.
YanıtlaSilBu kendi kendimize yaptığımız eleştiriler, daha doğrusu Atütürk adı kullanılarak yapılan saçma uygulamalar bügünlere gelmede çok işe yaradı maalesef. Bürokrasiden dert yanıyorduk mesela, bu eleştirimiz bahane edildi, bürokrasi yeniden şekillendirildi. Bayramlardan yakındık dedindiğiniz gibi, hoop hepsi kaldırıldı yok edildi, devlet protokolünü eleşiriyorduk, hoop kurallar alt üst oldu.
SilKAbullenme meselesine gelince, çünkü toplumun kodlarıyla oynanadı ilmek ilmek taa 80'lerden bu yana!
Sonuç işte bu, dış mihraklar falan diyorlar ya, o dış mihraklar tam da bu toplum mühendisliğinin orta yerinde duruyor benim düşünceme göre.
Garip olan bir şey yok aslında, garip olan bizleriz belki de...
Çok doğru söylüyorsunuz onlar bizim şikayetçi olduğumuz konuları kendi istedikleri şekilde çözmeye soyundular. Aslında işin acı tarafı Cumhuriyetçi olduğunu iddia edenlerin belediyede, bürokraside ya da mecliste düzgün çalışmamalarının da büyük katkısı var bu olanlarda. Sadece kuru kuru siyaset yaptılar. İcraat ve çalışma yok maalesef.
YanıtlaSilEvet gelinen noktada çalsın ama çalışsın kabullenişi var. Belki akıllanırız bundan sonra, belki yine "biz" olabiliriz, belki herşeyi kuru kuru eleştirmek yerine dediğiniz gibi daha çok çalışabiliriz..
SilBilemiyorum, ben sadece bayramları özlüyorum...
Hiç bir zaman güzel düşüncelere karşı umudumuzu kaybetmememiz gerekiyor.İnşallah her şey düzelecek ve yoluna girecek,Atatürk'ün açtığı yolda durmadan hedefimize doğru ilerleyeceğiz.
YanıtlaSilEvet umut olmadan olmaz, katılıyorum size...
Silİnsanlar o kadar alışmış ki, artı hiç bir şeye tepki vermiyor. Eskiden bayramları coşkuyla kutlardık. Stadyumlarda gösteriler sonrası Onuncu yıl marşımız çalardı. Son bir kaç yıldır o marşımızı duyan, aklına gelen var mı? Şimdilerde her yerde mehter çalıyor kimse de ses etmiyor. Değerlerimizi kaybediyoruz ama herkes susmayı sanat bellemiş.
YanıtlaSilEvet yeni açılan köprülerin adları hep Osmanlılar, hiç Atatürk var mı? Bütün statların adı Arena... Yavaş yavaş dönüşüyor her şey, biz ise adeta biten filmin ardından jenerik sahnesini izliyor gibi boş boş bakıyoruz sadece...
SilGeri getiremeyiz ama o zamana yakın yaşayabiliriz : )
YanıtlaSilNasıl ve nerede:)
SilBiliyorsunuz Atatürk büstüne çelenk koyanlar bile tutuklanıyor...
İlk okulda şiir okudugumuz günleri hatırlattı bu yazı bana.
YanıtlaSilSonrasında sanırım hiç bayram olmadı.
Bayramlar yasaklandı çünkü...
SilHer bayramda içim acıyor :(
YanıtlaSilElimizden geldiğince tüm coşkumuzla bayramlarımızı kutlamalıyız. Özellikle çocuğu olanlar daha hassas olmalı...
SilTörensel bayramların gürültüsünü, heyecanını ve sıkıntısını her daim özlemle bekleyeceğim. Buna fazlasıyla eminim.
YanıtlaSilAncak şunu da belirtmek istiyorum. Bir 23 Nisan çocuk bayramında, çocukların kısıtlanıp törenlerde başrollerde isteksizce oynatılıp olgun bireylerin onları seyretmesi de, çocuk bayramına ters düşen bir hareket olduğunu düşünürüm hep.
Törene katılan çocukların kısıtlandığını düşünmüyorum ben. Bayramlık kostümleri içinde heyecanlıdır hep çocuklar, kendilerini özel hissederler. Hem bir gün sıkılsalar ne olur ki... Saçma sapan eğitim sisteminde, sansürcü zihniyetin yönlendirmesi ile, erkenden evliliğe teşvik eden yaklaşımlarla hayatları bırakın kısıtlanmayı cendereye sokulmuyor mu? Cumhuriyetin sembolüdür bayramlar, biz büyükler çocuklar bayramda sıkılıyor diye kendi kendimize evhamlar yaratmasaydık, belki de 90 yıllık kazanımlar böylesine har vurup savrulmayacaktı... Ben bu değerlere sıkı sıkıya bağlı olmak gerektiğini, bazı ritüellerin değişmemesi gerektiği düşüncesindeyim...
Silİsteksizce oynatıldıklarına inanmıyorum ben. Çocuklar kendileri istiyorlar böyle görevleri. Kimseye zorla yaptırılmıyor. Kaldı ki bayramlarda kimse kılını kıpırdatmayacaksa bize bu yurdu verenlerin yüzüne nasıl bakacağız. Çocuklarımıza en başta bu duyguyu vermeliyiz.
SilMerhaba;
YanıtlaSilYürekten katılıyorum bu güzel yazınıza ...
Bizler gibi Atatürk'ün çocukları olduğu sürece bu bayram coşkusu yüreğimizden hiç gitmeyecek ...
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız kutlu olsun ...
Tüm çocukların ve yüreği çocuk kalanların bayramı mutlu , kutlu olsun ..
Sevgiler
Teşekkürler, sevgiler...
Silokurken gözlerim doldu gerçekten çok güzel bir yazı yazmışsınız elinize sağlık.
YanıtlaSilBayramlar avm lere taşınmış durumda 2 sene önce 23 Nisan da kapıdan her girenin eline tutuşturulan bayrakların yemek bölümünde yağlara, mayonezlere bulanmış halini görmüş yemek artıklarıyla karışmış çöp araçlarının üzerinde, içinde kalışına şahit olmuş birisi olarak eski bayramlarda okul arkadaşlarımın en önünde gururla taşıdığım bayrak geldi aklıma. Artık ne oralara gidiyorum ne de o görüntüyü unutuyorum...
YanıtlaSilÇok dokunaklı gerçekten de, nerelere geldi toplum böyle...
Silgerçekten de artık çocuk olmak buralarda zor oldu sanırım bizim dönemlerin en büyük çığlığı bu hem çocuklugumuzu hem çocukluğumuza dair haklarımızı istiyoruz ama kimden nasıl isteyeceğiz bilemiyoruz elimizi bağladıkça bağlıyorlar sadece Atatürk'ün büyüklüğüne bize bıraktığı asil cümlelerine sığınıyoruz her ne kadar emanetlerini koruyamasakta :(
YanıtlaSilDaha sıkı sarılmalıyız, yoksa iş işten geçmiş olacak...
Sil