Yıl
2025, 5 yıldır kadınlar hiç çocuk yapmamış. 5 yaşında olan
son çocuklardan ise sadece 6 tane var...
Öykü
tabii ki Amerika'da geçiyor. İnsanlık Bakanlığı diye bir birim
kurulmuş, laboratuvarlarda harıl harıl insan embriyosu üretmeye
çalışıyorlar. Nihayetinde 100 tane embriyo üretmeyi
başarıyorlar. Seçmenlerde umut yaratsın ve oy olarak geri dönsün
diye (!) ülke çapında bir piyango düzenlemeye karar veriliyor.
Çocukların taşıyıcı annesi olacak 100 kişi piyangoyla
belirlenecek. Peki ama derin devlet bu duruma ne diyecek? Sonrasında neler
olacağını birlikte göreceğiz...
The Lottery |
Böyle,
tek bir cümleyle başlayan hikayeleri seviyorum. Sonradan
konusu savaşa dönüşüp berbat hale gelse de, başlangıçta
Revolution da müthiş bir cümleyle başlamıştı ve hikaye çok
ilgimi çekmişti:
“Aniden
elektrikler tüm dünyada kesilir ve karanlık yeni bir dönem
başlar!”
The
Lottery'de de öyle:
“Kadınlar
doğuramaz ve yeni bir dönem başlar!”
Bu
cümlenin sonrasını çok güzel doldurabilirsiniz, daha doğrusu
iyi bir öykücü, hayal dünyası geniş bir senarist bu öykünün
devamını çok güzel getirebilir.
Bu
tür filmlere “post-apokaliptik” tür deniliyormuş, ben de yeni
öğrendim. Karanlık, anti-ütopik bir gelecekte geçen (distopyanın) alt başlıklarından biriymiş post-apokaliptik hikayeler. Nükleer,
çevresel bir felaket gibi olağanüstü durum sonrasında
yaşananları anlatan filmlermiş bunlar. Özetle bir kıyamet
oluyor, sonrasında kıt kaynaklarla yaşam mücadelesi verilen
kurgusal bir düzende geçiyor olaylar...
The Lottery |
Dünyada
çocuk doğmaması bir felaket elbette, neticede insan neslinin sonu
demek. Hoş insan nesli sürse ne olacak, herşeyi hızla tüketen,
önüne geleni yok eden bir canavara dönüştü neredeyse insanlık;
orası da ayrı bir tartışma konusu elbette...
The Lottery |
Konuyu
dağıtmayalım, ne zamandır böyle sürükleyici bir konusu olan,
heyecan, gerilim ve bilimkurgunun harmanlandığı iyi bir Cnbc-e
dizisi izlememiştim. The 24 ve Prison Break'in tadı ise hala
damağımdadır. Bizim yerli ekranlarda aşk, entrika ve gençlik
dizilerinden geçilmezken Cnbc-e dizileri gerçekten de ilaç gibi
geliyor insana. Hele de dışarıda ürkütücü olaylar oluyorken,
ne yapacağımızı bilemez hallerdeyken, birileri “waaarr,
waaarr!” diye çığlıklar atarken...
Bu
dizi 10 bölümde bitmiş, yani bizdeki gibi esnetip
uzatmıyor adamlar. Açıkçası ben internetten bütün bölümleri
tek oturumda izlemek yerine, bir hafta bekleyip, televizyonda
kaldığı yerden heyecanın sürmesini daha çok seviyorum. Sonuçta
orijinali geçen yıl oynadığı için muhtemelen internette bütün
bölümlerini bulabilirsiniz. Ama benim gibi haftalık heyacan
yaşayıp, pazar akşamlarında iyi vakit geçirmek isterseniz, ilk 2
bölümünü Cnbc-e sitesinden izleyip devamı için heyecanla pazar
akşamları saat 20:00'yi beklemenizi tavsiye ederim.
Distopik
değil, ütopik bir gelecek umuduyla diyorum ve gidiyorum,
sevgiyle...
Benim ilgimi çeken bir dizi, aklıma takilan şey ise şu an ki insan nüfusuna dair hiçbir konuşmanın geçmemesi. Bakalım nasıl devam edecek
YanıtlaSilUmarım senaryoyu bozmazlar:)
SilBenim favori dizim Game of Thrones ama bahsettiğiniz diziyi de izlemeyi düşünüyorum :)
YanıtlaSilÇok geç saatte yayınladıkları için Game of Thrones'a başlayamadım ben, bu dizi saat 20:00'de, tam benlik :)
Silbu dizi benimde dikkatimi çekti cnbc de gördüm güzele benziyor :) umrım kurgu olarak kalır da başımıza gelmez olaylar
YanıtlaSilEvet güzel dizi, aksiyon, gerilim, bilim kurgu her şey dozunda:)
SilYemin ediyorum izlediğim bir filmin aynısı dilimin ucunda ama gelmiyor aynı olaylar aynı konu. neydi neydi ;)
YanıtlaSilHatırlayınca yazın buraya, ben de merak ettim şimdi :)
Silbiz de bayıldık eşimle
YanıtlaSilBu akşamı iple çekiyorm :)
Silchildren of men olmalı kastetdiğin film :))
YanıtlaSilEvet sanırım o @Adam_Zeka söylüyordu :)
SilO değilde fringe gibi dizi gelmedi hala
YanıtlaSilBen izlemedim, konusuna bakayım merak ettim :)
SilMutlaka bakın, bilim kurgu yüksek doz o kadar diyeyim size :) merak ediyorım fikrinizi
SilOrphan black diye bir dizi var. Aynı muhteşemlikte! Şiddetle tavsiye ediyorum!
YanıtlaSilTeşekkürler, hemen bakıyorum :)
Sil