Yeşilçam'ın
aile filmlerini neden severiz hiç düşündünüz mü? Bence ailenin kötü adamının çoğunlukla Hulusi Kentmen olmasının etkisi büyük... Hulusi Kentmen tatlı serttir. Bazen acımasız
bir patron olarak karşımıza çıkar ve filmin sonunda işçilerin
haklı olduğunu kabul eder. Bazen de kızını fakir Tarık Akan'la
evlendirmek istemeyen zengin ve sert bir babadır. Filmin sonunda
fakir Tarık Akan'ın babası olan Münir Özkul'un onurlu tavrından
etkilenir, ya da kucağına tutuşturulan torununun gülümsemesine
dayanamayıp hemen yumuşar. Biz izleyiciler de göz yaşları içinde
gülümseriz bu mutluluk sahnesini izlerken. Hem ağlarız, hem
seviniriz. Hulusi Kentmen'e baştan kızarız, ama o kadar tonton ve
iyi kalplidir ki, kızgınlığımız çabuk geçer. Sevgi her zaman
galip gelir bu filmlerde, dürüstlük ve onur, en yüce kavramlar
olarak işlenir bilinçaltlarımıza.
Artık böyle filmler yapılmıyor maalesef. Ya bir entrikacı kadın var ailenin içinde, ya herkes birbirinin ardından dolap çeviriyor, ya da sevgiye hiç yer yok. Tıpkı kirlenen zamanlarımız gibi! Tıpkı kirlenen politik dünyamız gibi...
Artık böyle filmler yapılmıyor maalesef. Ya bir entrikacı kadın var ailenin içinde, ya herkes birbirinin ardından dolap çeviriyor, ya da sevgiye hiç yer yok. Tıpkı kirlenen zamanlarımız gibi! Tıpkı kirlenen politik dünyamız gibi...
Şimdilerde
yüzler asık, karamsarlık had safhada. Espri yapmak imkansız hale
geldi. Televizyonlarda çok kanal var ama, gülemiyoruz! Ne
demiş şair:
“Gülmek,
bir halk gülüyorsa gülmektir...”
Resim yazısı ekle |
Artık böyle şeyler yok! Artık ayda 400 bin lira karşılığında göz süzen ve başkalarının giyim kuşamını aşağılayan nurellalar var bu ülkede! Bekeme mutfaktan yayılan bayat esprileri de unutmamak lazım!
Bir de turşuda kullanılan bir çeşit salatalığı andıran ismiyle eğlence dünyasına yön veren kişiler var. Neye üzülüyorum biliyor musunuz; bunlar olsun olmasına da, azıcık daha üst entelektüel bakış açısına sahip sanatsal içerikler de olabilseydi keşke!
Yarın anneler günü ya, her yerde indirim var! Ne bileyim, keşke akılları zorlayan saçmalıklarda da indirim olabilseydi!
Yani demem o ki, keşke toplum olarak düzeysizleşme hızında da
indirim yaşasaydık! Bir gün bile yeterdi; yine şair geldi aklıma;
Beyaz
deyince söylemeden geçemeyeceğim. Dün akşam öylesine Beyaz'a bakıyordum
televizyonda. Arabesk müzikten büyük bir övgüyle söz ediyordu. Türkücü Zara, arabesk albüm çıkarmış; bir zamanlar Neşet Ertaş
türküleri söyleyen Zara'nın ikinci arabesk albümüymüş bu! Dedi
ki Beyaz: “Artık pop falan değil, en çok satan müzik arabesk”
ve alkış koptu. Zara'nın sesinin bu kadar çirkin olduğunu hiç
bilmiyordum!
Çok
karıştı konu farkındayım, ama içim şiştim ne yapayım!
Açıkçası yarınki anneler gününüzü nasıl kutlayacağımı pek
de bilemiyorum. Böyle bir ortamda anne olanlara saygım iki kat
artıyor, umarım istedikleri gibi çocuklar yetiştirip mutlu bir
geleceğin inşasına katkı sunarlar.
not: bütün görseller web'den alıntıdır.
Geçmişteki şeyleri özledim ya :(
YanıtlaSilUmarım özlemek de suç olmaz...
SilDüşüncelerimi dile getirmiş oldunuz.
YanıtlaSilKeşke daha güzel şeylerdn bahsedebilseydim...
SilHepimiz yavaş yavaş yozlaşıyoruz.:(
YanıtlaSilKendimizi korumak kendi elimizde..
SilKesinlikle katılıyorum, toplumun ortak yaralarına deginmissiniz
YanıtlaSilAma nedense herkes kabuğuna çekilmiş izler gibi...
SilGenelde toplum olarak toplumsal meselelerimize yaklasimimiz bu maalesef
SilGenelde toplum olarak toplumsal meselelerimize yaklasimimiz bu maalesef
SilKonu karışık değil aslında, insanlar karışık, hayat karışık. Şu yazdıklarınızın altına düşünmeden imzamı atarım.
YanıtlaSilBütün değerlerimizi bir bir yok ediliyor ve biz de sadece seyrediyoruz. Geçmişin güzelliklerinde ve bugünün kabul edilmesi zor gerçeklerinde bir yolculuğa çıkarttınız beni.
Sadece sizi değil hepimizin içini şişiren şeyler bunlar, duygularımıza tercüman olmuşsunuz en doğru ve güzel şekilde. Elinize sağlık.
Artık seyretmemeliyiz, yoksa yakınad seyredecek bir şeyler de kalmayacak...
SilHer geçen gün dünü aratıyor. Bu karanlık gidişten kurtulmanın tek yolu Atatürk gibi bir lidere sahip olmakla olur. Ancak millet olarak biz sahip olduklarımızın kıymetini bilmeyenlerdeniz.
YanıtlaSilUmutsuz olmamak lazım, O'nun dediği gibi, silkinmek, varolanları korumak lazım..
SilHerzamanki gibi çok güzel bir konu ve yazı olmuş. Kaleminize sağlık. Bu yazıyı okuyup etkilenen hepimiz en az günün adamları kadar umutlu ve gayretli olmalıyız. Selamlar...
YanıtlaSilTeşekkür ederim, evet umudumuzu hep sıcak tutmalı ve birşeyler yapmalıyız, selamlar...
SilHulusi Kentmen dedem olsun isterdim hep çocukken :) Dedemden memnundum da yani bir tane daha dedem olsun o da Hulusi Kentmen olsun isterdim :D
YanıtlaSilBen de senden çok farklı değildim, o kadar severdim ki O'nu:)
Sil80'lerde çocuk olmak, 90'larda çocuk olmak başlıklarının rağbet görme sebebi de bu değil mi? Geçmişi özlüyoruz. Geçmişin filmlerindeki güzellikleri. Sevgi yok demişsiniz mesela şimdiki filmlerde. En büyük eksiklik te bu bence; sevgiden yoksun bir nesil geliyor. Yazık, çok yazık. Elinize sağlık, uzun zamandır içimde biriktirdiğim duyguları dillendirmişsiniz.
YanıtlaSilİnsan durduk yerde geçmişi neden özlesin ki, demek bir şeyler azalıyor, yok oluyor. Dediğiniz gibi sevgiye daha az değer veren, daha çok tüketen bir toplum var ortada. Bütün bu değerleri yaşatmamız hiç de zor değil aslında.
SilTeşekkürler.
Bir kaç saat önce, eşimle aramızda şu dialog geçti
YanıtlaSil- Sen "yasakları" izlemiş miydin?
- Ay aşkım ya bu soruyu kaç kez soruyorsun. Onları zamanında hatim ettik biz...
- İlk kez soruyorum
- Hayır nedense bu soruyu bir kaç kez sordun ve yanıtım hep aynıydı..
Zamanın en güzel şeylerini izlemeden nasıl büyüyebilirdim ki tabiki hepimiz o özel filmler ve komik ve sıcak insanlarla büyüdük biz:)
Anneler gününe gelince, her özel günlerde uzakta durduğum gibi, yine hiç oralı olmadım. Annesiz bir hayata alışmaya çalışırken birde bu gün üstüme üstüme gelmesi hiç hoş olmadı benim açımdan. Annem hayattayken tabi ki gidip onun anneler gününü kutluyor ve hediyemi veriyordum ama bunu bir güne hiç sığdıramadık. Her görüşmemiz bizim için bir anneler günüydü ve benim ona gitmem ve onun bana her gülüşü bize bir hediye gibiydi. Bunun yerini o mağazalardaki çöp çaput tutabilir mi?
Tutamaz evet, ben de çok erken kaybettim annemi, o yüzden iyi bilirim.
SilSevgilerimle
Acur`a pek güldüm:))
YanıtlaSilAnneler gününden anne olmama rağmen benim de içim şişti. Reklamlar, sms, e-mail vs. bezdirdi beni. Arkadaşlarımdan gelen mesajları saymıyorum:) Ne anneler günüymüş be kardeşim dedim bu yıl.
O filmlerle ilgili benzer şeyleri sevgili Itır da yazmış geçen gün. Itır, Halit Akçatepe`nin kızı. Çok duygulandım: http://itir-cafemelange.blogspot.com.tr/2016/05/bir-fotograf-bin-gizlermis.html
Teşekkürler, Itır'ın bloguna hemen bakıyorum, sevgiler :)
YanıtlaSilvalla benim bildiğim ananı üzme incitme hayırlı bir evlat ol yeter. O ana da zaten senden başka bişey istemez. Gel gör ki dayattılar da dayattılar şunu alın bunu alın özel kampanya var bilmem ne var diye.
YanıtlaSilAbudik gubudik işler bunlar.
Ama öyle bir noktaya gelindi ki, bu sistem içinde artık anneler de hediye istemeye başladılar. Yani bişey istemeyen anne sanırım artık pek yoktur :(
Sil