13 Aralık 2022 Salı

Kurtçuk Güzellemesi

Neden mi yazmıyorum epey zamandır? Yazmaya bir başlasam, içimin şişikliği sözcüklerime yansıyacak diye endişeleniyorum. Mutsuz mutsuz yazarım da okuyanlar kaçar diye. Eğer yazmaya başlarsam etliye sütlüye ve de zeytinyağlıya dokunurum diye. Mizahtan taviz veririm diye. Dişimin kovuğuna kaçan et tanesini çıkaramadığım için aslında. İş hayatına dalarım da rezillikler ortaya dökülür diye. İnsan sevmezliğimle yüzleşirim diye. Yumurtanın sümüğümsü beyazını ya tam pişiremezsem diye.

Tamam tamam yemediniz.

Evet, yazmıyorum. Çünkü yazacaklarım biriksin biriksin, biraz daha biriksin ve ben bir senaryo, hatta 13 bölüm tekmili birden sitcom yazayım ve satayım diye bir platforma.

Bunu da mı yemediniz.

Peki itiraf ediyorum, tükenmişlik sendromunun eşiklerindeyim. Ve çıkmazlardayım. İş hayatım; sindirim sonucu vücuttan atılması gereken; rengi kahverenginin elli tonunda olabilen; akışkanlığı sıvıdan süper katıya kadar değişkenlik gösteren; kokusu hayvandan hayvana, insandan insana ve de bulunulan coğrafi bölgenin yaygın baharatlarına göre değişebilen; metaforik anlamda beyni kemiren kurtçukların fiziksel olarak da içinde yer alabildiği; ismi lazım değil o üç harfli nesneye benziyor! O nesne ki, içinde kurtçuk olduğu durumlarda babaannelerimizin aç karnına kabak çekirdeği yememizi öğütlediği bir şey. Ama hangimiz düşünmemiştir çocukken o beyaz kurtçukların, o karanlık ve yapışkan ortamda nasıl yaşadığını! İşte bu tasvir ettiğim yapışkan ortam, bizim iş yerinin şu anki hali. Kurtçuk metaforunun yorumunu da size bırakıyorum…

Hadi ortam yapışkan ve kokulu, o kurtçuklar da nereden çıktı? Ulan madem kurtçuklar var, aç karnına kabak çekirdeği yediren babaanne nerede? “Kabak çekirdeği yok, kara şimşek vereyim mi? “ diyen yengeler basmış etrafı.

Hayır ben yenge menge istemiyorum, babaannemi getirin bana. Kurtçuklara çamaşır suyu dökün bir şey yapın. Hiçbir şey yapamıyorsanız bari “ders alınmış” haliyle sosyalizmi getirin de şu özel sektör denilen, kendisine “ ha sektör” diye kibar sövgüler düzmek istediğim şeyi kaldırın ortadan.

Yapamıyor musunuz? Dağılın, beni tükenmişlik sendromunun sularında yıkasınlar…. Yıkasınlar…. Sonra da ellerime gül kremi sürsünler.

 

 

 

8 yorum :

  1. Merhabalar.
    Kurtçuk güzellemesini siz öyle üç paragrafta öyle güzel özetlemişsiniz ki, anladığım kadarıyla çok haklısınız. Size ne önereceğimi ve sizi nasıl teskin edeceğimi ben bile bilemedim. Ya sabır!..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bir nefeste döküldü içimdekiler. Çok teşekkür ederim beni anladığınız için ve iyi dilekleriniz için, gerçekten ihtiyacım olan şey sabır belki de.
      Sevgilerimle

      Sil
  2. İçinizdeki bu sıkıntıyı ifade etme şekliniz ne güzel. Sanki benim de bazı sıkıntılarıma ses oldunuz, benzetmenizle ben rahatladım. Bazen bir şeyleri değiştiremesek de o şeye ilişkin tutumumuz konusunda bir şeyler yapabiliyoruz en azından diye düşünüyorum. Yazmak, anlatmak, yeri geldiğinde küfretmek, kimi zaman yüzleşmeyi ertelemek başka meşaleler bulmak vs. Hepsi kabül :)) Yeter ki o sıkıntı içinizde kalmasın. Kurtçuklarımıza çamaşır suyu dökme fikrine bayıldım. Bunu zihin rahatlatma yöntemlerimden biri olarak kullanacağım. Çok sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir psikolojik danışmandan bu şekilde yorum almak benim için çok değerli, çok teşekkür ederim. :)
      Tökezlediğimde sorunlarımla baş edebilmek için çocukluktan beri yazarım, Çok düşünmeden öylesine çıkar kelimeler. Genelde geriye dönüp pek de okuyamam yazdıklarımı. Üstünden zaman geçmesi gerekir yüzleşebilmek için. Sorunlar bu şekilde bitmiyor evet, ama en azından dediğiniz gibi içimde kalmıyor :)

      Sevgilerimle :)

      Sil
  3. bırakınız kaçsınlar! hayat her vakit toz pembe değil. ha her dem karanlık da değil ama ne yapalım hayattan bizim payımıza da düşen bu belki de..
    emrah serbes'in bir hikayesinde belki kendisinin belki kurgu karakterin kız arkadaşıyla diyalogu şöyle bir şeydi;
    "neden olmaz diye soruyorum. mutsuz oluruz diyorsun. herkes mutlu olacak diye bir kural yok biz de mutsuz olalım. "
    öyle yani herkes mutlu olacak diye bir kaide yok. kaçan kaçsın kalan sağlar bizimdir..
    yazmaya devam..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, kalan sağlar bizimdir, yazmayı bırakmamak lazım. Yine aynı cümlesi geldi Oruç Arıoba'nın aklıma "Bırak da biraz yağmur yağsın..." Bu dönem de böyle geçecek.
      Teşekkürler, sevgiler :)

      Sil
  4. :)) İşiniz zor, kabak çekirdeği intihar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gelişmeleri bildirdiğimde hep beraber yorum yaparız :))

      Sil