Neden mi yazmıyorum epey zamandır?
Yazmaya bir başlasam, içimin şişikliği sözcüklerime yansıyacak diye
endişeleniyorum. Mutsuz mutsuz yazarım da okuyanlar kaçar diye. Eğer yazmaya
başlarsam etliye sütlüye ve de zeytinyağlıya dokunurum diye. Mizahtan taviz
veririm diye. Dişimin kovuğuna kaçan et tanesini çıkaramadığım için aslında. İş
hayatına dalarım da rezillikler ortaya dökülür diye. İnsan sevmezliğimle yüzleşirim
diye. Yumurtanın sümüğümsü beyazını ya tam pişiremezsem diye.
Tamam tamam yemediniz.
Evet, yazmıyorum. Çünkü
yazacaklarım biriksin biriksin, biraz daha biriksin ve ben bir senaryo, hatta 13
bölüm tekmili birden sitcom yazayım ve satayım diye bir platforma.
Bunu da mı yemediniz.
Peki itiraf ediyorum, tükenmişlik
sendromunun eşiklerindeyim. Ve çıkmazlardayım. İş hayatım; sindirim sonucu vücuttan
atılması gereken; rengi kahverenginin elli tonunda olabilen; akışkanlığı sıvıdan
süper katıya kadar değişkenlik gösteren; kokusu hayvandan hayvana, insandan insana
ve de bulunulan coğrafi bölgenin yaygın baharatlarına göre değişebilen; metaforik
anlamda beyni kemiren kurtçukların fiziksel olarak da içinde yer alabildiği;
ismi lazım değil o üç harfli nesneye benziyor! O nesne ki, içinde kurtçuk
olduğu durumlarda babaannelerimizin aç karnına kabak çekirdeği yememizi öğütlediği
bir şey. Ama hangimiz düşünmemiştir çocukken o beyaz kurtçukların, o karanlık
ve yapışkan ortamda nasıl yaşadığını! İşte bu tasvir ettiğim yapışkan ortam, bizim
iş yerinin şu anki hali. Kurtçuk metaforunun yorumunu da size bırakıyorum…
Hadi ortam yapışkan ve kokulu, o
kurtçuklar da nereden çıktı? Ulan madem kurtçuklar var, aç karnına kabak
çekirdeği yediren babaanne nerede? “Kabak çekirdeği yok, kara şimşek vereyim
mi? “ diyen yengeler basmış etrafı.
Hayır ben yenge menge istemiyorum,
babaannemi getirin bana. Kurtçuklara çamaşır suyu dökün bir şey yapın. Hiçbir
şey yapamıyorsanız bari “ders alınmış” haliyle sosyalizmi getirin de şu özel
sektör denilen, kendisine “ ha sektör” diye kibar sövgüler düzmek istediğim şeyi
kaldırın ortadan.
Yapamıyor musunuz? Dağılın, beni
tükenmişlik sendromunun sularında yıkasınlar…. Yıkasınlar…. Sonra da ellerime
gül kremi sürsünler.
Merhabalar.
YanıtlaSilKurtçuk güzellemesini siz öyle üç paragrafta öyle güzel özetlemişsiniz ki, anladığım kadarıyla çok haklısınız. Size ne önereceğimi ve sizi nasıl teskin edeceğimi ben bile bilemedim. Ya sabır!..
Öyle bir nefeste döküldü içimdekiler. Çok teşekkür ederim beni anladığınız için ve iyi dilekleriniz için, gerçekten ihtiyacım olan şey sabır belki de.
SilSevgilerimle
İçinizdeki bu sıkıntıyı ifade etme şekliniz ne güzel. Sanki benim de bazı sıkıntılarıma ses oldunuz, benzetmenizle ben rahatladım. Bazen bir şeyleri değiştiremesek de o şeye ilişkin tutumumuz konusunda bir şeyler yapabiliyoruz en azından diye düşünüyorum. Yazmak, anlatmak, yeri geldiğinde küfretmek, kimi zaman yüzleşmeyi ertelemek başka meşaleler bulmak vs. Hepsi kabül :)) Yeter ki o sıkıntı içinizde kalmasın. Kurtçuklarımıza çamaşır suyu dökme fikrine bayıldım. Bunu zihin rahatlatma yöntemlerimden biri olarak kullanacağım. Çok sevgiler :)
YanıtlaSilBir psikolojik danışmandan bu şekilde yorum almak benim için çok değerli, çok teşekkür ederim. :)
SilTökezlediğimde sorunlarımla baş edebilmek için çocukluktan beri yazarım, Çok düşünmeden öylesine çıkar kelimeler. Genelde geriye dönüp pek de okuyamam yazdıklarımı. Üstünden zaman geçmesi gerekir yüzleşebilmek için. Sorunlar bu şekilde bitmiyor evet, ama en azından dediğiniz gibi içimde kalmıyor :)
Sevgilerimle :)
bırakınız kaçsınlar! hayat her vakit toz pembe değil. ha her dem karanlık da değil ama ne yapalım hayattan bizim payımıza da düşen bu belki de..
YanıtlaSilemrah serbes'in bir hikayesinde belki kendisinin belki kurgu karakterin kız arkadaşıyla diyalogu şöyle bir şeydi;
"neden olmaz diye soruyorum. mutsuz oluruz diyorsun. herkes mutlu olacak diye bir kural yok biz de mutsuz olalım. "
öyle yani herkes mutlu olacak diye bir kaide yok. kaçan kaçsın kalan sağlar bizimdir..
yazmaya devam..
Evet, kalan sağlar bizimdir, yazmayı bırakmamak lazım. Yine aynı cümlesi geldi Oruç Arıoba'nın aklıma "Bırak da biraz yağmur yağsın..." Bu dönem de böyle geçecek.
SilTeşekkürler, sevgiler :)
:)) İşiniz zor, kabak çekirdeği intihar.
YanıtlaSilgelişmeleri bildirdiğimde hep beraber yorum yaparız :))
Sil