Hani insanlar yeni yıl gecesi
dönüp arkasına bakıp “Bu sene müthiş bir deneyim yaşadım! “ falan derler ya, ben
bu saptamayı eylül ayından yapmak istiyorum:
2024 sen neymişsin be abicim!
“Sen bu senenin cinsiyetini nerden biliyorsun?”
diyeceksiniz; biliyorum işte. Hissiyat diyelim. Bence, hoyrat, “tak tak tak”
konuşan, bitirim, bıçkın bir delikanlı bu içinde bulunduğumuz 2024. Ha “pembiş tüllü prenses
kıyafeti giymiş şirine” şeklinde davrandıysa birilerine; elbette kendisini ağzı açık
HAYRAN budalası gibi izleyebilme özgürlüğüne sahipler...
Osmanlı’da esrar sarhoşuna “hayran” denilirmiş. Bunlar esrarı içip
sanki etrafını görmüyor gibi donuk donuk baktıklarından bu deyim ortaya çıkmış.
Sonra ne olmuş da o Hayran’ın başındaki “H” harfi kaybolmuş bilemem. Rakı yerine
ayran için, bak o da insanı “hayran” eder düşüncesini savunan gizli bir lobinin
işi olabilir bu; tabi ya kesin vardır bir yerlerde Ayran Lobisi)
Böyle bir kültürlenme arasından
sonra demem o ki bu bıçkın, bu külhanbeyi, bu “Heeyt ülenn, ben ne dersem odur”
diyen delikanlı 2024, daha bitmeden bana Hanya’yı ve de Konya’yı şahane bir
şekilde öğretmiş bulunuyor. Hanya Konya deyimi nerden çıkmış derseniz de kimse
kusura bakmasın; bu kadar detayın içinde boğulmaya hiiiç niyetim yok! Zaten
detaylarda boğulmaktan açık denizlere ulaşamayan “interesting” bir ülke ve
insanlar kalabalığı olup çıkmışız…
Neyse işte, bana Hanya ve Konya’yı
gösteren, sağ gösterip sol yanıma 'okkalı' yumruklar atan, “hayatın anlamı
aslında neymiş”i gösteren bu 2024 kardeşime bin bir minnet ve şükranlarımı
sunmayı boynumun borcu biliyorum. Tabîî burada yine sorgulamaya kalksak, "neden
kulağımın değil de boynumun borcu?" sorusuna yanıt aramak
durumunda kalabiliriz. Evet kulak
olabilir bak, boyun mevzusuna girip bu kadar da gaddarlaşmaya hiç gerek yok.
Her neyse; 2024 abinin öğrettiklerini
unutmadan yazayım yıldızlı harflerle:
Fazla
empati kurmayacaksın!
En çok da bunu öğrendim kendisinden. Karşındaki
insan için fazla üzülmeyecek, çok içselleştirmeyeceksin. Çok hemhâl olursan, aniden
kendini o insanın yerine koymuş olarak bulabiliyorsun. Hele de o kişi
haksızlığa uğramışsa, adil değilse içinde bulunduğu durum ve kibarlığından ya
da bulunduğu pozisyon gereği kendini savunamıyorsa! Ve herkesin içinde zavallı
durumuna düşüyorsa! Çok empati kurduğun
için O’nun söyleyemediklerini haykırırken buluverirsin kendini. Sonra bir de
bakmışsın ki suçlu sen olmuşsun! Meğer o hemhâl olduğun kişi aslında bu dramdan
besleniyormuş… Ve hemen, oracıkta, hatta hiç nefes almadan sana düşman olabilir bu kişi.
Çok acayip bir ders bu!
2024 kardeşimin beni adeta savurduğu bir ders! Basit gibi görünüyor, ama yaşayan bilir! Sonuçları çok
ağır, ama öğrettiğine paha biçilemez!
Sen
iyiysen herkes iyi
Evet, bir de bunu öğretti 2024.
Sen karşındakine iyi, nazik, anlayışlı, hep dinleyen ve çoğunlukla susan biriysen senden iyisi olmaz.
Ama bir de “hayır” demeye gör; kendi isteklerine ait küçük bir tavır geliştir;
işte o zaman görüyorsun, nasıl da pamuk ipliğine bağlıymış o “yıkılmaz” dediğin,
“kale gibi sağlam” dediğin ilişkiler… En acısı da ne biliyor musunuz? Bunca yıl
sevildiğinizi sanmış olmanız…. Oysa öyle bir şey yokmuş! Tabi ya, seviyor görünen kişiler varmış meğer!
Sevgili 2024, başımdan
aşağıya o tas tas kaynar suları, ve hemen ardından tas tas soğuk suları nasıl da bu kadar sistemli
bir şekilde dökmeyi başardın helal olsun sana… Bir kaynar bir soğuk, ardından bir
soğuk, bir kaynar; sonra iki soğuk iki kaynar, üç soğuk üç kaynar…
Soğuk suyu dök, tekrarla!
İnsan dost
bildiği kişilere karşı kendini savunmak zorunda kalmamalı! Dostsa anlamalı, savunma istiyorsa zaten hiç dost olmamıştır… Vay be 2024, teşekkür ederim, şahane bir deneyimdi
bu.
Önce
Sağlık
Ve 2024’ün en kallavi dersi de şu
oldu.
Bütün bu insan ilişkileri, şunlar, bunlar, hepsi ama hepsi fena halde önemsiz. Sağlık yoksa gerisi gerçekten
boş ve aşırı anlamsız. Bu dersi yana yana hem de çok güzel aldım, kabul ettim. Teşekkürler...
Yalnızlık
Ve en çok da şunu öğrendim.
Her insanın kendi gök kubbesi var.
Evet, bütün o sevgi gösterileri,
dostluklar, aile bağları, şunlar bunlar hepsi bir yere kadar… Göğe baktığında
sadece kendi menzilindeki maviliği görebiliyor insan. Gerisine ne oluyor biliyor
musunuz?
Miş’li geçmiş zamana bürünüyor bütün eylemler. Her şey, ama her şey bir anda masallar gibi mazide kalıveriyor.
Sevgili bıçkın, dediğim dedik, yumruğu
güçlü, gözü pek, pilavdan dönmez, kaşığı asla kırılmaz 2024!
Sana çok teşekkür ederim bütün bu
acı soslu yemek gibi önce boğazı yakıp sonra mideye varan yangına sebep olan,
ama bu acının etkisiyle de içerideki bakterileri ve virüsleri kaçırtan değerli
derslerin için…
Bunca yıllık hayatımda hiç bu
kadar ayılmamıştım, çok teşekkür ederim sana…
Bundan sonra beni insanlar sevsin
diye kendimi asla paralamayacağım!
Sevene de teşekkürler, seviyor görünüp
aslında o sevgi sandıkları şeyin merhamet ya da ne bileyim sosyal sorumluluk
katarsisi olduğunu bilenler ya da farkında olmayanlara, yani herkese teşekkürler…
Hepinizden bir şeyler öğrendim. Ve
sizi, hepinizi özgür bırakıyorum… 2024 sen de artık bir durul be ya! En azından
yeni seneye girmeden önce kalan üç ayda güzel anılarımız olsun.
Sevgiyle, ve büyük bir minnetle...