16 Nisan 2013 Salı

Her koşulda " hayat güzeldir" diyebilmek

hayat güzeldir..
Hani bazı filmler vardır, iz bırakır insanda yıllarca.. İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanan vahşeti anlatan filmler, benim için bu kategoridedir. Hele ki "Hayat Güzeldir"'in yeri bir başkadır bende, defalarca hiç sıkılmadan izleyebilirim bu filmi. Savaşın rezil yaşanmışlıkları bir yana, böylesi ağır koşullar altında küçücük çocuğuna umut aşılamayı öğreten bir babanın samimi ve masalsı hikayesi, hem burnumun direklerini sızlatır; hem de yaşama umudu verir her seferinde. İzlemeyenleriniz,5 dakikasını ayırıp lütfen filmin şu giriş sahnesine bir baksın; ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır eminim..
Gördüğünüz gibi esir kampına yeni düşmüşler. Babası, yaşayacaklarını tahmin ettiği bütün olumsuzları çocuğuna bir oyunmuş gibi anlatmayı deniyor. Bu davranışıyla da yaşama bakış açısını sorgulatıyor izleyiciye. Bir tokat gibi çarpıyor suratımıza şımarıkça yaşadığımız kaygılar, en küçük bir sorunu büyütmelerimiz, çaresiz kalışlarımız.. Oysa  esir kampına düşmüş baba, günlerce çocuğuna bütün bu yaşananların bir oyun olduğunu inandırmanın gayretini yaşıyor ve başarıyor da.. Belki de yaşadığımız zorluklara bu çocuk gibi bakabilsek, ya da bu babanın yaptığı gibi sonuna kadar mücadele edebilsek; hayat gerçekten de güzel olacak hepimiz için. Ya da hayatın her şeye rağmen güzel taraflarını görebileceğiz..
Nereden geldi bu film hakkında yazmak biliyor musunuz aklıma.. Yaşadığım süreçleri düşündüm bir an. Bildiğiniz üzere işten ayrılmıştım, daha doğrusu ayrılmak zorunda kalmıştım. Sonrasında bir dizi iş görüşmesi yaşadım. Yılmadım; mesleğim dışında part time iş ilanlarına bile baktım; yılmadım internetten para kazanma yollarını araştırdım. Bu filmdeki ağır koşulların yanından bile geçmiyordu elbet yaşadıklarım, ama kendi içinde zordu. Herkes kendi yaşadığını bilir çünkü.. Şu an her şey geçti artık, sıkıntılar bitti."Hayat güzeldir" diyebiliyorum ve mutluyum. 
Asıl güzel olan ne biliyor musunuz, insanın kendi kendine bir şeyleri başarabilmesi. Kimseden yardım almadan, kendi çabalarıyla bir yerlere gelebilmesi. Eminim bu yazıyı okuyan, bir şekilde benimle yolu kesişen herkes, bu duygunun nasıl haz verdiğini biliyordur, hissediyordur.
Hayat güzeldir dostlar, inanın bana.. Yaşanan olumsuzluklar her ne olursa olsun, mutlaka bir çözümü olacaktır. Benim sorunum düne kadar patron sömürüsü olmadan kendime iş ortamı yaratabilmekti, hem de büyük sermayeler harcamadan. Bunu başarıyorum şu anda, ve göreceksiniz bir kaç ay sonra daha neler başardığımı da paylaşacağım sizlerle. 
Umudunuzu kaybetmediğiniz sürece çözümler ayağınıza kendiliğinden geliyor. "Çok romantiksin, çok hayalperestsin, Polyana gibisin" demeyin bana lütfen. En daraldığınız anları düşünün, sonrasında yaşadığınız mucizeleri getirin aklınıza. Var değil mi hayatınızda böyle örnekler, nasıl da unutuvermişsiniz...Çünkü biz insanlar garip yaratıklarız, pek severiz kendimize acımayı.. Bunu yapmamak gerek oysa, düşsek de ayağa kalkmayı becerebilmek gerek. Zor değil, hem de hiç zor değil..

Sevgiyle kalın...


10 yorum :

  1. Okuyup da heyecanlanmamak elde değil doğrusu =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayat her zaman çok güzeldi, belki de bakmasını bilmiyorduk bu güzelliklere..

      Sil
  2. yolu seninle kesisen birisi olarak bu yaziyi okudum iyi ki de okudum ellerine saglik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, Turkcell sloganı gibi olacak ama gerçekten de "hayat paylaştıkça güzel" :)

      Sil
    2. çok güzel bir yazı olmuş,harikasın :)

      Sil
  3. Gerçekten çok doğru ne zorluklar atlattık , ama yinede hayat güzel :)
    Bu arada filmi de izleyecegim :)

    YanıtlaSil
  4. Zaten hayat da bundan ibaret :) ne olursa olsun hayat güzel diyebilmek :) Film'in HD olarak bulamadım bulsam bloguma ekliyecektim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Evet bu, bazılarının küçümsediği, realist bulmadığı; aslında herkeste olması gereken bir bakış açısı..

      Sil