11 Ağustos 2015 Salı

Facebook'da bunları yapanlara sinir oluyorum!

Mutlaka bir yerlerde karşınıza çıkmıştır “Sosyal Medya Görgü Kuralları” adlı bir takım yazılar. Merak etmeyin tekrara düşmeyeceğim. Hem işin uzmanları varken, ne haddime birilerine görgü kuralı öğretmek! Ben sadece Facebook ortamında kendi gözüme çarpanları, daha doğrusu rahatsızlıklarımı dile getirmek istiyorum:

1- İzin istemeden gruba ekleyenler...
Zannediyorlar ki Facebook ortamı sanki yaşamdan farklı bir yer! Sevgili arkadaşım, sen beni gerçek hayatta iznim olmadan bir topluluğa kaydedebilir misin? Edemezsin! En azından imzamı isterler. Sosyal medya ortamlarında henüz dijital imza geçerli olmadığı için (bence en kısa zamanda benzer bir şey uygulanmalı) çeşitli çıkarlarına hizmet eden gruplar kuranlar, akılları sıra kurnazlık yapıp listesindekileri bir yerlere ekliyorlar.
Eski eski iş yerimden bir arkadaşım kendisine bir grup açmış. Orada kendi ürünlerini satıyor hesapta. Yani web sitesi açmadan e-ticaret yapmaya çalışıyor. Kurnaz ya! Önceleri anlayamadım; saçma sapan, dilbilgisi hatalarıyla dolu, büyük büyük harflerle yazılmış, amatör ve itici reklam iletileri görüyordum sık sık. Biraz araştırınca fark ettim ki bizim kurnaz arkadaş aklı sıra zaman kazanmak için listesindeki herkesi -sormadan- o gruba eklemiş. Bununla da kalmayıp o eklediği kişilerin de kendi listelerini gruba eklemelerini istiyormuş! Allahtan bir arkadaşım beni uyardı da, yıllar sonra Facebook'dan “merhaba..” diyen bu düşüncesiz kişinin mesajını görünce şaşırmadım ve elbette ki o mesaja yanıt vermedim...
Ne mi yaptım; tabii ki gruptan çıktım, o arkadaşı kısıtlı listeme ekledim. Direkt silmeyerek elimden gelen nezaketi gösterdim, ama pes diyorum!
Facebook görgüsüzü olmayın!

2- Sormadan etiketleyenler
Birkaç günlük etkinlikte birlikte çalıştığımız, istediği için ayıp olmasın diye Facebook adresimi verdiğim arkadaş, abartmıyorum her sabah “Günaydın” mesajı yazıyor sayfasına ve listesinde kim var kim yoksa etiketliyordu o iletiye. İlk zamanlar yine ayıp olmasın diye “günaydın” yazıyordum ben de. Sonra baktım başa çıkılacak gibi değil, 'dııt dııt dıt' listesindeki tanımadığım insanların o iletiye yazdığı herşey bana geliyor...
Bu arkadaşı da kısıtlı listesine aldım. Sayfamdaki “etiket” ayarlarını değiştirdim, iznim olmadan kimse beni bir yerlerde etiketleyemiyor artık.
Hele o fotoğraf etiketleme olayı yok mu? Ben sevmiyorum sık sık fotoğramı paylaşmayı arkadaşım! İçimden gelince bir iki fotoğraf koyuyorum sayfama o kadar. Düşüncesiz bir arkadaş, sormadan, izin almadan etiketleme yapınca da sinirleniyorum doğal olarak... Tamam Facebok bir sosyal paylaşım ağı, ama bu kadar da özele girilmez ki! Yani şimdi sen benim fotoğraflarımı iznim olmadan bilboard'lara asabilir misin? Asamazsın, özel alanıma girdiğin için mahkemeye veriririm! İyi de sosyal medyada neden bunu yapıyorsun?
Eskileri karıştıran işgüzar tipler var bir de! İlkokuldaki 'afedersiniz sümüklü' fotoğraflarımızı internete aktarmış, hiç üşenmeden herkesi tek tek etiketlemiş bir de! Belki ben o 'sümüklü', kafamda kocaman kurdelalı halimi görmek istemiyorum şu an... Nedir yani bu nostalji takıntısı? Git evinde albümlerine bak, beni niye taciz ediyorsun?
Allahtan “etiketleme ayarı” diye bir şey var da, kontrol edebiliyoruz bu -aşırı sosyalleşme zehri taşıyan- insanları...

3- Herkes yemede içmede eğlenmede tatilde!
Sosyal medya, insanların birbirlerine hava attıkları yer olup çıktı. Yediği, içtiği, gezdiği ve hatta satın aldığı herşeyi yayınlayan tipler var mesela. 
Gösteriş yapmak ayıp değil miydi bizim toplumumuzda? Ne zaman bu kadar hava atar olduk birbirimize? 
Tamam mutlu anlarımızı sevdiklerimizle paylaşalım, bir şey demiyorum. Olayın maddi boyutu ön plana çıkınca irite edici oluyor ama, yalan mı? 

Sosyal Medyada hava atanlar!

4- Sürekli felaket haberi paylaşanlar
Sanırsınız her biri felaket tellalı... Orada cinayet, burada sel, öbür tarafta yangın, terör! Tamam duyarlısın, herşeyden de haberin var arkadaşım ama, ben zaten haber sitelerini takip ediyorum. Neden benim enerjimi düşürüyorsun gün boyu? Öyle hayat geçer mi? Facebook sayfanda bu tip haberleri paylaşarak vicdanını mı rahatlatıyorsun? Kusura bakma sen de kısıtlı listesindesin!
Bir de sürekli hastalık haberi yayarlar ya!
Şunu yaparsan “xyz” hastası olursun, bunu yaparsan “abc” hastası olursun, aman diyim şöyle yapma, “yumuşak g hastalığına” yakalanırsın!
İyi de sen benim dikkatimi hastalıklara yoğunlaştırmamı neden bu kadar çok istiyorsun? İyilik mi yapıyorsun aklın sıra? Yapma, bırak dağınık kalsın!

5- Gazeteci gibi davrananlar!
Gündemi takip ediyor ya arkadaş, biri ölüyor mesela, sevsin ya da sevmesin hemen bir baş sağlığı mesajı yayınlıyor, daha doğrusu bir yerlerden kopyalıyor. Mesela o gün “dünya zerzevatçılar günü”mü, hemen kutluyor zerzevatçıların gününü.
Arkadaşım, saatli maarif takviminin hiç olmazsa bir karakteri var! Oradan buradan kopyaladığın bu şeylerle sen duyarlı olduğunu göstermeye çalışıyorsun ama, benim gözümde yüzeyselliğin artıyor! Seni de görmek istemiyorum zaman tünelimde!
Sosyal Medya'da ünlü olmak!

6- Kedi-köpek-bebek videolarından bıkmadınız mı?
Bana sahici gelmiyor, zamanımı böyle şeylere ayırmak da istemiyorum açıkçası. Sosyal medyaya bakılsa herkes hayvansever, herkes sevgi dolu, herkes über süper iyi kalpli !..
Geçiniz efenim geçiniz; madem bu kadar duyarlı herkes, dışarıdaki hayat ne o halde? 
Dolayısıyla kedi-köpek-bebek videolarınız beni zerre kadar ilgilendirmiyor.  Biraz daha yaratıcılık bekliyorum açıkçası. Her gün böyle  klişe şeylerle beni bezdirirseniz, üzgünüm sizi de kısıtlı listeme atmak zorunda kalacağım.

7- Enerji sömürenler
Kendinizi keyifli hissetmişsiniz, bir çiçek ya da böcek resmi paylaşmışsınız, gülücük koymuşsunuz yanına da mesela. Bir enerji sömürücüsü gelip o resmin altına şöyle yazıyor:
Ama şurda şu oldu, burda bu oldu, sen çiçekle böcekle niye uğraşıyorsun, ne kadar duyarsızsın!”
Peki sen ne yapıyorsun sayın sömürgen, senin yaptığın bu şeyin neye faydası oldu şimdi? Yıktın perdeyi, eyledin viran... Dünyayı mı kurtardın?


Yani demem o ki, "insan bazen gerçekten hayret ediyor sayın seyirciler!"
Sevgiyle, her daim...



32 yorum :

  1. Kesinlikle haklısın blogger arkadaşım. Hepsine katılıyorum. İnsanlar çoğu zaman birbirlerinden etkilenip var olan çizgilerini de bozuyorlar. Azı karar çoğu zarar demiş büyüklerimiz. Hiçbir şeyde aşırıya kaçmamak lazım. Selamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim bu katkınız için selamlar...

      Sil
  2. Yine harika yazmışsınız. Yüreğinize saglik.
    Duygularıma tercüman olmuş.
    Tam da yazdığınız gibi pek çok can sıkıcı durumla karşılaşınca hesabı dondurdum. Sizin gibi ayarlamaları pek beceremiyorum. 😀 kısıtlama v.s gibi. Bazen gerekiyor diye blogger ismi ile bir hesap açtım. Kafam kulağım rahat şimdi . 😀😀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yine harika yorum yapmışsınız, teşekkürler:)
      Aslında biraz kurcalayınca bu tip ayarları yapmak çok da zor değil. Ama sizin için bu konuyu bir yazıya taşıyacağım, listeye aldım.
      Sevgiler...

      Sil
  3. Zamanının çoğunu sosyal medyada öldürenlerin çoğunun düştüğü sinir bozucu durumlar bunlar ... Ben de karşılaşıyorum. İşte bu yüzden de günde bir iki kez göz gezdirip kısaca bakmaktan öteye gitmiyor sosyal medyayla aramdaki ilişki ...
    www.grilady.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sosyal medya artık hayatlarımızda var bir şekilde, ama dediğiniz gibi zararlı etkilerinden de korunmak lazım.
      Teşekkürler yorum için, sevgiler...

      Sil
  4. Facebook kullanmadığıma bir kere daha şükrettim:) Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  5. Benim de en sinir olduğum şey gruba eklenmek. Gruptaki hiç bir şeye karışmıyorum. O kişinin gönderilerini de beğeniyorum. Bir de sen oyun isteği yollayabilir unutmuşsun. Oynamadığımı bildikleri halde gönderiliyor. Pes yani.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet oyun isteklerini unutmuşum, neyse ki bu aralar azaldı :)

      Sil
  6. Sosyal medyada bambaşka bir "sanal kültür" mevcut. Küreselleşme ve popüler kültürün bize getirdiği bir şey bu.
    Güzel yazı çoğuna katıldım :)

    Ben de blog içerisinde itici olan bir şeyi belirteyim: Şu sağ tuş kilitleme hiç hoş karşılanmıyor. Mesela ben yeni sekme açmayı severim ama kilit yüzünden açamıyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sanal kültür, ya da kuralsız yaklaşımlar :)
      Sağ tuş kilitleme meselesine gelince. Benim de kilitli, çünkü buna mecbur kaldım. Emek hırsızlarının yazılarımı kopyalayıp kendileri yazmış gibi yayınlamalarının önünü alamadım çünkü. Çözüm aradım ve bloghocam'dan bir kod buldum, sağ klik engellenmiş oldu...
      Sevgiler...

      Sil
  7. Söylediklerinizin hepsine harfiyen katılıyorum. Ağzınıza sağlık. Son zamanlarda özellikle, siyasi görüşünü at gözlüğü gibi savunanlar var bide. Herkes aynı düşünmek zorundaymış gibi paylaşımlarda bulunanlar. Ben yiyorum, içiyorum, geziyorum diyen arkadaşlarıma hep bakıyorum, çoğunluğunun aslında hayatlarında bir şeyler eksik, mutsuzlar ve o yüzden kendilerini dışa iyi gösterme çabasındalar. Kime neyi kanıtlıyoruz halbuki, kendimizle baş başa kaldığımızda mutlu olmadıktan sonra...
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin yorumunuzdan sonra düşündüm de, galiba bu sosyal medya olayı bir çeşit terapi görevi de görüyor. Ya da belki de tam tersine, psikolojik sorunları açığa çıkarıyor...
      Bu konuya uzman bakışını merak ettim şimdi, sevgiler..

      Sil
  8. Yazdıklarınızla çok doğru noktalara değinmişsiniz.Bıkmak usanmak bilmeden oyun istekleri gönderenlerden de gına geldi.İnşallah ilerleyen zamanlarda her şey daha güzel olur,iyi bloglar...

    YanıtlaSil
  9. Kullandığım tek sosyal ağ facebook. Onda da sfenks gibi duruyor, pek kımıldamıyorum zaten:) Zemin yeterince kaygan çünkü:))

    YanıtlaSil
  10. Bende ekleyeyim; ayıp olmasın diye beğenenler, biri de benim kendimi zor tutuyorum.Bir de en az on kare fotoğraf çekip koyanlar... Arkadaş fotoğraf çekmekten vakit geçirmeye halin kalmamış diyesi geliyor insanın da sor tutuyor.Aklıma geldi. Özlü sözü koyup hadi ben bir laf yapıştırdım diye bekleyenler.İki kelimeyi yumurtlayamıyorsun oradan buradan kopyala yapıştır, laf yapıştırdım de , diyesim geliyor da susuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet fotoğraf mecrası artık Instagram. Sosyal medya adreslerini doğru kullanmak lazım, size katılıyorum. Kopyala-yapıştır konusu ise zaten bıktırıcı..
      Teşekkürler katkınız için, sevgiler :)

      Sil
    2. fotograf çekmek için geziliyor artık. yeni yer iyi vakit geçirmek için değil. (fotograf tutkunları dışında tabi)

      Sil
    3. Sahi, fotoğraf paylaşma derdinden o anın güzelliğini kaçırıyoruz...

      Sil
  11. facebookta yeni yeni varım.. bazen kaçasım geliyor bu yazdıkların yüzünden..
    bence insanlar çok yalnız çok aciz çok sahte durumdalar facebookta çoğu zaman..
    ayarları iyi yapmak gerek..
    ben beğen tuşunu ender kullanırım.. küsenler bile oluyro beğenmedin diye..
    eşden dosttan haberdar olmak güzel ama herkesin her beğendiğini her yorumunu görmek yorucu..bakmıyım desen de bazen bakar yakalıyorsun kendini :))
    http://loveandsmile.wordpress.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında evet "ne seninle, ne de sensiz" durumları yaşıyoruz Facebook'la. Hem dediğiniz gibi yorucu ve bazen bıktırıcı, hem de alışkanlık...
      Bakalım sonu nereye varacak :)

      Sil
  12. Ya ben bu yazını Radikal blog ta gördüm. yorum da yazdım. şimdi yazıyı bulamıyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gördüm yorumu:)
      Blog ara kısmına "evdeyazar" yazınca, ya da şu linkte çıkıyor:)

      http://blog.radikal.com.tr/sosyal-medya-pazarlama/facebook-gorgusuzleri-109209

      Sil
  13. Adı üstünde sosyal paylaşım sayfalarında insanlar canları ne isterse paylaşmayacaklarsa neden hesapları var ?Örneğin bende paylaşım yapmayanlara sinir oluyorum.Diyelimki gitmişsin Amsterdam'a ne güzel.Niye tek bir fotograf paylaşıyorsun?Hiç gitmedim ve gidemeyeceğim belki,paylaş ne çektiysen görelim değişik şeyleri.Arkadaşlarımın her halinden hoşnutum ben.Paylaşmayı seviyorum.Aklıma hiç hava atmak gelmedi.Böyle düşünenlerin fesat oldugunu düşünüyorum bende.Neden bütün paylaşımlara kötü gözle bakıyorsunuz?Facebookta paylaşılan her şeye sinir oluyormuşsunuz.Sinir olduğunuz şeyleri kaldırsa insanlar geriye bir şey kalmıyor zaten.Sizin gibiler içinde hesabımı dondur seçeneği mevcut.Onu kullanın.Haaa ama sessizce bir köşeden insanların hayatlarını izlemekten hoşlananlardansanız bilemem.Ayrıca sizin işe yaramadığını düşündüğünüz çoğu paylaşım gerçekten işe yarıyor.İnsanların yaşadıkları acıları bir kenera atıp mutlu oldukları anları paylaşmak istemelerinin neresi kötü.Önemli olan tek şey,mutluluksa bu kadar eleştiri neden?Daha mı havalı oluyorsunuz o zaman ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gösteriş yapanları samimi paylaşımlardan ayırt ediyorum. Dediğiniz gibi içtenlikle yapılan paylaşımları ben de seviyorum. Ama işin içine para, marka kokusu girince olmuyor.
      Herkesin sosyal medyayla olan ilgisi kendi kişiliği ile doğru orantılı elbette. Ben hayatın tüm özel alanlarının sosyal medyada yer almaması gerektiğini düşünenlerdenim. Siz ise daha çok paylaşım yapılmasını düşünebilirsiniz. Ne diyeyim, sizin görüşünüze de saygı duymaktan başka ne diyebilirim ki..

      Sil
  14. ZAman tunelime video ekleyenin kim oldugunu nasil gorurum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben zaman tüneline kimsenin bir şey eklemesine izin vermeyerek bu sorunu kökten çözüyorum. Bence gizlilik ayarlarınızı kontrol etmenizde fayda var.

      Sil