30 Temmuz 2015 Perşembe

Giysiden kıs, ama asla boğazından kısma!

Baştan söyleyeyim, hayatımın hiçbir döneminde tabiri caizse “alışveriş delisi” olmadım. Memur çocuğu olduğumdan mıdır nedir, öyle bir alışkanlığım yoktu hiç. Zaten para kısıtlıydı netekim! Şimdi duygu sömürüsü yapmış olmayayım ama, benim çocukluğumda abladan kardeşe kısa vadede miras kalan şeyler listesi uzayıp gidiyordu. Giysiler, okul kitapları, hatta yarısı boş defterler, oyuncak(lar), okul formaları… Sonra büyüdüm, üniversitede okumak için uzak bir şehre yaşamaya tek başıma gittiğimde babamın söyledikleri ve benim yaptıklarım dün gibi aklımdadır, hatta anımsadıkça gülümserim. Aynen şöyle demişti:

Kızım kazak falan önemli değil, ama sakın aç kalma. Giysiden kıs, ama asla boğazından kısma!”

Ben de aynen babamın dediği gibi yaptım!

Vali Kebabı
İzmir’deydim, çok ihtiyacım olduğunda Kemeraltı’na gidip ucuz giysi alıyordum, sahaflar en çok uğradığım yerlerdi. Bununla birlikte evden gelen cüzi paranın büyük bir kısmını kebapçılarda, pidecilerde yerken içim hiç de acımazdı! Öyle ya, babamın dediğini yapıyordum! Hiç unutmam, Bornova’nın en lüks kebapçısına gidip arkadaşlarımızla “vali kebabı” söylerdik sık sık.
Şimdilerde var mıdır bu isimde bir yemek bilmiyorum ama, kocaman tepsi gibi bir tabağın içinde envai çeşit et yemeği hatırlıyorum ben. Ne paralar ödermişiz Allah bilir, hem de öğrenci bütçesiyle!

Sevgili babacığım nereden bilsin söylediği cümleyi kızının harfi harfine uygulayacağını! Keşke şöyle deseymiş:

Kızım kazak falan önemli değil, giysiden kıs. Öyle pahalı lokantalara falan gidip sakın kazıklanma! Orası Ege, ot cenneti! Git pazardan ot al, yoğurtla ye! Haftada bir balığını etini de ye, ama sakın öğrenci olduğunu unutma! Bütçeni iyi yap, hatta harçlığından kenara para koymaya çalış!”

Z kuşağına bir baba bunu dese!

Dijital kuşak

Şimdilerde, “dijital kuşak” da denilen 1991 sonrası doğumlu Z kuşağının özgür ruhlu çocuklarının, babalarının öğütlerini harfi harfine uyguladıklarını hiç sanmıyorum. Onların ders aldıkları tek platform var, o da internet! 
Dolayısıyla günümüz 15-25 yaş arası gençlerine bir baba “Çocuğum giysiden kıs, kazak falan önemli değil!” dese acaba alacağı cevap ne olurdu diye düşünüyorum da…

Ama internette çok acayip indirimler oluyo babacım!” Veya,
Ama baba sosyal medyadaki arkadaşlarıma bunu nasıl açıklarım, bana rüküş derler!” Veya,
Ohoo babişko, kazak da ne ki, ortamlar doğal gazlı zaten!” Veya,
Tamam babiş, ben zaten ikinci elciden retro takılıyorum!”
……

Z kuşağına tutumlu olmayı kim öğretecek?


İşte bu gençlere birilerinin tutumlu olmayı da öğretmesi gerekir. Kaldı ki paranın anlamı benim çocukluğumdan bu yana çok ama çok değişti. Eskiden şöyleydi böyleydi diye konuyu uzatmayacağım, sadece su’dan örnek vereyim. Evet eskiden sokaklardaki çeşmelerden bedava ve temiz su içebilirdi insanlar, oysa şimdi 0,5 litre su en az 50 krş! Var mı ötesi? Dolayısıyla bu gençlere birileri paralarını nasıl yöneteceklerini öğretmeli konusunda ısrar ediyorum. En çok vakit geçirdikleri platform madem internet, o halde internetten öğrensinler değil mi ama!
Bu kuşağın dili de farklı, anlayışı da! Benim babamın yaptığı gibi nasihatleri muhtemelen kaale almayacaklardır zaten!

Acaba onlara talimat verirken nokta kom’lu konuşmak iyi bir çözüm olabilir mi?

Mesela bir baba şöyle dese:
Orçun çocuğum, harçlığını artıramam nokta kom!”
Cevap şöyle gelebilir:
Meraklanma babacım, paramiyonetibiliyorum nokta net!”
Gelebilir elbette böyle bir cevap. Çünkü onların dilinden konuşan, kendileri gibi gençlerin eğitim verdiği bir platformları var artık. Adı da güzel:

Atölye çalışmaları yapıyorlar, online eğitimler veriyorlar, bütçe tüyoları veriyorlar kısa kısa, ülke çapında sayıları da artıyor her geçen gün. Hem de kategorize etmişler bu şahane çalışmaları:
Liseliyim, Üniversiteliyim, Yetişkinim, Girişimciyim” diye… Seçiyorsun yaş grubunu, para hakkında tatlı tatlı bilgi alıyorsun sıkılmadan… “Borcun mu var, bütçen mi açık, kenardaki paranı ne mi yapacaksın…” işaretliyorsun durumunu, onlar seni yönlendiriyor basitçe. Hatta bir tanıdığım söylüyordu geçenlerde, siteyle tanıştıktan sonra fark etmiş ki taksiye dünya kadar para veriyor, gitmiş kendisine bisiklet almış, acayip tasarruf etmiş! Denemesi bedava, buyurun  buradan bakınbana hak vereceksiniz!


paramiyonetiyorum.net

Aslında bütün bunları neden yazıyorum biliyor musunuz? Z kuşağından, ismi lazım değil çok sevdiğim bir yakınım, aynı benim geçtiğim yollardan geçip, aynı benim yaptığım hataları yapıyor ve ben üzülüyorum da ondan! Yani para ile olan ilişkisi aynı benim O’nun yaşlarındayken olan halim gibi, yani “başarısız”! İşe yeni başladı ve anladığım kadarıyla ayın ortasında parasız kalıyor. “Öğüt veren yetişkin akraba” modelini kendime, daha doğrusu onda oluşturduğum “entel karizmama (!)” yakıştıramadığım için, bu çok sevdiğim yakınıma üstü örtülü yardım etmeyi düşünüyorum açıkçası. Bu yapacağım şey entrika kategorisine girer mi bilmiyorum ama bu siteyi , bir punduna getirip kendisine tavsiye etmeyi düşünüyorum. 

İstiyorum ki benim gibi çok geç öğrenmesin tutumlu olmayı! Bakalım tepkisi ne olacak?

Gelişmeleri size de yazacağım meraklanmayın.

Sevgiyle kalın efendim, ama parasız da kalmayın…


19 yorum :

  1. Para durumunu bir darbeden sonra yönetemeyenlere de bir yöntem var mı? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paramıyonetebiliyorum nokta nete danışmak lazım :)

      Sil
  2. Keşke keşke keşkeee... :)))) Daha önce olsaydı. :)))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zararın neresinden dönülse kazançtır :))

      Sil
  3. Dediğiniz doğru, zamane gençlerine sözle nasihatle bir şeyler anlatabilmek çoook zor, hatta imkansız. Önerdiğiniz site yada farklı konular için hazırlanan site, atölye tarzı aktiviteler, günümüzde anne-babayı model almanın çok çok önüne geçmiş durumda.
    Bireyler artık ev ahalisi dışında başka birilerinin kendilerine söylediklerini dikkate alarak doğruyu bulmaya şartlandırılıyor.
    Bazı konularda bu olabilir, anne baba her bir şeyi muazzam seviyede bilecek ön kabulü elbette yanlış olur. Ama ebeveyn faktörü artık sıfırlanıyormuş gibi geliyor bana. Belki ebeveyler de nasıl davranması gerektiğini pek iyi bilmiyor ve çocukları o yüzden kendisini dikkate almıyor. Girift bir mevzu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok doğru söylüyorsunuz, ebeveynlerin bu hıza, bu dönüşüme ayak uydurmakta gecikmemeleri gerekir. Yoksa dediğiniz gibi hepten kontrolü ellerinden kaçırıyorlar. Belki anne babalar da atölyelere, aktivitelere katılmalılar, dijital dünyada ise mutlaka var olmalılar.
      Dediğiniz gibi çok girift bir konu.
      Teşekkürler bu değerli katkı için, sevgiler..

      Sil
  4. Onca yıl Aydın'da yaşayıp sayısız defa soluğu İzmir'de alan biriyim ama Vali Kebabı'nı ilk defa bu yazıdan öğrendim ;) İzmir kumru çok meşhurdur ama onu da hep Aydın'da yemişimdir.

    Kızlarağası Hanı benim vazgeçilmez duraklarımdandı; sonra o durağa Asansör de eklendi.

    Bize de annemiz hâlâ boğazınızdan kısmayın der. Beslenmenin öneminin farkındayım ve gerçekten de kısmıyorum ;)

    Paramı Yönetebiliyorum girişimini birkaç kez inceledim ama niye hâlâ aralarına dahil olamadım emin değilim. Tekrar bir incelemekte fayda var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vali Kebabı sanırım İzmir'e özgü birşey değil, gebel bir tanım. Yani çok çeşitli, gösterişli,büyük porsiyon kebap diyelim, şimdiki aklımla pek detercih etmeyeceğim bir şey:)

      Kızlarağası ise elbette şahane bir seçim, közde kahve keyfi... Hoş şimdi İstanbul'un her yerinde var artık ama o hanın havası başka.

      Boğazdan kısmamak iyidir elbette ama benim yaptığım gibi abartmamak da lazım:)

      Bu platformu inceleyenlerden hep olumlu yorumlar geliyor, bence de incelemekte fayda var..
      Sevgiler :)

      Sil
  5. Hayatımda gördüğüm en iyi ve samimi viral diyebilirim. Metin yazarlığınıza hayranım. Tutumlu olmak, kenara para koyup büyük Şeyler almanın tadına bir varan bir daha bırakamıyor. Bağımlısı oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizin motive eden harika yorumlarınıza hayranım, sevgiler :)

      Sil
  6. Üniversite günlerim geldi aklıma.. kocaelinde okuyordum. yurtta kalıyordum. oda 12 kişilik.11 kiş gündüzcü ben gececi.. ben de yemekten kısıyordum ama sinemaya para veriyordum..gündüzleri tek başıma hep sinemaya gidiyordum..çoğu zaman akşam yemeğim balık kraker ve ayrandı..doğrayıp yerdim çünkü fazla param yoktu.. bir de o zaman çok discoydu bardı fazla yoktu..partiler olurdu onlara katılmak için de yemekten kısardım :)
    oldum olası bir yerden alıp bir yere veririm..tutumluyumdur. küçükken ablamın ve almayandaki halamın kızlarının giysilerini giyerdim.. çok az bana bişi alırlardı zaten kuzuydum hiçbişi talep etmezdim..evin ortancasıydım..ablam ve erkek kardeşim istemesi bitmeyen çocuklardı bana hiç fırsat kalmadı :) 38 yaşındayım arkadaşlarımdan giymediklerini beğenmediklerini alırım hiç utanmam çekinmem aksine para vermeden güzel giyinmenin mutluluğunu yaşarım :) pazarları severim uygun şeyler alırım oğluma eşime evime..ve evimd efazla eşya giysi takı tutmam... neredeyse ayda bir mutlaka verecek dağıtıcak birşeyler bulurum 1 tane bile olsa... freecycle a üyeyim ya oraya veririm yada çevremde soruştururum falan... çalışmak çok yıpratıcı...ev kredisi ödemek de.. o yüzden idareli olmak zorundayım..şükür ki eşim harcaması olmaya bir adam şanslıyım..
    çok güzel bir yazı yazmışsın..dilerim gençlere feyz olur..yada hala parasını doğru harcamayanlara...
    amma iç döktüm demi :)
    sevgiler,
    http://loveandsmile.wordpress.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sıcacık yorum için çook teşekkür ederim, mutlaka bu yorumu okuyanlar sizin tavrınızdan ilham alacaktır. Para deyip geçmemek lazım zira...
      Sevgilerimle..:)

      Sil
  7. öncelikle yazınızdaki içtenliğinizin birebir ulaştığını söylemeliyim...sonrasında;kendinize edindiğiniz bilginin başkalarına ulaşmasındaki paylaşım duygunuzu da kutlarım çünkü nekadar öğrenirsek öğrenelim paylaşmadıktan sonra bilgi niteliğini tam taşımadığına inanırım! (sizi yetiştiren anne-babanıza saygılar) yazılarınızın takipçisiyim))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, yazı samimi olunca okuyana da kolay geçiyor duygusu, ben de mutlu oluyorum böyle olunca:)
      Çok teşekkür ederim bu sıcacık yorum için, şu anda yüzümde mutlu bir gülümseme var, sevgiler :)

      Sil
  8. Bir çırpıda okuduğum, biriyle sohbet eder gibi hissettiğim bir yazınız daha... Kaleminize sağlık. :)

    YanıtlaSil
  9. Çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık güzel bloğunuzu takipteyim:-)bana da beklerim:-)

    YanıtlaSil