
Olmayınca
olmuyor işte. Ne pasapartum var, ne de daha önce yurtdışına
çıkmışlığım. Hele ki günümüzde insanların kendilerini
örneğin “On
beş ülke, kırk sekiz şehir gezdim…”
diye tanımladığı, seyahatlerini de “skora bağladığı”
düşünülürse; ben bayağı dinozor kalıyorum bu konuda.
Globalleşen dünyada popüler gezi mekanlarının tüketim
çılgınlığına kurban gittiği düşünülürse, benim gibi
sistem dışında kalan birine de ilk yurtdışı gezisinde
Ukrayna’nın en kuzeyindeki Kharkov gibi adı sanı fazla
bilinmeyen bir şehre gitmek yakışırdı elbette. İyi ki de öyle
olmuş...