Ağaç Ev’in 225. Haftasında yine enteresan bir konu vardı. Her ne kadar üzerinden iki hafta geçmiş olsa da fikir beyan edeyim dedim efenim, gündem sevgili Sade ve Derin /DeepTone ‘dan geldi. Konumuz şöyle:
” İnsan ömrü uzadıkça, beden parçalarını değiştirebilmek için
insan klonlamak gerçek olmaya başladı. Bu ürkütücü bir gelişme mi?”
Yıl olmuş 2248. Klonlar etrafta
cirit atıyor. Kim klon kim orijinal belli değil. Hükümet orijinal insanları
klonlardan ayırmak için zaman damgası diye bir şey çıkardı. Yani orijinallerde
bir şey yazmıyor ama klonların vücutlarının gizli bir yerinde üretim tarihi
var. İyi de ara ki bulasın! Kiminin serçe parmağının ikinci boğumunun altında,
kiminin kafa derisinin enseye birleştiği yerde, kiminin de topuğunun altında bu
tarih. Niye böyle? Bizim akıllı hükümetten akıllı biri şöyle düşünmüş:
“Biz bu klonların hep aynı yerine üretim tarihini yazarsak çakmalarını yapmak kolay olur. En iyisi biz klonlara seri numarası verelim, her seri numarasının da üretim tarihi kendine özel bir yerde olsun.”
Ya harbi kafayı yemişler! Klonun çakması olsa ne olacak olmasa ne
olacak! Klon zaten insanın çakması değil mi? Hem bu saatten sonra orijinal
insan olsa ne olacak olmasa ne olacak? Herkes birbirinin klonu olmuş. 21. Yüzyılda
dudaklarını şişiren, Fransız askısıyla kaşlarını 45 derece kaldırtan, çenelerini
törpületip hepsi Seda Sayan çakması olan kadınlar ışınlanıp 2248’e gelseler,
akıllanıp orijinal kalmak için servet öderlerdi herhalde…
Nasıl ki 21. Yüzyılda plazalara, Avm’lere dedektörlerden geçip giriliyordu; bizim klon çağında da klon
dedektörleri var. Elbette
hepimiz çipliyiz. Devletin polisi elindeki aygıtı başından ayağına kadar tutuyor
insan görünümlü ama ne idüğü belirsiz yaratıkların; sonra elbette o klasik ses duyuluyor,
ne sandınız ya! Yıl 2248 de olsa o ses duyulacak kardeşim!
“Dzzzııııt,dzzzzıııtt”
Bakıyor sonra ekrana, kimliği
okuyor:
“Ali’den olma Ayşe’den doğma
insan.”
“Geç bakalım, sıradaki gelsin”
“Dzzzııııt, dzzzzıııtt”
“Seri No: 2248-00126- tarih
damgası kuyruk sokumunun en son kemiğinde”
“Sen, aç bakayım kazağını, sıyır
pantolonunu”
Klon utanıyor:
“Ne utanıyorsun, klonsun işte, aç
şu kazağını da işimi zorlaştırma!”
Klon utana sıkıla kazağını açıp
pantolonunu da az indirerek damgayı gösteriyor:
“Geç, sıradaki gelsin…”
“Klonlara ruh yüklediler bir de
utanma dertleri çıktı! Hay ben böyle işe!” diye kafa sallıyor güvenlikçi abi.
Bu kontrollerden sonra yakalanan “çakma
klonları” cezaevlerine tıkıyorlar. Neden? Çünkü bu çakmalar bir yerden sonra
saçmalamaya başlıyor da ondan. Kimi çırılçıplak soyunuyor ortalıkta, kimi
cinnet geçirip sağa sola saldırıyor. Niye? Çünkü çakma klonların beyinlerinde
bir nöron eksik oluyormuş. Valla bu da doğru mu yalan mı bilemem. Zira klon
markaları uyduruyor bu safsataları. En büyük kloncu Elon Klonx öyle diyor, yersen…
Bence markalarını satmak için arada bazı klonlara “çakma” süsü verip kendileri
delirtiyor.
Dert bir tek bu olsa keşke! Bu klonlardan sonra işler iyice karıştı. Mesela adliyelerde boşanma davaları kilitlendi kaldı. Misal; kadın kocasını yatakta başka kadınla basmış. Adam iddia ediyor, ben değilim klondur o klon! Hadi çık bakalım işin içinden çıkabilirsen!
“E bunun kolayı var. Madem zaman damgası diye bir şey var, çağırsınlar devletin dedektörlü güvenlikçilerini; karısını aldatan adam klon mu değil mi çıkar ortaya…”He canım, biz bilmiyorduk bu
yöntemi! 21. Yüzyıl kafasıyla oradan ahkâm kesiyorsun! 2248 yılında olabiliriz
ama elbette devletimizin memurları işini biliyor. Anlamadın mı daha? Parayı
veriyosun, hoop al sana zaman damgası! E bilgisayar programındaki kayıt? Oooo
kozmik oda, dark web falan o şeyler geride kaldı çoktan… Uzay çağındayız bebeğim! Adam karısını
aldatmadan önce zaten yaptırmış klonunu merdiven altında; zaman damgası işini
de devletteki dayılar halletmiş. Gönderiyor klonu mahkemeye. Klon mahkemede inandığı
bilgisayar kodları huzurunda basıyor yemini, zaten kravat da takmış; iyi halden
olay kapanıyor. Adamın aklandığı yetmezmiş gibi sonra bir de utanmadan özür
dilettiriyor karısına:
“Ben ettim sen etme Hüsnücüğüm, çok özür dilerim, klonunmuş o şerefsiz! Sen zaten beni hiç aldatır mısın?”
2248’de yaşamanın tatlı tarafları
bunlar. En tatlı hayat tabii ki klon politikacılar için. Mesela rüşvet verirken
mi yakalandı, veriyor demeci televizyona:
“WcX Galaksisi Dış Gezegenler
Bakanı Ahmet Bey’in 2254-00176 No’lu klonu, Ay’daki bir bakana rüşvet verirken
yakalanmıştır. Klonun zaman damgası, 20’lik dişinin boşluğunda tespit edilmiş
olup…”
Yersen; yemezsen de sen bilirsin canım kardeşim.
Klon çağındayız biz. En zenginlerimiz lüks kliniklerde kendilerini klonlarken, orta hallilerimiz o işi merdiven altlarında hallediyor. Bir suç mu işlemek istiyor canımız, çakıyoruz bir klon, bakıyoruz keyfimize. En fakirlerimiz ne mi yapıyor?
“Fakir ama gururlu ve orijinal kaldılar!”
dememi bekliyorsun değil mi? Maalesef canım, o senin
dediğin şey 20. YY Yeşilçam filmlerinde olur.
Madem kendilerinin klonlarını
yapacak paraları yok, kendilerine en çok benzeyen çocuğu üretmek için çalışıyor
en fakirlerimiz. Hayat akıyor yani bir şekilde; kimse klonlardan kurtulma
derdinde değil anlayacağın! Geçen gün televizyonda bir profesör konuşuyordu:
“Madem klon diye bir gerçek var,
biz de klonlarla yaşamayı öğreneceğiz!”
Mutlu pazartesiler…
Merhabalar.
YanıtlaSilAslın sağlığı bozulup da yetersiz kalan bir uzvunu ya da organını yenilemek için kullanıyor olması çok şahane bir durum. Ancak, tamamen bir kopyasının yaratılması ve o kopyanın da hayatın içinde yer alması çok kötü bir durum. Kargaşalığa neden olur.
Selam ve saygılarımla.
Yorumunuz için teşekkür ederim; Keşke sadece organlar klonlansa. Ben bu konunun sadece bir organın yerine yenisini koymak gibi iyi niyetle kullanılacağına inanamıyorum; o yüzden espriyle karışık bir şeyler yazdım, selam, sevgi ve saygılarımla. 🌺
SilHahahah, aynen böyle olacağına eminim :)
YanıtlaSilDevamını yazmak lazım bunların hayatının, sevdim Klonistanı ben :))
SilŞaşırtmadınız, tam da beklediğim gibi. Hem hayal gücünüz hem de kıvrak zekânız eğlenceli olduğu kadar düşündüren fıkra tadında yazılar üretiyor.
YanıtlaSilFakat yine de iyimser gördüm sizi biraz. Klonları orijinaller o kadar serbest bırakmazlar sanırım. Etinden, sütünden yararlanır ve en ağır şartlar altında onursuz bir yaşama mahkûm ederler onları. Karşı çıkan olursa da "Sen insan mısın be!" diyerek posta koyarlar. Klon mahkemeye başvurup hakaret davası açarsa hakimin "Yapılan inceleme ve bilirkişi raporuna göre müsait bir yerinde zaman damgası tespit edildiğinden davanın reddine hükmedilmiştir." şeklinde bir karar vermesi beklenen gelişmedir. Kaldı ki bazı durumlarda orijinal insanlar yasa dışı yollardan geçici bir şekilde damgalanıp klon görünerek mahkemeleri yanıltabilir, hatta damgaya bile ihtiyaç hissetmeden hakime rüşvet vermek suretiyle kendisini klon gibi göstererek suçlandığı davadan sıyırabilir:))
Çok teşekkürler efendim, yorumunuzla ortama neşe kattınız, 🌺 Şahane devam ettiniz öyküye. Ben de yazdıkça sevdim aslında bu Klonistan'ı, n'apsak yazsak mı biraz daha, ama siz de yazsanız, şahane şeyler çıkacak gibi :)
Siloooo klon mühendisi de olmuşsun seeen :) sen de yoksa yapay zeka mısıın :)
YanıtlaSilHahhhaaa, yetkiyi verseler daha neler yaparım, değil klonları bütün sosyolojiyi mühendislerim :))) "Trollemek" gibi "mühendislemek" yüklemini bile kazandırırım Türkçeye, yapay zekaların gücü adına tırınnn tırınnıınn.... 🤩🤩 Deep beni çok fena gaza getiriyorsun, sonra klonum gelir "Deep yüzünden bizim orijinal uçtu" der bak karışmam ona göre 😀😍
Sil"Zaten kravat da takmış." Cümlenin tamamında koptum. Yine enfes bir mizahtı, ateş edilen alanlar şahaneydi. Başkaca da sözüm yoktur, çünkü yazıyı okup bitirmiş olsam da hâlâ koptum durumundayım:)
YanıtlaSilTeşekkürler her zamanki gibi pozitif, motive eden yorumunuz için:) Kopalım tabii ki, biz kopmayalım da klonlar mı kopsun :)) Off korkunç oldu bu espri ama kalsın, napiceksin Maykıl Ceksin hesabı :)))
SilElon Klonx, Elon Musk’ın akrabası herhalde :)
YanıtlaSilYüzyıllar da geçse bir Elon gelir paraları yer diyorsun yani 😊
Sil