Son
zamanlarda bloğumun biraz sosyalleşmesi iyi olur düşüncesiyle
mantıklı bulduğum bütün çekilişlere katılmaya başladım.
“Evdeyazar” biraz sosyalleşirken ben de kendi adıma eğleniyorum
küçük çapta. Bu güne kadar hiç bir çekilişte kayda değer bir
hediye kazanamamış olmamın da itici gücü mü var bu kararımda
bilemiyorum.
Her
neyse, pazar günü maillerime bir baktım. Bir çekilişte hediye
kazanmışım. Nasıl mutlu oldum bilemezsiniz! Sürpriz bir
gelişmeydi, şansım mı dönüyordu ne.. Hemen iletişim
bilgilerimi gönderdim, gelen cevapsa gerçekten çok ilginçti. Blog
sahibesinin eviyle aramızda sadece iki sokak mesafe vardı! A-sosyal yaşamayı kendine
şiar edinmiş, kendi halinde Evdeyazar'a birden bir cesaret geldi.
Dedim,
“-Madem bu kadar yakın oturuyoruz, hediyeyi elden alayım,
boşu boşuna kargo ile uğraşmayın”
Karşı taraftan gelen cevap
da çok samimiydi ama zaman sorunu vardı. Neyse biz, arkadaşın iş
çıkış saatinde yarım saat görüşmek üzere sözleştik,
birbirimizin telefon numaralarını aldık.
Buluşacağımız
yer, sadece bizim semtte değil bir çok uzak kentte yaşayan insanın
da bildiğini tahmin ettiğim, ünlü bir meydanın ünlü bir heykelinin yanıydı. Fazla detaya girmek istemiyorum, çünkü nerede buluştuğumuzu söylememek konusunda sözleştik kendisiyle.. İçimde çocuksu bir heyecanla hemen algılanabilecek canlı yeşil gömleğimi
giyerek buluşma yerine gittim, amacım kolay tanınabilmek. Buluşma
saatimiz 18:40'dı.. Dakik insanımdır, bekletmemek için acayip
özenli davranırım. 18:35'de heykelimizin tam yanında yerimi
aldım. 18:39'da heyecanla arkadaşı aradım. Bir kaç dakika sonra
geleceğini söyledi ve söylediği gibi de oldu. Beni eliyle koymuş
gibi buldu, zira her şey çok netti! Karşımda iki dakika geç
kaldığı için özür dileyen nazik bir insan vardı. Buluşma
yerimize ve olayın komikliğine gülüşerek yakın bir kafeye
oturduk.
Çaylarımızı
söyledik ve söyleşmeye başladık. Ben hemen kitabıma bir yazı yazmasını rica ettim. Zira kitapların ilk sayfalarına bırakılan küçük notlara çok değer veririm. O da beni kırmayarak esprili bir not yazdı. Çok merak ettiniz farkındayım bu blog yazarının kim olduğunu. Ben kendisini gidipgormeli.com adındaki gezi bloğundan takip etmeye
başlamıştım, ama hediyelerimi diğer bloğu olan
simdiduydum.blogspot.com'dan kazandım..
Hayat
çok acayip tesadüflerle dolu, internetse bu tesadüfleri şaşırtıcı boyutlara getirebiliyor... Konuşma sırasında bu blogların sahibesi sevgili Esra'nın kısa zaman öncesine kadar bizim sokakta yaşadığını öğrendim çünkü. Aynı sokakta yaşayıp tanışmamak, blog çekilişi vasıtasıyla bir araya gelmek, gerçekten enteresan değil mi sizce de?
Kendisinden
izin aldığım için bu yazıyı biraz röportaj tadında oluşturma
özgürlüğüm var. Sevgili Esra, Güzel Sanatlar Sinema Bölümü
mezunu. Kendi mesleğini doğru şekilde icra edebilen şanslı
kişilerden. Bir dijital platformda çalışıyor. Yaptığı iş bana gerçekten
çok ilginç geldi.
“-Anlatabilir miyim biraz?” dedim.
Gülümseyerek
“-Olur” dedi. Esra'nın işi film izlemek. Günde
25, senede 1800 civarında film izliyormuş.. Şimdi
diyeceksiniz ki “Ne kadar güzel iş, al mısırları otur seyret!” Bir çok kişi de böyle zannediyormuş söylediğine göre ama yanılıyorsunuz, hiç de o kadar zevkli görünmüyor. Aksine bence çok zor bir işi var. Bir
filmi dört kez izliyormuş, ilk üçü normalden 4 kat hızlı. Önce
filmdeki teknik arızalara bakıyorlarmış, sonra ses kalitesini
irdeliyorlarmış, üçüncü turda da hani sigarayı, içkiyi,
reklamları sansürlüyorlar ya, o amaçla izliyorlarmış aynı filmi. Sonuncu
tur biraz daha hızlı oluyormuş genel kontrol amaçlı.
“-Öyle
bir boyuta giriyorum ki, 4 kat hızlı İngilizce'yi bile anlar hale
geldim artık!” diyor gülümseyerek..
“-Peki, izlediğin filmleri anımsıyor
musun?” diye sordum.
“-Film tanıdık geliyor ama konusunu
anımsamam mümkün değil" karşılığını verdi.
Böyle bir
işi olmasına rağmen akşamları yine de arada sırada televizyon
izleyebiliyormuş ama sinemaya gitmeye tahammülü kalmamış doğal olarak.
Bu
işlerin nasıl yapıldığını hep merak etmişimdir, ilk ağızdan
böyle detaylı bilgi almaktan inanın çok keyif aldım..
Esra'nın
gezi bloğunu okumak gerçekten çok eğlenceli; zaten kendisi de gezmeye
bayılıyor anladığım kadarıyla. Sizler bu yazıyı okurken, O
yine bir yayıncılık fuarı için yurt dışına gitme telaşında
olacak. Diğer bloğunda ise biraz daha güncel hayata yönelik, alış veriş ve moda temelinde içerikler paylaşıyor.
Gördüğünüz
gibi bir hediye çekilişine katılma olayı röportaj tadında
keyifli bir söyleşiye dönüştü.
Kendisine
hediyeler için çok teşekkür ederim bir kez daha.. Kitabı okuyup bitirdikten sonra burada yorumlayacağım günü sabırsızlıkla
bekliyorum şimdiden..
Donanımlı, hoş sohbet, aynı zamanda nazik bir blog yazarıyla tanışmış olmak benim için çok güzel bir deneyimdi. Umarım siz de bu yazıyı okuyunca en az benim kadar keyif almışsınızdır.
Sevgiyle
kalın..
Harika!
YanıtlaSilSizin olay da tam film senaryosu gibi olmuş hani :) Aynı sokakta oturduğun kişiyi internette bir blog çekilişinde tesadüfen tanımak tam bir Türk filmi senaryosu :)
Bu arada çekilişi kazandığınız için tebrik ederim.
Evet gerçekten de dün yaşadığımız olay tam bir senaryo tadındaydı, paylaşmadan edemedim ben de:)
SilO kadar mutlu oldum ki,birilerini mutlu etmek için çekiliş yapma zamanım gelmiş demek ki benim de.. Bu arada çekilişlere katılmaya devam edeceğim bu sevinçle, bakalım şansım hep yaver gidecek mi:)
Teşekkür ederim bu sevincimi paylaştığınız için:)
Merhaba,
YanıtlaSilSenin adına çok sevindim. Senin gibi üretken bir insanın kendini "sosyal olmayan" olarak nitelemesi çok üzücüydü. Ama sosyal olmak adına attığın adım sadece senin için değil seni yakından takip eden blogcular için de çok güzel bir gelişme oldu.
Tebrik ederim
Şansının devam etmesini diliyorum.
Teşekkür ederim, gerçekten çok güzel bir deneyimdi benim için:)
SilBakalım şansım ne kadar daha devam edecek, bir çok çekilişe katıldım, artık ben bile bilmiyorum hangisine katıldığımı:) Bence siz de deneyin şansınızı, gerçekten de çok eğlenceli oluyor:)
Film gibi bir olay yaşamışsınız. Sizinle aynı sokakta oturan kişi ile bir blog çekilişi vesilesiyle tanışmak ilginç bir durum. Blog yazmanın faydalarından biri olsa gerek :)
YanıtlaSilEvet gerçekten de enteresandı:) Herkes blog yazmanın bir çok faydasını görmüştür mutlaka, ama böylesi sanırım ilk kez yaşanıyor:)
Silçok hoş bir tesadüf olmuş.:)
YanıtlaSilBlog yazarı olmanın güzel sürprizleri:)Yaşasın blog kardeşliği:)
SilDeğişik bir işmiş, bak sayende öğrendik. Eline sağlık...
YanıtlaSilBen de çok ilginç buldum, aslında hiç fark etmediğimiz detaylarla ilgilenen ne kadar çok meslek var!
SilHarika olmuş, gerçekten. Beni de benim sokağı da ki bir blogcu arkadaşım buldu. Beni balkondan oturan kedilerimden tanımış:) Her gün geçerken sevdiği kediler meğer seninmiş diye yazdı:) Eğlenceli ve gerçekten heyecan verici. Sizi takip eden kişi aslında çok yanınızda olması. Esra'nın işi de gerçekten çok eteresanmış. Seni okurken ben bile sıkıldım bir anda. Bir filmi aynı zamanda 4 kez izlemek:) kabus gibi.
YanıtlaSilSizinki de ilginç olmuş:) Aslında internet çok enteresan bir mecra.. Bakalım daha ne sürprizlerle karşılacağız:)
SilOlamaz mı olabilir :) Hayat tesadüflerle dolu,sadece biraz şansı zorlamak gerekiyor bazen.. İyi ki katılmışsın çekilişe :)
YanıtlaSilEvet, güzel tesadüflere diyecek bir şeyimiz yok elbette. Yeter ki kötü tesadüfler bizi bulmasın..
Sil