3 Temmuz 2014 Perşembe

Konuk Yazar: Sosyal Medyayı Sevemedim, Blogculuğu Sevdiğim Kadar

Bugün sizleri "Hızlı Adam" blogunun sahibi Bünyamin Kapıcıoğu'nun bu güzel yazısı ile başbaşa bırakıyorum. Bloguma renk kattığı için kendisine teşekkür ediyorum..

Evde Yazar'a misafir olmadan önce 11 ay bekledim. Diyeceksiniz ki neymiş bu Evde Yazar'a misafir olmak. Biz de okadar çalışmalı mıyız? Ne kadar çalışmanız gerektiğini bilmiyorum ama asıl açmak istediğim konu bu değil. Söylemek istediğim, 11 ay boyunca bu blogu takip ediyor olmam.

Peki Bundan Bize Ne?

Sosyal medya çılgınlığıdır almış başını gidiyor. Beğen, paylaş, yorum yap; yorum yap, paylaş, beğen hep aynı hep aynı. Takipçi sayısı veya arkadaş sayısı "kişisel popülarite ibresi" haline gelmiş. İnanılmaz bir rant kavgası var; gizli ve içten içe. Benim iletim daha çok beğenildi, daha çok yorum aldı. Nihaha...

social media da bitecek
Facebook da bir gün bitecek!
Netlog vardı bir zamanlar. Hi5'i hatırladınız mı? My Space? vardı da vardı.. Şimdi Facebook, Twitter, Vine gibi sosyal platformlar revaçta. Son gelenler pazara güçlü girdi fakat trendlerin özelliği kısa ömürlü olmalarıdır. Hayatımızın sonuna kadar Twitter olacağını zannetmiyorum.

Blog yazarlığının tarihini biliyor musunuz? Bloglamak kelimesinden türeyen blogculuk tam 20+ yıldır var. Blogculuğa trend diyemeyiz. Öyle olsaydı çoktan modası bitmiş olurdu. İnternetin bir parçası diyebiliriz. Dijital Medya'nın merkezi dersek de yanlış olmaz.

bloglar
Begen, paylas, yorum yap!


Sizce Blog Yazarlarının Tek Derdi Para Kazanmak mı?

Sizin Facebook duvarınızda paylaşacağınız bir yazı en fazla kaç kelimeden oluşmalıdır. 500 kelimeden oluşan duvar yazınızı kaç arkadaşınız okur? Kaç kişi yorum yapar? Bence hiç şansınız dahi olmaz. Fakat blogcuların 500-1000 kelime arası yazdığı fayda yüklü makaleler hevesle okunuyor. Dahası bir sonraki yazı mail adresine bildirim olarak gelsin diye insanlar abone oluyor.

Bakın ben şu an burada misafir yazarım. Dün de Blog Hocam'da misafirdim. Uzun emek verdim yazabilmek için. Peki sizin Facebook duvarınıza katkı sağlamak için kaç arkadaşınız oturup saatlerce yazı yazar?

Tam da bunu söylemek istiyorum. Blog yazarları dijital medyanın gerçek sosyal karakterleridir. İlişkiler daha sağlıklı ve daha uzun ömürlüdür. Paylaşılan makaleler okuyucuya fayda sağlar. Bazen eğlendirir, bazen hüzünlendirir. Neticede okuyucu, almak/ulaşmak istediği bilgi veya duyguya bloglarda erişir. Milyonlarca blog yazarı olduğu için milyonlarca konu vardır. Bundan 9 yıl önce tanıştığım blog yazarı Eda Suner'i halen daha takip ediyorum. Eda Suner bir blog fenomenidir. Eğer merak edip araştırma gereği duyduysanız, Eda Suner Demirel olarak aratın. O artık evli ve ikinci soyadı var. Eda örneğini neden anlattım: Hiçbir sosyal platformda arkadaş olarak ekli olmamasına rağmen Eda'nın hakkında bilgi sahibiysem; bugün Facebook'un yaptığını biz blogcular yıllar önce yapıyorduk demektir. Kazanç kısmı ise emeğin karşılığı sadece.

Yukarıdaki örnekte olduğu gibi Evde Yazar'ı da uzun yıllar takip etmek ve iyi dostluklar kurmak ümidiyle: tüm blogculara başarılar diliyorum. Blog sahipleri birbirini takip etmeli ve bir yorum yapmaya, bir çay içmeye gitmelidirler.

Yazar Hakkında:

Yedi yaşımdan beri hep bir şeyler satmanın merakındaydım. Biyomedikal Teknikeri olmama rağmen Türkiye'nin en iyi bilişim akademisinin satış departmanında "uzman" pozisyonunda çalışıyorum. Ticareti sevdiğim kadar yazmayı da seviyorum. Tam dokuz yıldır blog yazıyorum. Bu yüzden iki tecrübemi birleştirerek iş hayatında rakiplerinize fark atmanızı amaçlayan HızlıAdam bloğunu oluşturdum. 1990 doğumluyum, sene 2014 ve ben bugüne kadar iki farklı kurumsal markada yönetici pozisyonunda çalıştım. Freelance otomobil alım satımından tutun e-ticaret de dahil bir çok gelir projesinde yer aldım. Evliyim ve bir oğlum var. Bu yüzden benim gibi hızlı yaşayıp, hızlı kariyer edinen kişilere hızlı adamlar diyorum;)

14 yorum :

  1. blogların önemi hakkında oldukça özgün bir makale. Sizi kutlarım bu konuda. :)

    YanıtlaSil
  2. herseyden öte eglenceli anlatımınıza bayıldım :) sevgiler..

    YanıtlaSil
  3. Güzel yazı. Ve anlatım şeklimiz bayağı bir benzerlikler var. Tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  4. Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Herkese iyi bloglar

    YanıtlaSil
  5. Dediğiniz gibi trendler sürekli değişir fakat bloglama sabit :) Bloglar çay tadında internette en uzun vakit geçirebildiğimiz yerler ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle Hamza bey. "Çay tadında" Hatta ben bir aralar kendi makalelerimi abonelerime duyururken "Yeni atıştırmalık makale" başlığı ile mail gönderiyordum. Fakat her abonenin blog kültürü olamayacağı için birazdaha genel tabirlerle gönderir oldum.

      Sil
  6. Belki bir gün bende evde yazarın konuğu olurum. Ama tabi yemem gereken daha 987 fırın ekmek var. Gelelim blog misafirine gerçekten güzel ve anlamlı bir yazıyı güzel bir anlatımla yazmışsınız efendim. Emeğinize sağlık .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Emrah, ne zaman istersen konuğum olursun, memnun olurum :)

      Sil
    2. Muhakkak misafir olun. Evde yazar çok misafirperver birisi:) Güzel yorumunuz için ayrıca teşekkür ederim. İyi bloglamalar

      Sil
    3. Bu yorumu çok sevdim ben :) En yakın sürede faydalı bir içerikle karşınızdayım efendim .

      Sil
  7. çok içten bir anlatim olmuş:) blogla ben sadece 1 yıldır tanisiorum ve burda buldugum samimiyeti diger ağlarda.kesinlikle bulamiorum bir tv nin radyonun yerini alamayacagi gibi bir face te blogun yerini alamaz

    YanıtlaSil
  8. Tam da bahsettiğiniz sebeplerle blog dünyasına merhaba diyeli daha 1 ay bile olmadı. Uzun soluklu bloglamalar diyorum size ve benim gibi yeni başlayanlara. :)

    YanıtlaSil