Geçenlerde
gördüğüm bir Facebook sayfasında “kasım ve aşk ayrılmaz
ikilidir, siz de söyleyin ayrılmaz ikililerinizi” diyordu. Çok
hoşuma gitti, yazmaya başladım hemen...
Pazar
kahvaltımda kaymak ve bal, sonrasında gazetelerim ve bulmacalar,
mutfağımda sevgi ile yaptığım yemekler ve huzur veren kavrulmuş
soğan kokusu, dumanı tüten tarhana çorbası ve olmazsa olmazı
karabiber, mahallemdeki köşe ve o köşedeki laz bakkal... Sabah
günaydını ve içten gelen bir gülümseme...
Aslında
hayatımda vazgeçemediğim o kadar çok ikili var ki, hangi birini
anlatsam diğerleri eksik kalıyor...
Mesela
kitaplar ve onları yazan yürekler olmasaydı, filmler ve onları
yaratan sinemacılar, resimler ve ressamlar, şarkılar ve
müzisyenler, yani sanat ve incelmiş ruhlar olmasaydı yaşam ne
kadar tatsız tuzsuz olurdu...
photo by Naman Verma, inseparable love |
Sevdiğimiz
insanlar ve onların bizi sarmalayan güven verici duruşları
olmasaydı, özlemlerimiz ve kavuşma anlarının yaşattığı
coşku, sevgi ve emek olmasaydı; her şeyin ötesinde ya ne yapardık
aşık ve maşuk olmasaydı?
Yazdıkça
şaşırıyorum; sanki hayat ikililer üzerine kurulmuş gibi! Bazen
kendisine benzer, kendisini tamamlayan ikililer, bazen de zıtların
bütünlüğü, olmaması gereken ikililer! Düşünsenize silahlar
ve bombalar olmasaydı, kin ve nefret, ego ve bencillik, küfür ve
hakaret, haset ve kıskançlık, entrika ve dedikodu olmasaydı;
politika ve siyasetçiler olmasaydı mesela!
Hayat
ne garip değil mi? Bir elmanın yarısı gibiyiz bir şeylerle,
ama bazen elmanın yarısı ekşi, yarısı tatlı çıkabiliyor!
İçimiz de öyle değil mi; hem iyiyiz, hem azıcık da olsa
kötüyüz; hem uygarız, hem ilkel huylarımız var; hem akıllıyız
hem biraz deli, biraz çılgın; bazen derviş gibiyiz, bazen ise
dizginlerinden boşalmış kızgın bir boğaya benziyoruz,
burnumuzdan çıkan dumanlarla...
Nereye
gitti şimdi bu yazı? Ne güzel beni etkileyen ikililerden
bahsetmeyi planlamıştım oysa başlarken... Çiçek kokusu ve bahar
mevsimi, dışarıda yağan kar ve Adile Naşit'li Türk filmi,
Fransızca şarkılar ve loş mum ışığı, vanilya kokusu ve anne
muhallebisi, sardunyalar ve vita yağı tenekeleri, gülümseyen bir
çocuk yüzü ve elinde tuttuğu pamuk şeker, eski zaman
fotoğrafları ve o fotoğraflardaki tüllü şapkalı zarif
kadınlar; gramafon ve Münir Nurettin'den eskimeyen bir şarkı...
Galiba
bugün pembe gözlüğümü taktım yine, sözü size bırakıyorum,
sevgiyle...
Münir Nurettin in bu parçasını dinleyince benim de aklıma hemen ikili Kanlıca ve pudra sekerli Kanlıca yoğurdu geldi. Ardından çocukluğum ve anılar ikilisi... Huzur ve mahalle ilişkileri, Annem ve babam ikilisi, güven ve özgürlük ikilisi, Zagor ve Kızılmaske, U/umut ve S/sevgi, (çocuklarımın ismi ve duygu olarak ayrılmaz ikili ;) ) bunların dışında kalan olumsuz ikilileri yazmak açıkçası işime gelmiyor. Sebebi ise gercekten yazmak bile yoruyor ruh halimi. Bir süreliğine pozitif takılmakta kararlıyım.
YanıtlaSilYazın yine çok güzel olmuş. Eline fikrine sağlık. Kaleminin mürekkebi tūkenmesin diyeceğim ama o ikili günümüzde tarih oldu. Klavyenin tuşları ve de parmakların eskimesin diyeyim. Kal sağlıcakla....
Çok teşekkür ederim, her zamanki gibi yorumunuzla yazıya hoşluk getirdiniz, sevgiler...
SilMerhaba Evde Yazar,
YanıtlaSilİlk yazılarında okuduğuma göre yazar olmak gibi bir hayalin var galiba. Bir süredir blogunu takip ediyorum. Bence böyle bir hayalin varsa, bunu gerçekleştirmen çok da uzak bir şey değil. Senden çok güzel bir yazar olacağına inanıyorum. :) Mesela kasım aylarında düzenlenen bir etkinlik varmış, aşağıdaki linkten daha fazla bilgi elde edebilirsin. Bu tip etkinliklere hiç katılmayı düşündün mü?
Kasımda roman yazmak: http://barisozcan.com/kasimda-roman-yazmak-baskadir/
Merhaba,
SilÖncelikle cesaret verici hoş yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazmakla ilgili kurslar, etkinlikler ilgi alanımda elbette, öneri için ayrıca teşekkürler, inceleyeceğim.
Sevgiler..
Bir solukta okudum yazdığınızı. Siz hep yazın:)
YanıtlaSilÇok güzel ve özgün bir üslubunuz var. Yazılarınızı hep zevkle okuyorum
Çok teşekkür ederim, siz de hep yorum yazın, sevgiler :)
Silİkililer ve tanımlar çok tanıdık geldi. Hoş bir yazı olmuş. Gönlünüze sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, sevgiler:)
Silİkili deyince küçüklüğümde okuduğum Lorel hardi kitaplarım geldi aklıma ( özellikle okunduğu gibi yazdım :) )
YanıtlaSilEvet ne tatlı ikiliydi onlar; şimdi aklıma geliyor da Tom ve Jerry, Nokta ile Virgül, Heidi ile Peter :))
SilYazının sonuna doğru içimi bi mutluluk kapladı, şarkı da üzerine çok iyi geldi :)
YanıtlaSilNe güzel :)
Sil