Zehra
mutlu mutlu evinde otururken telefonu çaldı. Bilmediği bir
numaraydı arayan. “Buyurun” dedi. “Zehra Hanım, başvurduğunuz
bilgi yarışmasına kabul edildiniz. Yarın hemen Kanal
SonKalanTv'de yarışmaya bekliyoruz” diyordu bir ses. Çok
heyecanlandı Zehra, “Elbette geleceğim” dedi sevinerek. Büyük
ödül 1 milyonu kazanırsa Ferit'le ne güzel seyahatlere çıkardı,
adalardan bir ev bile alırdı belki çiçekler ve bahçe içinde.
Hem genel kültürüne güveniyordu Zehra, niye kazanmasındı ki...
Ertesi
gün kendini en rahat hissettiği spor pantolonu ve tişörtünü
giyerek, fazla da süslenmeden Kanal SonKalanTv'nin yolunu tuttu.
Yarışmanın başlamasına 30 dakika kala yetişti stüdyoya. Salon
hazırdı, seyirciler yerlerini almıştı. Sorular başladı:
- Zehra
Hanım hazırsanız, ilk sorunuz geliyor. 30 plaka kodlu ilimiz
hangisidir, süreniz başladı!
Zehra
çok rahatlamıştı soruyu duyunca, hemen cevap verdi:
- Cevap
veriyorum, Hakkari!
- Maaalesef
bilemediniz, diğer soruya geçiyoruz.
- Ama
nasıl olur sunucu bey, ben bu yanıttan eminim!
- Düne
kadar haklı olabilirdiniz ama, Hakkari artık il değil, dün il
olmaktan çıkarıldı. Şansınızı bir sonraki soruda
kullanabilirsiniz Zehra Hanım.
Zehra
çok üzgündü, çocukluğundan beri bildiği, Türkiye'nin
doğusundaki il Hakkari yok muydu artık! Biraz morali bozuldu ama
yarışmayı kazanmalıydı, can kulağıyla sunucuyu dinledi.
- Evet
Zehra Hanım, ikinci sorumuzu mutlaka bilirsiniz. 30 Ekim 1973
tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin 50. yıldönümü şerefine
devlet töreniyle açılan, ve iki kıtayı birleştiren köprünün
adı nedir?
- Bunu
bilemeyecek ne var, tabii ki Boğaziçi Köprüsü!
diye
yanıtladı gülümseyerek Zehra.
- Çok
üzgünüm Zehra Hanım, maalesef bu soruyu da bilemediniz.
- Ama
nasıl olur sunucu bey, bu bir şaka mı! Dünyadaki herkes bu
köprünün adını bilir!
- Köprünün
adı artık 15 Temmuz Şehitler Köprüsü oldu. Bir hafta önce
yapsaydık yarışmayı, soruyu bilecektiniz. Anlaşılan gündemi
pek de takip etmiyorsunuz! Neyse diğer sorularla devam edelim,
moralinizi bozmayın!
*** |
Zehra
yıkılmıştı! Çok güvendiği genel kültürü, gündemi takip
etmediği için eskiyor, bildiği her şey kısa süre içinde
değişiyordu. Okumak yetmiyor, gündemin içinde yaşamak
gerekiyordu. Her şey, ama her şey hızla farklılaşıyordu.
Yoksa gerçekten de “Ah Nerede” filminin senaryosu da mı
değişmişti! Kendini topladı, ama morali çok bozulmuştu. Ferit'i
düşündü, aşkını ve mutlu geleceğini düşündü, konsantre
olmaya çalıştı.
- Evet
sıradaki sorumuzu mutlaka doğru yanıtlayacaksınız Zehra Hanım.
Çünkü bu sizin son şansınız. Hazır mısınız, işte sorunuz
geliyor! 1969 yılında dünyanın dördüncü büyük sanat
merkezi olarak hizmet veren ve Cumhuriyet Dönemi'nin simge
yapılarından biri olan, içinde opera, bale, tiyatro, konser ve
sinema salonları bulunan Taksim'deki ünlü yapının adı nedir?
Zehra
duraksadı, gözlerinden yaşlar süzülüyordu. 8 sene öncesinde
içinden keman sesleri yükselen, bir çok gösteriye gittiği o
yapıyı, şimdilerde yıkılması planlanan, çünkü 8 senedir
çürümeye terk edilmiş o sembol binayı düşündü. Yüreği daha
fazla kaldıramayacaktı. Soruya yanıt vermeden koşarcasına terk
etti stüdyoyu!
***** |
Hızla
uzaklaştı binadan. Her şey ama her şey neden bu kadar
değişiyordu! Bu gerçek, bir tokat gibi yüzüne çarpmışken
birden afalladı. Köşe başındaki bankta oturuyordu Ferit,
geçmişten gelen tek hatıra olduğu için, O'na yaklaşıp
gerçekleri anlatmak geldi içinden. Evet, insan sevdiği şeylere
sahip çıkmalıydı. Bütün cesaretini toplayarak Ferit'e doğru
hızlandırdı adımlarını Zehra...
ARKASI
YARIN...
BİRLİKTE
YAZALIM:
Yorumlarınızla öyküye katkıda bulunmak ister misiniz, hep
birlikte terapi yapmak amacım. Öykünün bir sonraki sahnesi için
yorum yapın, ben de ertesi gün yazarken ruh halime en uygun yorumu
öyküye ekleyeyim.
Görsel
kaynakları:
*** https://gemmaschiebefineart.files.wordpress.com/2014/01/img_1933.jpg
*****http://www.latimes.com/travel/la-tr-nps-sand-creek-massacre-20160731-snap-htmlstory.html
"Tam Ferit'e yaklaştığı sırada seyyar satıcının elinde bir rüzgar gülü gördü sonra da duydukları geldi aklına. Yaşam, ilişkiler, fikirler, düşünceler ne kadar çabuk değişiyordu.
YanıtlaSil-Biraz daha yavaş dedi kendi kendine yoruldum ne olur biraz daha yavaş ol hayat.
-Ferit ah Ferit şu anda sadece ağlamak istiyorum. Katıla katıla ağlamak. Oysa ben büyük ikramiyeyi kazanıp adalardan bahçesinde güzel kokulu çiçekleri olan bir ev almayı düşünmüştüm. Ya da bi tekneye binip dünya turuna çıkmayı... Benim bildiğim gerçekler değişmiş Ferit!... Görüyor musun herşey ne kadar hızla değişmiş..."
...
(O aanı ve mekanı hızla değiştiremedim sanırım.)
Bu da benden bi ekleme kolay gelsin.
Bence çok güzel olmuş, hayalinize sağlık:)
SilNereye gidecek birlikte yazılan öykü meraktayım :)
YanıtlaSilBen de bilmiyorum :)
SilBen de merak ettim doğrusu. Blog dünyasında yeniyim. Ve takip ederseniz mutlu olucam. Sevgiyle...
YanıtlaSilMerhaba,
SilÖncelikle blog dünyasında size başarılar dilerim. Yeni blog yazarlarının takipçi edinme konusunda ne kadar hevesli olduklarını tahmin edebiliyorum. Ama bu işte biraz sabırlı olmak gerekir. Naçizane tavsiyem, blogunuza insanları davet etmek yerine, sabırla ve emek vererek güzel içerikler üretmeniz olacaktır. İnanın organik yollardan gelen takipçilerin vereceği mutluluk çok daha keyiflidir... Başarılar dilerim.