29 Ocak 2017 Pazar

Pespembe bir yazı; sürpriz evlilik teklifleri...

Bu yazıyı okumadan önce ışıkları kapatın, mum yakabilirsiniz; hatta hafif romantik bir müzik de açabilirsiniz... DİKKAT: Yazının devamı ağır romantizm içerir; ama yazı, genel izleyiciye hitap eder. Zira çocuklar romantizmden kötü etkilenmezler... Şimdi sizi biraz pembe bulutlarda gezdirmek istiyorum. Haydi gelin Sürprizler Diyarı'nın hazırladığı muhteşem evlilik teklifi senaryolarına birlikte göz atalım. Romantik hayal kurmaktan kime ne zarar gelir ki... Kumsalda evlilik teklifi Filmlerdeki gibi özel bir kumsal hayal edin. Işıklı bir yoldan...
Devamını Oku

27 Ocak 2017 Cuma

Beyler bayanlar, merdivenden kayanlar...

Beyler bayanlar, merdivenden kayanlar... Olup bitene öylece bakanlar, olmazı oldurmaya çalışanlar; dizilin sıraya, dersimiz boş laflar... Sabah Facebook'a "günaydın" mesajı yazayım dedim, nedense aklıma bu tekerleme geldi... Gülümsedim, ne naif zamanlarmış... Beyler bayanlar, Merdivenden kayanlar Duyduk duymadık demeyin Peynir ekmek yemeyin... Yani şimdi ne anlamı var ki bunun, kafiye olsun diye mi söylenmiş... Bence merdivenden kayanlar diye çocukları kastetmişler. Ki bu konuda kendi rekorunu kıran bir çocuktum ben de....
Devamını Oku

23 Ocak 2017 Pazartesi

Bugün Evde Yazar 4 yaşına basıyor, mutluyum...

Anneler çocuklarının ilk diş, ilk hece, ilk kelime, ilk gülücük gibi güzel gelişmelerinin kutlamalarını yapıyor ya, biz blog yazarları da biraz öyleyiz. Blogumun 100. yorumu, blogumun altıncı ayı, blogumun birinci yaşı, blogumun bininci gösterimi gibi çeşitli bahanelerle kutlama ortamları yaratıyoruz. Her ne kadar anneler gibi abartmasak da, (yok canım, ne haddimize. Anneler abartmaz elbette, kızmayın kızmayın. Sadece biraz fazla özen gösterirler, severiz kendilerini) evet anneler kadar abartmasak da, bizden olan parçamızla, blogumuzla övünmekten...
Devamını Oku

19 Ocak 2017 Perşembe

Darülbedayi aşkına, bilet kuyruğu...

Sabah saat sekiz buçuğa gelmeden alelacele giyinip hızla semtimizin Şehir Tiyatroları sahnesine gittim. Henüz tiyatronun kafe'si bile açılmamıştı ama, kapının önünde dört beş kişi beklemeye başlamıştı bile. Şubat biletleri satılacaktı bugün. Gişe 11'de açılsa da erken gitmek lazımdı. Usul böyleydi, ben de yeni öğrendim... En erken gelen, beyaz bir kağıda isim listesi yapmaya başlıyor. Her gelen bu listeye adını yazdırıyor. Saat 11'e kadar liste gittikçe kalabalıklaşıyor. İlk gelen kişi, gişe açılmadan 15 dakika kadar önce listedeki isimleri yüksek sesle...
Devamını Oku

7 Ocak 2017 Cumartesi

Kar, ayva ağacı ve kapanda kuş...

İki katlı evin alt katında, arka bahçeye bakan mutfak penceresi. Pencerenin önünde neredeyse küçük bir masa kadar çıkıntı var. Yoksa girinti mi demeli. O girinti ya da çıkıntı adı her neyse, işte orada oturan bir kız çocuğu. Elinde bir ip tutuyor, hafif aralık  camdan dışarı uzanan bir ip. Bir kuş kapanının ipi bu. En küçüğü kendisinden en az beş yaş büyük kardeşleri karla kaplı bahçede kuş kapanını kurmuş, ipini de küçük kıza vermişler. Bir tanesi diyor ki; “ Burada otur, gözünü sakın kapandan ayırma, kuş kapana girince ipi hızla çek!” Küçük kız,...
Devamını Oku

4 Ocak 2017 Çarşamba

HAYAL-İ TEMSİL - Afife ile Bedia

Afife Jale ve Bedia Muvahhit... 1902-1941 arasındaki kısacık ömründe sahneye çıkmayı başaran, üstelik Türk kadının tiyatro yapmasının ahlaksızlık olarak adlandırıldığı dönemde bunu yapan kadın : Afife Jale Cumhuriyet döneminde ilk kez sahneye çıkan, Atatürk'ün sahnede izlediği ilk Türk kadını : Bedia Muvahhit (1897-1994) 1900'lü yılların başında, Türk kadınına her şeyin yasak olduğu dönemlerde saklı gizli de olsa sahneye çıkmayı başaran, daha üçüncü oyunundayken polislerden kaçmak zorunda kalan, bunalıma giren, trajik bir hayatı yaşayan,...
Devamını Oku