Belki
izlediniz ve duygulandınız, bilemiyorum. Benim açımdan Türk Telekom'un Anneler Günü 2017 videosu talihsiz bir reklam ! En alta ekliyorum. Çünkü bu yazının en üstünde durmayı hak etmiyor!
“Hayal
etmenin engeli yok” diye başlıyor video. Devam ediyor:
“Bir
anne düşünün” diyor ve görüntüde sıradan bir anne,
çocuğunun elinden tutuyor ve birlikte bir spor salonuna giriyorlar.
Dış
ses Haluk Bilginer devam ediyor:
“Kızının
hayatını tamamen değiştiren bir anne!” Kızın bu arada
spor yaparken görüntülerini izliyoruz. Ve asıl senaryo bundan
sonra başlıyor. Haluk Bilginer en duygusal ses tonuyla okumaya
devam ediyor:
“O
anne, adım bile atamaz denilen kızını incecik bir yolda yürüttü!”
Bu arada kızın barfiks üzerindeki adımlarını görüyoruz. Devam
ediyor konuşma:
“Koşamaz
dedikleri kızını başarıdan başarıya koşturdu. Hayata tutunmak
mı, sayesinde kızı tuttuğunu kopardı!” diyor, ekranda
“Türkiye Jimnastik Şampiyonası Türkiye Birincisi 2014 Filiznur
İmer” yazısını görüyoruz. Madalyaları görüyoruz. Buraya
kadar her şey normal. Annesinin desteğiyle başarıdan başarıya
koşan bir kızın öyküsü var. Şimdi gelin güya övgü yaparken
ayrımcı dilin en sivri tarafını kullanan videonun en ağır
cümlesine bakalım:
“Süreyya
Hanım, "%94 ZİHİNSEL ENGELLİ KIZI FİLİZNUR'U" SEVGİNİN GÜCÜYLE "MİLLİ SPORCU FİLİZNUR" YAPTI!”
Sonrasında
anne, gururla “Filiznur meyve vermeyi bekleyen bir ağaçtı,
ben O'na sadece su verdim” diyor ve slogan geliyor:
“Hayalleri
engel tanımayan tüm annelerin anneler günü kutlu olsun – Türk
Telekom – Sen yeter ki hayal et!”
Instagram'da
bu videonun altında “Ağladım, süper reklam, aferin...” gibi
olumlu mesajlar haricinde bir yorum vardı ki, tam da benim
düşündüğüm gibiydi. Buraya kopyalamak isterdim ama ne yazık ki
tahmin ettiğiniz üzere o yorumu ve altında o yorumu destekleyen açıklamaları yazan engelli çocuk annelerinin mesajlarını
kaldırmışlar! Çünkü bu reklamla Turk
Telekom'un yapmaya çalıştığı şey, engelli çocuğu olan annelerle empati
kurmak değil! Engelli çocuğu olmayan annelerin diğerlerine üzülmelerini, acımalarını sağlayıp kendi hallerine şükretmelerine aracı olmak!
Bunu sadece Türk Telekom değil, bir çok firma yapıyor. Farkındalık adına iyi bir şey yaptıklarını düşünürken, binlerce insanı kırıp döktüklerinin farkında bile değiller! Kimse kusura bakmasın, engellilik hali bu ülkede
en çok hamaset yapılan konudur.
(HAMAS
ET - TDK Dinleyenleri etkilemek veya
heyecanlandırmak amacıyla yapılan abartılı anlatım )
Dolayısıyla
binbir zorluklar yaşayan milyonlarca engelli insanın ve ailenin içinden
şansıyla yırtmış (!) bir kişinin başarı öyküsünü yayınlayan kurumsal firmaların hiçbiri benim gözümde samimi
değildir. Viral etki yaratıp çok “tık” almaktır tek
gayeleri!
Yani özet olarak KAPİTALİZM ENGEL TANIMIYOR!”
Hamaset
yaptıklarını düşünerek reklamı unutup geçecektim, fakat kullandıkları
bir cümleyle resmen kanı beynime zıplattılar. Bu yazıyı yazmak
istedim. Belki okurlar, belki anlarlar, kim bilir, belki biraz daha ince düşünürler.
Tekrar
bakalım ne demişler:
Süreyya
Hanım, “%94 ZİHİNSEL ENGELLİ KIZI FİLİZNUR'U” SEVGİNİN
GÜCÜYLE “MİLLİ SPORCU FİLİZNUR“ YAPTI!”
Bu
cümleye göre Filiznur, milli sporcu olmadan önce sadece Filiznur,
yani İNSAN FİLİZNUR olarak tanımlanmıyor! “Zihinsel engelli
Filiznur” olarak tanımlanıyor. Sonra sporcu olunca isminin
önündeki “zihinsel engelli” sıfatından kurtulup “Milli
sporcu Filiznur” olarak anılıyor. Bu durumda ne anlıyoruz? Üstün
gayret gösterip bir konuda başarılı olamayan engelli bireylerin
isimlerinin önünde “engelli” sıfatı hep vardır. Eğer ki Dede
Korkut hikayelerindeki gibi boy boylayıp soy soylamazlarsa, yani
kahramanlık göstermezlerse, kimse onları"isminin önünde sıfat
olmayan" sıradan insanlar gibi görmeyecektir!
Nitekim
ben bu düşüncelerle videonun satır aralarında verilen üst
boyutta ayrımcılık mesajları görürken ve sinirlenirken, bu
durumu kabullenemezken; bir anne çok güzel bir mesaj yazmıştı.
Tam altına ben de yorum yazacaktım ki, ne yazık ki mesajı
göremedim... Sildikleri için cümleleri aynen aktaramıyorum ama
şöyle diyordu:
“Benim
de engelli çocuğum var. Fakat onca çabama rağmen ben O'na maraton kazandıramadım, O'nun yürümesini sağlayamadım. Ben şimdi anne değil miyim,
anneler günü kutlamasını hak etmiyor muyum?
Başka
bir söz söylemiyorum! Mesajın silinmesi konusunda yorum dahi yapmıyorum...
Bir eleştirim de Haluk Bilginer'e... Yılların sanatçısı Haluk Bilginer, ne Sheakespear'leri yalamış yutmuş, ne oyunlar çevirmiş biri olarak buram buram hamaset ve ayrımcılık kokan reklamı olduğu gibi seslendirirken, çocuğu bir başarı gösterememiş engelli annelerini inciteceğini düşünememiş mi? Sanatçı duyarlılığı, reklam seslendirmesi ücretleri karşısında engelleniyor mu yoksa...
Bir eleştirim de Haluk Bilginer'e... Yılların sanatçısı Haluk Bilginer, ne Sheakespear'leri yalamış yutmuş, ne oyunlar çevirmiş biri olarak buram buram hamaset ve ayrımcılık kokan reklamı olduğu gibi seslendirirken, çocuğu bir başarı gösterememiş engelli annelerini inciteceğini düşünememiş mi? Sanatçı duyarlılığı, reklam seslendirmesi ücretleri karşısında engelleniyor mu yoksa...
Çaresiz
insanların düştükleri zor durumlardan para kazanılmayan bir
ütopyada yaşamak istiyorum...
Not:
Filiznur ve annesi Süreyya Hanım'a diyecek lafım yok. Umarım
bundan sonra, hamaset videolarına böylesi temiz yürekli insanları
konu mankeni yapmazlar...
Reklamı bu açıdan düşünmemiştim. "Ne kadar engeliniz olursa olsun, göz yaşlarıyla birlikte verilen emeğin ve inancın bir gün mutlaka güzellik olarak dönecektir." Olarak algıladım.
YanıtlaSilBir anne güçlü olduğu kadar çocuğu güçlüdür.
Şöyle örneklendireyim:
Önümüze oturan çocuk hastaların anneleri evhamlı, ufacık bir sızlamaya karşı tepkisel davranıyorsa bizim o çocuklarda tedavi şansımız azalıyor. Çocuktan önce anne sızlanıyor!
Öbür yandan, "sen bunu yapabilirsin, hemen geçecek. Büyüdün artık." gibi motive eden annelerin çocuklarında tedaviler tam anlamıyla yapılıyor. Kısa sürede iyileşme sürecine giriyor. Burada zihinsel veya fiziksel engelli çocuklarında, destekleyen anne babaları olduğunda tedavi konusunda olumlu yanıtlar alındığını ekleyeyim. Yanlış anlaşılmak istemem.
Belki kampanya iki farklı yönden yapılmalıydı. Her şeye rağmen, çocuğunun gülüşüyle mutlu olan anneler de keşke yer alsaydı.
Tüm Annelerin Anneler Gününü kutluyorum.
Bence bu tip hassas konular içeren reklam metinleri bir kişiyi bile incitiyorsa başarısızdır. Ve eminim bu reklamı izleyenler içinde bırakın spor başarısını, evinden dahi çıkamayan, eşit eğitim hakkından yoksun milyonlarca engelli "başaramadığı için", milyonlarca engelli annesi de "çocuğuna yetemediği için" üzülmüştür.
SilBunu anlamak için engelli olmaya, ya da engelli yakını olmaya gerek yok.
Dolayısıyla ben Türk Telekom örneğindeki gibi toplumun duygusal damarlarına basarak gündeme gelen firmaları iki yüzlü buluyorum. Eğer iyi bir şeyler yapmak istiyorlarsa, hamaset yapmak yerine Sabancı ailesi gibi engelli okulları açsınlar, tedavi ve rehabilitasyon merkezleri kursunlar...
Toplumumuzun böyle konularda ağlamaya değil, ayakları yere basan sağlam projelere ihtiyacı var...
Bu gibi konular gündeme geldikçe tepki göstermeye devam edeceğim...
Sevgiler
Örnek olalım derken yanlış anlaşılmanın önüne geçememişler. Her açıdan düşünülüp kurgulanması gerekirdi.
YanıtlaSilBöylesine hassas konular maalesef popülist söylemlerle gündeme geliyor. Kimbilir kaç yürek, bu çalakelem yazılmış kötü metinler yüzünden kederleniyor..
SilMaalesef kapitalizm engel tanımıyor...
Duygularımızı alıp suyunu sıkıp bize satıyorlar. Kimi kırmış kime değmiş, ooo, onlar da ekstra reklâm oluyor :(
YanıtlaSilÇok güzel özetlemişsiniz. Bu sene ilk defa anneler gününden içim şişti gerçekten de. Firmaların reklamları yetmezmiş gibi, kişisel hesaplarda yapılan kişisel anne reklamlarına maruz kalınca boğuluyorum sandım...
SilDediğiniz gibi kırılıp dökülenler de ayrı bir reklama malzeme oluyor...
Ben artık sevmiyorum böyle günleri... reklam duygu sömürüsü ve fırsatçılık akıyor heryerde.. :( :( oğlum öptü sarıldı bitti...ne pırlanta ne fiyakalı laflar..gerek yok .
YanıtlaSilhttp://loveandsmile.wordpress.com/
Modern zamanlar ne yazık ki duygulardan uzakta, her şeyin var olduğu ama hiç bir şeyin olmadığı zamanlar...
SilEn güzelini siz yapmışsınız, ne mutlu size...
sevgiler
Bakış açınızdan dolayı tebrik ediyorum sizi. Reklama hiç bu açıdan bakmamıştım. Maalesef maddi şeyler manevi değerlerin önüne geçmeye başladı. İşin kötüsü bu türden duygu sömürüleri gün geçtikçe artıyor.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, elimde değil. Bu tarz duygu sömürüleri ve sahte duyarlılık örneklerine karşı içimdeki sesi susturamıyorum. Keşke böyle derinliksiz şeyler yapacaklarına sadece sussalar, gerçekten çok daha anlamlı olur...
Sil