14 Mayıs 2017 Pazar

Türk Telekom'un hamaset ve ayrımcılık kokan Anneler Günü reklamını kınıyorum!

 Belki izlediniz ve duygulandınız, bilemiyorum.  Benim açımdan Türk Telekom'un Anneler Günü  2017 videosu talihsiz bir reklam ! En alta ekliyorum. Çünkü bu yazının en üstünde durmayı hak etmiyor! 



Hayal etmenin engeli yok” diye başlıyor video. Devam ediyor:
Bir anne düşünün” diyor ve görüntüde sıradan bir anne, çocuğunun elinden tutuyor ve birlikte bir spor salonuna giriyorlar.

Dış ses Haluk Bilginer devam ediyor:

Kızının hayatını tamamen değiştiren bir anne!” Kızın bu arada spor yaparken görüntülerini izliyoruz. Ve asıl senaryo bundan sonra başlıyor. Haluk Bilginer en duygusal ses tonuyla okumaya devam ediyor:

O anne, adım bile atamaz denilen kızını incecik bir yolda yürüttü!” Bu arada kızın barfiks üzerindeki adımlarını görüyoruz. Devam ediyor konuşma:

Koşamaz dedikleri kızını başarıdan başarıya koşturdu. Hayata tutunmak mı, sayesinde kızı tuttuğunu kopardı!” diyor, ekranda “Türkiye Jimnastik Şampiyonası Türkiye Birincisi 2014 Filiznur İmer” yazısını görüyoruz. Madalyaları görüyoruz. Buraya kadar her şey normal. Annesinin desteğiyle başarıdan başarıya koşan bir kızın öyküsü var. Şimdi gelin güya övgü yaparken ayrımcı dilin en sivri tarafını kullanan videonun en ağır cümlesine bakalım:

Süreyya Hanım, "%94 ZİHİNSEL ENGELLİ KIZI FİLİZNUR'U" SEVGİNİN GÜCÜYLE "MİLLİ SPORCU FİLİZNUR" YAPTI!”

Sonrasında anne, gururla “Filiznur meyve vermeyi bekleyen bir ağaçtı, ben O'na sadece su verdim” diyor ve  slogan geliyor:

Hayalleri engel tanımayan tüm annelerin anneler günü kutlu olsun – Türk Telekom – Sen yeter ki hayal et!”

Instagram'da bu videonun altında “Ağladım, süper reklam, aferin...” gibi olumlu mesajlar haricinde bir yorum vardı ki, tam da benim düşündüğüm gibiydi. Buraya kopyalamak isterdim ama ne yazık ki tahmin ettiğiniz üzere o yorumu ve altında o yorumu destekleyen açıklamaları yazan engelli çocuk annelerinin mesajlarını kaldırmışlar! Çünkü bu reklamla Turk Telekom'un yapmaya çalıştığı şey, engelli çocuğu olan annelerle empati kurmak değil! Engelli çocuğu olmayan annelerin diğerlerine üzülmelerini, acımalarını sağlayıp  kendi hallerine şükretmelerine aracı olmak! 

Bunu sadece Türk Telekom değil, bir çok firma yapıyor. Farkındalık adına iyi bir şey yaptıklarını düşünürken, binlerce insanı kırıp döktüklerinin  farkında bile değiller! Kimse kusura bakmasın, engellilik hali bu ülkede en çok hamaset yapılan konudur.

(HAMAS ET - TDK Dinleyenleri etkilemek veya heyecanlandırmak amacıyla yapılan abartılı anlatım )

Dolayısıyla binbir zorluklar yaşayan milyonlarca engelli insanın ve ailenin içinden şansıyla yırtmış (!) bir kişinin başarı öyküsünü yayınlayan kurumsal firmaların hiçbiri benim gözümde samimi değildir. Viral etki yaratıp çok “tık” almaktır tek gayeleri! 
Yani özet olarak KAPİTALİZM ENGEL TANIMIYOR!”

Hamaset yaptıklarını düşünerek reklamı unutup geçecektim, fakat kullandıkları bir cümleyle resmen kanı beynime zıplattılar.  Bu yazıyı yazmak istedim. Belki okurlar, belki anlarlar, kim bilir, belki biraz daha ince düşünürler. 
Tekrar bakalım ne demişler:

Süreyya Hanım, “%94 ZİHİNSEL ENGELLİ KIZI FİLİZNUR'U” SEVGİNİN GÜCÜYLE “MİLLİ SPORCU FİLİZNUR“ YAPTI!”

Bu cümleye göre Filiznur, milli sporcu olmadan önce sadece Filiznur, yani İNSAN FİLİZNUR olarak tanımlanmıyor! “Zihinsel engelli Filiznur” olarak tanımlanıyor. Sonra sporcu olunca isminin önündeki “zihinsel engelli” sıfatından kurtulup “Milli sporcu Filiznur” olarak anılıyor. Bu durumda ne anlıyoruz? Üstün gayret gösterip bir konuda başarılı olamayan engelli bireylerin isimlerinin önünde “engelli” sıfatı hep vardır. Eğer ki Dede Korkut hikayelerindeki gibi boy boylayıp soy soylamazlarsa, yani kahramanlık göstermezlerse, kimse onları"isminin önünde sıfat olmayan" sıradan insanlar gibi görmeyecektir!

Nitekim ben bu düşüncelerle videonun satır aralarında verilen üst boyutta ayrımcılık mesajları görürken ve sinirlenirken, bu durumu kabullenemezken; bir anne çok güzel bir mesaj yazmıştı. Tam altına ben de yorum yazacaktım ki, ne yazık ki mesajı göremedim... Sildikleri için cümleleri aynen aktaramıyorum ama şöyle diyordu:

Benim de engelli çocuğum var. Fakat onca çabama rağmen ben O'na maraton kazandıramadım, O'nun yürümesini sağlayamadım. Ben şimdi anne değil miyim, anneler günü kutlamasını hak etmiyor muyum?

Başka bir söz söylemiyorum!  Mesajın silinmesi konusunda yorum dahi yapmıyorum...

 Bir eleştirim de Haluk Bilginer'e... Yılların sanatçısı Haluk Bilginer, ne Sheakespear'leri yalamış yutmuş, ne oyunlar çevirmiş biri olarak buram buram hamaset ve ayrımcılık kokan reklamı olduğu gibi seslendirirken, çocuğu bir başarı gösterememiş engelli annelerini inciteceğini düşünememiş mi? Sanatçı duyarlılığı, reklam seslendirmesi ücretleri karşısında engelleniyor mu yoksa...

Çaresiz insanların düştükleri zor durumlardan para kazanılmayan bir ütopyada yaşamak istiyorum...

Not: Filiznur ve annesi Süreyya Hanım'a diyecek lafım yok. Umarım bundan sonra, hamaset videolarına böylesi temiz yürekli insanları konu mankeni yapmazlar...


10 yorum :

  1. Reklamı bu açıdan düşünmemiştim. "Ne kadar engeliniz olursa olsun, göz yaşlarıyla birlikte verilen emeğin ve inancın bir gün mutlaka güzellik olarak dönecektir." Olarak algıladım.
    Bir anne güçlü olduğu kadar çocuğu güçlüdür.
    Şöyle örneklendireyim:
    Önümüze oturan çocuk hastaların anneleri evhamlı, ufacık bir sızlamaya karşı tepkisel davranıyorsa bizim o çocuklarda tedavi şansımız azalıyor. Çocuktan önce anne sızlanıyor!
    Öbür yandan, "sen bunu yapabilirsin, hemen geçecek. Büyüdün artık." gibi motive eden annelerin çocuklarında tedaviler tam anlamıyla yapılıyor. Kısa sürede iyileşme sürecine giriyor. Burada zihinsel veya fiziksel engelli çocuklarında, destekleyen anne babaları olduğunda tedavi konusunda olumlu yanıtlar alındığını ekleyeyim. Yanlış anlaşılmak istemem.
    Belki kampanya iki farklı yönden yapılmalıydı. Her şeye rağmen, çocuğunun gülüşüyle mutlu olan anneler de keşke yer alsaydı.
    Tüm Annelerin Anneler Gününü kutluyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence bu tip hassas konular içeren reklam metinleri bir kişiyi bile incitiyorsa başarısızdır. Ve eminim bu reklamı izleyenler içinde bırakın spor başarısını, evinden dahi çıkamayan, eşit eğitim hakkından yoksun milyonlarca engelli "başaramadığı için", milyonlarca engelli annesi de "çocuğuna yetemediği için" üzülmüştür.
      Bunu anlamak için engelli olmaya, ya da engelli yakını olmaya gerek yok.
      Dolayısıyla ben Türk Telekom örneğindeki gibi toplumun duygusal damarlarına basarak gündeme gelen firmaları iki yüzlü buluyorum. Eğer iyi bir şeyler yapmak istiyorlarsa, hamaset yapmak yerine Sabancı ailesi gibi engelli okulları açsınlar, tedavi ve rehabilitasyon merkezleri kursunlar...
      Toplumumuzun böyle konularda ağlamaya değil, ayakları yere basan sağlam projelere ihtiyacı var...

      Bu gibi konular gündeme geldikçe tepki göstermeye devam edeceğim...

      Sevgiler

      Sil
  2. Örnek olalım derken yanlış anlaşılmanın önüne geçememişler. Her açıdan düşünülüp kurgulanması gerekirdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böylesine hassas konular maalesef popülist söylemlerle gündeme geliyor. Kimbilir kaç yürek, bu çalakelem yazılmış kötü metinler yüzünden kederleniyor..
      Maalesef kapitalizm engel tanımıyor...

      Sil
  3. Duygularımızı alıp suyunu sıkıp bize satıyorlar. Kimi kırmış kime değmiş, ooo, onlar da ekstra reklâm oluyor :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel özetlemişsiniz. Bu sene ilk defa anneler gününden içim şişti gerçekten de. Firmaların reklamları yetmezmiş gibi, kişisel hesaplarda yapılan kişisel anne reklamlarına maruz kalınca boğuluyorum sandım...
      Dediğiniz gibi kırılıp dökülenler de ayrı bir reklama malzeme oluyor...

      Sil
  4. Ben artık sevmiyorum böyle günleri... reklam duygu sömürüsü ve fırsatçılık akıyor heryerde.. :( :( oğlum öptü sarıldı bitti...ne pırlanta ne fiyakalı laflar..gerek yok .
    http://loveandsmile.wordpress.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Modern zamanlar ne yazık ki duygulardan uzakta, her şeyin var olduğu ama hiç bir şeyin olmadığı zamanlar...

      En güzelini siz yapmışsınız, ne mutlu size...
      sevgiler

      Sil
  5. Bakış açınızdan dolayı tebrik ediyorum sizi. Reklama hiç bu açıdan bakmamıştım. Maalesef maddi şeyler manevi değerlerin önüne geçmeye başladı. İşin kötüsü bu türden duygu sömürüleri gün geçtikçe artıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, elimde değil. Bu tarz duygu sömürüleri ve sahte duyarlılık örneklerine karşı içimdeki sesi susturamıyorum. Keşke böyle derinliksiz şeyler yapacaklarına sadece sussalar, gerçekten çok daha anlamlı olur...

      Sil