2 Mayıs 2021 Pazar

COVİD-17- Küçük Emrah’ın Covid ile İmtihanı

SAHNE-1

 DIŞ  / GÜNDÜZ / MAHALLE

Emrah bir Çinli ile konuşmaktadır, boynu bükük, ağlamaklı, ayakkabısının altındaki deliğe kamera zum yapar.

Küçük Emrah :

“Gözü çekik Abi, bir doz aşı abi, ne olur abi, kıyma bize abi, evde kardeşlerim beni bekler”

Çinli Abi sinirlenir:

“Yürü git, seninle mi uğraşacağım! Parayı peşin verenler aşıyı çoktan kaptı! Sana maalesef aşı maşı kalmadı. Maske mesafe temizliğe dikkat edeceksin koçum! Bir de arada sırada akşam pazarına uğra, belki defolulardan bulursun birkaç doz!”

Emrah garip, Emrah  çaresiz,  Emrah’ın boynu bükük! Kendi kendine konuşur, iç ses ekoludur:

“Yıl olmuş 2021, ben hala seksenler filminde gibi olmak zorunda mıyım Allahım, neydi günahım! Neden bu senaryo hiç değişmiyor, bari Kore filmlerinden uyarlama yapsalar da kurtulsam!”

  Ağlamaklı yüzüyle döner öbür tarafa, yaşlı birinin önünde diz çöker:

Küçük Emrah:

 “Biontek Dayı, Biontek Dayı, bi on tek bari at dayı! Kıyma bize dayı! Benim anam seninle karındaş değil mi?”

Biontek Dayı:

 “Elbette sana da vermek isterdim Emrahım şekerim ama, senin de paran yok ki be oğlum! Dayılık akrabalık da bir yere kadar! Varsa anandan atandan kalan bir tarla, olmadı yeraltı suyu falan, sat getir peşin parayı, ancak o zaman alırsın bir dozu!”

Bu arada ekranda kız kulesi silueti görünür. Emrah sahilde çaresiz yürümektedir. Boynu bükük, elleri cebinde, bir yandan da öksürmekte. Derken arkadan bir araba geçer. Üstü açık, içinde Emrah yaşlarında gürbüz gençler. Yeni aşı olmuşlar, arabanın camlarından kollarını çıkarıp taze aşı izlerini göstererek hava atmaktadırlar.



Emrah kendi kendine şarkı söylemeye başlar:

“Onun aşısııı  var, korur mu korur

İzni de vaar, gezer mi gezer

Karantinaya nanik çeker mi çeker

Ama maalesef ruhu yok, ama yine de şansıı çook”

Birden kendine gelir ve yanağına bir tokat atar!

“Oğlum Emrah, ne işin olur senin Musti şarkısıyla, özüne dön, arabesksin sen, arabesk kal!”

Toparlanır ve çaresiz bir şekilde bakkala gider. Tam içeriye girecektir, bakkal saatini göstererek kapıdan içeriye almaz!

Acımasız Bakkal:

“Görmüyor musun saati a oğul, saat 16:55, birazdan bakkalların kapanma saati geliyor, sana bir şey satamam!”

Küçük Emrah hıçkırır:

“Ama bakkal abi, sen bari bunu bana yapma! Evde kardeşim Ceylan aç beni bekler, bari tuzlu fıstık alaydım!”

Acımasız Bakkal eline sopayı alıp Emrah’ı kovalar:

“Seni gidi vatan haini senii! Tuzlu fıstığın yanında bira içecektin değil miii! Yasakları bilmiyor musun sen haa! Alkol yasak, fıstık da alkolün arkadaşı olduğu için zaten yasak!“

Emrah neye uğradığını şaşırıır. Hem ağlamakta, hem de koşmaktadır. Kaçarken polis durdurur:

Polis Memuru ensesinden yakalar Emrah’ı:

“Çıkar bakalım e-devletten aldığın izin belgesini!”

Emrah boynunu büküp kaşlarını kaldırarak yalvarır polise:

“Polis abi, kıyma bana abi. Ben edevlet nedir bilmem abi, ben devletten bi şey almadım abi, çalmadım abi… Sadece kardeşim için bir doz aşı dilenmeye çıkmıştım. Sonra da bakkaldan yiyecek alacaktım. Alamadım abi, polis abi, kıyma abi…”

Polis

“Demek izin kağıdın olmadan sokağa çıkarsın ha! Öde çabuk dört bin teleyi!”

Küçük Emrah:

“Polis Abi, benim o kadar param olsaydı hiç sokaklarda dilenir miydim abi!”

Polis Emrah’ın kafasından tutup yere yatırır. Tam bu sırada mahallenin dedikoducusu meraklı Suzan  oradan geçmektedir. Çıkarır çantasından cep telefonunu, olayı videoya çekmeye başlar. Bunu gören polis, Emrah’ı bırakıp Suzan’a bağırır:

Polis:

“Hanım hanım dün yasa çıktı, artık polisi kameraya çekmek yasak! Hem polisin görevini yapmasına engel olmaktan, hem de özel hayatın gizliliğini ihlal etmekten içeri attırırım seni, indir o telefonu çabuk!”

Suzan korkar:

“Amirim ben bizim kek gününde arkadaşlara gösterecektim, tanırım da Emrah’ı, şey…” demeye kalmadan polis copunu görünce adımlarını sıklaştırıp kaçar oradan Suzan.

Bu arada Emrah eve gelir. Salonda kız kardeşi televizyon izlemektedir. Fonda haberlerin sesi duyulur:

“Sayın seyirciler, halkının yüzde ellisinden fazlasını aşılamayı başaran İngiltere’de deneme amaçlı maskesiz mesafesiz 3 bin kişilik konser düzenlendi. Haziran itibariyle hayatın normale dönmesi planlanıyor…”

Televizyonu hışımla kapatır Emrah, 

Ceylan odadan seslenmektedir:

“Abi sen mi geldin abi, aşı getirdin mi abi, canım nasıl da tuzlu fıstık çekiyor abi…..”


20 yorum :

  1. Trajikomik
    Eğlenceli ve eleştirel bir bir yazı olmuş. Ne yazık ki bu virüs çok şey aldı bizden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, insan ne yazacağını da şaşırıyor böyle bir dönemde

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Covid ile de gülebiliyorsak hala umut var demektir :)

      Sil
  3. 32 kısım tekmil-i birden ülkenin genel ahvali bu işte...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında yazacak çok şey var da insanın eli gitmiyor :(

      Sil
  4. Cok gercekci olmus...Akip gidiyor.

    YanıtlaSil
  5. Çok iyi yazı. Tebrikler:) Biontek dayı:)

    YanıtlaSil
  6. Allah seni yaaa, bir süredir gözükmüyordun, iyi oldu bak, iyi ki yazdın, komikçiiii :) ben de bu akşam bir gülmece yazcaktım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elim gitmiyordu yazmaya, ancak böyle yazınca azalıyor kızgınlığım :)
      Bildiğin deli zamanlardan geçiyoruz, gülüşümüzü çalmaya çalışıyorlar

      Sil
  7. Olaylara mizahi bakış bu olsa gerek. Tebrikler...

    YanıtlaSil
  8. Çok komik bir yazı olmuş, kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
  9. İnsan okuyunca gerçek değil gibi düşünüyor ama olaylar o kadar gerçek ki insan gülmeye gülemiyor bile. Ne hallere geldik artık ağlanacak halimizden gülmeye konu çıkarmaya çalışıyoruz :')

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel özetlediniz, gerçek değilmiş gibi gülüyoruz halimize, oysa hepsi gerçek ve ağlanası :)(

      Sil
  10. Ben Suzan'a cumhurbaşkanına hakaretten dava açılmamasına şaşırdım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence kesin açılmıştır da hikayeyi yazanın haberi yoktur :)

      Sil