22 Eylül 2013 Pazar

Bir pazar yazısı!

pazar-gununuz-mutlu-gecsin
Yaşamak nedir diye sorsalar, “keyif almaktır küçük küçük şeylerden” diye yanıt veririm.

İçinizde bazılarınız bütün pesimistliğiyle “dünyada açlık var, savaşlar var, işsizlik var, yoksulluk var; hangi keyiften bahsediyorsun?” diye karşı koyacaktır bu söylemime  muhtemelen. Küçük küçük şeylerden keyif alamazsak, nasıl insan olacağız oysa? İnsan olmayı başaramazsak nasıl dönüştüreceğiz dünyayı iyiye güzele doğru?

 Ben istiyorum ki, hayata pozitif bakabilmek, domino taşı etkisiyle dalga dalga yayılsın..
Öyle “özel teknemle denize açılayım, sefam olsun! “ ya da “ hafta sonu Yunan adalarına gidip biraz eğleneyim” gibi maddiyata dayanan keyiften söz etmiyorum zaten ben.
Benim söylediğim, yağmur yağdıktan sonra hissettiğim ferah toprak kokusu gibi güzellikler, çayıma kattığım karanfilin lezzeti gibi küçük değişiklikler, camdan bakarken yoldan geçen arabadaki küçük çocukla kurduğum göz temasının verdiği mutluluk.. Yani ben küçük mutluluklardan söz ediyorum en başta da söylediğim gibi.. Sevdiğim yazarın yeni çıkacak kitabını sabırsızlıkla beklemek, dün “kaç gündür yazmayıp, takipçilerini mağdur ediyorsun!” diye bloğuma yazılan serzenişli yorum, uzaktaki sevdiğim bir insana bir paketin içinde yeşil çay tomurcukları, kabuk tarçın, karanfil ve küçük bir çaydanlığı paket yapıp yollayışım.. O'nun bu hediyeyi aldığı andaki yüz ifadesini hayal ederek mutlu oluşum..
Bütün bu girizgahın tek nedeni var aslında;  size “mutlu pazarlar” diyebilmek.
Cemal Süreya, “Aşk” adlı şiirinde

“..Bir parça ekmeğin,
Bir kaç zeytinin başınaydı doymamız..”

der..  Varsa durumunuz, mükellef bir pazar kahvaltısı da hazırlayabilirsiniz elbette. Yoksa da üstadın dediği gibi zeytin ekmek de yeter, yanında sıcacık çay olsun bir de..

İç huzurunun kahvaltı sofrasındaki peynir çeşitleriyle bir alakası var mı?
YOK!
Bir evin “yuva” olabilmesinin, içindeki eşyaların kalitesi ile bir alakası var mı?
YOK!
İnsan olmanın, dahası insan olabilmenin, bulunduğunuz kariyer basamağıyla ilgisi var mı?
HEM DE HİÇ YOK!

O halde bu gün atın içinizdeki olumsuz düşünceleri bir yana.. Yaşama farklı gözlerle bakmaya çalışın. Yaşamsal kaygılarınız varsa da -ki hepimizde var- “boş verin!” demiyorum, “ nasıl çözüm üretirim?” noktasında yorun kafanızı,
 “neden böyle oldu?” demek yerine!

Çok mu romantik geldi bütün bu söylediklerim, “ ne zırvalamış pespembe” der misiniz emin değilim; ama bildiğim bir şey var ki, bu gün pazar!

Biraz relaks olalım, kızgın soluklarımız bir durulsun, azıcık beynimize oksijen gitsin! Yarın için kaygılanmadan bu gün biraz da olsa anı yaşamaya çalışalım, ne dersiniz? 

Sevgiyle kalın..

13 yorum :

  1. bir pazar gününü kıymetini ve hikmetini, mutlu olmak için ne derece büyük bir sebep olduğunu ancak çalışan insanlar anlayabilirmiş :D ben de pazar gününün anlamsız coşkulu mutluluğunu içimde hissediyorum :D küçük şeyler mutluluk kesinlikle pahası biçilemez :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında pazar gününde mutlu olmak için dışarıda bir yerde çalışmanıza gerek yok bence.. Ben, hali hazırda evde çalışan biri olarak pazar gününün kıymetini biliyorum mesela.. Kendime tatil ilan ediyorum ve keyfime bakıyorum:) Önemli olan, dediğim gibi sadece bakış açısında yapılacak ufak tefek ayarlamalar:)

      Sil
  2. Sorun Pazar gününde değil aslında o güne yüklenen anlamda.
    Çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşam da zaten yüklediğimiz anlamlardan oluşmuyor mu?

      Sil
  3. “ ne zırvalamış pespembe”
    Güzel zırvalamışsınız;) Zaman çok çabuk geçiyor ya. Geçen hafta da pazar dı. Ondan önceki hafta da pazar dı. Haftaya gene pazar olacak.. Düşününce çok tuhaf oluyorum:) O yüzden hayatı akışına bırakmak yerine, biz akmalıyız hayata. Hadi Bismillah:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet dolu dolu akmak gerekir hayata! Pazar, pazartesi dinlemeden hem de..

      Sil
  4. Ben de pazar gününün tadını çıkaranlardanım. Sabahtan beri dışardaydım. Dışarıda kahvaltı, yürüyüş, alışveriş derken zaman akmış gitmiş. Biraz önce eve geldim.

    Pazar pazar, pazar keyfine keyif katan yazıdan dolayı teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pazar keyfine keyif katabilmek de benim pazar keyfime keyif katıyor:)
      Dal sarkar, kartal kalkar gibi oldu gerçi:)

      Sil
  5. Sadece pazar günü değil her zaman böyle düşünmek gerekmez mi? Biz toplum olarak küçük şeylerden mutlu olmak değil aksine küçük şeylerden mutsuz olamak üzerine kurgulanmışız. Bodrum'da bir otelde çalıştım uzun seneler, bir sene tatil için para biriktirir, onun düşüyle yaşar ama gelir gelmez dolabın üzerini parmaklar toz var mı diye? Veya servis biraz gecikse ortalığı velveleye verir. Onun için de bunalımlı bir toplum olduk. Çok güzel bloğunuz var izleyiciniz oldum müsaadenizle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir açıdan bakmışsınız olaya.. Benim de var öyle tanıdıklarım, asla mutlu olmayı beceremezler! Bazen bu insanların hayatlarını nasıl sürdürdüklerini, kendi kendilerine yarattıkları cehennemde nasıl soluk aldıklarını inanın çok merak ediyorum.. Uzak durmaya çalışıyorum açıkçası bu tiplerden..
      Değerli katkınız için çok teşekkür ederim, her zaman beklerim bu arada hoş geldiniz tekrar:)

      Sil
  6. Bu yazı haftanın her gününe enerji katacak türden bir yazı olmuş, yüreğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim bu yüreklendirici yorumunuz için:)

      Sil
  7. Çok teşekkür ederim ayrıca siteme buyrun http://islamguzelahlaktir.blogspot.com/

    YanıtlaSil