Başka
türlü nasıl denilir bilemiyorum; siyasiler, ünlüler, ünsüzler,
komşular, çocuklar, aile fertleri... Herkes herkesi bildiğiniz
gömüyor, niye böyle oluyor, beraber düşünelim. Sanırım
toplumsal olarak eziklik hissiyatımız tavana vurdu, yoksa neden
insan öbürünü gömdüğünde kendini üstün zannetsin ki!
Toprağın üzerinde kalan, altına girenden farklı bir cins mi?
Lafı
gediğine koymak dedikleri şey değil bu yaşanan; bildiğiniz dürüp
büküp ezip geçip yok etmek, ve bundan sadistçe zevk almak!
Siyasetçi
çıkıyor mesela, öbürüne “sapık, sen nasıl insansın?”
diyor, hobaaraaa, bütün toplum birbirine sapık demeye başlıyor.
Yumruklar havalarda uçuşuyor! Efendime söyleyeyim, biri öbürüne
yüzbin liralık manevi tazminat davası açıyor, diğeri hadi gel,
gel aç da görelim diyor, bu arada kocaman kocaman adam ve kadınlar
en iyi çirkef yapan siyasetçiyi tebrik etmek için kuyruğa
giriyorlar, aferin ne güzel gömdün diye tebrik ediyorlar, gömen
de gözlerinden alev fışkırarak poz veriyor kameralara, sanki
insan hayatındaki en önemli dördüncü elementi bulmuş gibi
seviniyor. Oysa büyük mucit Cem Yılmaz Usta zaten bulmuştu onu:
TAHTA!
Yani kibarcası bu, siz nasıl algılamak istiyorsanız
artık...
Saçını
kızıla boyadığı için kendini çok güzel hisseden ve belki
gerçekten de kızıl ile daha güzel olan, ya da güzelliği azalan
kadına en yakın arkadaşı “ayy, saçına ne yaptın, niye
boyadın kiiii?” diyor, bunu duyan ve kendini kızıl
saçlarıyla aynaya baktığında çok güzel hisseden kadın birden
nefessiz kalıyor, dünyası yıkılıyor, neye uğradığını
şaşırıyor. Zira en yakın arkadaşının kendini gömdüğüne mi
yansın, güzelliğinin sadece aynadaki bir yanılsama olduğunu fark
etmesine mi yansın... Gömense tebrikleri kabul eden siyasetçi
gibi gözlerinden zehirli başarısının alevleri fışkırarak
görçek
(selfie-özçekim)
yapıp cümle aleme yayınlıyor sosyal medya sayfasında.
Ne yapsın, o öbürü kadar ünlü olmadığı için peşinde
kameralar yok, kendi medyasını kendi yaratarak görüyor o işi!
Gömdüğü anı belgeliyor hesapta!
Çok
da muhabbeti olmadığı halde camdan cama her şeye burnunu sokan
meraklı komşu, bir kaç kilo alan karşı komşusuna sesleniyor
“Sen nasıl kilo aldın öyle, fil gibi oldun, azıcık az ye!”
Al işte gömdü, halbuki kendisinin fil kare fil küp olduğu, karşı
komşusu tarafından hiç dile getirilmemiş bu güne kadar
kibarlıktan! Ne yaptı, gömdü rahatladı! Neye uğradığını
şaşıran karşı komşusunun moral bozukluğundan aldığı
enerjiyle, aynı siyasetçi gibi gözünden şeytani alevler
fışkırtarak saçlarını savurup, diğer meraklı komşulara poz
veriyor. Bir rahatlama üzerinde, bir hafiflik! Sanırsınız balonla
dünya turuna çıkmış; halbuki komşuyu gömerken kendi de
sıçrayan topraklardan nasibini alacak farkında bile değil...
Aynı
işi yapanların, aynı mecrada olanların birbirini gömmesi ise
ayrıca trajikomik. Bizim mecradan örnek vereyim, bir blog yazarını
en güzel öbür blog yazarı gömüyor! Mesala bir reklam
yayınlıyorsunuz kırk yılda bir, azıcık para kazanmak için.
Geliyor o reklamın altına yorum yazıyor: “Öff yine mi
reklam!” Evet yine reklam! Sen yayınlayınca ben gelip sana
“bu da reklam işte!” diyor muyum? Demiyorum, neden? Çünkü
kendim de blog yazarı olduğum için biliyorum ki, gelen negatif
yorum bir blog yazarının motivasyonunu bozar, yazma isteğini
göçertir. Ve biliyorum ki her blog yazarı üç beş para kazanmak
için reklam geliri olsun ister. Niye durduk yerde gelip “yazıyı
güzel güzel okuyordum, keşke reklam olmasaymış”
yazıyorsun, ben senin tanıtım yazılarına böyle mi davranıyorum?
Aksine blog yazarı arkadaşım tanıtım yazısı yayınlamış,
“like” atayım da faydam olsun diyorum, incilerim mi dökülüyor
böyle yapınca! Geliyor mesela yazıya “Bu olmamış,
beğenmedim” diye yorum yazıyor. Neden? Gömecek rahatlayacak
ya! Beğenmediysen bunu kendine saklasana, niye gömüyorsun
arkadaşını, değer mi bu fani dünyada!
Samimi
arkadaş ortamlarında zeka ve hafıza yarıştırmak ise gizli
gömücülük! Bir şey anlatıyorsun heyacanla “O öyle değil
yalnız!” diyor, kalakalıyorsun! Zaten iyi niyetle değil! Gözünde o en baştaki siyasetçi gibi kızıl alevler parlayarak
söylüyor bunu, “O öyle değil, böyle, sen zaten hep şöyle
yapıyorsun, böyle yapıyorsun....dıt dıt dıt bıt bıt bıt...”
Ne oldu, gömdü! Kimi, güya en yakın arkadaşını! Utandırdı,
toplum içinde salak ya da cahil durumuna düşürdü rahatladı!
Gizli gömücü, kazması küreği görünmeyen cinsten, ama gömdü
mü en derinleri hedef alıyor bunlar, çünkü “ille dostun bir
tek gülü yaralıyor” hassas bünyeleri!
Gömücülüğün
yükselen değer olmasının bilinçli bir nasıl diyorlar “algı
operasyonu” olduğunu düşünüyorum!
Çünkü
maalesef toplumumuzun bakış açısını televizyondaki “şov
biziniz” programları belirliyor büyük oranda. Sanatın içine
tükürülürse, heykeller yıkılırsa, sinema salonları aveme
yapılırsa, kitaplardan yüzde on sekiz vergi alınırsa, tiyatrolar
ahlaksızlık olarak nitelendirilirse, velhasılı kelam cehalet bu
kadar ayyuka çıkarılırsa insanlar nereye sığınır? Tabii ki
televizyona! Orada ne var? Gömü programları! “Vay efendim bu ne
iğrenç elbise!” diye gencecik kızlar birbirini en ağır
hakaretlerle gömüyorlar, “sörvayv” olmak için birbirlerinin
arkasından “o gitsin, o iğrenç” deyip yüzlerine gülerek birbirlerini en insanlık dışı tavırla gömüyorlar, gelin adayları damat adaylarını maaşları az diye
yetmişşş milyonun önünde gömüyor, bir evlilik programının
Türkiye'ya mal olmuş sanatçısı (!) öbür evlilik programının
seyircisine para verip öbür programı provake edip gömüyor,
dizilerin çoğunda zaten bütün gece elbisesi giyen kadınlar
birbirlerini açık açık gömüyor! Haber-tartışma (gömme)
programlarında kocaman kocaman profesörler, gazeteciler bağıra
çağıra birbirlerini gömerken, evlilik programları zaten oldukça
masum kalıyor ya neyse...
Eh
şimdi bu ahval ve şerait içindeyken, kazma kürek satışları
patlamasın da ne olsun değil mi ama!!
NOT:
Bu yazıya yapacağınız gömücülük içeren(!) yorumları da
yayınlayacağım, zira moral bozucu şeyleri umursamamak da benim
gömü tarzım bundan kelli, kalın sağlıcakla ve toprağın
üzerinde...
"İnsanlar el ele tutuşsa,hayat bayram olsa" ... Hep aynı şeyi söylemiyor muyuz? Olmasa,yapmasa,söylemese,yazmasa.... Ama oluyor malesef,biz yapmasak ta yapanlar oluyor.Necrofili'ye doğru bir ilerleyiş var ( İleriki ülke gündemi olabilir) ... Sevgiler.
YanıtlaSilYok yok, bunlar hep bizim gücümüzü çekemeyen dış mihrakların işi. Bizzz bunnnlarraaa pabuççç ne yapmayızzzz, bırakkkkmayızzzz!
Silcısss pubuç ve kutusu ayıplı kelime :)
SilBir tebessümle okudum yazınızı, çokta beğendim açıkçası, insanın karakterinin bir yerinde gömücülük var sanırım, tartışmalarıma daha dikkat edeceğim bundan sonra belkide farkında olmadan gömüyoruz sürekli birilerini :)
YanıtlaSilYani.. Gömmek kolay; mesele o çukurdan adamı sağ salim çıkarmakta :)
SilŞöyle bir espiri vardı ya ''İşte bunlar hep Amerika' falan diye hepsini geçtim şimdi oturmuş siyasetçilerin tantanalarını izliyoruz. Meclis olmuş anaokulu. Eleştirmek de boş geliyor artık. Herkes kendine göre haklı.. :)
YanıtlaSilBence herkes kendine göre haklı değil, mesela gömeni tebrik edenler hiç haklı değil:)
SilSon günlerde çok büyük bir ahlak yoksunluğuna doğru sürükleniş yaşanıyor toplumda. Nedenleri çok belli ama oraya girersem çıkamam malum. Ehh empati duygusu da %90'ımızda, gelişmek nerede, hiç bulunmadığından bu sonuçların çıkması çok normal. Kendimi öyle steril bir grup içerisine soktum ki çok mutluyum. Televizyon izlemiyorum, haberleri okumuyorum, sadece twitterdan ara sıra. Demem o ki, sanki cennetteyim. Ha şimdi dersen ki sen gerçek hayatı yaşamıyorsun, olabilir ama bu da benim tercihim. Gerçek hayat beni çok yordu ona başka bir şans vermiyorum ;) Keyifli günler.
YanıtlaSilAslına bakarsanız ben de günbe gün sizin steril gruba dahil oluyorum. Haberleri açıyorum akşamları ama genelde sesini kısıyorum konuşanların, tartışma programlarını hepten buraktım, gazete alıyorum ama ciddi stresli yazıları okumuyorum, twitter eh işte şöyle böyle... Ben de aynen sizin gibi bu gerçek hayata fazla şans vermiyorum, sevgilerimle...
SilGömücü tipler için kendi çapımda alabildiğim tedbir; kaale almamak. Kendi kendini gömüyor zaten öyle olunca, karşılık bulamayınca. Banu Avar'ın tv 8'deki programlarla ilgili tespitlerine katılmamak elde değil.
YanıtlaSilBanu Avar'ın yazısını merak ettim şimdi, arayıp okuyacağım hemen, teşekkürler.
SilBirini gömmenin, TDK da "birinden daha çok yaşamak" anlamı da mevcut. Sadist ruhumuz bazılarının ölmesinden bile haz duyar hale getirmiş bizleri. Siz daha farklı bir boyuta taşımışsınız bu zaafı. İşkence ederek öldürmek gibi birşey yani. Birini üzmekten, onu bunalıma sokmaktan mutlu olma hali. Ya da ben senden daha üstünüm deme ihtiyacı. Bunların hepsi ruhsal bozukluklar bana göre. Ancak G+, beğeni, paylaşım blog yazarına nasıl katkı sağlar sizin gibi bu işi bilen birilerinin anlatması lazım sanırım. Gömmek gibi bir niyetimiz olmadığı halde (ki zaten olamaz) çoğu zaman ihmal ediyoruz bu tür şeyleri.
SilBu "gömmek" sözcüğünü ben aslında bu yazıda sokak ağzıyla kullandım. Birden fark ettim geçenlerde durumu... Aslında benim kullandığım şekil çok sevimli değil farkındayım, ama başka türlü anlatamazdım. İnsanlar birilerinin üzerine basarak var olmaya çalışıyorlar, bu da gerçekten çok ürkütücü geliyor. Blog konusu sadece rahatsızlıklarımdan bir ana başlıktı. Gereksiz yere negatif yorum yazıp moral bozan blog yazarları da var maalesef hayatın her alanında olduğu gibi.. Onlar zaten bence normal hayatlarında da hasetten besleniyorlar, ne diyeyim hayat işte. Sosyal medya da hayatın yansıması.
SilGoogle+, beğeniler, paylaşımlar konusu ise faydalı tabii ki, ben de iyi değilim bu konularda. Ama Google gözünde blogun itibarını artıran olumlu şeyler diye biliyorum özet olarak. Teşekkürler yorumunuz için, sevgi ve saygılar.
Çok güzel yazı olmuş. Gore Vidal' ın sözü tam sizin yazıya göre: '' Ne garip. Kazanmak insanlara yetmiyor. Diğerlerinin kaybettiğini de görmek istiyorlar''
YanıtlaSilGüzel sözmüş, teşekkürler. Birisini kötülemeden iyi hissedemiyorlar nedense kendilerini..
SilAslında büyük çoğumuz televizyondan birbirlerimize nasıl gömüleceğini öğreniyoruz.Çünkü televizyonda genelde gömme programları var.Bu arada yazınız güzel olmuş :-)
YanıtlaSilTeşekkürler:)
SilDiğerlerinin eksiklikleriden haz duymak da çağın bir hastalığı.İnsana yakışan "tamamlamak,merhem olmak" ken,böyle bir davranışa girmesi gidişat için vahim."Gömmek",toplumun bu rahatsızlığını ifade de hoş bir terim olmuş.
YanıtlaSilEvet maalesef, toplumsal olarak silkelenmeye ihtiyacımız var, hem de acilen...
SilTeşekkürler katkınız için.
Tam da hepimizin zaman zaman maruz kaldığımız bi konuya değinmişsiniz.Kişisel olarak bu tür insanlarla tüm ilişkimi kesmek ilk kriter olsa da,toplumsal olarak bu kadar kolay değil tabii ki.Hele sizin dediğiniz gibi ülkemizi yönetenlerin mahalle ağzı tabir edilen bir dil kullanmalarını anlamak mümkün değil. Yetiştirecegimiz çocuklar, edineceğimiz dostluklar, siz gibi yazarlarla umudumuzun çoğalması dileğiyle. ..
YanıtlaSilGerçekten sizin de belirttiğiniz gibi özel hayatta uzaklaşıp kurtulmak kolay bu tiplerden. Mesele yönetimde yer almaları, mesele gittikçe cendereyi daraltmaları... Farkında olmak gerek, tuzağa düşmemek gerek...
SilSevgiler, teşekkürler.
Başkalarını aşağı çekmeye çalışmak yerine kendimizi yukarı çekmeye çalışmadığımız sürece insanlığımızı yükseltmemize olanak yok.
YanıtlaSilKesinlikle çok doğru söylemişsiniz, teşekkürler
SilSeviliyorsun Evdeyazar :D Boşver bir kaç kişiyi...
YanıtlaSilBilmukabele efenim :)
Sil