8 Nisan 2016 Cuma

Herkes herkesi gömüyor!

Başka türlü nasıl denilir bilemiyorum; siyasiler, ünlüler, ünsüzler, komşular, çocuklar, aile fertleri... Herkes herkesi bildiğiniz gömüyor, niye böyle oluyor, beraber düşünelim. Sanırım toplumsal olarak eziklik hissiyatımız tavana vurdu, yoksa neden insan öbürünü gömdüğünde kendini üstün zannetsin ki! Toprağın üzerinde kalan, altına girenden farklı bir cins mi?



Lafı gediğine koymak dedikleri şey değil bu yaşanan; bildiğiniz dürüp büküp ezip geçip yok etmek, ve bundan sadistçe zevk almak!

Siyasetçi çıkıyor mesela, öbürüne “sapık, sen nasıl insansın?” diyor, hobaaraaa, bütün toplum birbirine sapık demeye başlıyor. Yumruklar havalarda uçuşuyor! Efendime söyleyeyim, biri öbürüne yüzbin liralık manevi tazminat davası açıyor, diğeri hadi gel, gel aç da görelim diyor, bu arada kocaman kocaman adam ve kadınlar en iyi çirkef yapan siyasetçiyi tebrik etmek için kuyruğa giriyorlar, aferin ne güzel gömdün diye tebrik ediyorlar, gömen de gözlerinden alev fışkırarak poz veriyor kameralara, sanki insan hayatındaki en önemli dördüncü elementi bulmuş gibi seviniyor. Oysa büyük mucit Cem Yılmaz Usta zaten bulmuştu onu: TAHTA!
Yani kibarcası bu, siz nasıl algılamak istiyorsanız artık...

Saçını kızıla boyadığı için kendini çok güzel hisseden ve belki gerçekten de kızıl ile daha güzel olan, ya da güzelliği azalan kadına en yakın arkadaşı “ayy, saçına ne yaptın, niye boyadın kiiii?” diyor, bunu duyan ve kendini kızıl saçlarıyla aynaya baktığında çok güzel hisseden kadın birden nefessiz kalıyor, dünyası yıkılıyor, neye uğradığını şaşırıyor. Zira en yakın arkadaşının kendini gömdüğüne mi yansın, güzelliğinin sadece aynadaki bir yanılsama olduğunu fark etmesine mi yansın... Gömense tebrikleri kabul eden siyasetçi gibi gözlerinden zehirli başarısının alevleri fışkırarak görçek (selfie-özçekim) yapıp cümle aleme yayınlıyor sosyal medya sayfasında. Ne yapsın, o öbürü kadar ünlü olmadığı için peşinde kameralar yok, kendi medyasını kendi yaratarak görüyor o işi! Gömdüğü anı belgeliyor hesapta!



Çok da muhabbeti olmadığı halde camdan cama her şeye burnunu sokan meraklı komşu, bir kaç kilo alan karşı komşusuna sesleniyor “Sen nasıl kilo aldın öyle, fil gibi oldun, azıcık az ye!” Al işte gömdü, halbuki kendisinin fil kare fil küp olduğu, karşı komşusu tarafından hiç dile getirilmemiş bu güne kadar kibarlıktan! Ne yaptı, gömdü rahatladı! Neye uğradığını şaşıran karşı komşusunun moral bozukluğundan aldığı enerjiyle, aynı siyasetçi gibi gözünden şeytani alevler fışkırtarak saçlarını savurup, diğer meraklı komşulara poz veriyor. Bir rahatlama üzerinde, bir hafiflik!  Sanırsınız balonla dünya turuna çıkmış; halbuki komşuyu gömerken kendi de sıçrayan topraklardan nasibini alacak farkında bile değil...

Aynı işi yapanların, aynı mecrada olanların birbirini gömmesi ise ayrıca trajikomik. Bizim mecradan örnek vereyim, bir blog yazarını en güzel öbür blog yazarı gömüyor! Mesala bir reklam yayınlıyorsunuz kırk yılda bir, azıcık para kazanmak için. Geliyor o reklamın altına yorum yazıyor: “Öff yine mi reklam!” Evet yine reklam! Sen yayınlayınca ben gelip sana “bu da reklam işte!” diyor muyum? Demiyorum, neden? Çünkü kendim de blog yazarı olduğum için biliyorum ki, gelen negatif yorum bir blog yazarının motivasyonunu bozar, yazma isteğini göçertir. Ve biliyorum ki her blog yazarı üç beş para kazanmak için reklam geliri olsun ister. Niye durduk yerde gelip “yazıyı güzel güzel okuyordum, keşke reklam olmasaymış” yazıyorsun, ben senin tanıtım yazılarına böyle mi davranıyorum? Aksine blog yazarı arkadaşım tanıtım yazısı yayınlamış, “like” atayım da faydam olsun diyorum, incilerim mi dökülüyor böyle yapınca! Geliyor mesela yazıya “Bu olmamış, beğenmedim” diye yorum yazıyor. Neden? Gömecek rahatlayacak ya! Beğenmediysen bunu kendine saklasana, niye gömüyorsun arkadaşını, değer mi bu fani dünyada!



Samimi arkadaş ortamlarında zeka ve hafıza yarıştırmak ise gizli gömücülük! Bir şey anlatıyorsun heyacanla “O öyle değil yalnız!” diyor, kalakalıyorsun! Zaten iyi niyetle değil! Gözünde o en baştaki siyasetçi gibi kızıl alevler parlayarak söylüyor bunu, “O öyle değil, böyle, sen zaten hep şöyle yapıyorsun, böyle yapıyorsun....dıt dıt dıt bıt bıt bıt...” Ne oldu, gömdü! Kimi, güya en yakın arkadaşını! Utandırdı, toplum içinde salak ya da cahil durumuna düşürdü rahatladı! Gizli gömücü, kazması küreği görünmeyen cinsten, ama gömdü mü en derinleri hedef alıyor bunlar, çünkü ille dostun bir tek gülü yaralıyor” hassas bünyeleri!

Gömücülüğün yükselen değer olmasının bilinçli bir nasıl diyorlar “algı operasyonu” olduğunu düşünüyorum!

Çünkü maalesef toplumumuzun bakış açısını televizyondaki “şov biziniz” programları belirliyor büyük oranda. Sanatın içine tükürülürse, heykeller yıkılırsa, sinema salonları aveme yapılırsa, kitaplardan yüzde on sekiz vergi alınırsa, tiyatrolar ahlaksızlık olarak nitelendirilirse, velhasılı kelam cehalet bu kadar ayyuka çıkarılırsa insanlar nereye sığınır? Tabii ki televizyona! Orada ne var? Gömü programları! “Vay efendim bu ne iğrenç elbise!” diye gencecik kızlar birbirini en ağır hakaretlerle gömüyorlar, “sörvayv” olmak için birbirlerinin arkasından “o gitsin, o iğrenç” deyip yüzlerine gülerek birbirlerini en insanlık dışı tavırla gömüyorlar, gelin adayları damat adaylarını maaşları az diye yetmişşş milyonun önünde gömüyor, bir evlilik programının Türkiye'ya mal olmuş sanatçısı (!) öbür evlilik programının seyircisine para verip öbür programı provake edip gömüyor, dizilerin çoğunda zaten bütün gece elbisesi giyen kadınlar birbirlerini açık açık gömüyor! Haber-tartışma (gömme) programlarında kocaman kocaman profesörler, gazeteciler bağıra çağıra birbirlerini gömerken, evlilik programları zaten oldukça masum kalıyor ya neyse...

Eh şimdi bu ahval ve şerait içindeyken, kazma kürek satışları patlamasın da ne olsun değil mi ama!!


NOT: Bu yazıya yapacağınız gömücülük içeren(!) yorumları da yayınlayacağım, zira moral bozucu şeyleri umursamamak da benim gömü tarzım bundan kelli, kalın sağlıcakla ve toprağın üzerinde...

25 yorum :

  1. "İnsanlar el ele tutuşsa,hayat bayram olsa" ... Hep aynı şeyi söylemiyor muyuz? Olmasa,yapmasa,söylemese,yazmasa.... Ama oluyor malesef,biz yapmasak ta yapanlar oluyor.Necrofili'ye doğru bir ilerleyiş var ( İleriki ülke gündemi olabilir) ... Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yok, bunlar hep bizim gücümüzü çekemeyen dış mihrakların işi. Bizzz bunnnlarraaa pabuççç ne yapmayızzzz, bırakkkkmayızzzz!

      Sil
    2. cısss pubuç ve kutusu ayıplı kelime :)

      Sil
  2. Bir tebessümle okudum yazınızı, çokta beğendim açıkçası, insanın karakterinin bir yerinde gömücülük var sanırım, tartışmalarıma daha dikkat edeceğim bundan sonra belkide farkında olmadan gömüyoruz sürekli birilerini :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani.. Gömmek kolay; mesele o çukurdan adamı sağ salim çıkarmakta :)

      Sil
  3. Şöyle bir espiri vardı ya ''İşte bunlar hep Amerika' falan diye hepsini geçtim şimdi oturmuş siyasetçilerin tantanalarını izliyoruz. Meclis olmuş anaokulu. Eleştirmek de boş geliyor artık. Herkes kendine göre haklı.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence herkes kendine göre haklı değil, mesela gömeni tebrik edenler hiç haklı değil:)

      Sil
  4. Son günlerde çok büyük bir ahlak yoksunluğuna doğru sürükleniş yaşanıyor toplumda. Nedenleri çok belli ama oraya girersem çıkamam malum. Ehh empati duygusu da %90'ımızda, gelişmek nerede, hiç bulunmadığından bu sonuçların çıkması çok normal. Kendimi öyle steril bir grup içerisine soktum ki çok mutluyum. Televizyon izlemiyorum, haberleri okumuyorum, sadece twitterdan ara sıra. Demem o ki, sanki cennetteyim. Ha şimdi dersen ki sen gerçek hayatı yaşamıyorsun, olabilir ama bu da benim tercihim. Gerçek hayat beni çok yordu ona başka bir şans vermiyorum ;) Keyifli günler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız ben de günbe gün sizin steril gruba dahil oluyorum. Haberleri açıyorum akşamları ama genelde sesini kısıyorum konuşanların, tartışma programlarını hepten buraktım, gazete alıyorum ama ciddi stresli yazıları okumuyorum, twitter eh işte şöyle böyle... Ben de aynen sizin gibi bu gerçek hayata fazla şans vermiyorum, sevgilerimle...

      Sil
  5. Gömücü tipler için kendi çapımda alabildiğim tedbir; kaale almamak. Kendi kendini gömüyor zaten öyle olunca, karşılık bulamayınca. Banu Avar'ın tv 8'deki programlarla ilgili tespitlerine katılmamak elde değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Banu Avar'ın yazısını merak ettim şimdi, arayıp okuyacağım hemen, teşekkürler.

      Sil
    2. Birini gömmenin, TDK da "birinden daha çok yaşamak" anlamı da mevcut. Sadist ruhumuz bazılarının ölmesinden bile haz duyar hale getirmiş bizleri. Siz daha farklı bir boyuta taşımışsınız bu zaafı. İşkence ederek öldürmek gibi birşey yani. Birini üzmekten, onu bunalıma sokmaktan mutlu olma hali. Ya da ben senden daha üstünüm deme ihtiyacı. Bunların hepsi ruhsal bozukluklar bana göre. Ancak G+, beğeni, paylaşım blog yazarına nasıl katkı sağlar sizin gibi bu işi bilen birilerinin anlatması lazım sanırım. Gömmek gibi bir niyetimiz olmadığı halde (ki zaten olamaz) çoğu zaman ihmal ediyoruz bu tür şeyleri.

      Sil
    3. Bu "gömmek" sözcüğünü ben aslında bu yazıda sokak ağzıyla kullandım. Birden fark ettim geçenlerde durumu... Aslında benim kullandığım şekil çok sevimli değil farkındayım, ama başka türlü anlatamazdım. İnsanlar birilerinin üzerine basarak var olmaya çalışıyorlar, bu da gerçekten çok ürkütücü geliyor. Blog konusu sadece rahatsızlıklarımdan bir ana başlıktı. Gereksiz yere negatif yorum yazıp moral bozan blog yazarları da var maalesef hayatın her alanında olduğu gibi.. Onlar zaten bence normal hayatlarında da hasetten besleniyorlar, ne diyeyim hayat işte. Sosyal medya da hayatın yansıması.
      Google+, beğeniler, paylaşımlar konusu ise faydalı tabii ki, ben de iyi değilim bu konularda. Ama Google gözünde blogun itibarını artıran olumlu şeyler diye biliyorum özet olarak. Teşekkürler yorumunuz için, sevgi ve saygılar.

      Sil
  6. Çok güzel yazı olmuş. Gore Vidal' ın sözü tam sizin yazıya göre: '' Ne garip. Kazanmak insanlara yetmiyor. Diğerlerinin kaybettiğini de görmek istiyorlar''

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel sözmüş, teşekkürler. Birisini kötülemeden iyi hissedemiyorlar nedense kendilerini..

      Sil
  7. Aslında büyük çoğumuz televizyondan birbirlerimize nasıl gömüleceğini öğreniyoruz.Çünkü televizyonda genelde gömme programları var.Bu arada yazınız güzel olmuş :-)

    YanıtlaSil
  8. Diğerlerinin eksiklikleriden haz duymak da çağın bir hastalığı.İnsana yakışan "tamamlamak,merhem olmak" ken,böyle bir davranışa girmesi gidişat için vahim."Gömmek",toplumun bu rahatsızlığını ifade de hoş bir terim olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet maalesef, toplumsal olarak silkelenmeye ihtiyacımız var, hem de acilen...
      Teşekkürler katkınız için.

      Sil
  9. Tam da hepimizin zaman zaman maruz kaldığımız bi konuya değinmişsiniz.Kişisel olarak bu tür insanlarla tüm ilişkimi kesmek ilk kriter olsa da,toplumsal olarak bu kadar kolay değil tabii ki.Hele sizin dediğiniz gibi ülkemizi yönetenlerin mahalle ağzı tabir edilen bir dil kullanmalarını anlamak mümkün değil. Yetiştirecegimiz çocuklar, edineceğimiz dostluklar, siz gibi yazarlarla umudumuzun çoğalması dileğiyle. ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten sizin de belirttiğiniz gibi özel hayatta uzaklaşıp kurtulmak kolay bu tiplerden. Mesele yönetimde yer almaları, mesele gittikçe cendereyi daraltmaları... Farkında olmak gerek, tuzağa düşmemek gerek...
      Sevgiler, teşekkürler.

      Sil
  10. Başkalarını aşağı çekmeye çalışmak yerine kendimizi yukarı çekmeye çalışmadığımız sürece insanlığımızı yükseltmemize olanak yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle çok doğru söylemişsiniz, teşekkürler

      Sil
  11. Seviliyorsun Evdeyazar :D Boşver bir kaç kişiyi...

    YanıtlaSil