Nereden
başlasam, nasıl anlatsam! Çekirdeğini kimler toprakla buluşturdu,
çıkan filizleriyle kimler ilgilendi hiç bilmiyorum. Tarih
bilincimiz toplum olarak pek gelişkin değildir malumunuz! Bundan
ötürü olsa gerek; bende de pek yok böyle bir bilinç! Aslında
istesem kökenlerine ulaşabilirdim! Ortalıkta pıtrak gibi çoğalan,
“paradan 6 sıfır atma” merasimi üzerinden yıllar geçmesine
rağmen kimilerinin hala “şu köşe başında var ya hani 1
milyoncu” diye tanımladıkları; yükselen değerlere ayak
uydurarak 'çarşım avm', 'büyük avm' gibi gösterişli isimlerle
kendilerini adlandıran; naylon leğenden saksıda çiçeğe kadar
her bir şeyi satan köşe başındaki ismini hatırlamadığım
'zıttırı pıttırı avm'ye gidip sorabilirdim mesela:
-Abi
bir şey soracağım. Sen bu 1 TL'ye sattığın domates fidelerini
nereden aldın?
Adam
belki cevap verirdi; belki de kendisine rakip olacağımı düşünüp
şüphelenerek beni başından savardı:
-Bizde
o işlere satın alma müdürü bakıyor. Ben patronum,
anlamıyorum!
Diyebilirdi
mesela. Öyle ya, dükkanın adına koymuş ya ' zıttırı pıttırı
avm” diye sükseli isim! Mutlaka bir satın alma müdürü de
vardır!. Ya da adam şöyle diyebilirdi:
-Benim
hanımla baldız yapaa bunları! Evde yimeğe domates doğraakene
çekirdeklerini ayırıp toprağa dikellee. Pek bi hamarattulaaa!
Şimdi
böyle cevap veren adama “karınla beni tanıştırsana”
nasıl der insan! Adam sorsa “niye, ne yapacaksın karımı?”
diye ne diyeceksin:
“Ben
domatesin çekirdeği nerden gelmiş, onu merak ediyorum” desem
misal, adam bana “Çekirdek mekirdek sen ne ayaksın?”
diye çemkirmez mi!
Böyle
diyaloglarla nasıl baş edeceğimi hayatım boyunca hiç bilemedim!
Hangimiz biliyoruz ki zaten! Misal; ben bu bir milyoncuya gidip “Bu
domateslerin çekirdeklerinin nereden geldiğini öğrenmek
istiyorum” dediğimde adam bana “Sana ne domatesin
çekirdeğinden; alıyosan al fideni, almıyosan da bas git” dese!
Olur ya, oradan geçen bir vatandaş, “Dış mihrakların
beslediği kimliği belirsiz bir şahsiyet domates çekirdeklerinin
kökenlerini araştırıyor.”
diyerekten beni şikayet etse! Allahtan “Evrim teorisi” sadece
lise müfredatından çıkarıldı! Ya “türlerin kökenini
araştırmak” terör suçu ilan edilseydi ne yapardım! Düşünmesi
bile ürkünç! İşte bu yüzden domatesin nereden geldiğini
araştırmadım. Zaten araştıramazdım da! Çünkü fideleri
aldığım “zıttırı pıttırı avm” kapanmış; geçen gün
önünden geçerken gördüm. Yerine zincir kahvecilerden biri
gelecekmiş! İnsan üzülüyor be! Bir milyoncu yine bizden biriydi,
zincir kahveciye adım bile atmam. Yine de büyük konuşmayayım. 1
TL'ye kahve ağacı fidesi satarsa başka tabii! Oportünizm işlemiş
bir kere genlerimize!
Neyse
efendim, konu nereden nereye geldi. Aslında ben camımın kenarında
büyüyüp serpilen domates beyin, aynı saksıda yetiştirdiğim
sardunya hanıma olan aşkını anlatacaktım. Hani adettir ya, kız
isteme törenlerinde arkada fısır fısır konuşulur:
-Oğlan
kimlerdenmiş, neciymiş, anası babası kimmiş?
Diye
sorulur ya! Dedikodu görünümlü de olsa, tarihsel merakın
izleridir aslında bu diyaloglar. İşte o hesap; domates beyin
seceresi ile başlayacaktım aşk hikayesini anlatmaya ama, olmayan
tarih bilincimin gazabına uğradım görüyorsunuz! Bu arada; ben bu
yazıyı yazarken “Adalet Yürüyüşü”ne katılanlar Düzce'de
mola verdiklerinde, bir vatandaş bir kamyon dolusu gübreyi boşalttı
ya hani yürüyüşçülerin kamp yerine. İçim cız etti!
Düşünsenize; bir kamyon gübre ile kaç kilo domates beslenir,
semirir, kıpkırmızı kızarırdı! Oysa yola dökülen gübre
yüzünden şimdilerde sadece yüzümüz kızarıyor!
Not:
Sardunya ile domatesin aşkını anlatacağım söz, yeter ki
gündemimizde aşk olsun!
Kalın
sağlıcakla!
İlla köken araştıracağız :) Genimizde var bu merak :)
YanıtlaSilMerak bazen iyidir ama :)
SilEn güzel gül gübrede yetişen güldür. En güzel horoz çöplükte deşinen horozdur. En güzel eş yoklukta ve darlıkta geçinen eştir.
YanıtlaSil"Ve en güzel günler, henüz yaşamadıklarımızdır."
SilDemiş şair :)
Domates bulunduğuna kalem kitap olmadığınız varsayıyorum o yüzden insanoğlu bu domatesi ateş gibi şansa keşfetti.
YanıtlaSilDomates domates olalı böyle bir yazıda yer alacağını eminim düşünemezdi:)
SilMerhaba "evde yazar" yazınızı okurken bir düşündüm,acaba anlatmak istediğiniz bir alt metin mi var ? diye ama pek çözemedim.Eğer gerçekten merak ettiniz ise söyleyeyim ,maalesef artık domates doğrarken ,çekirdeğini ayırıp yeniden dikme şansınız yok.Özellikle domateste ,"hibrit" yani genetik işlem görmüş "kısır" tohum kullanıldığı için ,tohumlar bir seferlik kullanılıyor.Bir daha ki sefere yeniden tohum almak zorundasınız.Eğer siz bulursanız fidesini alın.O zıttırı pıttırı avm lerde hobi amaçlı ekilmiş fideler vardır.O sardunyayla domatesin aşkını da pek merak ettim.
YanıtlaSilAslında domates derken biraz evrim tartışması, biraz yola dökülen gübreler, ortaya karışık bir yazı oldu. Önemli de değil, siz yazıdan ne anladıysanız odur:)
SilBu arada verdğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Ne yazık ki tüketmeye yönelik bir dünyada yaşıyoruz..
O aşkı bir gün yazacağım:)
Sevgiler
Yazılarınızı iş yoğunluğundan dolayı geç okumak zorunda kalıyorum. Ancak mutlaka okuyorum. Okurken de yüzümde gülümseme eksik olmuyor. Neleri merak ediyorsunuz, nasıl laf lafı açıyor. Tatil yaramış size belli:) Sevgiyle kalın, neşeniz eksilmesin.
YanıtlaSilEvet bu aralar parmaklarımın çenesi düştü :)
SilSevgiler :)