Hayatımda iki tane fizik
öğretmenim oldu. Biri lisedeki Ruhsar Hanım, kendisi antipatiklikte bir dünya
markasıydı. İkincisi ise üniversitede en az yedi bilemedin sekiz tane fizik
dersime giren Hanife Hanım. Hanife Hanım
Ruhsar Hanım kadar gıcık değildi, güzel bakan boncuk gibi mavi gözleri vardı
ama tavizsizdi, korkardık yani kendisinden.
Bunları niye mi anlatıyorum. Örgün eğitim hayatımın gayet uzaklarda kaldığı
2020 yılı içinde, nur topu gibi yeni ve eskiler kadar korkunç bir fizik öğretmeninin
hayatıma girdiğini ilan etmek için! Kendisinin adı Bayan Korona! Ruhsar kadar
ürkütücü, Hanife kadar bıktırıcı! Adeta kafama- kafamıza- vura vura bize bir
şeyler öğretmeye çalışıyor son aylarda. Dünyadaki bütün dengeleri alt üst
etmesi ise içindeki kara mizahın yansıması diyelim (!)
İsterseniz Bayan Korona’dan
aldığım dersleri sizinle de paylaşayım:
görsel** |
Yerele dönün,
tarım yapın kardeşim!
Bayan Korona’dan önce tembellikte
zirve yapmışız çoğumuzun haberi bile yok! Ülkemizin mis gibi verimli toprakları
dururken çerezlik ay çekirdeğini Çin’den alıyormuşuz mesela! Korona’dan sonra
stoklar azalmaya başlayınca 2 liralık çekirdek paketi 10 liraya çıktı da öyle
öğrendim ben bunu! Tütünü bile Çin’den alıyormuşuz! Soğanıydı, lahanasıydı,
sarımsağıydı derken karpuzu da dışarıdan aldığımızı öğrendim ve “yuh” dedim
kendi kendime! Tabii ki Bayan Korona hemen duruma el attı. Baktı bu ithalatın afedersiniz kokusu çıkıyor,
görürsünüz siz demeye getirdi! Virüsü
fırlattı tepemize, hoop her şey alt üst oldu! Hadi ayıklayalım hep beraber bakalım bakalım ithal pirinçlerde ne kadar taş varmış!
Diyor ki Bayan Korona:
“Yerele dönün kardeşim! Egzotik meyve mi
yetişmiyor topraklarınızda, onu da yemeyiverin! Dedeleriniz ejder meyvesinden yapılma smoothie mi
içiyordu? Atın üzerinizdeki tembelliği, işleyin topraklarınızı! Ne demiş
atalarımız: ‘Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz’
"Baktım ki işler çığırından
çıkıyor, alın işte sınırları kapattım! Şapka düştü kel göründü? Eğer tarımı
önemsemezseniz, o glutenli diye burun kıvırdığınız kuru ekmeği yapacak un bile
bulamazsınız yakında!
Ya aklınızı başınıza devşirin,
tarım yapın kendi yiyeceğinizi üretin, ya da… Anladınız siz!"
Şu turizm
işlerini de bu kadar abartmayın!
Bayan Korona turizme de bir ayar
verdi gördüğünüz üzere. Sırtına çantasını takanın kendine “ gezgin” dediği,
uçakların vızır vızır işlediği bir dünya iyi değilmiş gördünüz diyor Bayan
Korona! O uçaklar yüzünden havanızı kirlettiniz zaten diye de kızmaya devam
ediyor:
“Çoğunuz sosyal medyada fotoğraf
vermek için, sırf gitmiş olmak için, sırf o ünlü lokantada yemek yemiş olmak
için geziyorsunuz. Aslında farkında değilsiniz ama dünyayı tüketiyorsunuz!
Biraz sakin olun, az durulun! Hayatınızı yavaşlatın! Harala
gürele oradan oraya atlayıp zıplayarak bir yere varamazsınız. Üstelik virüsleri de ben taşımadım, siz taşıdınız!
Her şeyi tüketmekten
ne zaman vazgeçeceksiniz!
Çekirge sürüleri gibisiniz! Evet
bunu ben söylemiyorum, Bayan Korona söylüyor.
“Çekirge sürüsü gibi önünüze çıkan
her şeyi yok ede ede, birbirinizi ittire kaktıra uçuruma doğru tam gaz
gidiyorsunuz, farkında değil misiniz? Böyle diyor Bayan Korona.
" Eğer doğanın
dengesini bozmasaydınız, eğer her önünüze geleni yemeseydiniz, eğer her şeyi
paraya çevirmek uğruna gıdalarınıza kimyasallar katmasaydınız, betonları dikip ağaçları keserek havanızı kirletmeseydiniz, ben
de sizi böyle zorlu bir sınava sokmak zorunda kalmazdım..."
Şimdi
Çıkarın Kağıtları Kalemleri!
Evet şimdi hepimiz kalemlerimizi
ve kağıtlarımızı çıkarıp sınava giriyoruz. Önümüzde kocaman bir problem var. Soru
şu:
“İnsanlık
nereye gidiyor, yeni Korono’lar olmadan önce nasıl önlemler almalıyız, sizce de hayata başka bir yerden bakmamız
gerekmiyor mu?"
Ben tam “Hocam soruyu kompozisyon
şeklinde mi yazalım yoksa matematik formülü mü…” derken Bayan Korona kan ter
içinde bana döndü ve tabiri caizse tam da lafı ağzıma tıktı :
“Yoruldum evladım, benim de bir
kapasitem var, beni bile yordunuz… Nasıl biliyorsanız öyle yapın, ben daha ne
diyeyim size…”
Dedi ve kapıdan çıktı gitti…
** görsel https://www.dreamstime.com/royalty-free-stock-photo-teacher-big-pencil-image21487855
Bunları düşünmenin vakti gelmişti. Umarım bu vesileyle herkes kendisine gelir.
YanıtlaSilMadem ki sopa görmeden akıllanmıyoruz, bundan daha güzel sopa olabilir mi...
SilAlışkanlıkların, standartkların ve yönetim biçimlerinin değişmesi lazım.
Umarım akıllanırız. Bol bol yazalım bu aralar, ne kadar çok insana ulaşırsak o kadar iyi...
Bu vakitten sonra geriye dönüşün çok zor olacağını düşünüyorum. Bizler hormonsuz domatesin tadını, kokusunu bilen son kuşağız. O kadar kirlendi ki sularımız, havamız, topraklarımız, insanımızın gözünü o kadar hırs bürümüş ki, gelecekte hayatın güzelleşmesine dair hiçbir umut kırıntısı bırakmadı bende. Bayan Korona'ya da Bay Koron'a da vereceğim cevap net. Dönüşü olmayan bir yola girmiş durumdayız. Homo Sapien'in sonu yaklaşıyor. Bundan sonra evrimleşir, zehir yemeye, içmeye bağışıklığı olan yeni bir mahlûka mı dönüşürüz, yoksa kıyamet mi kopar bilemem. Fazla karamsar mıyım? Evet, maalesef öyleyim.
YanıtlaSilHayır umut var, umut hep var. Umut sosyalizmde :)
SilSanki biraz Mahmut Hoca karakteri de var be Evde Yazan... Çünkü sonunu yine şefkate bağlıyor filmin. Baksana şimdi biz 10. gün karantinada, vallahi insanlar birbirine hatır sormaya, bir ihtiyacın var mı falan demeye başladı. 5 haftanın sonunda ister misin tüm insanlar kardeş olmuş?!
YanıtlaSilOlur mu olur, ben bu Korona'dan umutluyum :)
Silİnşallah bir an önce biter gider. Zira bu gidişle her şey çok kötü olacak gibi.
YanıtlaSilUmarım kötü olmaz...
SilBiz dersleri salladıkça Bayan Korona'nın sınavı da sert oldu tabii. Çok dökülmeyiz umarım bu sınavdan. Umut, sevgi ve sağlıkla...
YanıtlaSilİşin kötüsü, kopya da kar etmiyor :) Umut ve sevgi anahtar sözcükler bence de
SilIMF şimdi tarım arazilerine göz dikti neredeyse bütün ülkelerde para karşılığı tarım arazisi alıyor
YanıtlaSilBunu hiç duymamıştım, durum vahim
Sil