10 Mart 2013 Pazar

Bu insanlar çıldırmış olmalı..

Bugün bir taksiye bindim, hastanenin acil servisinden apar topar çıkıp. Normalde taksiye binmeden önce şoförünün yüzüne bakıp kişiliği hakkında fikir sahibi olmaya çalışırım. Malum, korkuluyor çoğunun tipinden bile.. Ama iğne olmuştum, iğneyi yapan hemşire sağ olsun, benim gibi ağrı-acı eşiği yüksek birinin bile tahammül sınırlarını zorlayan nasıl derler-eli ağır- bir arkadaştı..Belki de iğneyi yaparken iç dünyasında birilerinden hınç alıyordu kendince.. Gerçek kurban ben, hayali kurbanlardan alınacak intikamı üstlenmiş mi oluyordum  bu durumda? Bu ayrı bir psikolojik çözümlemenin konusu olsun. Nitekim atladım ilk gördüğüm taksiye bu iğne-leme faciasından sonra. Taksici beyaz saçlı, beyaz kirli sakallı, altmışlarının son dönemini yaşadığını tahmin ettiğim bir amcaydı. Hani bazen çok beyefendi taksicilere denk gelirsiniz, çok da hoş sohbettirler.. Onlardan değildi benim amca, biraz köylü kurnazı diye tabir edilen tiplerdendi belli ki. Çok neşeliydi, şarkı söylemeye başladı ben biner binmez. Acil servisten ekşimiş suratla çıkan birine morali düzelsin diye söylenen şarkılardan değildi O'nunkisi. Zaten acil servisten ekşimiş suratla çıkan birine kim söyler ki moral olsun diye şarkı? Söyleseler aslında belki de işe yarayabilirdi. Düşünsenize, klasik müzik konseri olsa acilin kapısında ne hoş olurdu.. Ya da çoğu insan " hasta hasta olalı böyle zulüm görmedi" yorumunu yapardı..
 Çok uzaklaştım sanırım asıl konudan; devam edeyim kaldığım yerden..
 Ben yokmuşcasına şarkı söylüyordu kendi çapında bet sesiyle bizim amca.. Belki de acil servisten kendisi çıkmadığı içindi bu neşesi. Ya da taksicilik yapa yapa insani duygularını yitirmişti trafikteki çıldırmış insanların arasında.. Her neyse; kısacık bir mesafe olmasına rağmen evimle hastane arası, ısrarla sordu önce, "hangi yoldan gidelim" diye." Amca" dedim "hiç fark etmez, nasıl istersen öyle git". O hala "ama, ama.." diye alternatifleri söyleyip duruyordu. Ne kadar dolandırabilirdi ki o kısacık mesafede! Zaten dolandırsa da iğnenin verdiği o sevimsiz acıyı hissederken müdahale edecek halim mi vardı? Israrla "nasıl istersen" demem üzerine tutturdu bir yol nihayet. Bir yerden  hafif sağa dönmesi gerekirken -olay sonrası hararetli anlatımıyla hiç hatası olmadığını söylemesine rağmen- sanırım sinyal vermemişti. Arkadaki düz devam eden siyah araba kornaya acı acı bastı çünkü. Bizim amca söylenmeye başladı; neden korna basmışlar, hiç suçu yokmuş falan filan.. Nasıl desem, hani bazı insanları tarif ederken argo deyimle "kaçın kurrası" denir ya o cinstendi işte bizim amca.  Maganda desem değil, beyefendi desem hiç değil, ama kötü de değil belli ki. Hani mahallede olur ya çok konuşan, her an kavgaya hazır, çevresine duyarsız, biraz da kafası boş amcalar; işte o cinstendi bizim amca da. Aradan 5 dakika geçti geçmedi, nasıl olduğunu ben anlayamadan o siyah araba zınk diye yanımızda durdu. İçinden 3 tane genç adam çıktı. Adamlar güneş gözlüklü,kirli sakallı,oldukça genç tiplerdi. Kim olabilirdi bu adamlar? Hangi psikolojiyle sinirli sinirli korna basmalarına rağmen hızlarını alamayıp yollarını değiştirerek bizi takip etmişlerdi? Hiç böylesi tiplerin örneğini daha önce görmemiştim. 
"-Sen ne sanıyorsun kendini be!" diyerek kavgaya başladılar amcayla. Amca da tam amca ama, altta kalmaya niyeti yok. Arabada müşteri varmış, müşteriye sorumluluğu varmış umrunda değil! Orada  birlikte ölsek, bir gram vicdan azabı duymayacak belli ki.. Öfkesini kusacak ya, tek derdi o.. Acaba evrim halkaları bazılarında eksik mi kalmış diye düşünüyor insan ister istemez..  Neyse, kendi çapında adamları kızdıracak uçsuz bucaksız laflar etmeye başladı kendinden -niyeyse- emin amca şoför. Yahu amca, üfleseler uçacaksın, ne işin var bu magandalarla? Sonradan olayı düşündüğümde amcanın yaşadığı bu anlardan mazoşistçe zevk aldığını ayrımsadım. Belki de kendi çapında aksiyon yaşamaya ihtiyacı vardı bilemiyorum tabii nedenini. Ya da kendini genç hissedip kahve arkadaşlarına anlatacak malzeme çıkarıyordu böylesi anlardan. Belki de bilerek sinyal vermemiştir, adamlara bulaşmak için... Benim gibi sokakta kavga olduğunda bile duymamak için arka odaya kaçan biri ne yapabilirdi ki böyle bir durumda? Yüzüme en zavallı insan  maskesini takarak içgüdüsel bir tepkiyle elimdeki reçeteyi gösterdim can havliyle bu şehir magandalarına.. "Hastayım durum acil, bırakın gidelim" dedim. Bu içgüdesel tavrım işe yaradı nedense, magandalardan birisi çok sesli bir tokat indirdi amcanın yüzüne aniden ve " bas git" tehditi savurdu. Ne yapacağımı, ne düşüneceğimi bilemedim o anda. Bırakın babası, dedesi yaşındaki bir adamın yüzüne tokat indiren genç insanlarla aynı havayı teneffüs ediyorduk demek ki..Her an kavga etmeye hazır amcalar vardı demek sağda solda.. Gazetelerin üçüncü sayfa haberleri de böyle oluşuyormuş öğrendim yaşayarak. Ben olmasaydım takside, ya da o acınası tavrı takınmasaydım;  belki de amcayı dayaktan öldüreceklerdi. Ne için? Sadece kontrol edemedikleri öfke uğruna..Ben ısrar etmeseydim eğer, belki de amca kendini öldürtecekti o şehir magandalarına..Ne için? Kocaman bir hiç için Bu insanlar çıldırmış mı, ben mi uzaylıyım bir anlam veremedim açıkçası.. Yaşadığım bu olaydan hangi dersi çıkardığımı mı merak ediyorsunuz? Hemen merakınızı gidereyim: 
TAKSİCİ YOLU SORDUĞUNDA BİLMESENİZ DE UYDURUN BİR YOL TARİFİ..
"Bu söylediğinin konuyla ne alakası var, hiç mi edebiyat okumadın?" diyorsanız eğer; cevabım şu:
YOK SAYIYORUM.. 
Varsa sizin aldığınız enteresan dersler, paylaşın tartışalım o halde..

4 yorum :

  1. Toplumun saatli bombaya dönüşmüş halini fark etmeyen yok sanırım..Ve bize tepeden ve merkezi bir yerden ''bakanlar''ise,'ya benim elimde patlarsa' korkusuyla ninni söylemeye devam ediyorlar.
    Ninniyle değilsede yarım bir sakinleştiri ile iyi uyunuyor.
    Neyse evde yazar arkadaş, benim uyku saatim gelmiş..Kolay gelsin. İşiniz zor yaşadığınız yetmiyormuş gibi birde yazıyorsunuz..











































    3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Güler,
      Belki de şöyle doğayla baş başa, keşmekeşten uzak yaşayanlar daha şanslıdır, ne dersiniz?

      Sil
  2. Öncelikle her iki şey içinde geçmiş olsun diyeyim. Son zamanlarda toplumsal bir cinnet içinde miyiz neyiz Yarabbim? Anlayamıyorum. Ahlak, sevgi, saygı, büyük, küçük, hele de inanç ne oldu bize? Niye şiddetin önü alınamıyor ki? Herkes birbirine vur vura, kır kıra ortalık karışmış durumda. Allah sonumuzu hayreylesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler yorumunuz için. Evet toplum olarak toplu cinnet geçirme hallerindeyiz. Biraz eğitimsizlik, biraz ekonomik nedenler, biraz aile terbiyesi eksikliği, biraz da son moda "en iyi ben bilirim, ben yaparım" yaklaşımının sonuçları sanırım bunlar..

      Sil