4 Mayıs 2013 Cumartesi

Evdeyazar'ın 5N1K'sı

Evde yazar'ın 5N1K'sı
Evdeyazar'ın 5N1K'sı..
Bloghocam +Serdar Kara, son yazısında bloglarımıza 5N1K analizi yapmamızı önerince hemen işe koyulayım dedim; açıkçası çok hoşuma gitti bu fikri. 5N1K yöntemini ilk öğrendiğimden bu yana çok faydalı bulmuşumdur ve üç buçuk aylık bloğumun da böyle bir analize ihtiyacı vardı aslında. Bu sayede sizler de Evdeyazar'ı daha yakından tanıyabilirsiniz üstelik.
5N1K yöntemiyle ilk kez çalıştığım fabrikalardan birinde verilen "problem çözme teknikleri" eğitiminde tanıştım. Pratikte çok faydası olan bu yöntemi insan ilişkilerinde, iş yerindeki sorunlarınızda ve aslında hayatınızın her alanında kolaylıkla uygulayabilirsiniz. Karar vermeden, yargılamadan önce durup düşünmenizi sağlar... Empati kurmanızı kolaylaştırır ve bir yerlerde hata varsa, o hatanın görünen değil, kaynaktaki nedenine götürür sizi bu sihirli 6 sözcük.. +Serdar Kara'ya  bu mükemmel yöntemi hatırlattığı için teşekkür ederek başlamak isterim analize.

1- NE? 
"Evde yazar ne yazar?"
 sorusu beliriyor ilk etapta.. "Yazsa ne yazar, yazmasa ne yazar" gibi esprili bir şekle bürünen bu kafiyeli sorunun yanıtı basit:
 " yaşama dair ne varsa." 
Bloğumu ilk açtığım zamanlarda uzun süre çalıştığım işimden bir cinnet anında ayrılmıştım. Çok sıkkındım, yaşadığım haksızlıklar gözümün önünden gitmiyordu. "İş hayatı" adında bir kategori oluşturup "iş hayatında doğru bilinen yanlışlar" dedim; öfkem geçmedi ve " iş hayatından dost çıkmaz" dedim. Sonra hızımı alamayarak " Dunning Kruger Sendromu" ile devam ettim. Yazdıkça sorunlarla yüzleşip rahatlıyor da insan inanın, sonrasında biraz yatışıp iş görüşmelerine başladım hayatımda ve bloğumda da bu dönemin yansımaları, iş görüşmeleri  kategorisinde yerini buldu. İş görüşmeleri malumunuz biraz sıkıntılı bir dönemdir, aylarca sürebilir eğer şansınız kötü giderse.. "Bu iş böyle olmayacak, ben boş  boş oturacak insan değilim." diyerek yazarak kazanmak  başlığında da göreceğiniz üzere makale yazmaya başladım internette. Sonra kısa süre içinde bu işten çok zevk almaya başladığımı fark ettim ve internetten para kazanmak kategorisinde göreceğiniz üzere araştırmalara giriştim, sonunda e-ticaret yapmaya karar vererek kariyerimde  keskin bir karar aldım. Bu arada keyfim yerine geldiği için kendi mizah anlayışımla gülmece  konusunda da bir şeyler yazmaya başladım, bazen de günün konusu başlığında bence anlamlı olan konulara değindim. Bütün bunları düşünürken fark ediyorum ki aslında ben bloğumu gerçekten de " günlük" gibi kullanmışım. Bundan sonrasında da ne yaşarsam onu yazacağım demektir, yani hayat ne gösterirse o yer alacak burada..

2- NEDEN?
"Evdeyazar neden yazar?" 
İtiraf edeyim size, lise 1'e giderken evimizdeki kütüphanede " Lolita" adlı kitabı bulmuş ve gizli gizli okumaya başlamıştım. Bu kitap beni içeriğiyle değil ama oradaki kahramanın tuttuğu günlük ile çok etkilemişti. "Benim de günlüğüm olabilir" diye heyecanlanarak lise-1'de başladığım günlüğüme neredeyse 10 yıl devam ettim, sonra bıraktım. Günlük tutmak, insanın psikolojik sorunlarıyla ilişkilidir biraz da.. İşsizlik de yeterince büyük bir sorun olduğu için internet günlüğüne geçiş yaptım yıllar sonra anlayacağınız.. Önceleri iç döküş olan yazılar, sonraları siz değerli takipçilerin artması sayesinde keyif haline geldi. Umarım uzun süre hep birlikte yaşatabiliriz Evdeyazar'ı..
3- NASIL?
"Evdeyazar nasıl yazar?"
Doğaçlama yazıyorum; o an aklıma ne gelirse öyle dökülüyor kelimeler de parmak uçlarımdan. Konu kapsamlıysa bazen araştırma da yapıyorum ama genelde buna pek ihtiyaç hissetmiyorum. Yazarken Seo tekniklerine hiç aldırış etmiyorum, anahtar kelime kullanmıyorum.  Bloghocam'ın tavsiyelerine uyup bir görsel kullanıyorum ve başka sayfalarıma linkler vermeye çalışıyorum. Yazılarımla ilgili övgüler alırken,  sayfa temam hakkında eleştiriler gelmesine bu nedenle seviniyorum açıkçası.. İçerik beğenilirse sorun yok, tema da bir şekilde düzelir elbet diye düşünüyorum.. 
4- NEREDE?
"Evdeyazar, nerede yazar?
Bu sorunun cevabı kendi içinde var zaten.. Evde yazıyorum, hiç dışarıda yazmadım daha.. Diz üstü olmasına rağmen salondaki yemek masasına yerleşik hale gelmiş bir bilgisayar var, orada yazıyorum bütün yazılarımı. Çoğunlukla fonda TVBU'nun 170. kanalında yer alan Klasik Müzik oluyor, ya da sevgili bilgisayarımda açacağım Fizzy New Age kanalları. Bütün işim bilgisayarla olduğu için neredeyse yapışık yaşıyorum kendisine bu aralar.. Evde yazmak, evde çalışmak meğer benim en mutlu olduğum biçimmiş, onu fark ediyorum ve çok da mutlu oluyorum bu durumdan..
5- NE ZAMAN?
"Evdeyazar ne zaman yazar?"
Ben bir sabah insanıyım. Uyandığımda asla asık suratlı olmam ve enerji doluyumdur sabahları. Yılların iş disiplininden olsa gerek, sabah en geç 8'de oturuyorum bilgisayarın başına. Önce acil işlerimi yapıyorum, ardından canım isterse blog yazılarına geçiyorum. Yani gün içinde pek belli olmuyor saati, ama asla akşamları yazmıyorum. Dedim ya sabah insanıyım diye, akşamları erken uyurum demek aynı zamanda bu.. Haftada en az iki kere yazmaya çalışıyorum blog yazılarını da..

6- KİM?
"Evde yazar kimdir? Sanırım bu soruya yanıt verirken çok zorlanacağım. Çünkü kendimden bahsetmeyi pek sevmiyorum. "Hakkımda" bölümüne yazdığım " Mühendis, yani hesap yapmayı bilen kişi" tanımı doğrudur. Ege Üniversitesi'nden mezun bir Tekstil Mühendisi'yim. Bıraktım bu aralar biliyorsunuz tekstil işlerini, e-ticaret yapmaya başlıyorum çok yakında. Bazen biraz yavaşlasam da iyi bir okuyucuyum, elimin altında mutlaka bir kitap olur. İyi müzikleri dinlemeyi severim. Özellikle Rembetiko'lar olmak üzere Yunan Müziği, Geleneksel Yahudi Müzikleri, Etnik Müzikler, Tangolar, Soft Rock, New Age ve çok bilinmeyen, yaygın deyimle "bestseller" olmayan müzikleri dinlemekten keyif alırım. Türkçe müzik deyince de aklıma asla pop gelmez. Ezginin Günlüğü, Gülcan Altan, elbette eski babalar Erkin Koray, Cem Karaca; Hilal Çalıkoğlu, Mercan Dede, Muammer Ketencioğlu, Hüsnü Arkan, Sema ve Taksim, Zülfü Livaneli ve gereken durumlarda da Münir Nurettin Selçuk gibi isimleri dinlemekten zevk alırım. Aslında yeni ve popüler isimlerle pek aram yok da diyebiliriz özet olarak. 
Bir çok takipçim gerçek ismimi soruyor ama ben " lütfen zorlamayın, bu da bende kalsın" diyerek yanıtlamıyorum bu soruyu. "Yazılarımı sevin yeter" diyorum, ne gerek var fazla bilgiye.. "Yazar dediğin biraz da gizemli olmalı." düşüncesi var nedense bende.

Konuk yazarım hiç olmadı, aslında kimse teklif de etmedi. Varsa yazmak isteyen, elbet mutlu olurum konuk etmekten..

Biraz uzunca bir 5N1K yazısı oldu gerçi ama umarım sıkılmadınız.
Hayatınızda kararlar vermeden önce bu 6 sihirli sözcüğü aklınıza getirmeyi unutmayın diyorum..
Sevgiyle kalın..







  

13 yorum :

  1. Güzel bir yazı olmuş. Keyifle okudum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, sizin 5N1K'nızı da merakla bekliyorum:)

      Sil
  2. Merhaba,
    Harika yazmışsınız, keyifle okudum. Hakkınızda bir kaç şey daha öğrenmiş oldum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Serdar Bey, fikri verdiğiniz için tekrar teşekkür ederim:)

      Sil
  3. Merhabalar...
    Günümüzde blog yazarak para kazanmak mümkündür.Dünyada milyonlarca kişi blog yazarak kazanç sağlamaktadır.Detaylı bilgi adresimiz aşağıdadır.

    https://hesap.clickmerkez.com/scripts/click.php?a_aid=nishum&a_bid=9cfe468a

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar..
    Dünyada milyonlarca kişi blog yazarak ciddi manada kazançlar elde etmektedir.Blog yazmak için sadece azim sabır ve düzenli çalışma yeterlidir.Detalı bilgi için aşağıdaki linki ziyaret edebilirsiniz.

    https://hesap.clickmerkez.com/scripts/click.php?a_aid=nishum&a_bid=9cfe468a

    YanıtlaSil
  5. Yazı için ve kısa süredeki başarınız için tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  6. Gene büyük bir zevkle okuduğumuz bu yazınızda kendinizden bahsetmenizden öte bu işe yeni başlayanlar için ipuçları da var. Tebrikler ve teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum için teşekkürler. Yeni başlayanlar için Blog Hocam'ın çok güzel bilgilendirmeleri oluyor. O'nun tavsiyesi üzerine böyle bir yazı yazdım, size de tavsiye ederim. Yazarken bile bloğu hakkında düşündürüyor insanı 5N1K yazısı..

      Sil
  7. Ben burayı görememişim. Mim gerek kalmamış, fazlası var eksiği yok:) Seni tanıdığım için mutluyum.Sevgiler.

    YanıtlaSil