Zaman,
çok kolayca harcadığımız, oysa yerine konulması imkansız bir
değer.
Bazen
saçma inatlarımız uğruna, bazen bilgisizliğimizden, bazen
içimizdeki varlığından haberdar bile olmadığımız, dolayısıyla
da reddettiğimiz feodal kalıntılardan, bazen ailemizin küçük
yaşlarda beynimize kodladığı yanlış değer yargılarından,
bazen koşullarımız elverişli olmadığı için, bazen
kararsızlığımızdan, bazen de fırsatları değerlendirmeyi
beceremeyişimizden ötürü zaman kaybederiz.
Kaybettiğimiz
zaman üç beş dakika olsa – ki o bile çok değerli – bir
şekilde tolere edebiliriz. Ama ya yıllarımızı kaybetmişsek? Hem
de basitçe çözebileceğimiz bir sorun uğruna!
Lafı
nereye getirecek bu Evde Yazar diyorsunuz belki de şu an. Emin olun
hiç tahmin etmeyeceğiniz bir yere getireceğim lafı. Dolandırmadan
söyleyeyim o halde; asıl anlatmak istediğim konu, psikolojik
danışman meselesi.
Görsel alıntıdır *** |
Evet,
“bu da ne şimdi?” diyorsunuz, hiç aklınızda yoktu
değil mi? Çünkü bazen ben de dahil olmak üzere kime sorsam çoğu
kişi “psikolojik danışmana
gidecek kadar sorunum yok benim, deli miyim kendim çözerim elbette dertlerimi, psikolojik
danışmana da para mı verilirmiş” diyor. Hatta
bazıları bu konuya o kadar ön yargılı yaklaşıyor ki, “boş
işler bunlar, zenginlerin can sıkıntısı” şeklinde cahilce denebilecek yorumlarıyla konuyu kestirip atabiliyor!
Böyle
yapmamak lazım, sapla samanı karıştırmamak lazım. Ruhumuzdaki
gözle görünmez yaraları uzman birilerinin tedavi etmesi
gerektiğini bilmek lazım!
Niye
biliyor musunuz, çünkü o ruh yaralarıyla öyle değerli zamanlar
kaybediyoruz ki!
Çoğumuzun
çözmeyi beceremediği, farkında olmadan hayatını cehenneme
çeviren en basit sorunu düşünelim mesela. HAYIR DİYEMEMEK!
Belki
kimseyi kırmamak için, belki insanları üzmemek için, belki
insanlar bizi daha çok sevsin diye, belki mahalle baskısından,
belki korkudan, belki acıma duygusundan, belki kendimizi yeterince
sevmediğimiz için, belki de nezaketen “hayır diyemiyorum bir
türlü” diyenlerimiz yok mu? Peki hiç düşündünüz mü bu
basit gibi görünen sorunun bize nasıl zaman kaybettirdiğini..
Evde
uzanıp kitap okumak isterken arkadaşlarınızın zoruyla
istemediğiniz ortamlara gidip canınızın sıkıldığı zamanları
düşünün. “İnek” damgası yemekten korktuğunuz için
istemeden okulu kırdığınız zamanları düşünün, patronunuza
nasıl "hayır" diyeceğinizi bilmediğiniz için üzerinize binen
ekstra iş yüklerini düşünün,"müsait değilim" demeyi
beceremediğiniz için münasebetsiz komşunun sizden çaldığı
zamanları düşünün..
Bu
örnekleri çoğaltmak mümkün, şimdi de "hayır" diyemediğiniz için
geçen yıllarınızı düşünün.
Değer miydi?
Değer miydi?
Bir psikolojik danışman rehberliğinde bu sorunu aşabilirdiniz
oysa ki!
Sadece "hayır" diyememek değil; toplum içinde konuşamama gibi sosyal
fobileriniz, zamanınızı yönetemeyişiniz, yıllardır sizi yiyip
bitiren aşk acınız, evlilik sorunlarınız, bağımlılık
hastalıklarınız, ne bileyim işte kendi başınıza çözemediğiniz
sorunlarınız için bir psikolojik yardım alsaydınız iyi
olmaz mıydı?
Diyelim
ki bugüne kadar almadınız; zararın neresinden dönülse kazançtır
diye düşünüp, mesela yusufbayalan.com'a göz atarak işe
başlayabilirsiniz.
Sağlıklı
ve sorunsuz günlere diyerek gidiyorum şimdilik..
***Görsel,
psychologistcounselingcenter sitesinden alıntıdır.
En son gittiğimde güzel bir sohbet olmuştu. Aslında konuşulandan çok kendini anlatabilme ve karşıdaki insanın seni anşayabilme duygusu huzur veriyor.
YanıtlaSilZaten çoğumuzun derdi anlaşılamamak, anlatamamak, söylediklerimizin dinlenmeyişi değil mi?
SilAynen öyle
Silİlk olarak Psikiyatriye gittim oradan beni Pisikoloğa yönlendirdiler. Oradan da psikolog sende sorun yok sadece biraz tembellik var deyip reçetemi kesmişti :D
YanıtlaSilBu da tam yazmalık hikayeymiş:))
Sil:D evet
SilYazarsanız haberim olsun:)
Silİlk size haber vereceğim yazarsam.
YanıtlaSilBekliyorum bu keyifli yazıyı:)
SilBaski oyle korkunc birsey ki ne dogru duzgun kendimizi taniyoruz, ne hayir diyebiliyoruz, ne acik acik fikirlerimizi soyleyebiliyoruz. O ne der bu ne der diye kendimize bir yigin kotuluk ediyiruz. Cok guzel bir paylasim simdi sizden yusufbayalan.com'a gidiyorum.Sevgiler
YanıtlaSilÇok haklısınız, insanın kendisine kötülük etmemesi lazım, yorumunuz için teşekkürler:)
SilEvet el alem ne der düşüncesinden çıkarsak.daha saglıklı yaşarız. Hernekadar umursamasakta aklımız o neder lerde kalıyor.
YanıtlaSilGüzel yazı olmuş.elinize, düşüncenizi, yüreğinize saglık.
Yorumunuz için teşekkür ederim, bu önemsiz gibi gelen, aslında çok öenmli olan konuların üzerine eğilmek lazım, sevgiler:)
Sil