10 Şubat 2014 Pazartesi

İnternete sansür varsa edebiyatta da "ironi" var!

Yeni internet yasası çıkmadan içimi döküp rahatlamak istiyorum. Bu yeni yasayla artık kimseye bir şey diyemiyeceğiz malumunuz.
Yeni yasaya göre özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayınlar ve de hakaret olarak adlandırılan her türlü içerik yüzünden sitelerimiz ve de bloglarımızın başı çok kolaylıkla belaya girebilecek.

internet sansuru
 görsel,ict4bop.wordpress.com dan alıntıdır


Ulaştırma Bakanlığına bağlı TİB diye bir şey kuruyorlar, bu TİB var ya bu TİB mahkeme kararı bile beklemeden pat diye siteleri 4 saat içinde kapatabilecek. Sitemizde bir şey yok, ne hakareti diyorsak da mahkemeye giderek sorunu çözmeye çalışacağız, ölme eşeğim ölme durumu! Mahkemelere olan güvenin yerle yeksan olduğu bir ortamda haklı çıkmamız ise malumunuz hakimin hangi görüşten olduğuna bağlı olacak. Öyle ya, artık bağımsız mahkeme diye bir şey de kalmadı. (Eyvah ben şimdi mahkemelere hakaret etmiş sayılıyor muyum, bloğum kapatılır mı?)

Ürkünç ki ne ürkünç!

Hakaret içeren” tanımlaması çok sübjektif bir şey çünkü.

Misal, “bizim laz burunlu bakkal Ali Dayımız pek sevimlidir ama katır gibi de inatçıdır.” desem, hakaret etmiş oluyor muyum? ”Laz burunlu” veya “katır gibi inatçı” tanımlamasını es-kaza bir siyasi kişilik hakkında kullanırsam suç işlemiş olur muyum? Yeni kurulan TİB'in espri anlayışına bağlı olacak sanırım bu sorumun yanıtı. Kıldan nem kapan şahsiyetler gelirse bu TİB'e -ki öyle olacak- bak sen o zaman kopacak fırtınaya... Nereden mi biliyorum; RTÜK yeterince iyi bir örnek değil mi, caanım Kemal Sunal filmlerini bip sesinden seyrettirmez haldeler!

Bu kadarla kalsa yine iyi!
Yeni yasaya göre hakimler 24 saat içinde sansür kararı verebilecekmiş, “zararlı” (!) içeriği yayından kaldırmayan site sahipleri bu durumda 500-1000 TL arasında “Günlük” para cezası ödeyecekmiş.

Bitti mi, hayır.

Hangi siteye girdik, akıllı telefonumuzda hangi uygulamaları kullandık bütün bilgiler 2 sene kayıt altında olacakmış. Yani yazdıklarımız bir yana, okuduklarımız da suç teşkil ediyor demek ki ben buradan bunu anlıyorum. Kurgu bu ya, “kımıl zararlıları” hakkında bir araştırma yapmışsam, "kımıl" sitelerine girip çıkmışsam ve de şans bu ya,  iki yıl içinde “kımıl zararlıları” adlı suç örgütü kurulmuşsa vay halime öyle mi?

Yani şefkatli ve yüce devletim bana ve hepimize potansiyel suçlu muamelesi yapacak, daha ne anlayayım ki ben bundan?

Mesela köyümüzün 20 senelik muhtarı hakkında “bu bizim muhtar 20 senedir o koltukta yapıştı kaldı, bu seçimde görecek gününü” diyemeyeceğiz. Ya ne yapacağız?

Sansürden kaçış için edebiyata başvuracağız. Mesela tariz-iğneleme- ironi sanatı kullanacağız. Yani diyeceğiz ki örneğin,

Bu bizim mahallenin muhtarına 20 senedir çile çektiriyoruz arkadaş, adamcağız da dinlensin azıcık, koltuğa yapışkan sürmedik ya!”

İkinci bir yolu daha var tabii ki sansürden siteleri korumanın. Herkes kuzu büryan, samsa tatlısı, hanım göbeği, baklava börek tarifi yazsa mesela, ne bileyim işte güzellikten, mutluluktan, ışıltıdan, pırıltıdan bahsetse yine sorun çıkmayacak.

Yok yahu çıkar bence, bu da garanti değil..

Ya TİB'in duyarlı memurları hanımların haysiyetiyle oynuyorsunuz ne o öyle hanım göbeği falan derse?

Bence yemek blogları yasa çıkmadan tarif adlarına göz atmaya şimdiden başlasınlar!


NOT: Enerjisiz kaldığım için bana pozitif enerjiler gönderen, dua eden sevgili takipçilerim, sizin için silkinip yazdım bu yazıyı, sağ olunuz var olunuz gerçekten de, iyi olmaya çabalıyorum gördüğünüz gibi ♥♥








14 yorum :

  1. Ne güzel demişsin ama. Özgürlüğün bittiği an şu an bence. Attığımız adımdan haberdar olmak istiyorlar, özel hayatın gizliliği hak getire.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte kendimi kandırmaya çalışıyorum, yazarım yine doğru bildiğimi diyorum ama içimi sor sen bir de. Kahroluyorum bu geriye atılan adımlarla..

      Sil
  2. Asıl korkacağımız şeylerden biriside bir site sahibinin işlediği bir yasal suçu tüm blogspot kullanıcılarının üzerine yıkmak. Blogspot hostunu tek isim üzerinden engelleyemedikleri için tüm bloggerları bir kişi için kapatabilir. Bu yasanın geçmesi demek bloggerın sonu demek. İnşallah geçmez. Geçersede edebiyat yaparız yahu :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu açıdan hiç bakmamıştım, bu dediğinizi de kapsıyorsa eğer korkunç ötesi.. nokta koma mı geçsek ne yapsak:)

      Sil
    2. Eğer kapatılırsa geçmek mecburi olacaktır nokta koma. Ama orada da rahat olamamak var. Servis sağlayıcılarının eli altındasın, kafasına göre bazen siteyi kapatabiliyorlar. Üstelik siteye yapılan saldırılar karşısında hiç bir tedbir alamıyorlar .Direk siteyi donduruyorlar olan site sahibine oluyor. Ben bunları yaşadığım için blogspota gelmiştim yahu :D bi daha gidermiyim hiç.Kapanmaz inşallah yasa da geçmez.

      Sil
    3. umarım geçmez bu yasa, bakalım heyecanla bekliyoruz sonucu, özgürlüğümüz bir kaç kişinin dudakları arasında, ne acı...

      Sil
  3. ben de bu konuyu ele alacaktım özgürlükler ülkesi diyorlar! hani nerede öyle bir memleket :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu geri gidişin hızına yetişemiyorum artık ama umutsuz da olmak istemiyorum. Gecenin en karanlık zamanı şafağın yaklaştığı andır klişesine sarılıyorum, mecbuureenn

      Sil
  4. İroni ve iğneleme konusunda biraz gelişmek lazım yoksa gidişat kötü. İnternet yasası onaylanmasa bile aynı şekilde meclisten yeniden geçer gelir... Durum kaçınılmaz gibi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten bütün bu olan biteni şaşkınlıkla izliyorum, bir gün özgürleşebilecek miyiz gerçekten de?

      Sil
  5. Aslında 2007 senesinde yasalaşan 5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında bir kanunumuz mevcut. Bu yeni yapılandırma söz konusu kanun üstünde bazı eklemeler ve eksiltmeler yapıyor. Günümüzde zaten 5651 yasası uygulanıyor ve özellikle internet kafelere yapılan denetimlerde hapis cezalarına varan uygulamalar yapılıyordu. Bu yeni düzenleme ile hapis cezaları tamamen kaldırılarak, adli para cezalarına çevrilmiş durumda. Yeni yapılan düzenlemelerin amacı "kişilik haklarına saldırı, hakaret, alay" gibi yaklaşımları engellemek. Yani şöyle bir örnek vereyim: birini karikatür olarak çizmek bile bu manada kişiyle alay olarak değerlendirilebilir. Bir de bu noktada küçük bir ayrıntıyı daha paylaşayım, bir web sitesinin tamamen kapatılması diye birşey yok. Sadece kusurlu bulunan sayfası engellenecek. Yani bloggerler için düşünürsek bir kişinin yazdığı birşey yüzünden bütün bloggerler zarar görmeyecek. Sadece o yazıyı yazan blogun hatalı bulunan sayfası erişime kapatılacak. Yani diyelim ki benim yazdığım son yazıya itiraz edildi ve erişim engeline karar verildi. Sadece o yazıma erişim engellenecek, diğer yazılarım aynen olduğu gibi kalacak.İşin bir de başka yönü var. Bu düzenlemede bir servis sağlayıcıları birliği kurulacak. Bu birliğin geliri tamamen internet servisi veren şirketlerin ödeyecekleri aidatlardan oluşacak. İnternet servisi verecek şirketler ayrıca bu birliğe bağlı olarak bütün kullanıcılarının 3 ay içinde profillerini çıkartacak ve saklayacak bir mekanizmaya ihtiyaç duyacak. Bu da elbette para ile yapılabilecek birşey. Her kullanıcının bilgisayar ID numarası, bu numaradan hangi sitelere girdiği, hangi sayfaları incelediği, arama motorlarından hangi kelimelerle arama yaptığı gibi bilgiler elde edilecek ve iki sene saklanacak. Sonuç olarak bu yasa bize şunu getiriyor: Daha pahalı ama daha kısıtlı bir internet. Özellikle kablosuz modem kullananların bir hayli başı ağrıyacak gibi geliyor bana. Elektronik postalarımız da incelenecek mi işte burasını bilmiyorum. Umarım artık o kadar da özelimize karışmazlar. Buraya kadar yazdıkların yapılacak yeni düzenleme ile son halini alacak 5651 sayılı yasanın kısa bir özetiydi. Şimdi burada herkesin yaşamını etkileyecek bu düzenlemenin son imzası (cumhurbaşkanı) bekleniyor. Ve umarım bu yasa imzalanmaz. İnşallah cumhurun başı olan kişi kişilik haklarının da savunucusu olmayı başarır. Çünkü düşünmek, düşündüğünü söylemek, her konuda araştırma yapabilmek, bildiği bir konuyu başkalarıyla paylaşmak bir kişilik hakkıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kapsamlı açıklama için teşekkürler.
      Son zamanlarda moda olan sözcüğü kullanarak diyorum ki, zamanlama cidden çok "manidar!"
      Zira kişilik haklarını hiçe sayan bu gerici yasanın geri plandaki amacının yaklaşan yerel seçimler öncesi kirli çamaşırların ortalığa saçılmasını önlemek olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda baktığımda cumhurbaşkanı bu yasayı onaylayacak, anayasa mahkemesi falan derken zaten seçimler bitmiş olacak, yasa çıkarıcılar da hedeflerine ulaşacak diyorum. Umarım yanılırım, umarım cumhurbaşkanı bari bu sefer biraz tarafsız davranır, umarım..
      Keşke hukuk var, adalet var olmaz öyle şey diyebilseydik!

      NOT: İspanya'da kralın kızının yargılanmasını kıskançlık ve hayranlıkla izliyorum..

      Sil
  6. Ellerine, yüreğine, fikrine sağlık sevgili Evde Yazar. Zamanım olmadığından yazamadıklarımı ne güzel dile getirmişsin. Üstelik henüz yeni bir blogcu olarak kendi kendime tut kelin perçeminden diyorum. Ben daha blogumla boğuşurken bir de bu TİB ile nasıl başa çıkarım. Yazını paylaşıyorum hemen. ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim yorumunuz için, bakalım küçük de olsa bir umut var yasanın reddedilmesi konusunda, göreceğiz hep birlikte, sevgiler:)

      Sil