18 Şubat 2014 Salı

Zaman harcamaya değer miydi?

Zaman, çok kolayca harcadığımız, oysa yerine konulması imkansız bir değer.
Bazen saçma inatlarımız uğruna, bazen bilgisizliğimizden, bazen içimizdeki varlığından haberdar bile olmadığımız, dolayısıyla da reddettiğimiz feodal kalıntılardan, bazen ailemizin küçük yaşlarda beynimize kodladığı yanlış değer yargılarından, bazen koşullarımız elverişli olmadığı için, bazen kararsızlığımızdan, bazen de fırsatları değerlendirmeyi beceremeyişimizden ötürü zaman kaybederiz.
Kaybettiğimiz zaman üç beş dakika olsa – ki o bile çok değerli – bir şekilde tolere edebiliriz. Ama ya yıllarımızı kaybetmişsek? Hem de basitçe çözebileceğimiz bir sorun uğruna!

Lafı nereye getirecek bu Evde Yazar diyorsunuz belki de şu an. Emin olun hiç tahmin etmeyeceğiniz bir yere getireceğim lafı. Dolandırmadan söyleyeyim o halde; asıl anlatmak istediğim konu, psikolojik danışman meselesi.

psikolojik danisma
Görsel alıntıdır ***

Evet, “bu da ne şimdi?” diyorsunuz, hiç aklınızda yoktu değil mi? Çünkü bazen ben de dahil olmak üzere kime sorsam çoğu kişi “psikolojik danışmana gidecek kadar sorunum yok benim, deli miyim kendim çözerim elbette dertlerimi, psikolojik danışmana da para mı verilirmiş” diyor. Hatta bazıları bu konuya o kadar ön yargılı yaklaşıyor ki, “boş işler bunlar, zenginlerin can sıkıntısı” şeklinde cahilce denebilecek yorumlarıyla konuyu kestirip atabiliyor!

Böyle yapmamak lazım, sapla samanı karıştırmamak lazım. Ruhumuzdaki gözle görünmez yaraları uzman birilerinin tedavi etmesi gerektiğini bilmek lazım!

Niye biliyor musunuz, çünkü o ruh yaralarıyla öyle değerli zamanlar kaybediyoruz ki!

Çoğumuzun çözmeyi beceremediği, farkında olmadan hayatını cehenneme çeviren en basit sorunu düşünelim mesela. HAYIR DİYEMEMEK!

Belki kimseyi kırmamak için, belki insanları üzmemek için, belki insanlar bizi daha çok sevsin diye, belki mahalle baskısından, belki korkudan, belki acıma duygusundan, belki kendimizi yeterince sevmediğimiz için, belki de nezaketen “hayır diyemiyorum bir türlü” diyenlerimiz yok mu? Peki hiç düşündünüz mü bu basit gibi görünen sorunun bize nasıl zaman kaybettirdiğini..
Evde uzanıp kitap okumak isterken arkadaşlarınızın zoruyla istemediğiniz ortamlara gidip canınızın sıkıldığı zamanları düşünün. “İnek” damgası yemekten korktuğunuz için istemeden okulu kırdığınız zamanları düşünün, patronunuza nasıl "hayır" diyeceğinizi bilmediğiniz için üzerinize binen ekstra iş yüklerini düşünün,"müsait değilim" demeyi beceremediğiniz için münasebetsiz komşunun sizden çaldığı zamanları düşünün..
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, şimdi de "hayır" diyemediğiniz için geçen yıllarınızı düşünün. 

Değer miydi?

Bir psikolojik danışman rehberliğinde bu sorunu aşabilirdiniz oysa ki!

Sadece "hayır" diyememek değil; toplum içinde konuşamama gibi sosyal fobileriniz, zamanınızı yönetemeyişiniz, yıllardır sizi yiyip bitiren aşk acınız, evlilik sorunlarınız, bağımlılık hastalıklarınız, ne bileyim işte kendi başınıza çözemediğiniz sorunlarınız için bir psikolojik yardım alsaydınız iyi olmaz mıydı?

Diyelim ki bugüne kadar almadınız; zararın neresinden dönülse kazançtır diye düşünüp, mesela yusufbayalan.com'a göz atarak işe başlayabilirsiniz.


Sağlıklı ve sorunsuz günlere diyerek gidiyorum şimdilik..


***Görsel, psychologistcounselingcenter sitesinden alıntıdır.

13 yorum :

  1. En son gittiğimde güzel bir sohbet olmuştu. Aslında konuşulandan çok kendini anlatabilme ve karşıdaki insanın seni anşayabilme duygusu huzur veriyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten çoğumuzun derdi anlaşılamamak, anlatamamak, söylediklerimizin dinlenmeyişi değil mi?

      Sil
  2. İlk olarak Psikiyatriye gittim oradan beni Pisikoloğa yönlendirdiler. Oradan da psikolog sende sorun yok sadece biraz tembellik var deyip reçetemi kesmişti :D

    YanıtlaSil
  3. İlk size haber vereceğim yazarsam.

    YanıtlaSil
  4. Baski oyle korkunc birsey ki ne dogru duzgun kendimizi taniyoruz, ne hayir diyebiliyoruz, ne acik acik fikirlerimizi soyleyebiliyoruz. O ne der bu ne der diye kendimize bir yigin kotuluk ediyiruz. Cok guzel bir paylasim simdi sizden yusufbayalan.com'a gidiyorum.Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız, insanın kendisine kötülük etmemesi lazım, yorumunuz için teşekkürler:)

      Sil
  5. Evet el alem ne der düşüncesinden çıkarsak.daha saglıklı yaşarız. Hernekadar umursamasakta aklımız o neder lerde kalıyor.

    Güzel yazı olmuş.elinize, düşüncenizi, yüreğinize saglık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkür ederim, bu önemsiz gibi gelen, aslında çok öenmli olan konuların üzerine eğilmek lazım, sevgiler:)

      Sil