26 Mayıs 2014 Pazartesi

Kış Uykusu – Nuri Bilge Ceylan'la gerçekten gurur duyduk mu?

Sivil kuruluşlar, zaman zaman ulusların çeşitli konulardaki karnelerini yayınlarlar bilirsiniz, mutlaka bir tanesine gözünüz çarpmıştır. Peki hiç hatırlıyor musunuz iyi bir şey?

Mesela basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 154. sıradaymışız. Son 10 yılda tam 56 sıra birden gerilemişiz.**

Yine başka bir araştırmada dünyanın en iyi ülkeleri sıralaması yapılmış. 100 ülke arasında Finlandiya birinci iken biz 52. sırada yer almışız.. ***

Hadi bunları geçtim, başka bir araştırmaya göre ülkemiz kitap okuma alışkanlığında sınıfta öyle bir kalmış ki! Mesela yurdumuzda kitap, genel ihtiyaçlar içinde 235. sırada yer alıyormuş.. Kitap okumaya yılda sadece 6 saat ayırıyormuşuz! ****


İstatistiklerden içimiz kararıyor değil mi?
Peki o halde, haydi son yıllarda dünyaya verdiğimiz fotoğrafları bir düşünelim..

tuhafliklar

  • Uludere'de bombardıman, 34 kişi öldü!
  • Soma maden faciası, 301 kişi yaşamını daha geçen hafta yitirdi!
  • Geçen sene yaz boyu biber gazlı İstanbul görüntüleri sergiledik tüm dünyaya, hâlâ da devam ediyor biber gazı festivallerimiz(!)
  • Yolsuzluk ve rüşvet skandalları..
  • Hapse atılan gazeteciler, ordu mensupları..
  • İsşizlik rakamları..
  • Orman yangınları..
  • Trafik kazaları..
  • Çocuk tacizleri..
  • Aile içi şiddet, kadına şiddet..
........................
Daha da saymak istemiyorum, sinirlerim bozuluyor çünkü.. Güzel haberlerle anmak istiyorum oysa ülkemi; dünyaya güzel fotoğraflar verelim istiyorum. İnsanın nasıl bireysel başarı ile kendini motive etmeye ihtiyacı varsa, ükelerin de vatandaşlarının başarıları ile gurur duymaya ihtiyacı var.. Aksi takdirde başımız eğik olur, Yalan Dünya'daki pavyon şarkıcısı Tülay gibi “ezik miyim ben ya, ezik miyim ben?” diye söylenip dövünmekten başka bir şey gelmez elimizden..


kader nedir?
Başarı deyince akıllara futbol geliyor!

Uluslararasında göğsümüzü kabartan hangi olayı hatırlıyorsunuz?” diye sorsak mesela nasıl cevaplar alırız bir düşünün. Kimileri Galatasaray'ın aldığı UEFA kupasını söyler, 2002'de Türk Milli Futbol Takımının aldığı üçüncülüğü de söyleyen olacaktır. Böyle bir futbol yarışında yer alınca zaten yer yerinden oynadığı için futbolla hiç alakası olmayanlar bile bunları -maalesef- bilir. Her yerde canlı yayınlar olur, herkes bunu konuşur! Hadi belki küçük bir azınlık Eurovision şarkı yarışmasında Sertap Erener'in birinciliğini hatırlayacaktır diyerek futbolun dışına çıkalım...
Oysa Orhan Pamuk Nobel almıştır, Nuri Bilge Ceylan kaç kere Cannes Film festivalinde ödül almıştır, bu başarılar; çoğunluğun pek de aklına gelmez.

cannes


Cannes ödül törenini canlı yayınlamayan medya!

Avrupa'daki en önemli 3 film festivalinden biri olan, 1946 yılından bu yana düzenlenen Cannes Film Festivali'nin büyük ödülü Altın Palmiye'ye aday filmimiz var ve töreni hiçbir Türk televizyonu canlı yayınlamıyor!
En kıytırık futbol maçlarını bile anı anına takip eden medya, böylesi dev bir ödül törenini yok sayıyor.. Çünkü aynı anlarda başbakan, Almanya'da -açıklamadığı- cumhurbaşkanlığı adaylığı için örtülü propaganda konuşması yapmaktadır. Bütün haber kanalları oradan canlı yayın yaparlar, konuşma bitince de hararetli hararetli stüdyoda başbakanın ne dediğini yorumlarlar.. Oysa en prestijli sinema ödüllerinden birini yönetmenimiz Nuri Bilge Ceylan tam da o anda kazanmıştır, Tarantino'nın kıskanan bakışlarını yakalayan başka ülkelerin medyası iş başındadır.. Haber kanallarının en bilineni CNN'de Şirin Payzın, politika programında lütfedip bir parantez açar ve artık ayıp olmasın diye midir nedir iki saniye tebrik eder yönetmeni.. Oysa yayını kesip tam da o anda Cannes'e bağlanabilirlerdi 3-5 dakika!
 Bu da, medyamızın değişik bir penguen olma sendromudur. Ertesi gün ayılıp da bu konu hakkında 24 saat yayın yapsalar bile artık hükmü yoktur. O heyecanı canlı veremedikten sonra CNN, NTV, Habertürk .. vs kendilerine haber kanalı demeye bence utanmalıdırlar..

Bu konuyla ilgili çok güzel bir tweet vardı dün:

Nuri Bilge Ceylan, Cannes Ligi Altın Palmiye Kupası'nı kazanmış. (Böyle yayalım da belki spor haberlerinde gösterirler)

diyordu orantısız zeka uygulayan arkadaşlardan biri.. Ne acıklı bir durumdayız görüyorsunuz, ödül kazanmışız, yayınlayan yok!!

Medyanın bu yaklaşımı bile ülkemizin sanata ne kadar önem(!) verdiğinin bir göstergesidir. Ben, bu durumdan kendi adıma büyük bir utanç duyuyorum.

Farkındaysanız konumuz aslında Kış Uykusu filminin Altın Palmiye almasıydı, ama bir türlü konuya gelemedik bile.. Çünkü hayatımız o kadar film olmuş ki! Azınlık pembe dizi senaryosu yaşarken, büyük çoğunluğun ömrü traji-komedi filmlerinin ortasında geçiyor ne yazık ki..

Elitist” diye aşağılanır oldu bu ülkede okur-yazar-düşünür kesim..

Daha fazla sürdürürsem bu yazıyı, içinden çıkamayacağım biliyorum..

Ben naçizane diyorum ki “Teşekkür ederim sayın Nuri Bilge Ceylan. Sizin gibi sanatçılarımızla, bütün engellemelere rağmen gurur duyuyorum kendi adıma, iyi ki varsınız, sizlerle nefes alıyor ruhumuz..”



------------------------
İstatistik bilgi kaynakları:
**  http://www.gazeteciler.com/gundem/turkiye-basin-ozgurlugunde-kacinci-sirada-74116h.html

***http://www.haberortak.com/Haber/Aktuel/17082010/Turkiye-dunyanin-en-iyi-ulkeleri-listesinde-kacinci-sirada.php

****http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19860680.asp



10 yorum :

  1. Son söylediğine özellikle katılıyorum. Bunlar boş boş düşünüyor demedikleri kaldı. Onlar düşünmesin, biz
    düşünürüz. 😊 Artık dalga geçmeye çalışıyorum. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "İçine tükürürüm böyle sanatın" cümlesini asla unutamam!
      Sevgiler..

      Sil
  2. Balerinlerin ortaya ne koyduğunu çok iyi bilen, "ucube"leri ortadan kaldırmak için elinden geleni ardına koymayan, devlet opera ve balelerini, tiyatrolarını tarihe gömmek için çalışan, sinemada sansürü şaha kaldıran bir yönetim altında haberimiz olduğuna bile şükretmek lazım herhalde. İğreniyorum bu gidişten, Ceylan'ın filmlerini özellikle sevmesem bile bu kadar büyük bir gururun her yerde yayınlanması gerekirdi. Sinema denince Recep İvedik, Kurtlar Vadisi, vasat seviyede küfürden beslenen seksist komediler ve 1453 tarzı "atasını onurlandıran" yapımları düşünebilen çoğunluğa fazla bile bu başbakan. Sanat konusundaki giderek yerin dibine çöken seviyemiz beni en çok sinirlendiren şeylerden biri, söylediklerine tamamen katılıyorum...

    YanıtlaSil
  3. Dediklerine tamamen katılıyorum. :D Belki birileri Nuri Bilgi Ceylanı sevmiyordur..Son olarak da Şampiyonlar Ligi finali iyiydi yahu :D

    YanıtlaSil
  4. Bende Nuri Bilge Ceylan filmlerinin hastası değilim ama durum bu ne yazık ki, alt yazı geçmekle yetindi kanallar, penguenlere devam yani.

    YanıtlaSil
  5. yüreğine sağlık.. aynı duygular içindeyim...
    yine de en iyisi olumsuzluklardan uzak durup daha iyi bir dünya için elden geldiğince çabalamak..bunu söylüyorum ama başarmak oldukça zor..

    YanıtlaSil
  6. Zaytung tan ; "Türkiye, Okumadığı Bir Romancının Ardından Şimdi de İzlemediği Bir Yönetmenin Kazandığı Uluslararası Başarının Gururunu Yaşıyor"

    YanıtlaSil
  7. Güzel bir yazı olmuş, iyi ki yazmışsınız. İnsan bazen toparlayıp da yazamıyor ama sonra bir bakıyorsunuz biri yazmış, o yüzden okumak da ayrıca keyifli oluyor. Bu gidişat ne yazık ki çok kötü. Hiç bir zaman tarihe sanata önem vermedik evet ama hiç bir zaman da bu kadar aşağılamadık, unutmadık, kötülemedik, yasaklamadık herhalde. Artık öyle bir hal aldı ki bu gerileyiş inanamıyorum düşündükçe. Tek yaptıkları futbol maçlarının ardından saatlerce uzun sohbetler etmek, abuk sabuk filmlere deli paralar harcamak ve tabi yok saymak!
    Şu geldiğimiz durumdan insan olan, gururu olan, aklı mantığı, ruhu, kalbi olan herkes utanır, nefret eder, tiksinir!
    İyi ki Nuri Bilge Ceylan gibi insanlar hala varlar ve yılmadan devam ediyorlar, yoksa halimiz ne olurdu.

    YanıtlaSil
  8. Sen her meseleye ideolojik yaklaşan pesimist bir şahıssın. 10 sen evvel üniversite sayısı kaç taneydi bugün kaç tane. 10 yıl önce kaç tane büyük şehir vardı bugün kaç tane var. 10 yıl önce kaç tane metro hattı vardı İstanbul'da bugün kaç tane.10 yıl önce üniversiteye sadece başı açık kızlar girebiliyordu. Bugün hem başı açık kızlar hem de başı kapalı kızlar girebiliyor. 10 yıl önce paramızla anlı şanlı 6 tane sıfırımız vardı bugün yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili adsız arkadaşım, sorunları ortaya sergileyince "ama bak şöyle de iyi şeyler var, böyle de iyi şeyler var.." demek maalesef o sorunu ortadan kaldırmıyor. Benim bahsettiğim sorunları bir yana bırakıp olumu şeylerden bahsederek siz de ideolojik bir yaklaşım sergiliyor, hatta konuyu saptırıyorsunuz. Ama sizi bu anlamda eleştirmiyorum, çünkü insanların ideolojileri olması bir suç değildir öyle değil mi.. Ben böyle düşünürüm, siz de öyle düşünürsünüz; önemli olan birbirimize saygılı ve tahammüllü olabilmek zannımca :)
      Bahsettiğiniz size göre olumlu argümanlara benim de yanıtlarım var elbette.. 10 sene önce üniversite sayısı azdı ama mezun olanların değeri vardı, metro hattı yapmak beediyelerin görevidir elbette yapacaklar, kaldı ki 2014 yılında ne yazık ki hala çok yetersizler. Eskişehir örneği de var bu anlamda. Daha dün okudum Avrupa kentlerine kategorisine geçmiş Eskişehir.. Benim çocukluğumda bu ülkede başörtüsü sorunu yoktu, isteyen takar isteyen takmazdı. Birileri siyasi rant elde etmek için başörtüsü konusu üzerinden toplumu bölmeseydi keşke..Paradaki 6 sıfır meselesi ise olumlu bir gelişmedir elbette ama konumuz olan Nuri Bilge Ceylan'ın paradaki sıfırlarla ilgilendiğini sanmıyorum..
      Neden söylüyorum bütün bunları biliyor musunuz, birbirimizin fikirlerini değiştirmeye uğraşmanın ne kadar anlamsız olduğunu göstermek için.. Bırakın ben düşündüklerimi yazayım, siz de saygı çerçevesinde bana katılmadığınızı belirtin, neden savaşıyoruz anlamıyorum. Mesela adınızı saklamışsınız, bunu anlayışla karşılarım ama beni tanımadan bana "sen" diye hitap etmeniz beni üzdü ne yalan söyleyeyim, buna ne gerek var?
      İçinizdeki sevgiyi lütfen ihmal etmeyin..

      Sil