10 Haziran 2014 Salı

Bebeksel devinimler..

Farkında mısınız ne kadar çok bebek doğuyor.
Mesela kendi çevremden söyleyeyim:
Üst kat komşumuza iki hafta önce bebek geldi, benim bir yakınıma iki hafta içinde bebek gelecek. İş yerinde bir arkadaş bebek beklediğini yeni öğrendi, iş yerinde bir diğer arkadaş da her an bebek haberi almayı bekliyor.
Demem o ki ben bir kişiyim ve düşünün çevremde 4 kişide bebeksel bir devinim var.

babies

Bebekler güzel varlıklar elbette; geldikleri aileye neşe ve enerji getiriyorlar.
Doğanın en büyük mucizesi de bu doğum olayı, bunu asla yadsımıyorum.
İyi güzel de, o bebekler büyüyüp yetişkin insan olduklarında, bütün masumiyet yok olup gidiyor; değişiyor her şey..

Annelerinin bin bir eziyetle 9 ay karınlarında taşıdığı, öpüp kokladığı o bebekler büyüyor ve büyüdükçe de yok oluyor iyilik güzellik halleri..

Cinayetleri o bebekler işliyor, katliamları yapanlar da bebek değil miydi bir zamanlar? Pedofili olanları, sapıkları, hırsızları, rüşvet alanları, dolandırıcıları...
 Hangi birini sayayım; bütün bu insan müsveddeleri de mis kokan bebeklerdi bir zamanlar.. Anneleri o bebekler için kim bilir ne kadar güzel hayaller kurmuşlardı.. 
Ne oldu bütün o güzel bebeklere?
Böyle düşününce nasıl da ürperiyor insan. O masum, o sevimli, o etrafına neşe saçan küçücük yaratıkların içlerinde bir yerlerde böylesine kötülükler mi besleniyor yoksa?
insanın aklı gerçekten almıyor.
Resim yazısı ekle
 Gregor Samsa'nın böceğe dönüşmesi ile bir bebeğin böyle bir insana dönüşmesi arasında fark var mı? 

Egosal davranmak, kıskançlıktan sürekli birilerini demoralize etmeye çalışmak, saçma sapan intikamlar almak; haset, nefret, kinle planlar kurup insanlara kötülük yapmak; başkasının kötü halleriyle mutlu olmak, başkasının ayağını kaydırmak, yalan söylemek, aldatmak, başkasını kullanmak; para hırsı, mevki hırsı, iktidar hırsı... Bu kötülüklerin hepsi o bebeklerin yüzünden olmuyor mu?

Ne diyordu Edip Cansever;

                                               ".. O çocuklar büyüyecek
                                                 O çocuklar büyüyecek
                                                   O çocuklar..."

O çocuklar büyüdükçe bebekleri oluyor ve hep böyle devam edip gidiyor döngü. Keşke dünyaya bebek getirecek ailelere psikolojik testler yapılsa.. Sevgisiz olanlara, merhametsiz olanlara, acımasız olanlara, bencil olanlara; yani ruhsal gelişimini tamamlamamış olanlara dünyaya çocuk getirme hakkı tanınmasa..

Ya da ne bileyim, çocuklara daha anne karnındayken insan sevgisi, doğa sevgisi, merhamet, alçak gönüllülük, iyilik gibi pozitif duygular enjekte edilebilse..

Bu kadar çok bebeğin dünyaya gelmesinden ürküyorum itiraf edeyim.. 

Zaten yeterince mahvetmişiz dünyayı; zaten yeterince kirletmişiz ve zaten yeterince yok etmişiz kaynakları, zaten yeterince kötüler var içimizde..

Dünyada bolluk ve zenginlik varken bile insanlar kötü olmaya devam ettiklerine, saçma savaşlar çıkardıklarına göre; suyumuz azaldığında, doğa kaynakları hızla alt üst olurken, yaşamanın giderek zorlaştığı rekabet dolu bir dünyada, yani kapitalizmin giderek vahşileştiği, hem insanları hem de doğayı korkunç pençeleriyle yok etmeye çalıştığı bir dünyada o çocuklar büyüdüklerinde masum kalabilecekler mi?

Bence çoğalmadan önce herkes bir kez daha düşünmeli, ne kadar ağır bir sorumluluğun altına girdiklerinin ayrımına varabilmeli..

20 yorum :

  1. Kesinlikle katılıyorum. Herkes çocuk sahibi olmamalı. Hatta çocuk sahibi olmak için temel zorunluluklar olmalı ve onları yerine getiremeyenler çocuk sahibi olmamalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seninle bana yetki versinler bak neler yapıyoruz:)

      Sil
  2. Bu noktada size katılmıyorum. Çocuk evin Şenlendiricisi, bereketidir. Belki psikolojik olarak birçok sorun yaşanıyor doğru, ama sırf ileride bu katil olacak diye de bebek istememek ne kadar doğru bilemem. Pedofili hastalarının büyük çoğunluğunu eğitimli aile babaları ve çevresince de iyi bilinen kişiler oluşturur. Ailesi tarafından da sevgiyle yetiştirilse bile bu böyle. Ya da toplumda birçok başarıya imza atmış insanlar genellikle ya yetim ya öksüz kişiler oluşturuyor. Katil ruhlu bireyler her zaman dışlanan sevgisiz kişilerce ortaya çıkmıyor.

    Peki kimin bebek doğurup kimin doğurmayacagina kim karar verecek? Belki de geleceğin mimarinin bazı nedenlerden ötürü bu dünyaya gelmesine izin vermemek kişiyi bizatihi katil yapmaz mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz de haklısınız, zira kimin büyüyünce ne olacağı baştan belirlenemiyor. Ben de diyorum ki artık insanlar çoğalmasın, biraz nüfus azalsın, biraz doğa kendine gelsin, bir ara dönem olsun.
      Bu gidişle bence dünya daha fazla insanı kaldıramayacak :)

      Sil
  3. Keşke söylediğin şeyler mümkün olsa da iyi ailelerden iyi çocuklar yetişse. Ama ne yazık ki... Kendi adıma çocuğum olmasından çok korkuyorum. Çünkü kötü bir insan olursa suçu kendimde bulacağım biliyorum. Kesin bir yerde bir yanlış yaptım diyeceğim. Ömür boyu onun vicdan azabıyla yaşayacağım belki de. Dünyaya bir bebek getirme fikri çok korkutuyor beni bu yüzden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sakınılan göze çöp batarmış hesabı dediğiniz gibi bebek sahibi olmak çok ama çok büyük bir sorumluluk. Ama öyleleri de var ki sanki bebek sahibi olmak mağazadan oyuncak almakla aynı şeymiş gibi normal karşılayabiliyor.

      Sil
  4. Bun yazıyı okurken aklıma Sezen Aksu ve Yelda Karataş'a ait Şarkı geldi sözlerini paylaşmak istedim.

    Gel bana kalbini göster ne olur
    Sen değilsin bu sudaki aksin
    Hadi gel kader değil
    Hepimize öğretilmiş öfkeler
    Ne olur teslim olma gel
    Bu kızgın, bu kalp kıran eller
    Bir zaman bebektiler
    ...
    Eyvah şiirler azalmış, günümüz perişan
    Yanıyor içimizdeki koskoca orman

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel sözlermiş, ben duymamıştım daha önce bu şarkıyı..
      Teşekkürler :)

      Sil
  5. Psikolojik testler konusunda çok haklısınız. Bence ebeveyn olamayacak kişiler saptanmalı. Şayet çocukları olursa da kontrol altında tutulmalı. Ama çocuklar evin neşesi, gerçekten anne-baba olabilecek herkes çocuk sahibi olmalı, tabi bakabileceği sayıda...
    Sevgiler ve Selamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz doğum öncesi psikolojik testler yapılsın diyoruz, öte yandan "çoğalın çoğalın, nüfusumuz azalmasın" baskısı..
      Hep yaman çelişki, hep de bizim coğrafyamıza denk geliyor...

      Sil
  6. Esra'nın paylaşımını sevdim. Rakhaef Kefren'in de sözlerine katılıyorum. Bir de şu var: Umut ve gelecek gençlerle gerçekleşir. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de pozitif bakmaya çalışırım bir çok olaya, ama yok işte Peri, bu konuda ne kadar zorlasam da kendimi pozitif olamıyorum. Bu canavar adamların hepsi sevimli bebekti bir zamanlar, iki iki dört :))

      Sil
  7. ben ce de çoğalırken düşünmek gerek. doğur nasıl büyür doğru değil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah ah, düşünmeyi bir öğrenebilseydik.
      . Bizde durum şudur: "hele bir yola çıkalım da gerisi gelir nasılsa."

      Sil
  8. okullar ne öğretiyor matematik coğrafya fizik vs.. Ama insan olmayı ana baba öğretir. İçinde yaşanılan toplum eğer berbat bir toplumsa bu o toplumun suçu değildir. O toplumu doğuran var eden önceki neslin suçudur. Birey her ne kadar kendini yetiştirse de anne ve babanın rolü çok büyüktür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O halde ne diyoruz, ünlü düşünür Cem Yılmaz'ın lafıyla:
      "EĞİTİM ŞART!"
      :)

      Sil
  9. 10 numara bir yazı olmuş :D Katlitesiz ebeveyneler toplumda kapanmayacak yaralar açan bireyler yetiştiriyor. O yüzden çok iyi yazı olmuş. Emeğine sağlık diyorum efendim

    YanıtlaSil
  10. valla harika yazmışsınız. yüreğine sağlık. günden güne yazılarını daha bir çok seviyorum. duygularımla düşüncelerimle çok örtüşüyor.
    yazdıklarına tamamen katılıyorum.
    sevgili Rakel Dink in söylediği o güzel söz geldi aklıma.. "bir bebekten katil yaratan karanlıkları sorgulamadıkça aydınlıklara çıkamayız." yetişkinlerin dünyasında bu karanlık zihniyetler o kadar yaygın ki. endişelenmemek kaygılanmamak elde değil. bu karanlık çirkin zihniyet dünyasının ürettiği düşünceler ne yazık ki o masum bebeklere de bir şekilde bulaşmış olacak..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim bu sıcacık yorumunuz için, ne diyeyim bu karanlıklar içerisinde duyguların, düşüncelerin birbirine sözcükler aracılığı ile dokunabilmesi o kadar önemli ki..
      sevgiler..

      Sil