Geçen
gün çocuğu olan annelerle kedisi olan kadınların ne kadar benzer
davranışlar sergilediğini şaşkınlık içinde fark ettim.
Aslında bu farkındalığı yaşamak için çok da derin gözlem
yapmaya gerek yok, sadece onlarla biraz zaman geçirmeniz, ya da
sosyal medyada arkadaş olmanız yeterli. Bu hatun kişilerin
değişmeyen tek gündem maddelerinin çocukları ya da kedileri
olduğunu görecek, konudan uzaksanız zaten ne demek istediğimi
hemen anlayacaksınız.
Eğer
sizin çocuğunuz ya da kediniz yoksa asla onlarla uzun süreli
sohbet edemezsiniz. İsterseniz Mars'a füze fırlatın, onların o
heyecanlı çocuk ya da kedi muhabbetlerinin arasına girmeye
çalıştığınızda ilgilerini çekmeniz mümkün olamaz. Araya
girip “Ben de Mars'a füze fırlattım” deyin mesela, “Aa
ne güzel olmuş, benim kedi de...” şeklindeki bir cümleyle
olayı hemen yine kendi dünyalarına çekip sizi kibarca
susturabilirler.
On
kişinin olduğu küçük bir şirkette çalışıyorum, şirkette
herkes kedi seviyor, sevmekle kalmıyor, hemen hemen hepsinin evinde
kedisi var, şirketin bahçesinde mahallenin kedilerini besliyorlar,
tahmin edeceğiniz üzere ben hariç! Hal böyle olunca ben de ne
yapıyorum, kedisever gürühun hal ve hareketlerini gözlemleyerek
kendi çapımda eğleniyorum. Başka türlüsü çok sıkıcı
olurdu, düşünsenize televizyonda sadece bir belgesel kanalı olsa
ve sabahtan akşama kadar kedileri gösterse sıkılmaz mısınız?
Hele bir de kedilere karşı özel bir sevginiz, ilginiz yoksa! Doğal
olarak eğlenmenin başka yollarını ararsınız. Ben de öyle
yapıyorum.
Sabahları
mutfakta toplanıp çay kahve içerek güne hazırlandığımız
saatlerde muhabbet zaten direkt kediler oluyor. Zira bazıları
sabit, bazıları geçici ama toplamda yaklaşık 20-30 kedi var
mutfaktan çıkılan bahçede, sabah ilk iş onları beslemek olduğu
için konu zaten “aman da ne güzel yedi, Hobit Korsan'ı nasıl
dövdü, yaş mama partisi yapalım...” şeklinde dönüyor.
Ben de bakıyorum camdan, bazen sevimli de buluyorum kedileri ama
bendeki kedi muhabbeti ancak bu kadar! Kendimi zorlasam da başka
türlüsü olamaz, kedi işte derim, aa ne güzel gözleri varmış
derim, döner arkamı devam ederim hayatıma. Zaten ürperiyorum,
hayvanlara dokunamıyorum!
Kediseverlerde
durum böyle değil işte, onlardan bahsederken gözlerinin içi
değişik parlıyor, kaç yaşında olurlarsa olsunlar kedi severken
çocuk gibi konuşmaya başlıyorlar, hal ve hareketleri değişiyor,
belli ki tanımlanması zor bir mutluluk yaşıyorlar, bir çeşit
sarhoş olma hali gibi. Anlam vermem çok zor bu duruma..
Öğlenleri
mesela, kahve içerken dönen muhabbet mutlaka “benim kedimde
yara çıktı, aman aman yaramaz Siyah yine yukarı kaçtı...”
şeklinde kediler üzerine kurulu, zaten kalan boşluklarda da kedi
videoları izlenip topluca eğleniliyor.
Elbette
arada başka konular da konuşuluyor ama bir kedi geçişi var
mutlaka. Dolayısıyla mesela dün akşamki diziden bahsedilirken
bir iki yorum yapayım deseniz, birden kendinizi yine kedi
muhabbetinin içinde bulup neye uğradığınızı şaşırabilirsiniz.
Muhabbete girmemek en iyisi bence, o gürühtan uzak kalmak lazım.
Geçen
gün yine kahve içerken dönen kedi muhabbetinin üzerine “Kedi
sahibi olanlar aynı bebeği olan anneler gibi, aralarına girmek
mümkün değil” dedim. Bizim arkadaşlardan biri “Evet
haklısın, biz de bazen abartıyoruz, bu kadar da abartmamak lazım”
diyordu ki araya birisi girip telefonundan kedi videosu gösterdi
“Ama baksana şunun güzelliğine yaa!” tabii ki çocuk
sesiyle! Dedim kendi kendime, yok yok bambaşka bir ruh hali bu, sen
en iyisi uza git otur çalış!
Yeni
doğum yapan anneler hele, onlarla farklı konularda iletişim kurmak
için deha olsanız bile fayda etmez. Facebook profil resimleri bebek
resmidir, hep bebeklerinin fotoğrafını paylaşırlar ve o
fotoğrafları beğenmezseniz size küserler, çünkü dünyanın en
güzel bebeği onlarınkidir! İyi tamam anladık annelik kutsal bir
görev, anne çocuk arasında müthiş bir bağ var ona da tamam, ama
nihayetinde bizler üçüncü şahıslarız, bebeğinizi görünce
sizin gibi coşamayız ki! Dışarıda milyonlarca anne var, bu artık
sıradan bir şey demeye kalksak, herhalde bizimle bir daha
konuşmazlar!
Kazara evlerine gitseniz, nasıl
tutacağınızı bilemeseniz de tutuştururlar çocuğu elinize, siz kucağınızda iğreti duran bebekle stres olmuşken bir yandan da bebeğin
fotoğraflarını gösterirler. Prensesin İlk ağlayışı, ilk
elbise giyişi, ilk gülüşü, ilk banyosu, saçlarının ilk hali, ilk havuza
girişi... O ilkler ve o ilklerin fotoğrafları hiç bitmez! Siz
bitersiniz bu arada!
Tamam
bebekler güzeldir, sevimlidir, ama aşırı doz da insanı ya
kusturur ya da öldürür!
Hayvan
sevmeyen insan da sevmez diyorlar ya! Ben inanmıyorum bu lafa kimse
kusura bakmasın. Hayvan sevenlerin hepsinin yüreği pir-u pak mı sanki!
Evet
ben normal değilim, hayvanlara dokunamıyorum, iyi de bütün
hayatlarını kediler köpekler üzerine kurgulayanlar normal mi? Yok
mu bunun ortası? Çocuklu annelerin çocukları dışında başka
dünyaları olması onları daha mı az anne yapıyor?
Yine
içinden çıkamadığım garip bir durumla karşı karşıyayım sevgili dostlarım, beni aydınlatacak yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum..
Sevgiyle
kalın, ama dozunda sevgiyle☺
Hoşnutsuzluklar seziyorum :) Çok erken başladı ama
YanıtlaSilOver dose durumları :)
SilAh Evde Yazar' cım ah... :)))
YanıtlaSilNe güzel yazmışsınız hissettiklerinizi açık açık.
Ben de evde kedi mi olur hiç derken yedi yıldır bir kedi annesiyim.:))) İstemem götürün ben yeniden bebekli gibi oldum dememe rağmen şu anda her türlü bakımıyla üstüme kalan bir pisim var. Ama ben çok seviyorum onu.
Geçenlerde komşularımla bir aradayken bu konuyu bire bir yaşadık. Şöyle ki bir araya gelen yedi komşudan altısının kedisi var hatta bir tanesinin 3 kedisi var bizimki bir tane Allah' tan. Sadece bir komşumun kedisi yok onun da torunları var biz dediğiniz türden muhabbete dalınca kadıncağız isyan etti. --Yeter be evlendirin şu çocuklarınızı da torunlarınızdan bahsedin ne bu kedi de kedi. Diyince kendime geldim. Artık bir araya geldiğimizde kedi konusunu çok kısa kesiyorum. :))))
Konu çok hoş :)))) Selamlar sevgiler.
Demek ki yalnız değilmişim, ben mi tuhafım diyordum, rahatladım şimdi, teşekkürler paylaşım için :))
SilYaa üzüldüm bak şimdi bu yorumlara..
YanıtlaSilBen kedi niye var, ne saçma hayvan dediğim bir noktadan kedi severe döndüm..
Nasıl mı? Uzun hikaye, ama yukarıdaki bana oyun oynadı, sen misin sevmeyen dedi?!
Çocuğum yok kedim var, meğer kedinin dünyası nasıl genişmiş, ve bunu kedi sahibi olmadan bilemezsin..
Seni anlıyorum çünkü kedi ya da çocuk sahibi olmadan o konuların içinde bulmak kendini, acayip sıkıcı!! Acayip!! Haklısın..
Ama kedin olunca da, ondan bahsetmek istiyorsun her an diğer kedi sahipleriyle..
Çocuk muhtemelen 5 katıdır bunun.
Ama ben en azından durumun iticiliğinin farkındayım, pek konuşmam kedisi olmayan biri olduğunda ortamda..
Ama sevmiyorum deme nolur, deme sakın, sakın. Hayvan sevmeyen insan sevmez kısmen doğru. Misal ben kendim hayvanları sanırım daha çok seviyorum insanlardan, bak benimkide başka bir grup insan hali, psikolojisi..
Yazıyı özetlersem, sanırım bende senin iş yerindeki hatunlardanım. Ama seni anlayanlardan. İyi olmuş içini döktüğün ;))
:))
SilBen kedi sevmiyor değilim, sadece uzaktan seviyorum diyeyim, evet büyük konuşmamak lazım haklısınız:)
Teşekkür ederim anlayışınız için, açıkçası böyle bir yazı yazdım yazmasına ama kediseverlerden hırçın yorumlar gelir mi acaba duygusu da yaşamıyor değilim:))
Hem çocuklu (eşşek kadar oldular o ayrı tabiki) hem kedili bir anne olarak gülerek okudum yazını. valla bizim kedi... ;P diyerek mi başlasaydım acaba yoruma. Şaka şaka evet malesef durum tam da senin anlattığın gibi oluyor. Şimdi bloggerlar bir araya toplansa hepsi aynı anda yaşadıkları blog maceralarını anlatmaya başlar birbirlerine ya . Bu da öyle bir şey. Ama anacım senin etrafını da çok fazla patisever sarmış. Yani sen de haklısın bu isyanında. Hayat bu, o yalan bu yalan gel sen de biraz oyalan yapıyoruz çaktırmadan. Dengeyi bozmadan dozunda yapmak gerek eyvallah kabul diyorum. Şhiiit anneler, pati severler kendinize az biraz çeki düzen verin yahu bu ne böyle. hımmmm >:( Neyse ben bekleme yapmadan kaçayım. Her zamanki gibi ellerine, fikrine, bakışına sağlık diyorum, zevkle okudum yine.
YanıtlaSilHer zamanki gibi yine çok güzel bir yorum yazmışsınız, istediğiniz kadar bekleme yapabilirsiniz, sevgiler :)
SilÇok doğru bir tespit olmuş, bravo :) Ben de senin gibi uzaktan hayvansever ve dokunamayan biri olarak çok iyi anlıyorum seni. Evet kedileri de bebekleri de seviyorum ama özellikle de bu facebook, vs.deki kedi ve bebek fotoları bööğğ getiriyor insana. Bence bu, bir şeyi hayatının odak noktası yapıp, hayatında başka bir şey bırakmama hastalığı, normal değil yani. Tıpkı yeni sevgilisi olanların sürekli sevgilisin anlatması ya da paylaşması gibi, genellemeye bunu da ekleyebilirsin :)
YanıtlaSilGüzel bir yerden bakmışsınız, hayatın bir odağına saplanıp kalma olayı!
SilEvet insanların her zaman öncelikleri vardır, neyi önemsiyorlarsa o şey hep gündemlerinde olur. Ama bu şey, başkalarını zoraki esir etme, ya da kaçırtma noktasına gelmişse oturup bir düşünmek lazım gerçekten de :)
Teşekkürler paylaşımınız için :)
A'dan Z'ye her dediğine katılıyorum. :) Sorun bizde değil canımcım valla bak tek sorun onlar ben bu kadar sevginin tamamiyen gerçekçiliğinede inanmıyorum hayvanlar konusunda.Zaten bırakalım onlar hayvanları çok sevsinler biz böylede güzeliz. :)
YanıtlaSilMeğer ne çokmuşuz, hayvanları çok sevenler, yakından sevenler basmasa bari blogu :))))
SilAma çok asil ve çok sevimli canlılar onlar..:)
YanıtlaSilIş arkadaşlarına sevgiler selamlar. .çok sevdim onları. .:)
Duygularinizi dürüstçe yazdığınız için tebrikler size. Bu şekilde farklı yaklaşımlar dürüstçe ifade edilmediği zaman orta yolu bulmak zorlaşıyor aşırı uçlara savrulabiliyor insanlar. .
En önemli sorun sevgisizlik bence.. sevgi ve merhamet sahibi bir insan sevgisini ihtiyaç sahibi tüm canlılara yöneltir. Sadece insanları sevip hayvanlara sevgi beslememek ile sadece hayvanları sevip insanlardan esirgemek birbirine benzer. Bir insan evcil hayvan beslemedigi halde elbette ki sevgi dolu bir insan olabilir.buna katılıyorum.
Çok politik bir yorum yapmışsınız:)
SilSelamlar:)
İletişim işteş bir fiil ya normalde, karşılıklı yapma hali yani, bahsettiğiniz kişiler bunu tamamen göz ardı ediyor bence. Bu tür bir grupta sohbete katılmak çok zor oluyor. Çok farklı bir yerden açtığınız ve hoş da ilerleyecek bir muhabbet konusun hakkında sadece 2 cümle edebiliyorsunuz ve biri çıkıp bunu bile çok görüp hemen kendi olayına bağlıyor (kedi olur bebek olur, çoğunluğun ortak konusu neyse artık) Hiç hazzetmeme öyle ortamlardan. Ya şakayla karışık dokundururum;) yada pek ilişmem. Ama iş ortamında bir elin parmağını geçmeyecek kadar kişiye de ilişmeden nasıl gün biter, çözemedim şu an:)
YanıtlaSilİşte ben de çözemediğim için yazdım ya :)
SilToplu çay içme, kahve içme, yemek yeme ortamlarına pek katılmıyorum, baktım konu kediler, hemen kaçıyorum ortamdan:)
Aslında her biri kendi çapında renkli ve hoş insanlar, ama elimden bir şey gelmiyor :)
Halbuki en uzak durduğum şeydir politik konuşmak.. öyle mi olmuş ? :))
YanıtlaSilBen mesajı aldım :))
Silişte okur: uza git sevdiğin şeylerle uğraş bağ kes, şifalandır. söz ettiğin gerçekler değişmez. yazıda güzel bir soru sormuşsun "çocuğunu anlatmatan anneler daha az anne mi oluyor" diye. öyle olmuyor da onlar bunu kutsanmışlık, saygınlık vesilesi yapmayacak kadar olgun olduklarından az anne muamelesi ile hırpalanıyorlar. neyse benim artık çocuğum yok yetişkin bir evladım var hırpalanmışlıklarım geçmişte kaldı.
YanıtlaSil:)
SilDaha sabah geyiğini yaptık, üstüne yazını okudum.:) Profil resmine bebeğinin, çocuğunun resmini koyanları da unutma. Bi yorum yapıyo paylaşımına, çok da yakın arkadaşım değilse, iki saat bakıyosun bu kim diye. Güler misin, ağlar mısın. Ben de anneyim, kedileri de buldum mu severim, ama herşeyin fazlası zarar diye düşünenlerdenim... :)
YanıtlaSil:)) teşekkürler katkınız için :))
Sil