İşte
geldi yine aralık ayının 30'u. Yılın son günlerinde geçmiş
yılın muhasebesini yapmak, yeni yıla dair dilekleri ve umutları
sıralamak âdettendir.
Ben de televizyon programları üzerinden yapacağım geçmiş yılın
değerlendirmesini. Buna mecburum, açık açık yazsam maazallah,
hakaret davası falan açarlar kaldıramam. Uslu olup kuzu kuzu
magazin anlatacağım bu nedenle:
**2014'de
yılın televizyon olayı, reyting sisteminin değişmesi
Bence
yılın tv olaylarından en önemlisi, reyting sisteminin değişmesi
olmuştur. Yeni sisteme göre “Beyaz Türkler” olarak aşağılanan
grup, artık televizyonda izleyecek program bulamayacak! Dizileri ise
bu grup şimdiden unutsa iyi olur. Gazamız mübarek olsun!
Eskiden
AB denilen bu grubun beğenileri saptanırken deneklerin eğitim
seviyesi önemliydi, ama maalesef artık bu sistem değişti. Yani
istediğiniz kadar okuyup diploma alın, rafine zevkler edinmek için
yıllarınızı entelektüel dünyaya yatırım yapmaya harcamış
olun, artık televizyonda izlemek istediğiniz programları
belirleyen kitlede eğitim şartı aranmıyor! Yani 5000 lira geliri
olan, ama hayatında eline bir kitap almamış, bir kere bile
tiyatroya gitmemiş, nasıl seçildiği muamma olan deneklerin
evlerindeki reyting ölçme aletleri ne gösteriyorsa onu
izletiyorlar bize. Demokraaasi sandık demek zaten, son yıllarda en
sık duyduğumuz cümle de “Milli irade ne derse doğru odur!”
değil miydi? Milli
iradeden her gün uzaklaşıyorsanız ve onu tanıyamıyorsanız bu
da sizin sorununuz! İzlemeyin televizyon, henüz kapanmamışken
tiyatroya gidin, sinemaya gidin, ya da eski dizileri, filmleri,
programları düşünerek kendi kendinize avunun!
Her
ne kadar son zamanlarda kendini tekrar ettiği için sıksa da olsun
artık bir Yalan Dünya yok mesela. Kendi halinde bir dedektif
olan Galip Derviş'in bile geçen akşam final bölümü
vardı. Düzgün düzeyli bir aile dizisi olan, yılların sanatçısı
Perran Kutman'ın oynadığı Ah Neriman 3-4 bölüm
sonra kaldırıldı. Hatta dün gazetede okudum, Perran Hanım bu
duruma o kadar üzülmüş ki, avuç avuç saçları dökülmeye
başlamış! Kurt Seyit ve Şura bile Kıvanç Tatlıtuğ'a
rağmen dayanamadı bu sisteme. Aykırı Sorular'da Enver Aysever'in
tepeden
bakan hallerini hiç sevmezdim, onu bile mumla arayacağım
aklıma hiç gelmezdi. Halkımız istiyor diye hani bir dönem
arabeski yüceltmişlerdi ya, benzeri bir dayatma dönemi daha yaşıyoruz. Çoğunun adını bile bilmediğim, ama sayılarının
90'ı bulduğu söylenen garip dizilerde garip garip hikayeler
anlatıyorlar artık. Bense çoktan Fransız kaldım bütün bu olup
bitene..
Yani demem o ki, geçen sene televizyonlarda cahiliyeye methiye devri resmen başlamıştır, bu böyle biline! Bir zamanlar TRT2'de Pazar Konserleri vardı bilir misiniz, klasik müziğin en seçkin örnekleri yer alırdı, ahh ahh gıymatını bilememişiz!
** Televizyonun dahi çocuğu Acun, kanal satın aldı.
Gerçi
2013'ün sonlarında gerçekleşti bu olay ama 2014'de yankılandığı
için ben konu başlığı olarak ele almak istedim. Elbette
kazancında parasında pulunda gözüm yok. Ama işte insan
inanamıyor. “Pre-intermediate” olduğu izlenimini uyandıran bir
İngilizce ile dünyanın çeşitli ülkelerinin sahillerinde dolaşıp
bikinili ablalara “meraba Türkiye” diye el sallatan bu arkadaş, artık bir medya patronu oldu! İnsanların eğlenmeye ihtiyacı var
diye önce kanaldaki bütün ciddi haber ve düzeyli magazin
programlarını kaldırdı ve şu anda Türkiye Acun ile eğleniyor.
O ses bu ses takılıyorlar... Yani demem o ki, artık biz tv8 ile
eğlenen bir toplum olduk. Devekuşu kabare düzeyinden fersah fersah
uzaklaştık netekim. Ee her sistem kendi zenginlerini ve kendi
eğlence anlayışını yaratır. Acun da bu dönemin zengini, yeni
trend eğlence anlayışı da böyle. Yapacak bir şey yok!
**Kavgasız
gürültüsüz tartışma programı kalmadı!
Eskiden
sadece muhalif seslerin çıktığı tartışma programları olurdu.
Yani işte duymak istediklerimizi birileri söyler, biz muhalifler de
azıcık rahatlardık. Artık öyle bir şey yok, “ille de
sağdan ve soldan birileri olmalı ki tartışma demokratik olsun!”
kılıfı altında muhalif seslerin susturulduğu, kavga gürültü
ile geçen sözüm ona tartışma programları var artık merkez
medyada. Şirin Payzın'ın programını saç baş yolmadan
izleyemezsiniz mesela, Ahmet Hakan derseniz keza öyle. Kadrolu
tartışmacılar var, çıkıp birbirlerine bağırıyorlar, kimsenin
kimseyi dinlediği yok. Ben şahsen kendime bu kadar eziyeti reva
görmüyorum ve hiçbirini izlemiyorum. Sonra ne oluyor, hiç bir şey
olduğu yok, olaylardan kopartıyorlar insanı zorla. İstenen de bu
değil mi zaten. Ee televizyon yaşamı yansıtıyor. Sahi siz
meclisi hiç bu kadar düzeysiz görmüş müydünüz?
**
Nazlı Ilıcak magazinci oldu!
Haftasonu
gözlerime inanamadım, Kanal D'de “Nazlı Ilıcak'la pazar
gezmesi” adlı bir magazin programı vardı. Nazlı Ilıcak Fatih
Ürek'İn evine gitmiş ve bildiğiniz magazin geyiği yapıyordu.
Yıllarca tartışma programlarının kadrolu elemanı olup iktidarı
övmek için kendini parçalayan Nazlı Hanım, artık muhalif olmuştu
ve üstüne üstlük magazin programı yapıyordu! Buna ne diyebilir
ki insan!
“Değişmeyen
tek şey, değişimin kendisidir!” Ben burada 2015'e umutla
bakabilmenin ipuçlarını da görüyorum. Nazlı Ilıcak önce
muhalif, sonra da magazinci olmuşsa, demek ki kimler ne olmaz değil
mi ama!
**Kim
kiminle nerede nasıl?
Madem
magazin haberi yapıyoruz, hakkını verelim. Devam ediyorum ben:
Yılmaz
Erdoğan âkil adam oldu, BKM
mutfağın çömezleri de ülkemizin güzide komedyenleri olup
çıktılar. Hatta öyle bir yükseldiler ki, Vodafon gibi dünya
devi firmaların reklam yüzü bile oldular, paraya para demiyorlar.
Yıllardır havuçlu ana ve hıyarlı babaya yıkıla yıkıla
gülüyoruz ülke olarak... Recep İvedik 248 vizyona girecek
neredeyse, serinin her filmi rekordan rekora koşuyor. Ha sahi bir
de Yavuz Bingöl var, kendisi merdivenleri üçer beşer atlıyor.
Osmanlı döneminde Nedim vardı yanılmıyorsam, Nedim misali yeni
fenomenlerden.
Daha
çok şey var anlatacağım, koca yılın muhasebesi öyle kolay
kolay biter mi... Yarına devam ederiz, bu arada sizin aklınıza
gelenler olursa çekinmeyip yorumlarınızla katkıda bulunmanızdan
mutluluk duyarım. Birlikte 2014'ü düzeyli magazinle kapatalım,
anımız olsun :)
Her zamanki gibi yine çok güzel bir anlatımla yazmışsın. Sana katılmamak imkansız. Devamını bekliyorum yazının. Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bol sevgi dolu bir 2015 diliyorum şimdiden.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, sevgiler :)
Sil2 yıldır doğru dürüst televizyon izleyemiyorum. Arada Fenerbahçe maçına giderdim, artık derbiler bile sıkıcı oluyor. Sizi okuyunca çok fazla bir şey kaçırmadığımı da aldım.
YanıtlaSilBöyle giderse bir süre sonra zaten isteseniz de izleyecek bir şey bulamayacaksınız, umarım bu gidişin bir noktası olacak:)
SilÇok iyi özetlemşsiniz durumu. Tüketim çağında yaşıyoruz. İyiye güzel olana rabet yok. Biz böyle olmamalıydık.
YanıtlaSilEvet böyle olmamalıydı...
Sil