30 Haziran 2014 Pazartesi

Dün Bloghocam'da konuk oldum..

“Tebdil-i mekanda ferahlık vardır.” demiş atalarımız. Ben de öyle yaptım; gittim Bloghocam'a konuk yazar oldum. Blog dünyasına girdiğim günden bu yana bana çok yardımcı olan Bloghocam'da yazımın yayınlanması ile inanın çok mutlu oldum; kendisine bir kez daha teşekkür etmek isterim.. O halde sözü fazla uzatmayalım; bugünkü yazımı okumak üzere buraya tıklamanızı rica ediyorum ve Bloghocam'a ışınlıyorum sizleri.. Sevgiler.. ...
Devamını Oku

24 Haziran 2014 Salı

Dün doğum günümdü..

Dün benim doğum günümdü. Aslında hayatımda unutamayacağım doğum günlerimden biriydi bile diyebilirim. Epeyce bir şımartılmış hissettim kendimi. İnsan doğum günlerinde şımarmalı zaten, yaş ne olursa olsun kendini özel hissetmeli. Şimdi burada görgüsüz görgüsüz hediye ve kutlama detaylarına girmek istemiyorum elbette.. Dün, hiç unutamayacağım çok özel günlerden biriydi demekle olaya noktayı koymak istiyorum, tam 3 tane pasta kestim, kolay mı.. Gerisi laf-ı güzaf.. (Boş söz-boş lakırdı) doğum günü çiçeklerim Benim gibi duygusal tarafınız...
Devamını Oku

17 Haziran 2014 Salı

Kadın kadına arkadaşlık yapmamak için 7 neden

Bir kadını derinden yaralayacak tek yaratık ne onun sevgilisi, ne eşi, ne kardeşidir. Bir kadını derinden yaralayacak olan, yine başka bir kadındır. Çünkü kadınlar arasında dile getirilsin ya da getirilmesin korkunç bir rekabet ve dolayısıyla da kıskançlık vardır. Hal böyle olunca da kadınlar âdeta birbirlerini yıpratmak, yok etmek için programlanmışcasına davranırlar. Hele ki ortamda güzel, ya da başarılı, ya da bir şekilde ilgi odağı olabilen bir kadın varsa.. Neler olacağını tahmin bile edemiyorum. İşte sırf bu nedenle de kadın erkek arkadaşlığı,...
Devamını Oku

13 Haziran 2014 Cuma

Bebek hediyesi süper oldu!

Size de olmaz mı; hani bir buluşmayı, ya da bir aramayı erteleyip durursunuz.. Mesela birini arayacaksınızdır; bugün aramazsınız, yarın aramazsınız, sonrasında aramanızın anlamı kalmaz; derken aramaya utanır hale gelirsiniz. İnce eleyip sık dokuduğunuz için, “Çok geç oldu ayıp olur artık” dediğiniz için, bir de bakmışsınız aradan yıllar geçmiş. Geçenlerde de bahsetmiştim, bizim üst kattaki komşunun bir bebeği oldu. Kendileri apartmanda en sık görüştüğüm (evlerine 5 sene içinde 1 kere gittim ama olsun, seviyorum onları), kafa yapısı benimkine en yakın...
Devamını Oku

11 Haziran 2014 Çarşamba

Siz olsaydınız benim yerimde, ne yapardınız?

Yok, gerçekten spekülatif yazılar yazarak bu blogun takipçilerine hoşça vakit geçirtmek,  ya da tam tersini yapıp onları gaza getirmek gibi çabalarım gerçekten yok. Ben sadece içimi dışarıya vuruyorum hepsi bu. Azıcık etliye sütlüye dokunan bir şeylerden bahsetsem, mutlaka birileri çıkıp “Evdeyazar bak olmuyor ama, bu blogda siyaset yapmaya başladıysan bilelim, hımmm..!” şeklinde uyarı yorumları yazıyor. Azıcık yakınsam beni rahatsız eden bir şeylerden, “Evdeyazar sen ne kadar pesimistsin, bak iyi şeyler var niye görmüyorsun hmmmm..!” şeklinde...
Devamını Oku

10 Haziran 2014 Salı

Bebeksel devinimler..

Farkında mısınız ne kadar çok bebek doğuyor. Mesela kendi çevremden söyleyeyim: Üst kat komşumuza iki hafta önce bebek geldi, benim bir yakınıma iki hafta içinde bebek gelecek. İş yerinde bir arkadaş bebek beklediğini yeni öğrendi, iş yerinde bir diğer arkadaş da her an bebek haberi almayı bekliyor. Demem o ki ben bir kişiyim ve düşünün çevremde 4 kişide bebeksel bir devinim var. Bebekler güzel varlıklar elbette; geldikleri aileye neşe ve enerji getiriyorlar. Doğanın en büyük mucizesi de bu doğum olayı, bunu asla yadsımıyorum. İyi güzel de, o...
Devamını Oku

5 Haziran 2014 Perşembe

Hurriyet SOSYAL Deneyimim

Facebook ve Twitter severler bu yazım sizin ilginizi çekebilir. Neden mi? Nedeni yeni deneyimlediğim Hürriyet Sosyal servisi Facebook ve Twitter mantığına benzemiş ama ikisinden de çok daha farklı olmuş. Çünkü paylaşımlar artık haber odaklı ve yorumlarınız daha da değerli.. Şimdi Hürriyet Sosyal benim deneyimlediğim kadarı ile nedir nasıl kullanılabilir ona bir bakalım! Öncelikle bu servis bir hurriyet.com.tr servisi. Eğer üye olmak istiyorsanız diğer sosyal paylaşım sitelerinde olduğu gibi bir mail adresi ile ücretsiz olarak kayıt oluyorsunuz. Daha sonra...
Devamını Oku

4 Haziran 2014 Çarşamba

Kamu spotu mu, gerilim filmi mi?

Ekranda “bu film, depremzedelerin gerçek hikayelerinden esinlenerek hazırlanmıştır” yazısı belirir. Sonrasında da misafir olan genç kız ile evin sahibi genç kadın arasında geçer bu konuşma: -Banyoya mı girecektin yavrum? -Hı hı.. -Havlu vereyim mi? -Sağol teyze, var havlum. -Geç, kendi banyon gibi kullan yavrum. Tam da bu anda, verilen mesajı pekiştirmek için araya duygu müziği girer. Genç kız ezilmiş büzülmüştür, ürkek ürkek çevresine bakmaktadır. Kızın yüzünden anlaşılır ki ev sahibi O'na misafir olduğunu fena hissettirmiştir, berbat durumdadır...
Devamını Oku

3 Haziran 2014 Salı

Tarihe tanıklık ediyoruz farkında mısınız?

Uzun zamandır bunu yazmak istiyordum ama neresinden başlayacağımı bilemiyordum. Galiba yazacaklarımın özeti şu cümle: “Tarihe tanıklık ediyoruz farkında mısınız?” Şimdi diyeceksiniz ki “yaşıyoruz ve zaman geçiyor, elbette tarihe tanıklık ediyoruz.” Benim bahsetmek istediğim bu değil. Demek istiyorum ki kayda geçmesi gereken çok önemli zamanlar yaşıyoruz. Bu yaşadığımız sürecin önemi belki 30 sene sonra, belki de 50 sene sonra çok daha iyi anlaşılacak. Belki gözümüzün önünde gelişen bütün bu olup bitene şu anda bilinçlerimiz kapalı yaklaşıyoruz...
Devamını Oku