İyi
günler sayın seyirciler, şimdi haberlere geçiyoruz.
Aldığımız
son dakika haberine göre Almanya'nın en büyük kentlerinden
birinde toplanan binlerce kadın, “Son dönemlerde artan kadın
cinayetlerine son!” “Helga'lar ölmesin!” “Helga, Hans'ın
malı değildir!” şeklindeki çarpıcı pankartlarla eylem
yaparken, polis göstericilere saldırdı. Binlerce kadın sıkılan
gazdan baygınlık geçirirken, ortalık savaş alanına döndü.
Göstericilerden biri “Kadına şiddet bu ülkenin kaderi değildir.
Bütün Helga'lar kurtulana kadar mücadeleye devam!” açıklaması
yaptı.
Öte
yandan İsviçre'nin Bern kentinde gece saatlerinde tacize uğrayan
bir kadın için sosyal medyada açılan başlıklar ülke gündemine
oturdu: “Bir İsviçreli kadın, gece vakti sokakta ne yapıyormuş
acaba?” şeklinde atılan tweet sonucunda binlerce İsviçreli
erkek, aynı şekilde tweet'ler atmaya başladı. Her konu hakkında
referandum yapılan İsviçre parlemantosu bu konuyu da gündemine
taşıdı. Yapılan oylamada, gece 23.00'den sonra sokağa çıkan
kadınların her şeye müstehak olduğu!” sonucu çıktı ve o
saatten sonra sokakta gördüğü kadını taciz eden erkeklerde
“ağır tahrik” unsuru düşünülerek, ceza indirimi uygulanacağı
bildirildi.
Avustralya'nın
Sidney valisi, “tayt giyen kadınlar erkekleri tahrik ediyor,
edebinizle giyininiz!” şeklinde bir açıklama yapınca,
kadınların yüzde 50'si valiyi haklı buldu ve evlerindeki taytları
getirip şehrin özgürlük anıtı önünde sembolik olarak
yaktılar. İçlerinden bir kadın, “Valimiz son derece haklı.
Eğer bu dünyada erkekler suç işliyorsa, bunun sorumlusu bizleriz,
haddimizi bilelim” şeklindeki açıklamasıyla büyük alkış
topladı.
Finlandiya'nın
başkenti Helsinki'de kız çocukları ile erkek çocuklarının aynı
sınıflarda ders görmeleri yasaklandı. Finlandiyalı çiçeği
burnunda eğitim bakanı yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Kızlar ve erkekler birbirlerinden ayrı tutulmak zorundadır. Ataşı'nan barut yanyana durmaz. Biz
bu konuda gerekli düzenlemeleri yapıyoruz. Değil aynı sırada
oturmaları, aynı sınıfta olmaları dahi düşünülemez.
Hedefimiz ayrı binalarda eğitimi sürdürmek!“
Finlandiya'da
kız çocuklarının 9 yaşına kadar okumaları yeterli görülüyor.
“Adını soyadını yazsın, pazarda somon balığının
fiyatını okuyabilsin yeter. Fazla okumak kızların gözünü açar,
gözü açılan kızlar Finlandiya'nın ahlakını zedeler!”
diyen eğitim bakanı, başarılı çalışmalarına milli iradenin
desteğiyle devam ediyor.
Diğer
bir haberimiz ise Kanada'dan. Kanada'da “kadın olma yaşı”
18'den 9'a düşürüldü. Bu sayede aileler, kızlarını 9 yaşına
geldiğinde diledikleri adamla evlendirebilecek, hatta bunun
karşılığında uygun gördükleri bir parayı da talep
edebilecekler. “Aileler boşuna değil, kendilerine faydalı
olsun diye çocuk yetiştirir. Bir çocuk kolay mı büyüyor? 9 sene
bakıldıktan sonra bir kızın satılmasından daha doğal ne
olabilir! Yaşı geçince kız para etmez!” diyen aileler, Kanada'nın milli servetine katkı
için, sattıkları kız çocuğu başına aldıkları paradan yüzde elli oranında vergi
ödüyorlar.
Son
haberimiz ise Türkiye'den:
Sayın seyirciler, biliyorsunuz bugün günlerden 4 Nisan 1926. Medeni
Kanunu kabul eden Türkiye'de birden fazla kadınla evlenmek
yasaklandı, evlenmek için yaş sınırı getirilerek küçük yaşta
evlenmeler kaldırıldı, kadınlara da boşanma hakkı tanındı,
miras hukukunda kadınlara eşit haklar getirildi.
“İnsan
topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil
midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal
edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir
cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere
yükselebilsin?” diyen
Atatürk adında bir liderleri var onların...
******************
Bu
yazıyı yazmama ön ayak olan “kadın olmak” adlı mimi bana
paslayan sevgili “sağlikliyasamgurusu” bloguna çok teşekkür
ederim. Mimi bu yazıyı okuyan bütün blog yazarlarına paslıyorum
ben de.
Yazalım güzelleşim, sevgiyle...
Kaleminize saglik. Atatürkün degerini her gün biraz daha fazla anliyorum.
YanıtlaSilBugünleri görmesi, birebir tarif etmesi, önlemler alması... Keşke meşaleyi söndürmeden koşuya devam edebilseydik...
SilCanim cok kiymetli bir paylasim yapmissin senden bekledigimde buydu,farkini ortaya koymus imzani atmissin. Emegine ozenine saglik.kocaman sevgiler
YanıtlaSilTeşekkür ederim, ben de sayenizde bu konuya dair bir paylaşım yapmış oldum, sevgiler
SilÇok beğendim ellerinize sağlık.Sevgiler...
YanıtlaSilTeşekkürler, sevgiler.
SilGerçekten çok güzel bir yazı olmuş. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk özlenecek, örnek alınacak bir lider.
YanıtlaSilTeşekkürler yorumunuz için.
SilSon paragraf herşeyi özetlemiş. Ülkemizdeki durumu da farklı bir yöntemle anlatmissin. Kalemine saglik
YanıtlaSilTeşekkürler
SilKonuyu ele alış tarzınız o kadar ilgi uyandırıyor ki, sonu nereye varacak diye bir solukta okunuyorsunuz. Atatürk'ün Türk kadınına bakış açısı takdire şayan. O devirde kadına verilen hakların bir kısmı, Avrupa ülkelerinde bile yoktu. Hal böyleyken, benim anlamakta zorlandığım ise; günümüz kadınları arasında, Atatürk'e sırtını dönmüş bir kesimin bu ülkede hala varlığını sürdürmesi.
YanıtlaSilYorum yapamıyorum, ne denir ki...
SilÇok etkileyici bir yazı olmuş. Teşekkürler...
YanıtlaSilYorum için ben de teşekkür ederim, sevgiler...
SilYazıyı okurken kalbim sıkıştı resmen. Zira bol ampullü ülkelerde kadın olmak zor zanaat.
YanıtlaSilİyi ki 1926 yılındayız ve ileri görüşlü bir liderimiz var. Düşünsenize, ya 2016 yılında yoğun örümcek ağları yüzünden beynine oksijen gitmeyen monarşi özentisi liderlerimiz olsaydı?!
Evet, iyi ki 1926 yılındayız gerçekten de. Nasıl katanılırdı ki o dediğiniz durumlara, düşüncesi bile ürkütücü geliyor...
SilÇok güzel ve sürükleyici bir yazı olmuş takibe aldım
YanıtlaSilbende blog açtım takibe alıp destek olursanız sevinirim
Teşekkürler
SilGün gelecek bazı şeyler elbette değişecek. Yani öyle umuyorum.
YanıtlaSilBen de umuyorum, umut olmadan yaşam olmaz ki...
Silkalemine sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler
Sil