3 Mart 2016 Perşembe

Siz Nasıl Bir Patronsunuz?

Hayal ettiniz, hedefinizi belirlediniz, inancınızı yitirmediniz, çok çalıştınız ve işinizin patronu oldunuz. Peki sıra patron olmayı öğrenmeye geldiğinde aynı titizliği gösterdiğinize inanıyor musunuz? Durup bir düşündüyseniz okumaya devam edin. Kendinize soracağınız birkaç kritik soru ile hem kendiniz hem de çalışanlarınız için mutlu ve verimli bir iş ortamı sağlayabilirsiniz.

Çalışanlarınızı motive ediyor musunuz?
Motivasyon, iş hayatının her noktasında başarının ön koşuludur. Çalışanlarınızın enerjisini her koşulda üst seviyede tutmak için onların başarılarını takdir edin ve ödüllendirin.

Onları ne kadar tanıyorsunuz?
Cevabınız sadece yaptıkları işin içeriğinden ibaret olmamalı. Çalışanlarınızı izleyerek onların yeteneklerini ve güçlü yönlerini öğrenin. Bu sayede hem onları yönlendirip sorumlulukları doğru şekilde bölüştürür hem de iş ortamınızdaki uyumu ve heyecanı yok etmemiş olursunuz.

Başarısızlık ve başarı kimin eseri?
Elde ettiğiniz başarıları kendinize, başarısızlıkların nedenini çalışanlarınıza yüklüyorsanız iş ortamınızda mutsuzluk, motivasyonsuzluk, güvensizlik ve isteksizliğin hakim olduğunu bilmelisiniz. Bu durumda, zaman içerisinde başarısızlık oranının artması kaçınılmaz olur.

İş dışında aktiviteler yaratıyor musunuz?
Çalışanlarınızla bir arada düzenleyeceğiniz aktiviteler, iş stresinin azaltılmasına ve ekibiniz arasındaki bağın güçlenmesine yardımcı olur. Ofis dışında birbiri ile hiç vakit geçirmeyen bir ekibiniz varsa, zaman içerisinde iletişim problemlerinin ortaya çıkmasına şaşırmayın.

Çalışanlarınızın fikirlerini önemsiyor musunuz?
Unutmayın, haklı olan her zaman siz değilsiniz. İşinizde ne kadar yetkin olsanız da gözünüzden kaçan ayrıntılar ya da farklı bakış açıları hep olacaktır. Bunlara kulak tıkamadığınız sürece uyumlu, yeniliklere açık bir ekibe sahip olursunuz.

Onları ne kadar özgür bırakıyorsunuz?
Siz de sürekli etrafta dolaşan, kontrol delisi bir patronsanız çalışanlarınızın bundan hiç memnun görünmemesinin sebebi sandığınız gibi “kaytarma” isteği olmayabilir. Araştırmalara göre patronunu makul aralıklarla gören ve çalışırken özgür bırakılanların iş ortamındaki verimi ve başarısı daha yüksek.
Ancak…
Bazen özgür ruhlu bir deha hayatınızın tatlı belası olabiliyor. Bir de onu uzaktan takip etmek zorundaysanız vay halinize. Verdiği bilgilere ikna olmak için gününüzün çok önemli bir kısmını onun mesajları, telefonları ve hatta Selfie’leri ile geçirmek zorunda kalabilirsiniz. Olmaz demeyin, bakın nasıl oluyor:

Bir boomads advertorial içeriğidir.

8 yorum :

  1. Yanıtlar
    1. Olması gerektiği gibi mi desem bilemedim:))

      Sil
  2. :)) Kim düşündüyse önünde saygıyla eğiliyorum. Kamyon şoförü de pek sempatik. :D

    YanıtlaSil
  3. Öyle patron bulabilsem derhal çalışmaya başlarım yeniden:)

    YanıtlaSil