yok birbirimizden farkımız! |
Örneğin
uzun süredir işsizsiniz diyelim. En yakın arkadaşınız sizi
arar, iş yerindeki sizin yüz yüze hiç tanımadığınız, fakat
arkadaşınızın anlatımları sayesinde artık ezberlediğiniz
kişileri, iş sorunlarını veya aldığı terfiyi, hatta
abartmıyorum o günkü toplantıda neler konuşulduğuna kadar bütün
detayları anlatmaya başlar. Bu konuşma bir diyalog değil, bir
monolog şeklinde devam eder. Size daha “nasılsın?” bile
dememiştir. Bir hamle yapıp araya girerek konuyu değiştirmeyi
başardığınızda da aniden:
“-Öbür
telefonum çalıyor, ben seni sonra ararım.”
diyerek
telefonu resmen cümlenizin sonunu bile beklemeden suratınıza
kapatır.
Böyle bir arkadaşınız varsa ne yaparsınız?
Beş
dakika, on dakika telefon elinizde beklersiniz muhtemelen. Yarım
saat geçip de hala aramayınca; maruz kaldığınız bu saygısızca
davranış hakkında düşünmeye başlarsınız. Tüm gün ve ertesi
gün o arkadaşınız hala aramamışsa, cümleleriniz boğazınıza
dizilmiş olarak kendi kendinize söylenmeye başlamaz mısınız?
“-Tamam
anladım, çok meşgul birisin, iyi de ben işsizim?”
dersiniz
mesela.. Ya da
"-Demek beni işiyle hava atmak için aramış" diye düşünmez misiniz?
"-Demek beni işiyle hava atmak için aramış" diye düşünmez misiniz?
Güya sizinle dertleşmek için
telefon açıp, satır aralarında iş hayatına sürekli vurgu yapan
bu arkadaşınız, işsizliğinizi yüzünüze vurduğunun farkında
değil midir?
Bana sorarsanız o kadar farkındadır ki, zaten bu davranışının temel nedeni, bu farkındalıkla kendine mutluluk payı biçmektir bilinç altında.. Kızamazsınız açık açık, çünkü arkasında iz bırakmaz. Sorsanız; dostça dertleştiğini, iş sorunlarını paylaştığını söyleyecektir size.. Siz kendi dünyanızda alınmış olabilirsiniz, bu sizin sorununuzdur, o kendi çapında samimidir.. Söyleseniz davranışının hoş olmadığını, muhtemelen sizi "kıldan nem kapmakla" itham edecektir.. Satır aralarını çok iyi okuduğunuz halde, önceleri "Yok canım alınganlık yapıyorum, o benim en iyi arkadaşım" dersiniz, konduramazsınız.. Olay bir kaç kez daha tekrarlanınca, o kişiden uzaklaşmaktan başka bir şey gelmez elinizden..
İşte insan ilişkileri bu derecede girifttir, bu derece zordur, bu derece pamuk ipliğine bağlıdır..
Üniversiteyi
yeni bitirdiğim dönemlerdi. Doğru dürüst bir iş bulamamıştım henüz. Serde biraz da asilik var tabii ki; işe girerdim, bir ay sonra
“patron yüksek sesle konuştu” gibi -iş hayatının mecburen
katlanılması gereken kuralları olduğunu yıllar sonra idrak
ettiğim sebeplerle- sık sık işten ayrılırdım o zamanlar.. İşte böylesi
nedenlerle işsiz kaldığım, veya gerçekten de iş bulamadığım
dönemlerde iyi bir fabrikada şef olarak çalışan sınıf
arkadaşımla ne zaman buluşsak, abartmıyorum iş yerinin sorunları haricinde
hiç bir konuyu açmazdı..
"-Sen ne yapıyorsun?" diye bir nezaket
sorusu sormak bile aklına gelmezdi... O'na o dönemler “benim
işçim, benim köylüm” adını takmıştım kendimce.. Çünkü "işçilerim şöyle, ekibim böyle" şeklinde uzayıp giden, öznesi ve yüklemi birinci tekil şahıslı cümlelerinden aşırı derecede rahatsız olurdum.. Yüzünü
bile görmek istemedim bir süre, oysa ne iyi arkadaştık!
İşin
en can yakan kısmı zaten burası! Yani bu tip gizli kıskandırmaların, hava atmaların, en
yakınınızda gördüğünüz insanlarca yapılıyor olması..
Başkalarının canınızı böylesi yakması imkansız
zaten.. Çünkü en sevdiğiniz arkadaşınız, doğal olarak sizin
iç dünyanızı da en iyi bilen insandır ve en hassasiyet
duyduğunuz konularla ansızın ve acımasızca iç dünyanıza saldırabilir! Hem de dostmuş gibi görünerek, hem de
dertleşiyormuş izlenimi vererek...
Dikkat
edin, bu tip dostlar(!) genellikle kara günlerinizde mutlaka yanınızda
olurlar. Sesiniz biraz kötü çıkıyorsa:
“-Canını
sıkan bir şey mi var?” derler, boş bulunup anlatırsanız
derdinizi,
“-Zaten
öyleydi, zaten böyle düşünüyorsun..” şeklinde size özel
durumları tekrar tekrar açığa çıkararak, sizi sizin
şifrelerinizle avutmaya da çalışırlar... Daha çok yaralanır,
anlattığınıza, anlattıklarınıza bin pişman olursunuz! Eğer
mutluysanız, genelde yanınıza uğramazlar bile..
Hani,
geçenlerde bir yazımda bahsetmiştim ya hemhâl olma durumundan. Pek kolay iş değil bunu gerçekleştirmek biliyorum, zaten
beklemiyorum da ama, keşke insanlar kendi sorunlarını unutmak adına
başkalarının hassasiyetlerine saldırmasalar!
Sonum
gittikçe yalnızlaşmak olacak biliyorum, buna rağmen, son dönemlerin moda
deyimiyle “nitelikli yalnızlık”, kuru kalabalıktan hallicedir
diyorum..
Bana göre resimdeki yumurtalardan hiç farkımız yok! Birileri hava atar, öbürleri acı çeker; ya da tam tersi olur; birisi kıskanır, öbürlerinin mutluluğunu bozmaya çalışır.. İnsan olabilmekse bu hallerin çok çok üzerinde bir kavramdır..
İyi insanlarla geçireceğiniz bir pazar günü dilerim hepinize..
Sevgiyle ve iç huzuruyla kalın..
Garip,
YanıtlaSilAcaba erkekler arasında da böyle şeyler oluyor mu?
Genelde kadınlar arasında oluyordur diye tahmin ediyorum, ama erkekler arasında da aşırı benmerkezci tipler mutlaka vardır..
SilBen erkeklerin arkadaşlığını kadınlardan daha farklı görüyorum. Mesela erkekler yıllar sonra bir arkadaşınla yolda karşılaşsalar hemen birbirlerine laf atıyorlar falan biz kadınlar ise aman o bana laf attımı sanki görmemezlikten geldi. Ben niye önce selam vereyim falan gibi triplere gireriz. Aslına bakarsan evden yazar böyle olmayı sevmiyorum ama artık hiç bir sorunumu kimseye anlatmıyorum. Sanki böylece kendimi kırılmaktan daha çok koruyorum.
SilAslında haklısınız, anlatmayınca kendimizi de korumuş oluyoruz.. Ben de sizin gibiyim. Anlatmamaya gayret ediyorum:) Erkekler bizim gibi derin derin bakmadıkları için, hassas da olmadıkları için biraz daha şanslılar sanırım.. Yani kadınlar maalesef hep daha fazla üzülüyor..
SilHoş bir yazı :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim yorumunuz için:)
SilO tip insanları yavaş yavaş hayatımdan çıkararak hayatım ve akıl sağlığım adına en güzel şeyi yaptığımı biliyorum. Kimisi buluşunca tepeden tırnağa seni bir süzer, kimisi dediğiniz gibi davranır, bencillikten kaynaklanan durumlar bence. Hep ben daha iyiyim, sen mi? kısmında ise benim için önemli değilsin cevabını yapıştırıverir içinden. Az sayıda arkadaşım var ve akıl sağlığım yerinde Allah'a şükür. Arkadaşlıklar konusunda ne çokluk orada b... felsefesini savunuyorum.
YanıtlaSilErkeklerde de böyle tipler var ama çoğu erkek bu tarz davranışları takmadığından, bir çoğununda fark edemediğinden sorun çıkmadığını düşünüyorum ;)
Size tamamen katılıyorum, az ve öz arkadaş yeterlidir bence de.. Sahte samimiyetlerden insana sadece zarar gelir.
SilErkekler bence de takılmazlar böyle şeylere, belki de en güzelini yapıyorlar:)
Katkınız için teşekkür ederim:)
sizin gibi bir insanın hayatında nasıl böyle hayatlar var oluyor şaşırdım doğrusu. Yazının niteliği haklılığı gibi noktalar değil de, inanın maruz kaldığınız bu tutumlar çok daha fazla dikkatimi uyardı...Sizin kadar hümanist, duyarlı birine bu tutumları sergilemek için gerçekten derin gaflet içinde, kötü olmak gerek...
YanıtlaSilAslında bir çok insanın hayatında vardır böyle durumlar, dediğiniz gibi duyarlı ve hassas olunca kişi, derinden etkilenir ve gündeme gelir şekilde görüldüğü gibi..
SilHayat da budur zaten, inişli çıkışlı :)
Anlatmış olduğunuz olaylardan herkes nasibini alıyordun bence Önemli olan düzgün insanlar ile karşılaşabilmek ama bu her zaman olmuyor Lezzet Tramvayi
YanıtlaSilHele hassas bir yapınız varsa, bu tip olaylardan etkilenmemeniz mümkün değil maalesef.. Keşke arınmış insanlarla dolu bir dünyada yaşayabilsek, ama ne mümkün!
Silne geliyorsa yakından geliyor mu yani? daha çok öyle evet
YanıtlaSilSoruyu sordunuz, yanıtı da verdiniz; bana da "size katılıyorum" demek düşüyor:)
SilBöyle insanların ofiste olması çok daha zor emin olun. Her gün her gün maruz kalmak insanı tüketiyor bir noktadan sonra :) Erkekler arkadaşlık ilişkilerinde çok rahatlar. Çok da takdir ediyorum. Bizim işimiz zor :) Bunun alınganlığı var, kaprisi var, şikayet edeni var.. Var da var. Zor be ya..
YanıtlaSilBilmez miyim, "iş hayatından dost çıkmaz" yazısını yazdım hatta o konuda:)
SilBenim iş hayatından bir ya da iki arkadaşım olmuştur sırf bu nedenlerden ötürü:)
Hemen okumak istiyorum o yazıyı da göremedim bir türlü. Rica etsem linkini yapıştırabilir misin :)
YanıtlaSilBen de kadınlarla ilgili bir kaç yazı yazmıştım ama paylaşmadım herhangi bir yerde, sadece içimi dökmek amaçlı :)
http://evdeyazar.blogspot.com/2013/02/is-hayatindan-pek-dost-cikmaz.html
Silsizinkileri de okumak isterim bu arada:)
Can sıkıcı... Sanırım,sonradan onları -nezaketinizden dolayı- benzetmiyorsunuz. Aslında ;eksik de yazmışsınız.Bu insanlar;ellerinden gelse sizin yerinize hayatınızı yaşar ! Bana ,en son bu şekilde davranıldığında ;bir anda -şeytan mı dürttü ;ne ?- onun en zayıf noktasına vurdum ve geçtim.Aramızda başka arkadaşlar da vardı. Ne olduğunu anlayamadılar. Toparlamaya çalışırken battı.
YanıtlaSilFark ettim ki ben de dertliymişim.?Bir de bu tipler -ortak arkadaşlarınızla -aranızı bozarlar. En azından gerginlik yaratır. Her şey normale ,dondüğünde -en komik bu oluyor- ortak arkadaşlar ya da tanıyanlar:'Aslında ,o kişinin sizi nasıl da çok sevdiğine dair cümleler kurmaları,'neden dolayı arkadaşlığı bitirdiğinizi sormaları' . Benim cevabım basit: 'Herkes ,kendi yerini bilmeli ! ' Sevgilerimle.
Evet haklısınız, maalesef karşılık veremiyorum, sadece üzülüyorum. Ve sizin ilave ettiklerinize de kesinlikle katılıyorum bu arada.. Evet ortak arkadaşlarla ara bozma olayının da kesinlikle altını çizmem gerekirdi. Ne tuhaf şey cidden şu insan ilişkileri..
SilSiz en güzelini yapmışsınız aslında, içe atmamak lazım:)
Sevgiler
Ben erkek olarak fikrimi belirtmek;bu konuda gaddar olduğumu düşünüyorum basarım fırçayı tatlı sert.Şunu da ekliyeyim akrabalar arası tahammülsüzlük had safhada fakat aile dostlarıyla empati daha gelişmiş geliyor bana sebebi ne bilmiyorum.Bu arad blogğunuz başarılı buldum takip etmsei keyif veriyor.Saygılar..
YanıtlaSilEn güzelini yaparsınız, tatlı sert fırça atmak en kesin çözüm bence de:) Ama işte o fırçayı atacak cesaret lazım:)
SilTekrar bekleriz:)
Ben evli değilim ama iş güç nasıl derken (işsizim tabi) cevabım "İç güveysinden hallice" diyorum :) Durum o kadar vahim. Ama işsizlik özellikle pozitif olmayan insanlarla beraberseniz ve çalışmayanın durumunu anlatırken hayattan soğutan kişilerle olunca adamı deli eder. İntihar eden olursa bundan dolayı şaşırmam. İşsiz güçsüzken de, sorunlar varken de ne olursa olsun Allah pozitif, yol gösterici, oluşturucu olan kişilerle hepimizi haşretsin.
YanıtlaSilHaklısınız, insan işsizken, çevresindekilerin yaklaşımlarından çok rahatsız olabiliyor. Dileğinize ben de katılıyorum, böylesi negatif tiplerin uzak olması her zaman en hayırlıdır..
SilBir an önce sizin de gönlünüze göre bir işte çalışmanız dileğiyle..