KADINLAR HAKKINDA GÜLÜMSETEN TESPİTLER
Konuşmaktansa düşünmeyi seven bir insan olduğumdan başkaları konuşurken genellikle dinlerim ve kendimce tespitler yaparım. Bazen tespit ettiğim şeyler yüzünden içimden kıs kıs gülerim, yüzüme yansımaması ve karşımda konuşanın fark etmemesi için yanaklarımı ısırıp dururum.. Eh kadınların çoğunlukta olduğu bir ofiste çalıştığım için kadınlarla ilgili de bir takım tespitler yapmam kaçınılmaz oluyor tabii ki! Size şöyle söyleyeyim ki, her gün bir yenisi ekleniyor bu tespitlere..
Yediklerini
içtiklerini, aldıkları ve verdikleri kiloları gram gram hesap
ederler ve anlatırlar.
“-Ay
dün akşam yemekten sonra yarım su bardağı kola içtim, 3.5 tane
de acı badem kurabiyesi yedim.. Bu hafta 450 gram vermişim”
gibi..
Sevgililerine
beğendikleri bir
şeyi hediye olarak aldırabilmek için kırk takla
attıktan sonra, sanki hiç haberleri yokmuş da sevgilileri
kendiliğinden beğenip almış gibi anlatıp gösteriş yapmaya
bayılırlar.
“-Ay
baksana, sevgilim bana Louis Vuitton’dan şu çantayı almış. Çok
güzel değil mi ? Bayıldım!“gibi..
Etraflarında
olan alakalı-alakasız her türlü olay onları derinden
ilgilendirir, her şeyi bilmek zorunda hissederler kendilerini.
“-Ayşe
bugün işe geç geldi. N'oldu acaba ya?” gibi..
Diğer kadınların üstlerinde başlarında ne varsa tepeden tırnağa süzerler.
“- Baksana Ayşe’ye kayın validesi düğününde ne takmış.. Bu
fiyatta bir şey takılır mı hiç; cimrilik resmen! “ gibi.. (Bu
sırada açar bilmem ne pırlantanın web sitesini, hediye takılan
şeyin aynısını bulur ve hemen fiyatına bakar!)
Okuldayken
sınav sabahı sınıfa gelirler ve bir önceki akşam kitabı
yalayıp yuttukları halde “Ay
hiç çalışamadım ben ya. Ne sorar ki acaba?”
gibi şeyler söylerler.
Hani amaç “Off bu kız çok zeki ya! Baksana çalışmadan 90
alıyor.” dedirtmek..
İlgi kendilerinden başka bir kadın üzerine kaydığı zaman deli olurlar, hemen tekrar ilgi odağı olmaya çalışırlar.
Birbirlerine karşı genelde son derece yapmacıklardır.
Saçlarını
kestiren bir arkadaşına “Ay
ne kadar güzel olmuş. Vallahi yüzüne çok yakışmış”
derken, içlerinden “Iyyy
çok aradı mı bunu kesen kuaförü acaba!”
diyebilirler.
Birbirleriyle
her daim titizlik ve hijyen yarışına girebilirler.
"-Ben aslaaa yıkadığım sebze ve meyveleri mutfak evyesinin
içine koymam"
"-Ben aslaaa her sabah klozete domestos
dökmeden evden çıkmam"
"-Ben aslaaa iç çamaşırlarını ve diğer kirli çamaşırları
aynı anda makinede yıkamam"
"-Ben aslaaa toz bezi ile mutfak bezlerini karıştırmam"
gibi..
Evleri bal dök yala olsa bile bir misafir geldiğinde “Dağınıklığın kusuruna bakma n’olur” derler.
Burada da amaç “Aman ne düzenli, titiz bir kız. Bu eve bile dağınık diyor yahu!” dedirtmektir.
Muayyen
günlerindeyken yanlarına yanaşılmaz, pek dengesiz olurlar.
Şikayet
etmek doğalarında vardır.
Sevgililer
gününde “Yok ya sevgililer gününün benim için hiçbir anlamı
yok. Bugün de hediye almak zorlama gibi oluyor. Popüler kültüre
karşıyım.Sevgilimden hiçbir beklentim de yok."
deyip bütün gün çiçek, hediye, sürpriz vs. beklerler.
Bekledikleri sürpriz gelmeyince de bir dolu trip atmaları kaçınılmaz
olur.
Bazıları
yemek yapmadıkları halde mutfak dolapları düdüklü tenceresinden
el rondosuna kadar çeşit çeşit mutfak alet ve edavatı ile
doludur.
Bir
maili 10 dakikada yazarlarsa bir 30 dakika da CC’ye kimleri
koyacaklarını
düşünürler,
1 saatlik toplantının ardından 3 saat boyunca toplantı raporu
yazarlar.
Ama
yine de hayat onlarsız çekilmez bence. Siz ne dersiniz ?
Yazar
hakkında:
Yazmaya
ve gezmeye tutkun bir mühendis.
Üniversite sınavını kazanıp İstanbul’a yerleşmemle birlikte keşfettim gezmeyi, yeni yerler görmeyi, değişik kültürler tanımayı, yeni lezzetler tatmayı ne denli sevdiğimi.
Yazmaya olan tutkum ise henüz ilkokul sıralarındayken başladı. O zamanlar günlük tutuyor, gün içerisinde yaşadıklarımı defterime aktarıyordum. Ortaokula gelince İngilizce öğrenmeye başladım ve dünyanın dört bir tarafından mektup arkadaşları edindim. Hem yeni kültürler tanıdım hem de doyasıya yazdım, yazdım ve yazdım. Kendi ülkemi ve memleketimi başka kültürlerden insanlara tanıtmaya çalıştım.
En sonunda bu iki büyük tutkum bir gezi blogunun açılmasına vesile oldu. Şimdi farklı bir ülkeye veya şehre gittiğimde gezerken, yeni lezzetler denerken bir yandan notlar alıyor, daha sonra aldığım notları bir yazıya dönüştürerek deneyimlerimi blogumda paylaşıyorum.
Üniversite sınavını kazanıp İstanbul’a yerleşmemle birlikte keşfettim gezmeyi, yeni yerler görmeyi, değişik kültürler tanımayı, yeni lezzetler tatmayı ne denli sevdiğimi.
Yazmaya olan tutkum ise henüz ilkokul sıralarındayken başladı. O zamanlar günlük tutuyor, gün içerisinde yaşadıklarımı defterime aktarıyordum. Ortaokula gelince İngilizce öğrenmeye başladım ve dünyanın dört bir tarafından mektup arkadaşları edindim. Hem yeni kültürler tanıdım hem de doyasıya yazdım, yazdım ve yazdım. Kendi ülkemi ve memleketimi başka kültürlerden insanlara tanıtmaya çalıştım.
En sonunda bu iki büyük tutkum bir gezi blogunun açılmasına vesile oldu. Şimdi farklı bir ülkeye veya şehre gittiğimde gezerken, yeni lezzetler denerken bir yandan notlar alıyor, daha sonra aldığım notları bir yazıya dönüştürerek deneyimlerimi blogumda paylaşıyorum.
http://travel-spree.blogspot.com
Çok güzel, çok içten bir paylaşım olmuş... Buradaki maddelerin bazılarında kendimi bulurken bazılarında ay hiç aklıma bile gelmez dediğim noktalar da oldu... :)) Sabah sabah okuyunca yüzümdeki tebessüme engel olamadım. Teşekkürler.
YanıtlaSilHepimizin kendimizden birşeyler bulduğu noktalar var sanırım :) paylaşım için ben de Evdeyazar'a teşekkür ederim.
SilBazı tespitleri doğru olsa da bazıları kişisine göre değişmektedir.Ben,sınavla ilgili duruma şok olmuştum.Kıza diyorum ki :Çalışsana ,yarın sınav var.Ünvan sınavı ,kimbilir bir daha kaç sene sonra açılır.?! ' bizim ki çok rahat-free- sonra sınavdan 90 alıyor.Aynı kız,işi bilgisayarla ilgili değil.Kursa gitmeye başladı.Soruyorum:'Neden bu kursu alıyorsun?' Kız :'Haftasonum değerlendireyim;istedim.'diyor. Dört ay sonra ;kız -işyerindeki-yerini değiştirmiş. !!
YanıtlaSilOndan ,artık bu konularda konuşan bayanlara pek de inanmayacağım..:))
Sanırım ,düzen konusu ben de sorun..Bazılarının düzen oluşturması onların temiz ve düzenli olduğu anlamına gelmez.Düzenlidir ama temiz değildir. Tanıdıklarımdan biliyorum.Kadın işyerinde çay bardağı küf tutmuş.-mesela-
Dağınık olsa da,temiz dursun.Dağınıklık en fazla 15-20 dakikada toplanır.
Evet, haklısınız genelleme yapmak çok da doğru değil aslında. Ama yine de yukarıda sayılanların hiç birini erkekler yapmıyor :) Bazen erkeklerin birbirleriyle arkadaşlıklarına çok özeniyorum
SilYeni yarışmama buyurmaz mısın :) Belki diğer kulaklığınla birlikte bunu da alırsın :))
YanıtlaSilhttp://simdiduydum.blogspot.com/2013/10/bol-bol-odullu-cekilis.html
Evet tekrar şansımı deneyebilirim, bakarsın yine kazanırmışım, sonrasında da şike dedikoduları çıkarmış mesela, hep aynı kişi katılıyor diye))
Sil