Acelem
var, birazdan mahallemize dikilecek ağaçların manolya mı yoksa
akasya mı olacağına karar vermek için halk oylamasına
katılacağım. Bizim mahallede alışkanlıktır bu, önce sorunları
akşamları kurulan halk meclisinde konuşur, enine boyuna
tartışırız. Sonrasında da oylama yaparız. Mesela geçen hafta
her kapının önünde çiçekler olması gerektiği konusunu
tartışmıştık, oy birliğiyle sonuca vardık. Mahalleyi görseniz cıvıl
cıvıl bu aralar. Herkeste bir telaş, bir telaş! Güller,
papatyalar, krizantemler havalarda uçuşuyor. Ee hafiften hava atma
yarışı var elbette. Herkes kendi kapısının önü daha güzel
olsun istiyor. Tatlı telaşlar bunlar canım bir şey olmaz..
Madem
bu güne kadar koruyamamışız, bari asıllarına uygun taklitlerini
yapalım projesi başladı biliyorsunuz. Bizim mahallede seksenlerden sonra yapılan o ucube apartman müsveddelerini birer birer elden
geçiriyor belediye. Süslü cumbalar ekleniyor bazılarına, taştan
dekorlarla, heykellerle bezeniyor o çirkin binalar. Gözümüz
gönlümüz açıldı, ne güzel oldu! Artık yeni yapılacak binalarda şehir estetiği ön plana çıkarılacakmış, belediyeden
bedava mimar desteği olacakmış diye duydum. Bir de yeni yapılacak
her binanın önünde küçük de olsa bahçe zorunluluğu
geliyormuş. İçim kıpır kıpır, meyve ağaçlarımız da olacak
artık desenize, çocuklar bahçeden erik koparma zevkini
yaşayacaklar..
"Sen
de kafayı estetiğe takmışsın, diğer sorunları ne yapacağız?"
demeyin işte. Azıcık dinleyin; ne bu telaş, bu acelecilik, bu ön yargılı haller? Sokak çocuğu diye bir kavram kalmadı
artık biliyorsunuz. Belediyenin “şefkat evleri”nde hepsi cicili
bicili odalarında gönüllü anneleriyle mutlu mesut yaşayıp
okullarına gidiyorlar. Bu şefkat evlerinden her mahallede olduğu
için bizler de sık sık ziyaretlerine gidip sosyalleşmelerine
katkıda bulunuyoruz çocukların. Şefkat evlerinin yaşlılar için
olanları da var elbette. Seksenlik janti delikanlılarla yetmişlik
zarif hanımların bazen tiyatro, sanat müziği gibi etkinlikleri
oluyor, mahallece gidiyoruz elbette. Hayat hiç de kötü değil
dostlar, içim nasıl da kıpır kıpır bir görseniz!
“İnsan
yaşadığı yere benzer, o yerin suyuna, o yerin toprağına!”
demiş ya Edip Cansever, bizler de yaşadığımız semtin güleç
yansımalarını yaşıyoruz bu günlerde.. Yoo hayal falan gördüğüm
yok, hem niye bana inanmıyorsunuz ki?
görsel, web'den alıntıdır |
Elektriğe,
suya, ısınmaya elbette para vermiyoruz. Bu nasıl bir soru böyle?
Belediyeler ne için var, bizlere hizmet etmek için değil mi? Nasıl
çözdüler bu işi orasını bilemem, teknik adam değilim neticede.
Ama her evin çatısına kocaman güneş panelleri kurdurduklarını
biliyorum. Sıcak suyumuz çatıdan geliyor, evlerdeki kaloriferler
de bu sıcak suyla çalışıyor. Kışın güneşsiz günlerde çöplerden ürettikleri enerjiyi devreye sokuyorlarmış sanırım.
Çevreye zarar veren nükleermiş hesmiş, adı bile geçmiyor tabii!
Yahu o sizin dediğiniz bilinçsiz insanların nesli tükenmiş,
telaşlanmayın bir daha geri gelemezler. Ne de çok korku salmışlar
öyle içinize, vah vah size!
Kaldırım
diye bir şey yok elbette. Bebekli anneleri, tekerlekli
sandalyedekileri, yaşlıları düşünmeyecek de kendisini mi
düşünecek belediye; ya siz de cidden ne acayip sorular
soruyorsunuz böyle anlamadım gitti! Süslü ağaççıklarla
ayrılmış yaya yolları ve araba yolları, elbette yayalar için
bir kaç metrede bir oturma bankları var, bankların yanında küçük
kitap kutuları da var tabii.. Dinlenirken gazetenizi, kitabınızı
o kutulardan alıp okuyor, tekrar yerine koyuyorsunuz. Abartılacak
bir şey değil bu niye şaşırıyorsunuz ki! Sosyal hakların olduğu bir ülkede
yaşıyoruz, geçim derdi olan insan kalmadı, e hırsızlık da
bitti gibi bir şey. Niye çalsınlar kitapları, gerçekten sizde
gördüğüm bu paranoyak haller beni rahatsız etmeye başladı.
Lütfen biraz sakin olur musunuz?
Toplu
taşıma hem konforlu hem de bedava olunca sattılar tabii
arabalarını, şehir merkezlerinde oturanlar. Çok akıllıca değil
mi bu yaptıkları? Evden çıkıyorsunuz, bir kaç adım atıyorsunuz metro durağı, onun ilerisinde tramvay durağı, tekneler, vapurlar
vızır vızır.. Beyefendi görünümlü şoförlerin- kaptanların
kullandığı bu vasıtalarda mis gibi parfüm kokuyor, internet var,
içecek otomatları var, oturacak yer zaten hep var.. Hem de güneş enerjisiyle çalıştıkları için ne sesleri var ne de
pislikleri. Eskiden şehir içinde milyon dolarlık arazi
arabalarıyla gezen görgüsüz zenginler artık o devasa arabalarını
kullanmaya utanır hale geldiler. Zaten sıkıysa toplu taşıma
kullanmasınlar, bir referanduma bakar iş. Öyle parası olanın
borusunun öttüğü günler geride kaldı çoktan.. Siz gerçi bana
uzaylıymışım gibi bakıyorsunuz ama yalan söylemiyorum, bütün
bunlar gerçek. Hal böyle olunca trafik sorunu kendiliğinden
çözüldü tabii. Trafik sorununun öyle üçüncü köprü, beşinci
köprü ile çözülmeyeceğini anladı akıllı belediyeler.
Köprü yapmakla çözülmüyordu ki sorun, mesele kişisel araba
sayısını azaltmaktı, evet ya bu kadar basitti işte..
Şimdi
görseniz, şehrin bir ucundan öbür ucuna yarım saatte
ulaşılabiliyor. Gürültü yok, pislik yok, ya var ya cidden sanki
nüfusu azalmış bir Avrupa kentinde yaşıyor gibiyim..
görseli web'den alıntıdır. |
Bana
öyle kaçıkmışım gibi bakmayın. Gidiyorum ben, dedim ya
mahallede manolya mı akasya mı dikilsin referandumu var. Daha anlatacak çok
şey vardı aslında ama siz bana inanmadınız ki!
Uhhuuuuu... :)))) Diyesim geldi. :)))) Siz çok yaşayın emi...
YanıtlaSilHatta sizin gibi düşünenler çoğalsın emi?
Düşünmekle kalmayıp uygulasınlar emi?...
İnşallah diyorum. Bizler bunları görebilecek, yaşayabilecek hale gelelim...
Yoksa siz de mi bana inanmadınız, ya ne desem ne yapsam inandıramıyorum kimseyi, çok mu uçuk kaçık şeyler anlatıyorum bilemedim ki:)))
SilSenin kentine, senin ilçene, senin mahallene iltica etmeye geliyorum. Adres rica edeyim :)))))))
YanıtlaSilGelmeyin, bizim buralarda kapasite doldu. Bir zahmet kendi mahalleniz, kendi ilçeniz, kenti kentiniz için adım atınız, haa kopya çekebilirsiniz projelerimizi, izin veriyoruz:))
Silsizin mahalleye taşınalım en iyisi : )) adresss
YanıtlaSilAdres sizin mahalle:)
Silözel: bloğumda çekiliş var bekliyorum
YanıtlaSilTeşekkürler, geleceğim:)
SilBöyle bir mahalle var mı? Varsa Lütfen yazarcığım bana bir ev aramaya başla oradan:) Ağaçların ne olduğu fark etmez, yeşil olsun yeter..:)
YanıtlaSilHala anlayamadınız mı She'ciğim Mellon'cuğum, bu bahsettiğim yer aslında sizin mahalle, yani neden olmasın, her şey sizin ve bizim elimizde değil mi:)
SilBoyle bir mahalle ve mahalleli icin yazdiginiz senaryoysa bu cok rica ediyorum bana da rol verin hic alinmam her turlu ayak isinizi yaparim.Ne guzel bir pazar yazisi bu mest oldum okurken. Ben gercek olduguna inanmak istiyorum. Sevgilerimle.
YanıtlaSilGerçek diyorum kimse inanmıyor, biz bizi yönetenleri denetlersek bundan daha güzeli olmaz mı sanki:)
SilÖncelikle söyleyim bir solukta okudum yazınızı. Bizim mahalleden sizin oralara eğitim için bir ekip göndersek olur mu? Olmazsa ben oraya geliyorum yaşamaya :))
YanıtlaSilSizin mahalleyi eğitmeye siz başlayın derim, siz bir adım atın, kelebek etkisi gibi yayılsın.. Aslında hepimiz bir adım atalım, dünyamız güzelleşsin :)
Silmuhteşem bir şehir öykünmesi. Tasvir ettiğiniz yere aşık oldum ama ben <3
YanıtlaSilAşık olmak yetmez, adım da atmak lazım diyorum yine, demeye devam edeceğim, olacak biliyorum:)
Silay ne güzel bir masal şehri:) isteyelim olsun di mi:)
YanıtlaSilevet isteyelim, çalışalım, denetleyelim, isteyelim ve olsun:)
SilHarika bir yazı.. yüreğine sağlık....
YanıtlaSilne kadar güzel bir dünya... insanlar aptallıktan kurtulsalardı böyle bir dünyanın kurulması hiç te hayal değil....
böyle bir dünya umudumuzu koruyacağız...
Evet hiç de abartılı bir şey yok bu dünyada, sadece aptal olmayıp şehrimizi,ülkemizi, dünyamızı sahiplenerek sorumlu davransak yetecek..Bıkmadan, usanmadan bunu anlatmak lazım, ben anlatmaya devam edeceğim , sevgiler:)
SilAhhh tıpkısının aynısı bizim mahalle! Nasıl şanslıyız biz böyle bir şehirde yaşadığımız için... Hele bu sabah işe gelmem 15 dakika sürdü... Nasıl bir mutluluk ki bu :)
YanıtlaSilNe güzel değil mi, hayat ne kadar güzel ve kolay:))
SilBir ara "Norveç" e taşındınız sandım. Oralarda gerçi manolya ya da akasya yetişemez. Gerçekten böyle bir refarandum varsa: Manolya dikin. Hem aşk hayatınız da güzellikler yaşarsınız. Akasya da çok güzel bir ağaç; ama, polen ve çiçeklerinin dökülmesi sizi bezdirebilir. Sevgilerimle.
YanıtlaSilBöyle bir durum sanal gerçeklikte var şu an için, ama mahallemize gerçekten de manolya ağaçları dikti belediye:)
SilSevgiler:)