Dünya
Kadınlar Günü diye 8 mart tarihinde yapılan alışveriş
indirimlerine, kadınlar matinesi ayarında yapılan vıcık vıcık
kutlamalara, alınan saçma sapan pahalı hediyelere, 8 mart diye
boğazda yemeğe çıkmalara oldum olası antipati duymuşumdur.
Kadınların görevinin “çocuk yapıp evde oturmak“
olduğunu düşünen dayatmacı zihniyete inat, bugünün anlamını
bir hatırlayalım derim.
8 marta neden kırmızı karanfil yakışır?
Bakmayın
öyle keskin kelimelerle giriş yaptığıma, 8 martta da hediye
alınır elbet; ancak 8 martta verilecek en güzel hediye kırmızı
karanfildir. Neden mi? Tarih bloğu gibi hissedeceğim kendimi ama bu
konuya da kısaca açıklık getirmek isterim.
1974
yılında Portekiz'de diktatöre karşı darbe yapan askerler,
silahlarının namlularına karanfil takmışlardı ve de tüm dünya
bu görüntüden çok etkilenmişti. Sözün özü şudur ki Portekiz,
diktatörlükten demokrasiye tarihe “karanfil devrimi” olarak
adını yazdıran, şiddet içermeyen bir devrimle geçmişti. O gün
bugündür de barışçıl bütün anmalarda kırmızı karanfil bir
sembol olmuştur sol gelenekte. Ne alakası var demeyiniz, belki de 8
mart özel kadın indirimi kampanyalarından günün anlam ve önemini
unuttunuz!
O
halde gelelim 8 marta, ne olmuştu?
Kadın
erkek eşitliğinin çok ötesinde, “kadınlar başımızın
tacıdır” gibi hamasi lafların da çok ötesinde bir emek
mücadelesi, bir despotizmle savaşma günüdür 8 mart.
1857
yılında, yani tam 157 yıl önce Amerika'da 40.000 dokuma işçisi
daha iyi koşullarda çalışmak için greve gittiler. İstedikleri,
12 saatlik çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerin
yükseltilmesiydi. Ancak çok bildik bir senaryo yaşandı; polis
aynı bugün olduğu gibi işçilere saldırdı, onları fabrikaya
kilitledi, barikatlar kurdu.
Fabrikada yangın çıktı..
Fabrikada yangın çıktı..
Kaçamayan
129 kadın işçi yanarak can verdi! Suçları neydi, suçları insanca
çalışma hakkı istemekti..
Bir
cenaze töreni düzenlendi on binlerin katıldığı, ama ölene ne
çare!
Bir
kez daha paranın, kapitalizmin canavarlığı yüzünden canlar
gitmişti!
Aradan
geçti tam 53 sene, yani 1910 yılı geldi, 2. Enternasyonele bağlı
kadınlar konferansında ( Uluslararası sosyalist kadınlar
konferansı) 8 martın Dünya Kadınlar Günü olması kararı
alındı. 1921'de Moskova'da bu ad, Dünya
emekçi Kadınlar Günü
olarak değiştirildi. Tahmin edeceğiniz üzere uzun yıllar boyunca
çoğu ülkede 8 martın kutlanması yasaklandı. Ama işte
bilirsiniz, zamanla en olmadık şeyler bile değişir. Nitekim 1960 yılında, o kadınların ölümünden tam 103 sene sonra, Amerika'da bile Dünya Kadınlar Günü adıyla kutlamalar başladı.
Durum
özet olarak böyle, sizler de okuyunca hatırladınız eminim. Enteresan ve üzücü
olan ise aradan geçen 157 yılda bazı şeylerin değişmemesi..
Mesela
gidin Ümraniye'nin, Dudullu'nun ara sokaklarındaki fason
konfeksiyon atölyelerine. Buralarda işçiler sabah 8 de iş başı yaparlar,
akşam 7 güya paydos saatidir. Hayır değildir, haftanın en az 3
günü gece 10-11'lere kadar sürer mesai. Tam 15 saat çalışırlar! Güya yasaya göre sınırlamalar vardır, kim takar yasayı? Fazla
mesaiye kalmayan işçi, kendini kapının önünde bulacağını
bilir. Kadınmış, anneymiş kimin umurunda! Yıllarca tekstil sektöründe çalışan biri olarak yakından şahidim ben insanlık dışı çalışma koşullarına. Anlatmaya kalksam sayfalar yetmez, o derece yani!
Atölyeden
büyükçe firmalarda sendika ile duruma çözüm bulmak isteyenlere ise aynı 157 yıl önce olduğu gibi bugün de polis saldırır.
Hak aramak hep suçtur, değil midir?
Hak aramak hep suçtur, değil midir?
Aslında
plazalarda, 9-5 çalışan beyaz yakalılar pek bilmez bu durumları; hoş onların da kendilerine göre dertleri vardır. İş yaşamı
zor, iş yaşamı çetin, iş yaşamı kıran kırana mücadele ile
geçen bir savaş arenasıdır adeta. Bir de kadınsanız zorluklar misliyle yaşanır.
Kadın
cinayetlerinden, kadın ayrımcılığından, çalışan kadın
sayısının her geçen gün azalmasından, kadınların evlere hapsedilmek istenmesinden bahsetmiyorum bile..
Onuruyla,
alnının teriyle evde, ofiste, tarlada, fabrikada çalışan, emeklerinin karşılığını layıkıyla alamayan tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Günü'nü dayanışma ruhuyla kutluyorum sadece..
NOT: Artık şu "bayan" kelimesini unutmak gerek, "kadın" demekten utanmasın kimse; bu da başka bir yazının konusu olsun.
NOT: Artık şu "bayan" kelimesini unutmak gerek, "kadın" demekten utanmasın kimse; bu da başka bir yazının konusu olsun.
Kadınlık tarihiz acılarla örülü. Hakkını arayana da bedel daha da fazla. Bizler bugünlere, o hak arayanların gözyaşlarının billurlaşmasıyla gelebildik. İyi günlere çıkmak dileğiyle.
YanıtlaSilÇok güzel söylemişsiniz; bugün elimizde haklarımız varsa, geçmişte dökülen gözyaşları ve alın terlerin sayesindedir. Umarım çok daha güzel günler göreceğiz, sevgiler..
SilÇok anlamlı olmuş yazınız. Tebrikler... Ben de buradan kutluyorum 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü...
YanıtlaSilTeşekkür ederim, sizin de gününüz kutlu olsun, sevgilerimle:)
SilHepimiz daha güzel anlamlı bir Dünya yaratmak için savaşıyoruz hepimiz İYİ niyetliyiz. Bütün emekçilerin Günü Kutlu olsun. Bu Yaşam savaşı içinde enerjimiz azalmadan herkesi herşeyi Hoşgörüyle karşılayabileceğimiz günlerimiz olsun! Sevgiler
YanıtlaSilBu güzel dileklerinize katılıyorum, sevgiler:)
Sil