5 Ocak 2016 Salı

Enteresan gerçeklerle azıcık eğlenelim...

Arada biraz kafa dağıtmak da lazım. Bugün hiç işinize yaramayacak bazı enteresan gerçeklerden bahseden, içerik anlamında oldukça boş bir yazı yazmak geldi içimden. Açıkçası belki de böyle bir şeye ihtiyacım vardı. Belki bir gün, “kim bir trilyon ister” gibi bir yarışmada karşınıza çıkacak sorunun yanıtı, bu satırların arasında saklıdır. Ya da ne bileyim, azıcık gülümseriz belki birlikte. Hazır mısınız, haydi o zaman... Her gerçek için yorum yapma hakkınız elbette var. Atış serbest!
Bu arada bunlar doğru mudur bilmiyorum, ben de uselessfacts.net'in yalancısıyım...

Hindistan cevizi eğer damardan enjekte edilirse son derece zehirli olur!
(Birgün, Hindistan'da gezen bir hemşire, can sıkıntısından, ya da meslekten uzaklaşmamak için biraz antrenman olsun diye, almış hindistan cevizini, cebindeki şırıngayı batırmış içine.. Şırıngasız asla çıkmaz sokağa! Çektiği beyaz sıvıyı gördüğü bir şempanzeye enjekte etmiş... O da nesi, şempanze sizlere ömür! Yani bence böyle olmuştur bu gerçeğin ortaya çıkışı, yoksa kimin aklına gelir... Aman diyeyim, hindistan cevizlerini damarlarımızdan uzak tutuyoruz bundan sonra!)

karada bir kuğu!

Çin'de Amerika'dakinden daha çok insan İngilizce konuşuyor!
(Bunu bilmeyecek ne var! Çinliler yakında dünyayı ele geçirecekler, şimdiden göz kapaklarımızı kıssak iyi olur! Bu gerçek hiç de eğlenceli değilmiş, sıradaki gelsin.)

İngiltere'deki bütün kuğular, kraliçenin malıdır!
On ikinci yüzyıl insanları için kuğu eti çok önemliymiş ve kraliyet ailesi yiyebiliyormuş sadece kuğu etini. Yani kuğular kraliçeye aitmiş. Bu İngilizler tuhaf insanlar; o gün bugündür bu geleneği bozup kuğuları özgür kılmamışlar! Hatta her yıl Thames nehrindeki kuğuların nüfus sayımı törenini gerçekleştirmeye devam ediyorlar. Kraliçe kuğuları kesip yemiyordur herhalde artık! 
 Açıkçası ben razıyım böyle bir şeye. Özgürlüğümü kısıtlamasınlar, sosyal güvencem, eşit eğitim hakkım, insan haklarım yerinde olsun, varsın ülkemdeki tüm kuğular başbakana ve ailesine ait olsun! Tapusunu elllerimle teslim ederim!

Amerikalılar dünyadaki yıllık üretilen çöpün 1/5'inden sorumludur!
Bu da beni hiç şaşırtmadı. Tüketiyorlar adamlar ne yapsınlar yani! Bizim üst seviye de fena değildir bence! Üzülmeyin tez zamanda yakalarız bu rekoru!

ne güzel bir kuğu!

Gözlerimiz doğduktan ölene kadar aynı büyüklükte kalır; ama burnumuz ve kulaklarımız hep büyümeye devam eder.
Bunu bilmeyecek ne var! Ego şiştikçe insanların burnu büyümüyor mu zaten...

Tıpkı parmak izi gibi herkesin dilinin izi de farklıdır!
Yandık desenize, bizimkilerin seveceği cinsten bir buluş bu! Karakollarda insanların dil izlerini alan ilk ülke olursak hiç şaşırmam!

İnsan vücudunda büyüklüğüne oranla en güçlü kas dildir.
O kadar konuşmaya güç lazım tabii ki, düşünün hiç susmayan kadınlar var!

Kafanızı 1 saat boyunca duvara çarparsanız 150 kalori harcarsınız!
E ne güzel işte, yiyelim içelim vuralım kafayı duvara, diyet de neymiş!

Son olarak birisi hapşırınca “çok yaşa” dememizin nedeni neymiş biliyor musunuz? Çünkü hapşırırken kalbimiz bir milisaniye duruyormuş!

Bu gerçekleri bulup yazanlar da çok yaşasınlar! Zira azıcık eğlendik, fena mı oldu...


Güzel gerçeklerle kalasınız a dostlar, bugünlük benden bu kadar!

12 yorum :

  1. Çinliler ele geçirirse ben biraz ucundan kurtarıyorum. Gözler çekik :)

    YanıtlaSil
  2. kafamızı saat boyunca vurmanın sonrası sadece kalori gidiyorsa iyi ama başka şeyler ortaya çıkıyorsa sıkıntı büyük olur :D

    YanıtlaSil
  3. Ben gençken kalçalarımı duvara vururdum. Kalçam şekil alsın diye.:) Kafa vurulur mu ya? :))

    YanıtlaSil
  4. işin komik yanı çinlileri ngilizceçi amerikalılardan dana iyi konuşuyor :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sahicisinden bile iyi taklit ediyor bu Çinliler her şeyi :)

      Sil
  5. Böyle bilgileri severim ve nedense pek aklımda kalır:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarken ben de sevdim, devamını getiririm ara ara:)
      Akılda kalma konusuna gelince, evet kalıyor ama ne gerek var :))

      Sil