Geçen
gün, Facebook sayfamda biraz da esprili bir şekilde “Yazmamı
istediğiniz bir konu varsa isteklerinizi alayım” demiştim.
Sevgili Travel Spree bloğunun sahibesi,
“peçeteye yazıp uzatasım geldi,
mutlulukla ilgili yazar mısın?” diye yanıtladı sorumu. Sevgili Era Kültür Sanat da “sıradaki yazı tüm sevdiklerime gelsin o zaman
“dedi ve kendi aramızda gülüştük.. Aslında o anda mutluluğu
yakalamıştım bile, aklımda yine o bildik resimler belirmişti.
Evet,
benim mutluluk tanımım Heidi çizgi filmiyle o kadar örtüşüyor
ki..
Mutluluk,
köylülerin aksi ve suratsız bulduğu, kendi dünyasında doğayla
baş başa yaşayan büyük babanın kalbinden açığa çıkan
sevgide gizliydi. Kim bilir hangi nedenlerle insanlara küsmüş olan büyük baba, toplumun zehirli dolduruşlarıyla kirlenmeyen Heidi'nin
saf sevgisinde kendisini yeniden bulmamış mıydı? Dışarıdan kötüymüş gibi görünse de her insanın içinde bir güzel taraf
saklı değil miydi?
Evet
öyleydi..
Heidi'nin
büyük babasını tanıdıkça O'nu ne kadar da sevmiştik.. Keşke
köylüler de O'na olan ön yargılarını bir kenara atıp, o
sımsıcak yüreğini görebilselerdi.. Yani ben ne öğrenmiştim? Ön yargılar, dış görünüşler bir yana, insanların
güzel taraflarını görebilmekte, içlerinde gizledikleri sevgiyi
açığa çıkarabilmekteydi marifet.
Heidi
mutluydu, çünkü insanların kötü taraflarını görmeyecak
kadar masum bakıyordu hayata..
Demek
ki mutluluk sevgide saklıydı; çıkarsız, masum, olabildiğince
içten sevgide..
Sonra
Peter vardı. Okuma yazma bilmeyen, bütün gün dağlarda
keçilerini otlatan Peter.. İşini o kadar seviyordu ve o kadar
güzel yapıyordu ki, keçileriyle adeta bir bütün olmuştu. Onların güvende olduğundan emin olduğu zamanlarda, uzanıp
dağları ve gökyüzünü seyrediyordu..
Peter
mutluydu, çünkü işini çok severek yapıyordu, kendisiyle
barışıktı..
Demek
ki mutlu olmak için insanın sevdiği bir işi yapması
gerekiyordu.. Her şey para demek değildi. İnsan, getirisi az bile
olsa, stressiz bir işte mutlu olabilirdi..
Heidi ve Peter, birlikteyken çok eğleniyorlardı. Ağaçlara tırmanıyorlar, belki de tek oyuncakları olan tahta kızakla neşe içinde yuvarlanıyorlardı karlı dağlarda..
Onlar
mutluydular, çünkü özgürlüğün tadını çıkarıyorlardı
olabildiğince..
Demek
ki mutlu olmak için özgür olmak gerekiyordu. Yanınızda
sevdiğiniz biri de varsa hele, bundan daha mutluluk verici ne
olabilirdi?
Heidi
ve büyük babası uzun süre karlarla kaplı dağlarda yaşadıkları
için pek fazla yiyecek seçenekleri yoktu. Akşamları süt
ısıtırlar, kendi yaptıkları ekmeği bölüşürler, bir de
peynir kızartırlardı.. Nasıl da güzel görünürdü yağları
akan kızarmış peynir gözüme.. Hayatımda hiç peynir yemediğim halde, izlerken benim bile ağzımın suları
akardı..
Heidi
ve büyük babası kızarmış peynir yerken mutluydular, çünkü
fazla tüketmenin ne demek olduğunu zaten bilmiyorlardı.. Az
yedikleri halde çok ama çok sağlıklıydılar üstelik.
Demek
ki mutluluk, sağlıkla alakalıydı, tüketim ile ise hiç ilgisi yoktu.. Fazla hırsa ne
gerek vardı ki? Olan kadarıyla da mutlu olabilirdi insan..
Heidi'nin
çok sevdiği bir büyük anne vardı köyde.. Heidi O'nu ziyarete
gider, dişleri olmadığı için yiyemediği sert köy ekmeklerini
gördükçe çok üzülürdü.. Sonra büyük şehre taşındı
Heidi.. Hiç bilmediği yumuşacık beyaz ekmekleri görünce aklına
büyük annesi geldi.. Ekmekleri sakladı, ne bilsindi ki sakladığı
ekmekler küflenecek! Tek istediği, dağlara dönünce büyük
annesine yumuşacık beyaz ekmekleri götürmekti çünkü..
Demek
ki mutluluk, basit şeylerle bile olsa, sevdiklerimizi mutlu etmek
için çabalamakla da mümkündü..
Clara
vardı bir de.. Clara çok güzel bir kızdı, zengin ve O'nu çok
seven bir babası vardı ama, Clara mutlu değildi. Çünkü
yürüyemiyordu. Heidi'den sadece bir kaç yaş büyük olmasına
rağmen, içindeki çocuğu öldürmüşlerdi korumacı
yaklaşımlarıyla.. Bir yerine bir şey olur kaygısıyla O'nu
pamuklara sarmalayıp, sırça bir fanusa koymuşlardı adeta..
Yalnızdı.. Sonra Heidi ve Peter girdi Clara'nın hayatına. O'nu
sırtlarında dağlara taşıdılar, O'na daha önce hiç görmediği
güzellikleri gösterdiler..
Clara'nın
yüzü gülmeye başlamıştı dağlarda, yürüyemese de mutlu bir
çocuktu artık O da.. Çünkü arkadaşlığı, dostluğu
öğrenmişti..
Demek
ki mutlu olmak için insanın bir tane de olsa candan dostu olması
gerekiyordu.. Mutluluk, paylaşmakla çoğalan sihirli bir duyguydu
sanki..
Kimse
Clara'nın yürüyebileceğine ihtimal vermiyordu. Ailesi O'nu en
iyi doktorlara götürmüş, ama bu doktorlar yürümesiyle ilgili
hiç umut vermemişlerdi. Heidi ve Peter'se, tıbbın acımasız
gerçeklerinden bihaber, Clara'yı mutlu etmek için çabalarken, aynı
zamanda O'na umut da aşıladılar.. Hiç bıkmadan, hiç usanmadan
O'nu yürümeye zorladılar. Ve sonunda mucize gerçekleşti, Clara
yürümeye başladı.. Mutluluğu katlanmıştı artık..
Demek
ki mutlu olmak için insanın umutlu olması gerekiyordu. Bir de kim
ne derse desin, hayattaki mucizelere inanmak lazımdı..
Bayan
Rottenmeier'i anmadan olmaz elbette. Eğitimi katı disiplin, katı
disiplini de emrivaki bir ses tonu zanneden bu kadından az çekmedi
Heidi.. Bütün yaşama coşkusuna rağmen, zaman zaman ağladığı
da oldu bu ruhsuz kadın yüzünden. Clara
hastalandığında güzel dağ suyu içsin diye, Heidi'nin o güzel yüreğiyle
elinde bir bardak ile evden kaçmasını, sokaklarda kaybolarak su
aramasını hiç unutamam mesela..
Demek
ki mutlu olmak için zaman zaman otoriteye baş kaldırmak
gerekiyordu. Kendi doğrularından ödün vermemek, baskıya boyun
eğmemek de gerekiyordu mutlu olmak için..
Aradan
yıllar geçti, ben Heidi'yi hiç unutamadım. Ne zaman denk gelsem,
yine bazen gözlerimde yaşlarla izlerim. Sahi sizi hangi çizgi
filmler böylesine etkiledi?
.....
Her
zamanki gibi sevgiyle ve mutluluğu hissederek kalın diyorum.
Ben ki animasyon tutkunu, birçok çocuktan bile daha çok çizgi film sever ve izleyen insanım, hayatımda hiçbir karakterden nefret etmiyorum Heidi'den ettiğim kadar. Çocukken de öyleydim :) Nasıl sıkıcı nasıl yapay geliyor bana anlatamam.Beni böyle etkiledi Heidi :) Sen neyi seversin diye sorarsan, tabiki de "Beeeen geceleri esen terörüm, beeen Duck wing dark'ım" derim :))))
YanıtlaSilHeidi'den nefret eden ilk sizi tanıdım desem:)
SilGaliba ben biraz daha duygusalım, siz biraz aksiyon tarafındasınız, çok da güzel söylemişsiniz, beeeen geceleri esen terör:))))
Çizgi filmlerimiz ne olursa olsun, içimizdeki çocuk hiç ölmesin:)
Yazı gerçekten harika olmus. Bu ilk ziyaretimdi. Öyle görünüyorki devamı gelecek. Benim çizgi filmim elbette Şeker kız candy ve sefiller.. :-)
YanıtlaSilHoş geldiniz, mutlu ettiniz gelerek:)
SilŞeker kızı ben de çok severdim bu arada:)
Bu güne kadar yapılmış en güzel Çizgi filmdi. Yüzümde kocaman bir gülümse ile okudum:) Hele Heide'nin o ekmeklerine çocukken bende ağzım sulanarak izlerdim, Kahverengi kahverengi minik somunlar. Kesin Kepek veya Tam buğday unu:))) Kocaman yuvarlak Hollanda peynirleri.. Gerçi çok kötüdür tatları:) Hep böyle beyaz sakallı bir dedim olsun isterdim:) O zamanların en dram çizgi filmiydi.. Hatırlattığın için teşekkür ederim. Bana da mutluluk bulaştırdın. Bu arada Peter Keçi çobanıydı.:P
YanıtlaSilTeşekkürler yorum için, ha keçi ha koyun ne fark eder, Peter Peter'di işte:))
SilBen de yazıyı yazdıktan sonra coştum birden, ne güzel bir şey mutluluk:)
Yazıda geçen "koyun"ları "keçi" yaptım, hatırlatma için teşekkürler:)
SilŞaka yapıyordum yahu:) aaa...:)
SilKoyun tuhaf durmuştu cidden yazıda, keçi hem doğru oldu, hem de daha iyi durdu. Keçilere haksızlık etmeyeyim dedim:)))
SilKeçilerde çok mutlu olmuştur şimdi. Sen çok şekersin :)
SilEvet özlerine döndüler Shemellon ablaları sayesinde:)
SilHeidi Heidi deine Welt sind die Bergen,Heidi Heidi den hier oben bist du zu Haus...Çocukluğumun çizgi filmi hatta ilk filmi. Arı maya, Pinokyo, Wikie ( Wikie yi kız sanırdım daha yeni erkek olduğun öğrendim) Şirinler.Hatırlıyorum Türkiye'ye izine gelmiştik televizyonda (herkes de televizyon yoktu) türkçe Heidi yi izlerken çok yadırgamıştım.Ben kendi çocuklarımın yerine onlar küçükken çizgi filmleri izlemiştim.Hala izlerim ve çok severim.Animasyonlara bayılırım.(ruhum hep çocuk kalacak)
YanıtlaSilBu bahsettiğiniz çizgi filmlerin hepsi de harika gerçekten.. İçimizdeki çocuk hep öylece kalmalı, sevgiler:)
Silİçim bir hoş oldu okurken.İçten yazmışsınız.Selamlar.
YanıtlaSilHeidi benim için sıradan bir çizgi film olması ötesinde hayat dersidir de.. Bu nedenle evet, çok içten bir yazı oldu, beğendiyseniz ne güzel, sevgiler:)
SilPeçete mevzu bahis olduğu demek. Öyleyse, madem öyle, işte böyle diyorum; http://goo.gl/dwfo4J
YanıtlaSilTurkuaz renk hakkında yazı istiyorsunuz, peki düşüneyim bakalım:)
SilNe güzel anlatmışsın mutluluğu. Benzetmeler, resimler daha da pekiştirmiş vurgulamak istediğin noktaları. Tam da benim düşündüğüm şeyler. Mutluluğun sırrı bence basit yaşamakta. Çok fazla beklentin olmayacak, sevdiklerin yanında olacak, basit yaşayacaksın. Öyle olunca en küçük şeylerden bile mutlu olabilirsin. Çok çoook güzel bir yazı. Tebrik ediyorum :)
YanıtlaSilFikir verdiğiniz için ben teşekkür ederim:) Ve işte bu yorumu okuyunca ne kadar mutlu oldum.. Mutluluk böyle bir şey, sevgiler:)
SilÖncelikle "Sıradaki Yazı Sevdiklerime Gelsin" isteğimi kırmadığınız için teşekkürler. :)
YanıtlaSilGözlerim dolu dolu okudum...
Heidi’ yi ben de unutmadım kocaman ağzını açıp, yemyeşil çimenlerde yuvarlanıp dağlardan özgürce uçarcasına koşup, içinde öfke taşıyan, mutsuz büyük babasını kendine bağlayan o güzel yürekli çocuğu. Bir zamanlar hep samanlardan oluşan yatağını ve yuvarlak bir delikten oluşan penceresini, imrenerek izlerdim. Biz büyüdük ve içimizdeki Heidi hep kaldı. Dünyanın acı gerçekleriyle ne kadar yüzleşirsek yüzleşelim onun yaşama sevinci hep taze kaldı.
Güzel yazılarınızın devamı dileğimle, sıradaki yazıyı, yazıları yine bekliyorum... Sevdiklerim için... :.)
İçimizdeki Heidi'yi her ne kadar yaşatsak da, dediğiniz gibi zaman zaman yaşamla yüzleşmekten alıkoyamıyoruz kendimizi. Böylesi durumlarda bazen sert, keskin yazılar çıkabiliyor kalemimizden ister istemez. Hatta bazen reklam kokan yazılar bile yazıyoruz.. Ama mutluluk gibi güzel duygularla aşka gelip bir şeyler yazdığımda emin olun ki sevdiklerinize de gidecek o yazılar :)
Silİnanılmaz bir yazı olmuş, hem güldüm, hem de gözümde bir damla yaşla bitirdim okurken:) Benim için Heidi özeldir, küçücükken babaannemle oturup izlerdim, o bile hüzünlenirdi, neler hissettiğini şimdi anladım, teşekkürler bu güzel yazı için :)
YanıtlaSilBeğendiğiniz için ben de mutlu oldum:)
SilBenim için Heidi'nin yeri o kadar ayrıdır ki babaannemle ilzerdim ana okulu yaşlarımda, şimdiyse hem gülerek, hem de gözümde bir damla yaşla okudum bu yazıyı! Harika bi anlatım, yüreğinize sağlık, çok begendim...
YanıtlaSilÇocukluğumuz, duygularımız.. Biliyor musunuz ben de babaannemle izlerdim...
SilBir de bu yazıyı okuyan herkese sormak istiyorum. Sizce mutluğu herkes hak eder mi? Yoksa mutluluk hak edilmesi gerekmeyen birşey midir? Bazen denir ya hani "Sen mutlu olmayı hak ediyorsun. " öyle birsey var mı sizce?
YanıtlaSilBence bu söylem, yani "mutluluğu hak ediyorsun" ya da "etmiyorsun" söylemi sübjektif bir yargıdır, bir dilektir kimi zaman. Bana kalırsa mutluluk, başarı gibi, zenginlik gibi hak edilesi bir şey değil, bir duygu halidir. Dolayısıyla herkes en azından kimi anlarda mutlu olabilir, olmalıdır da..
Silİnsan elinde olmayanlara değil, olanları düşünürse gayet mutlu olabilir:)
SilYazıyı okuyunca duygulandım ben de. Çok güzel yazmışsınız. Çok sevdiğim ve beni etkileyen bir çizgi filmdi. Bulup da tekrar seyredesim geldi :)
YanıtlaSilBir ara Tivibu'nun kayıtlarında vardı, 40 bölümü 2-3 günde izlemiştim:) Hiç bıkılmıyor gerçekten de:)
SilYorumunuz için teşekkür ederim:)
en sevdiğin çizgifilmlerden biri hatta heidi'nin frankfurt'a zorla götürüldüğü bölümü her izlediğimde gözüm dolar :( tesadüfen geçen gün bir kanalda rastladım ve o bölüm vardı. kanalın adı kidz tv'ydi. ben akşam 9da rastlamıştım :)
YanıtlaSilBir ara tivibu'nun kayıtlarına 40 bölüm koymuşlardı, iki gün boyunca izlemiştim ben de :)
Silöyle mi? heidi 52 bölüm değil miydi yalnız? olsun yinede hasret çekmiş oldunuz. bence çok sevindim heidi'nin başlamasına. yeni çizgifilmler eskilerin yerini malesef tutmuyor. bende oturdum yeğenimle izledim oda çok beğendi. sabahları da arı maya varmış aynı kanalda.
Silinsanın çocukluğu gibi var mı:)
Silöyle. eskiden planet çocuk'ta taş devri,jetgiller vs vardı. ama sonraları bozdular. şimdi heidi ve arı maya başlıyor kidz tv'de. haliyle yeni adresimiz :) ara sıra çizgifilm kanallarını takip etmek lazım. ay savaşçısı'da başlıyormuş aynı zamanda onuda dün akşam keşfettim :)
SilŞu kidz tv, tivibuda var mı acaba, heveslendim şimdi, haftasonu kahvaltıya denk gelse ne güzel olur :)
Silevet tivibuda varmış :D arı maya sabah 8 buçukta başlıyormuş ama heidi'yi ne zaman açsanız görürsünüz kanalda. ay savaşçısı'da akşam 9 gibi başlıyor.
SilTeşekkürler, hafta sonum şenlenecek sayenizde :)
SilGerçekten tüm zamanların en güzel çizgi dizisi. Bizim drama dizileri bişe Heidi'deki dramanın 10'da 1'ini karşılamıyor. İnsan çizgi diziye ağlar mı ya :( Özellikle her yaştan kişinin izleyecebileceği bir çizgi dizi. Tam olsa sa izlesek demiştim ki arkadaşın Kidz TV'de yayınlandığını söylediği mesajı gördüm.
YanıtlaSilHeidi 1,diğeri de Pinokyo idi. Masallardaki Polyanna hikayesi gibi değildi çizgi dizisi. Heidi gibi dramlarla doluydu. Bu klasiklerinden mutlaka TV'de yayınlanması gerekiyor. Bugün yayınlanan Ben10,Winx Club,Sürekli Dizi vs gün gelir unutulur ama Heidi izleyenlerş tarafından hiç bir zaman unutulmayacak. Ki unutulmamış da 70lerin sonunda yayınlanırdı bugün bakıyorum hala Heidi popileritesini koruyor :)
Tüm zamanların en güzel çizgi dizisi bence de, çünkü içinde duygular var, sevgi var, keşke bu tür filmler dizilerle büyüse çocuklar...
SilHeidi, Şeker Kız,Ay Savaşçısı çocukken bizi mutlu ederdi. Şeker Kız'ı değil de diğerlerini Kidz tv de görüyorum, kızımla izliyoruz ^^
YanıtlaSilŞahane, mutluluk bulaşıcıdır üstelik. Kızınız şanslı bu güzel öyküleri izleten bir annesi/ babası olduğu için
SilBu Kidz Tv'yi benim de bulmam lazım. Kendim için :)
Yanlış yazmışsınız Clara hastalandığında Heidi dışarıya su doldurmaya gitmedi. Claranın babası heididen buz gibi bir soğuk su istedi heidide mutfaktan doldurdu fakat su soğuk değildi bu nedenle dışardaki çeşmeye gitti soğuk su doldurmak için
YanıtlaSilBöyle duygu dolu bir yazıya "yanlış yazmışsınız" şeklinde 'buzz' gibi bir yorum yazmanıza ne gerek vardı🤗Çeşmeden akan suyu beğenmedi Heidi, çünkü dağlarının buz gibi suyunu arıyordu. Yani aslında aynı şeyi söylüyoruz sizinle. 🤗
Sil